• Sonuç bulunamadı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Uygulamaları

Merkez bankalarının ekonomide herkes tarafından kabul edilen özelliği, “ulusal parayı basmadaki tekel yetkisi”dir. Merkez bankasının bastığı paranın tedavülü; iç ve dış değerinin istikrarından ve dev-letin ödeme aracı olarak onu kabul etmesinden kaynaklanır. TC Merkez Bankası Türkiye'de banknot

ihracı imtiyazına münhasıran sahip ve bu Kanunda yazılı görev ve yetkileri haiz olmak üzere "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" unvanı altında anonim şirket olarak kurulmuştur. Bu Kanunda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası “Banka" olarak ifade edilmiştir ve Kanunda sarahat bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir.

Merkez bankalarının en önemli yükümlülüğü; bastıkları, piyasaya ihraç ettikleri ulusal para, emisyon-dur. Merkez bankaları için sermaye büyük öneme sahip değildir, çünkü para basma güçleri sermayele-rini önemsiz hale getirmektedir. Merkez bankaları yarattıklar kaynaklar, emisyon ile devlet ve banka sektörüne kredi verir. Merkez bankalarının devlete kredi vermesi kısıtlanmakla birlikte bankacılık kesimine kredi vermesi daha az sınırlamaların konusudur. Devlet piyasa faiz oranlarına karşı duyarsız-dır, faiz oranları devletin mali açığının düşürülmesi ya da arttırılması konusunda etken olamamasına karşılık, kar amaçlı hareket eden bankacılık sektörü, merkez bankasından ancak kaynakları karlı kulla-nabilecek ise borç alır. Bu da merkez bankasına faizler yoluyla bankacılık kesimini kontrol etme gücü verir. Merkez bankalarının bir görevi de bastıkları ulusal paranın dış değerinin istikrarını sağlamak, ulusal para üzerindeki spekülasyonları önlemektir118. Bu amaçla merkez bankaları uluslararası kabul görmüş araçları ve diğer merkez bankalarının bastıkları paraları rezerv olarak bulundururlar. Altın ve yabancı paraları, kendi bastıkları paralar karşılığında satın alırlar ya da sermaye olarak kendi sermaye-darları tarafından verilir. Merkez bankalarının ulusal parayı basma tekelleri onlara son ödeme mercii

“lender of last resort” özelliği de sağlamaktadır. Ticari bankalar aralarındaki para alış verişlerini mer-kez bankasındaki hesapları yoluyla gerçekleştirirler

Merkez Bankalarının bilançolarında pasif kalemler, merkez bankalarının diğer kesimlere olan yüküm-lülüklerini gösterir. Merkez bankaları bilançolarının yükümyüküm-lülüklerini değiştirerek ekonominin likidi-tesini ayarlarken bunları hangi kanallarla yaptıkları aktif kalemlerinde görülmektedir. Merkez bankala-rı aktiviteleriyle kendi bilançolabankala-rını değiştirir ve bunu yaparken de bankalabankala-rın rezervlerini, dolayısıyla bankaların bilançolarını, bankaların kredi kullandırabileceği kaynakları değiştirir, kredi miktarlarını ve maliyetlerini etkilerler. Etkin bir para politikasının yürütülebilmesi, Merkez Bankası‘nın “bilanço büyüklüğünü ve bileşimini denetleyebilmesi” yle mümkündür. Ve parasal denetimin etkinliği ise Mer-kez Bankası’nın elinde serbestçe kullanabileceği faiz ve likidite araçlarının olmasını gerektirir. Faiz araçları; Merkez Bankası’nın kendi aktiflerine serbestçe faiz uygulayabilmesi, APİ-açık piyasa işlem-leriyle kısa vadeli faizleri yönlendirmeleri olarak ifade edilebilir. Likidite araçları ise Merkez Banka-sı’nın bilanço aktiflerini serbestçe kontrol edebilmeleri, vade yapılarının kısa sürede tasfiye edilebil-melerine olanak tanıyacak kadar kısa vadeli olmalarıdır 119.

Para politikası; devletin direkt olarak kontrol edebildiği bir değişken olan para arzını değiştirme yoluy-la ekonomik performansı değiştirmeye teşebbüs etmesidir120. Eğer değişkenler arasında direkt ve hü-kümetler tarafından kontrol edilebilecek bir ilişki yoksa, para politikası önemini kaybeder çünkü amaçların başarılmasını sağlayacak etki gücü yoktur. Yani merkez bankalarının; alacağı para politikası kararlarının ekonomi üzerindeki etkileri ve bu etkilerin ne kadar sürede ve ne büyüklükte ortaya çıka-cağı ile ilgili fikirlerinin olması gerekir. Parasal aktarım mekanizması yoluyla alınan para politikası kararlarının geniş anlamda ekonomiyi, dar anlamda fiyat seviyesinin etkilenme süreci olarak tanımla-nabilir. Aktarım mekanizması karmaşık bir süreç olup piyasaların, firmaların, hane halkının davranış ve bekleyişlerinin de belirleyici olduğu bir mekanizma olduğundan tam olarak anlaşılması güçtür.

Merkez Bankalarının banka ve banka dışı kesimlere olan yükümlülüklerini değiştirmek yoluyla iktisa-di faaliyetleri etkileyebilme, seyirlerini değiştirebilmeleri olarak tanımlanabilen para politikası, ulusal ekonominin ekonomik aktivite düzeyi ile uyumlu likiditeyi sağlama sorunudur.

Para politikaları ve ekonomi arasındaki ilişki, rezerv piyasasında oluşur. Merkez bankaları, bankaların bu piyasalarda rezerv/ fon arz ve talebini etkileyerek para politikalarının etkilerini ekonominin diğer alanlarına iletir. Rezerv piyasalarının yapısı ve fonksiyonlarının açıklığa kavuşturulmasıyla para poli-tikalarının ekonomi ile ilişkilerinin anlaşılması kolaylaşır. Para otoritesinin dışında, sistemde rezerv

118 Kumcu, Eğilmez

119İskenderoğlu, “

120 Rukstad,

arzını etkileyen pek çok faktör mevcuttur. Bu faktörler arasında en önemlisi banka olmayan kesim halkın ellerinde ne kadar nakit tutacaklarına karar vermesi ve merkez bankasındaki Hazine’nin nakit balansıdır. İş sektöründe nakit talebinde kaymalar, ücret ödemeleri ve tatil harcamaları gibi mevsimlik faktörler para talebini değiştiren nedenlerdir. Nakit hareketlerinde kısa vadeli değişiklikleri merkez bankaları tahmin edebilir ve nakit talebindeki kaymaları APİ kanalıyla dengeleyebilirler. “Discount window”/ merkez bankasından borçlanma olanağı ile ekonominin nakit ihtiyacı merkez bankası tara-fından karşılanır. Bankalar merkez bankasından, bankalararası para piyasasından kaynak sağlayabilir-ler. “Discount window”/ Türkiye’de reeskont olanağı, APİ, mevduat munzam karşılıkları gibi para politikasının enstrümanlarındandır. Reeskont oranları ya da iskonto oranları, genişleyici para politika-larında düşük, daraltıcı para politikası uygulamapolitika-larında yüksek belirlenir.

Merkez bankaları para politikalarını yürütürken, projeksiyonlarla reel ekonominin büyüme çizgisi doğrultusunda ekonominin ihtiyaç duyduğu para stoku hakkında; enformasyon ve istatistikler kanalıy-la, ekonominin fon arz ve talebi konusunda bilgi sahibi olurlar. Toplam rezervler; rezerv gereksinimi ve aşırı rezervlerden meydana gelir. Rezerv gereksinimi mevduatların bir yüzdesi olan rezerv gereksi-nim oranı doğrultusunda mevduatların üzerinden tahakkuk ettirilerek merkez bankasına yatırılan fon-ları, zorunlu karşılıkları /“mevduat munzam karşılıkları”nı ifade eder.

. Mevduatların bir oranı olan rezerv gereksinim oranı/ zorunlu karşılıklar, bankaların merkez banka-sında tuttukları fonlardır. Rezerv gereksinimi/ zorunlu karşılıkların temel mantığını; “çekilen fonlar için güvence sağlamak” oluşturmakla birlikte bu mantık zaman içinde değişme göstermiş, rezerv ge-reksinimi para stokunun belirlenmesinde kullanılan araçlardan biri olmuştur. “para arzı”, para otorite-si merkez bankasının regülasyonları, düzenlemeleri ve aktivitelerinden, bankacılık sektörünün davra-nışlarından ve banka olmayan hane halkının davradavra-nışlarından etkilenir.

Merkez Bankası ile bankalar arasında bulunan ve Merkez Bankası Bilançosu’nu geniş paraya bağlayan ilişki, munzam/ zorunlu karşılık ve disponibilite’den doğmaktadır. Munzam karşılıklar/ rezerv gerek-sinimi ve disponibilite oranı doğrultusunda (disponibilite belirlenmesi, sermaye yeterlilik oranı belir-lenmesi olarak BDDK’nın yetkisine bırakılmıştır) bankacılık kesiminin fonlarının bir kısmı kaydi para yaratma tabanından çekilmektedir. Para arzının yaratılmasını kontrol etme araçlarının bir kısmını teş-kil eder, bu nedenle merkez bankaları yapmış oldukları düzenlemeler, regülasyonlara bankaların uyup uymadıklarını yakından takip ederler.

T.C.M. B. kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun Kanun No. 4651 Kabul Tarihi:

25.4.2001 ile yeniden düzenlenen Reeskont uygulamaları, para politikasının enstrümanlarından biri-dir ve bankaların açtıkları krediler karşılığı aldıkları senetleri Merkez Bankası’na götürerek bunlar karşılığında kısa vadeli kaynak ihtiyacını karşılamaları şeklinde çalışır121. 1990’lı yıllara kadar rees-kont “selektif kredi politikasının bir aracı” şeklinde kullanılmış, bankacılık sektörünün denetimi ama-cıyla kullanılmamıştır122. Türkiye’de reeskont oranlarının saptanması 1211 sayılı Kanun’un 22. mad-desinin II/c.fıkrasına göre, Merkez Bankası Meclisinin görevleri arasındadır. Banka bunları saptarken hiçbir kuruluşa danışmak zorunluluğunda değildir.

121MADDE 3. – 1211 sayılı Kanunun (II) numaralı Kısmının (II) numaralı Bölümünün başlığı “Banka Meclisi ve Para Politi-kası Kurulu” olarak ve 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 22. – Banka Meclisi;

a) Para politikası stratejisi ve enflasyon hedefi doğrultusunda uygulanabilecek para politikasına ve kullanılabilecek para politikası araçlarına ilişkin kararların alınması,…..

c) Açık piyasa işlemlerine, döviz ve efektif işlemlerine, reeskont ve avans işlemleri ile reeskont ve avans faiz oranlarına, zorunlu karşılıklara ve umumi disponibiliteye, diğer para politikası işlemleri ve araçlarına, ülke altın ve döviz rezervlerinin yönetimine ilişkin usul ve esasların tespiti ile gerekli düzenlemelerin yapılması,………

122 İskenderoğlu

TCMB’nin Kârını Dağıtması

Benzer Belgeler