• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II. ULUSLARARASI FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI’NIN

2.3. Uluslararası Muhasebe Standartlarının Doğuşu ve Önemi

2.3.3. Türkiye’de Muhasebe Standartları ve Uluslararası Standartlara Uymaya

Türkiye’de uygulanan muhasebe düzenlemeleri tarihsel olarak incelendiğinde, 1930-1950 yılları arasında Fransız ve Alman, son yıllarda da Amerikan muhasebe sistemlerinden etkilendiği gözlemlenmiştir.

1950 yılında çıkartılan Vergi Usul Kanunu (VUK), 1961 yılında üzerinde çeşitli değişiklikler yapılarak 213 sayılı VUK oluşturulmuştur ve günümüzde kullanılan vergi kanunudur. Bu kanunun kabulü ile vergi muhasebesi anlayışı egemen olmuş, işletmeler için rapor edilmesi gereken en önemli sonuç, vergiden önceki kâr veya vergi matrahı olmuştur80

. 1950-1981 yılları arası muhasebe uygulamaları açısından vergi muhasebesi dönemi olarak kabul edilmektedir.

1968 yılında İktisadi Devlet Teşekkülleri (KİT) için Tekdüzen Muhasebe Sistemi yayımlanmış ve 1972 yılından itibaren genel muhasebe esasları uygulanmaya başlanmıştır. Ancak, hem uygulamada karşılaşılan güçlükler ve eksiklikler hem de özel sektörde uygulama imkanının olmaması sebebiyle, o zamanın ihtiyaçlarına göre gereken değişiklikler yapıldıktan sonra 1987 yılında tekrar yayımlanmıştır. Bu çalışma, başta KİT’ler için zorunlu olsa da, sonraları özel sektör tarafından da benimsenerek Türkiye’de muhasebe sisteminin gelişmesinde çok önemli bir rol oynamıştır81. Bu düzenleme, 22 yıl yürürlükte kaldıktan sonra 1993 yılının sonunda uygulamadan kaldırılmıştır.

77 Fortune Global 500 şirketlerinden yarısı UFRS’ye göre raporlama yapmaktadır (www.ifrs.org) 78 www.ifrs.org

79 Selimoğlu, S.K. Dünyadaki Uygulamalarından Hareketle Finansal Raporlama Standartlarının Finansal Tablolar Üzerindeki Genel Etkileri. Anadolu Üniversitesi. İşletme Bölümü:4

80 Akdoğan, N. ve Tenker, N. 2007. Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri. 12.Baskı, Gazi Kitabevi 81 Akdoğan, N. ve Tenker, N. 2007. Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri. 12.Baskı, Gazi Kitabevi

36

1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu çıkarılmış, 1983 yılında ise SPK kurulmuştur. Kurulun amacı, kamunun aydınlatılması için gerekli düzenlemelerin çıkartılması ve uygulanmasını sağlamaktır. Kurul, 1984 yılından itibaren yayımladığı çeşitli tebliğler ile halka açık şirketlerin muhasebe kayıt ve raporlama düzenlemelerine ışık tutmuştur82

.

1958 yılında kurulan Bankalar Birliği, 1987 yılında yeni Bankalar Kanunu’nu yürürlüğe koymuştur. Bu kanunun 8. Bölümünde bankaların muhasebe uygulamaları ile ilgili hükümler yer almaktadır83. Bankalar Birliği, Hazine ve T.C. Merkez Bankası’nın beraber yaptığı çalışmalar neticesinde hazırlanmış Tekdüzen Hesap Planı (THP), Bankalar Mevzuatı ve T.C. Merkez Bankası Düzenlemeleri içinde yer alan kurallar Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar için muhasebe düzenlemelerine yön vermiştir.

1990 yılında Maliye Bakanlığı’nın öncülüğünde Türkiye’deki tüm işletmeleri bağlayıcı nitelikte tek elden yayımlanacak muhasebe standartlarını hazırlamak üzere bir Komisyon kurulmuştur. Komisyonun çalışmaları neticesinde, 1992 yılında Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği yayımlanmıştır. Bu Tebliğ, AB ülkelerindeki muhasebe uygulamaları hükümlerine uygun olarak hazırlanmıştır. Finans sektörü hariç tüm işletmeler için, bu Tebliğ’in şartlarına uyulması 1994 yılından itibaren zorunlu olmuştur. Bu

düzenleme ile getirilen Tekdüzen Muhasebe Sistemi, ülkemizde muhasebe

uygulamalarında bir örnekliği sağlamış ve tüm işletmeler için aynı dilin konuşulması imkanını yaratmıştır84

. Türkiye’de Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nin kabulü, muhasebe uygulamalarının standartlaştırılması yönünde çok önemli bir gelişmedir. Çünkü, bu sistem AB’nin 4.Yönergesi’ne uyumlu olarak hazırlanmıştır.

Ülkemizde, muhasebe mesleğini düzenlemek için çıkarılan 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ile muhasebe standartlarını düzenleme ihtiyacı artmıştır85

. Muhasebe standartlarına duyulan ihtiyacı gidermek amacıyla muhasebe ilgi gruplarının katılımıyla 9 Şubat 1994 tarihinde Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun (TMUDESK) kurulması, ülkemizde muhasebe standartları açısından atılan en önemli adımlardan biri olmuştur.

82 Kocamaz,H. Uluslararası Muhasebe Standartları’nın Dünya’da ve Türkiye’de Oluşum ve Gelişim Süreci:115 83 Kocamaz,H. Uluslararası Muhasebe Standartları’nın Dünya’da ve Türkiye’de Oluşum ve Gelişim Süreci:115 84 Akdoğan, N. ve Tenker, N. 2007. Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri. 12.Baskı, Gazi Kitabevi 85 Başpınar, A. Türkiye’de ve Dünya’da Muhasebe Standartlarının Oluşumuna Genel Bir Bakış. Maliye Dergisi:50

37

TMUDESK, IFAC üyesidir. Bu nedenle oluşum biçimi ve çalışma şekli UMSK’ninkine uygun olarak gerçekleştirilmiştir86

. Kurulun amacı, Türk ekonomisi ve işletmelerinin yapısı ile gereksinimlerini göz önünde bulundurarak, uluslararası muhasebe standartlarına uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları’nı yayımlamaktır87

. TMUDESK, 1996-2001 yılları arasında toplam 19 adet TMS yayımlamıştır. Ancak bu standartlar, yaptırım zorunluluğu olmadığı için yeterli kullanım alanı bulamamıştır.

1999 yılında TMSK’nın kurulması ile TMUDESK’in görevleri ve yaptığı çalışmalar bu Kurul’a devredilmiştir. Ancak, TMSK’nın muhasebe standartlarının belirlenmesinde tek yetkili kuruluş olarak fiilen faaliyete geçmesi, Kurul’un 07.03.2002’de ilk toplantısını yaptıktan sonra, buna ilişkin kararın 14.04.2002 tarih ve 24726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile gerçekleşmiştir.

2002 yılında ülkemizde yaşanan ve bankacılık sektörünü olumsuz etkileyen finansal krizin arkasından sektörü yeniden düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankaların yılsonu finansal tablolarının uluslararası muhasebe standartları ile uyumlu olmasını sağlamak amacıyla, 18 adet Tebliğ içeren Muhasebe Uygulama Yönetmeliği’ni çıkarmıştır. Ancak, Kurum, TMSK’nın kurulması ile 2006 yılında Tebliği yürürlükten kaldırmış ve TMS’lerin kullanılması gereğini bildirmiştir.

TMSK, Türkiye’nin AB uyum sürecine girmesi, küreselleşme ile Türk şirketlerinin dünya piyasalarında yer alması, finansal kaynaklara daha kolay erişebilmesi, yabancı yatırımcıların Türkiye’yi potansiyel yatırım aracı olarak görmeye başlaması ve sermaye piyasalarında karşılaştırma imkanı sağlayan, nitelikli finansal bilgi üreten muhasebe standartları oluşturulması gereğiyle, Türkiye Muhasebe Standartları’nın Uluslararası Muhasebe Standartları ile uyumlu olması ilkesini benimsemiş ve UMSK ile yapılan telif sözleşmesinde, UMS/UFRS setini aynen Türkçe’ye çevirerek Türkiye Muhasebe Standardı/Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TMS/TFRS) olarak yayımlama hakkını almıştır.

86 Kocamaz,H. Uluslararası Muhasebe Standartları’nın Dünya’da ve Türkiye’de Oluşum ve Gelişim Süreci:116 87 Bostancı,S. Küreselleşen Muhasebede Standartlaşma ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu:7

38

TMSK, bugüne kadar, Kavramsal Çerçeve dışında, 41 adet TMS kodlu ve 12 adet TFRS kodlu muhasebe standardı yayımlamıştır88. TMSK, TFRS Seti’ni yayımladıktan sonra 2 Kasım 2011 tarihinde, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu olarak yeniden yapılandırılmıştır.

SPK, 15.11.2003 tarihinde yayımlayıp, 01.01.2005 tarihinden sonra sona eren ilk ara dönem finansal tablolar için geçerli olmak üzere uyulması zorunlu olan Seri:XI, No:25 Tebliği'ni, güncel UMS/UFRS'ler, AB'nin finansal raporlamaya ilişkin düzenlemeleri, TMSK tarafından yapılan çalışmaları göz önünde bulundurarak yürürlükten kaldırıp, AB mevzuatı ile tamamen uyumlu Seri:XI, No:29 "Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği" 09.04.2008 tarih ve 26842 sayılı Resmi Gazete'de yayımlayarak yürürlüğe koymuştur. Yeni Tebliğ ile, borsa şirketleri, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri ve bu işletmelerin bağlı ortaklık, iştirak ve iş ortaklıkları için, 01.01.2008 tarihinden itibaren AB tarafından kabul edilen haliyle UMS/UFRS’lere denk TMS/TFRS’leri esas almıştır. Bu gelişme, ile Türkiye’deki halka açık şirketler de dünyadaki borsa şirketleri ile uyum içinde olmuştur.

TMS/TFRS’lerin ülkemizde geniş çaplı uygulama alanı bulması ve uygulamada birlik sağlanmasına ilişkin en önemli gelişme 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu (TTK) olmuştur. Bu Kanun çerçevesinde, bağımsız denetime tabi olmayan şirketler vergi kanunları uyarınca finansal tablolarını oluşturacaklardır. Bağımsız denetime tabi olma kriterlerine bakılırken de vergi kanunları uyarınca oluşturulan tablolar dikkate alınacaktır. Ancak, yeni TTK uyarınca, bağımsız denetime tabi olan şirketler, TMS uyarınca finansal tablolarını düzenleyecek ve bağımsız denetimden çıkma kriterlerine bakılırken de bu kez TMS uyarınca oluşturulan finansal tablolara bakılacaktır89

.

Benzer Belgeler