• Sonuç bulunamadı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

T.C.Merkez Bankası, 11 Haziran 1930 tarih 1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile kurulmuştur. 3 Ekim 1931 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın işe başlamasıyla piyasadaki 158.748.563,60 liralık evrakı nakdiyenin sorumluluğunu üstlenmiş, o tarihten itibaren tedavülde devlete ait kağıt para kalmamıştır93. Merkez Bankası, 1341 tarih ve 701 sayılı Kanunla, Devletçe çıkarılmış olan 158.748.563 liralık kağıt parayı üzerine almış, buna mukabil Devlet, Banka’ya senelik % 1 faizli 158.748.563 liralık Hazine bonosu vermiş94, kendi kanununun beşinci madde 3.fıkrasıyla mecburi tedavüle tabii olduğunu beyan etmiştir.

Paranın istikrarının altına bağlanmasıyla sağlanacağı düşüncesi doğrultusunda Kanun Vazıı’nın evrakı nakdiyenin ileri tarih-lerde altın ile ödeneceği ifadesi, altın sisteminin tesis edildiğini göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti, 1929-30 Dünya Krizi’nin yarattığı problemler nedeniyle nakit alanındaki pasif rolünü bırakarak, eko-nominin gelişebilmesi için para -kredi sistemine olan gereksinimi yüzünden 11 Haziran 1930 tarih 1715 sayılı Kanun ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı kurmuştur. Kanun, Bankanın ülkenin ekonomik gelişimindeki rolünü açıkça belirte-rek TCMB’ndan beklenen görevi ve bunun içeriğini açıkça belirtmiştir95. Banka, 30 sene süreyle banknot emisyon inhisarı-tekeli hakkına sahiptir, imtiyaz müddeti ortaklar umumi heyetinin teklifi ve hükümetin tasvibiyle uzatılabilir96. Türk lirasının istikrarı 1929 yılı buhranının başlangıcı sırasında çıkartılan “Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu”nun çıkartılmasıyla sağlanmış, 1 Sterling = 10.30 TL olarak belirlenmiş ve bu paritenin sürdürülebilmesi için döviz piyasasının geçici olarak kontrol altında tutulması görevi bankalar konsorsiyumuna devredilmiştir97.

Merkez bankaları, özel veya devlet kuruluşu olsun, banknot çıkarma imtiyazına sahiptir. Bu imtiyaz devlet tarafından verilmiş ve bir takım yükümlülükler de yüklenmiştir. Getirilen yükümlülükler; 1.çok karlı kuruluşlar olan merkez bankalarının karlarını almaktır, 2. Banka üst yönetimini devletin tayin etmesidir.

Merkez Bankası, Hükümetle birlikte ulusal paranın iç ve dış değerini korumak için gereken tedbirleri alır, döviz kurunu yönlendirir, ekonomideki para miktarını ayarlar, bunun için bankaların kredi ve mevduatlarıyla ilgili düzenlemeleri yapar, ayrıca Hükümetlere mali ve ekonomik konularda danışman-lık yapar, hükümetlerin iç ve dış para işlemlerine yardım eder, hazinedar görevini yürütür.

Para arzının reel üretim düzeyini karşılayan bir oranın üstüne çıkması, talep baskısına neden olarak enflasyona yol açar ya da reel üretimin alım satımını karşılayacak oranın altında kaldığında deflasyona yol açarak ekonomide durgunluğa neden olur. Paranın fiyatı faiz’i, dövizin fiyatı kur’u ayarlamak, krizleri atlatmak, istikrarın sağlanması para otoritesi98 olan Merkez Bankası’nın elindedir, basiretine bağlıdır. Politikacılara bağımlılığı hareketlerini sınırladığından enflasyonist eğilimlere girmesine ne-den olur.

14.1.1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ’nda 25.4.2001 tarihin-de 4651 numaralı kanunla tarihin-değişiklikler yapılmış, (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunun-da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No.4651 Kabul Tarihi: 25.4.2001) Kanunun 4.

maddesi, 4651 sayılı kanunun 1.maddesi ile değiştirilmiştir.

“MADDE 1.- 14.1.1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

93 Sanus,

94 Truchy

95 Sanus

96 Truchy

97J. Dobretsberger

98Ercan Kumcu

Madde 4.- Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler.

Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler.

Bankanın temel görev ve yetkileri şunlardır:

I- Bankanın temel görevleri;

a) Açık piyasa işlemleri yapmak,

b) Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tespit etmeye yönelik kur rejimini belirlemek, Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki değerinin belirlenmesi için döviz ve efektiflerin vadesiz ve va-deli alım ve satımı ile dövizlerin Türk Lirası ile değişimi ve diğer türev işlemlerini yapmak,

c) Bankaların ve Bankaca uygun görülecek diğer malî kurumların yükümlülüklerini esas alarak zo-runlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirlemek,

d) Reeskont ve avans işlemleri yapmak, e) Ülke altın ve döviz rezervlerini yönetmek,

f) Türk Lirasının hacim ve tedavülünü düzenlemek, ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutaba-kat sistemleri kurmak, kurulmuş ve kurulacak sistemlerin kesintisiz işlemesini ve denetimini sağlaya-cak düzenlemeleri yapmak, ödemeler için elektronik ortam da dahil olmak üzere kullanılasağlaya-cak yöntem-leri ve araçları belirlemek,

g) Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak,

h) Malî piyasaları izlemek,

ı) Bankalardaki mevduatın vade ve türleri ile özel finans kurumlarındaki katılma hesaplarının vadele-rini belirlemektir.”

Bu kanun değişikliğiyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası;

• bağımsız hale getirilmiş,

• fiyat istikrarına öncelik verilerek diğer iktisat politikası amaçları için fiyat istikrarının bozul-masının önüne geçilmiş,

• politikacılarla olan bağımlılık ilişkisi kaldırılmıştır.

Merkez bankalarının bağımsızlığı; hükümetlerin sorumsuz, hesapsız, popülist ve enflasyonist yöneliş-lerini frenleyen, onları terbiye eden, partizanların değil teknisyenlerin yönetiminde bir aygıtın oluştu-rulması amacından kaynaklanmaktadır. Özerk bir merkez bankası, para politikalarının yönetiminde hükümetleri devre dışı bırakmaktadır.

Para politikasının hedefi, uzun zamandır yurt içi ve dışında; büyüme, istihdam ve ödemeler dengesini belli bir dengede tutmak ve de fiyat istikrarı olarak tanımlanmıştır.

Büyüme ve istihdamı yüksek tutmak para politikasının hedefi olarak alındığında; para politikasının ara hedefi, ara enstrümanı faiz oranlarıdır. İç faiz oranlarının büyüme ve istihdama yardımcı olacak sevi-yede tutulması amaçlanır. Merkez Bankası faiz politikasını, özellikle piyasa şartları altında faiz oranla-rının büyümeye yardım edici seviyeye gelmesine kadar para basarak yürütür. Piyasaya likit çıkararak ta, hazine ve diğer devlet kağıtları üzerinde faiz oranı hedefi oluşturarak99, açık piyasa işlemleri yoluy-la faiz oranının istenilen düzeyi sağyoluy-lanarak da yürütür. Büyüme ve istihdamda önemli oyoluy-lan reel faiz-lerdir. Merkez Bankası politikalarıyla sadece nominal faizleri etkiler. Burada değinilmesi gereken nokta, otoritelerin nominal faizleri kontrol edebiliyorken hane halkının harcamalarla ilgili kararlarını reel faiz oranlarına göre veriyor olmalarıdır100. Para arzının fazla genişletilmesi sonucu oluşan enflas-yon reel faizleri düşürücü yönde hareket eder, mevduatın düşmesine ve bu nedenle de bankacılık

99 McCallum ve bkz Froyen

100H.R.Vane ve.

törünün yarattığı kaynağın/ kaydi paranın düşmesine yol açarak sonuçta ekonomide istenilen düşük faizli bol kredinin gerçekleşmemesine, enflasyonun oluşmasına yol açacaktır101.

Ödemeler dengesi amacını ele aldığımızda, ödemeler dengesinin ara hedefi kurlardır. Burada da Mer-kez Bankası kurların belirlenmesi için dövizin fiyatını piyasaya para çıkartarak belirler. Kurların, milli paranın değerinin düşürülmesi gerekiyorsa Merkez Bankası, aynı dövize daha yüksek ücret ödeyerek kurları yukarı çıkartabilir. Uzun vadede merkez bankaları, kurların sürekli yükselmesini sağlayabilir, dış ticareti bu yolla sürekli teşvik edebilir. Fakat bu para çıkarmanın sonucunda enflasyon da yüksele-cektir. Gerek büyüme ve istihdam gerekse ödemeler dengesi hedef alındığında politikanın gidişat tan-dansı paranın genişlemesi yönünde ve enflasyonist olacaktır102.

Merkez bankaları fiyat istikrarını hedeflediğinde, fiyat istikrarının ara hedefi parasal büyüklüklerdir.

Yani merkez bankaları piyasadaki parayı kontrol ederler. Merkez bankaları uzun vadede ne ödemeler dengesi denkliğini, ne de büyüme hedefini sağlayabilirler. Bunlar reel ekonomik aktiviteden kaynak-lanan, merkez bankasının kontrolü altında olmayan olaylardır103. Fakat merkez bankaları bu hedeflerle uyumlu para politikaları yoluyla bu hedeflerin tutturulmasına yardım eder. Çünkü reel aktiviteyi bes-leyecek bir para hacminin ekonomide bulunmaması ekonomik durgunluğu getirecektir. Fiyat istikrarı-na yönelik politikalar 5 yıl veya daha uzun vadeli olmak zorundadır. Uzun vadeli hedeflerin içinde kalmak şartıyla merkez bankalarını “kısa vadede endişelendiren kur ve faizlerde günlük oynamalara karşı olan hassaslıkları onları mümkün olduğu kadar düzeltme eğilime girmelerine yol açar”. Kısa vadeli hedeflere ulaşırken orta vadeli hedeflerden kolaylıkla sapma göstermek mümkün olduğundan dikkat edilmesi gerekir.

1970 yılından beri Banka genel müdürleri Merkez Bankası Başkanı veya aynı anlama gelmek üzere Guvernörleri olarak adlandırılmaktadır. 25.10.1990 tarih, 3670 sayılı kanunla yapılan değişiklikle Başkan-guvernörler, Bakanlar Kurulu kararıyla beş yıllık bir süre için maliye, iktisat ve bankacılık alanlarında yüksek öğretim görmüş, bilgi ve tecrübeye sahip olanlar arasından seçilirler. Başkan-guvernör, en yüksek icra amiri sıfatıyla Banka’yı sevk ve idare, yurt içi ve dışında temsil eder. Merkez Bankası Başkanları içeride olduğu kadar dışarıda da çok büyük sorumluluklar taşırlar. Türkiye’yi dün-ya para pidün-yasalarında ve finans çevrelerinde temsil ederler. Guvernörlük; dış dündün-yada ülke başkanları, başbakanları yanında ülke merkez bankalarının başkanlarının da adının geçtiği, merkez bankalarının gerçek bağımsızlıklarının göstergesi104 olan uzun süreli bir görevdir105.

T.C. Merkez Bankası Hesapları

Finansal muhasebe kapsamında toplanarak işlenen iş olguları, genel kabul görmüş muhasebe stan-dartları doğrultusunda defterlere kaydedilir ve belirli dönemlerde ilgililere sunulmak üzere finansal tablolara dönüştürülür. Finansal tablolar; temel finansal tablolar olarak bilanço ve gelir tablosu, ek finansal tablolar olarak; satışların maliyeti tablosu, fon akım tablosu, nakit akım tablosu, kar dağıtım tablosu, özkaynaklar değişim tablosu’dur. Üretim maliyeti tablosu, dağıtılmamış karlar tablosu da ikincil derecede destekleyici, tamamlayıcı tablolar olarak kabul görmektedir106. Bu içerikte bilanço, kurumun belli bir tarihteki varlık ve özkaynaklarını, diğer bir ifadeyle kurumun belli bir andaki varlık-larını ve bu varlıkların kaynak durumunu, nasıl finanse edildiğini gösteren, muhasebe varlık ve ilkele-rine göre oluşturulmuş çift yanlı bir çizelgedir.

Bilanço, bir işletmenin belli bir andaki mali durumunu ifade eder. Yani bir işletmenin belli bir andaki kesiti veya enstantane fotografıdır. Bu tanımlar bilançonun statik olduğunu göstermektedir107.

101Rüşdü Saracoğlu

102Rüşdü Saracoğlu

103Rüşdü Saracoğlu

104Alex Cukierman,

105Asaf Savaş Akat

106 Mehmet Emin Arat,

107 Yüksel Koç Yalkın

Bir merkez bankası bilançosu; aktifler/ varlıklar ve pasifler/ yükümlülüklerden oluşur. Varlıklar = yükümlülükler + net değer’dir. Bilanço; spesifik bir zamanda, varlıklar ve yükümlülükler arasındaki ilişkiyi ve ekonomik varlıkların net değerini temsil eden sadece bir aritmetik ifadedir108. Merkez Ban-kalarının muhasebeleri, başka kuruluşlara göre farklılık gösterir. Ticari bankalarda bulunmayan, çok önem arz eden hesapları da içerirler. Bazı banka hesapları da merkez bankasında farklı fonksiyona sahiptir.

Bir merkez bankası bilançosunda yer alan temel kalemler;

Varlıklar Yükümlülükler

--- I. Dış Varlıklar I. Emisyon

Altın II. Banka Mevduatları ve Zorunlu Karşılıklar

Benzer Belgeler