• Sonuç bulunamadı

1.6. Türkiye’de Enerjinin Genel Durumu

1.6.1. Türkiye’deki Başlıca Enerji Türleri

Türkiye’de tüketilen birincil enerjinin %39’u petrol, %27’si doğalgaz, %27’si kömür ve % 13’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır. Enerji tüketiminde ithalatın payı %70 düzeyindedir ve dışa bağımlı bir görünüm sergilemektedir (Bayraç, 2015: 133).

Türkiye yeraltı kaynakları itibariyle enerji fakiri bir ülkedir. Bunun temel sebebi yeraltında bulunan tabakalardaki kırılmalar neticesinde havzaların küçük bölümlere ayrılmış olmasıdır. Örneğin Arabistan’da bulunan bir petrol rezervi 20 km genişliğinde ve uzunluğu 180 km’lik tek bir havza olabilmektedir. Bir kuyu bulunduğunda bunun işletilmesi için ciddi bir yatırım maliyeti gerekmektedir. Rezervin verimliliği bu masrafı karşılamayacak seviyede yetersiz ise bu yatırımdan vazgeçilmektedir (Türkel, 2016). Türkiye jeolojik konumu itibariyle Afrika’nın, Arap yarım adasını sıkıştırması ve Arap yarımadasının da Türkiye’yi sıkıştırması sonucu bu kırılmalar meydana gelmektedir. Bu yüzden Türkiye’de bütüncül bir petrol veya doğalgaz rezervine rastlamamız pek mümkün değildir. Türkiye’de çok az (%8) olmakla birlikte petrol üretimi daha düz ve kaynaklara yakın bir alan olan Suriye sınırında yapılmaktadır.

1.6.1.1. Türkiye’nin Petrol ve Doğal Gaz Görünümü

Günümüz dünya ekonomilerinde enerjinin yeri ve en çok kullanıldığı kaynak olarak da petrol önemini devam ettirmekte, bütün teknolojik çalışmalara rağmen petrole dayalı ekonomi etkisini devam ettirmektedir (Alemdaroğlu, 2007: 33). Türkiye ihtiyacı olan petrolün ancak % 8,3’ünü yurt içinde üretebilmektedir. Gerek ham petrol, gerekse petrol ürünü olarak yapılan toplam petrol ithalatının toplam ithalat içindeki payı ise yaklaşık %7 olarak ye almaktadır (Aydın, 2014: 486).

Türkiye’nin ham petrol üretimi yıllar içinde sabit bir görünüm arz ederken doğal gaz üretimi miktarında çeşitli dalgalanmalar söz konusudur (ETKB, 2017).

Tablo 1-4: Ham Petrol ve Doğal Gaz Üretimi

Kaynak: (ETKB, 2017: 37)

2016 yılında 17,9 milyon varil ham petrol üretimine karşılık 27,6 milyon tonluk bir tüketim gerçekleşmiştir. Diğer taraftan doğal gaz için tüketim miktarı 381,6 milyon m³ olurken, Türkiye’nin doğal gaz tüketimi 46,1 milyar m³ olmuştur.

Tablo 1-5: Ham Petrol ve Doğal Gaz Tüketim

Kaynak: (ETKB, 2017: 38)

1.6.1.2. Türkiye’de Kömür’ün Genel Durumu

Kömür rezervi bakımından zengin olan Türkiye’nin elektrik üretiminde kullanım payının yeterli düzeyde olmadığı görülmektedir. Yüksek nakliye maliyetleri, ithal kömürü pahalı yapması dolaysıyla, yerli üretime son yıllarda öncelik verilmeye başlanmıştır (Çağıl, 2012: 35). Enerji arzı güvenliği bakımından ülkelerin öncelikle sahip olduğu kaynaklara yatırım yapmasının önemi ve gereği Türkiye’nin zengin kömür rezervlerini daha iyi yönetebilmesini zorunlu kılmaktadır.

Türkiye’de taşkömürü, linyit ve asfaltit olmak üzere üç çesit kömür çıkarılmaktadır. Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan kömür rezervlerinin ağırlıklı çıkarıldığı bölgeler aşağıdaki gibidir (Alemdaroğlu, 2008: 58-59):

 Taşkömürü rezervi Batı Karadeniz Bölgemizde (Zonguldak Havzası’nda),

 Asfaltit, Güney Doğu Bölgesinde 80 milyon ton civarında bulunduğu tahmin edilmektedir.

 Linyit ülkenin birçok noktasında çıkarılmaktadır.

2016 yılında Türkiye’de linyit ve taşkömürü üretim ve rezervleri işletildikleri kamu kurumu itibariyle aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Tablo 1-6: 2016 Yılı Kamuya Ait Kömür Rezervi ve Üretim Bilgileri

Kaynak: (ETKB, 2017: 41)

Taş kömürü özellikle demir-çelik sektörü ve termik santrallerde görülen geniş bir kullanım alanına sahip olmasına karşın Türkiye düşük kaliteli linyit kaynağı bakımından daha zengindir (Dogan, 2010: 43). İhtiyacı karşılayacak taş kömürü kaynağının yetersiz olması enerji sektörünü üretim ve yatırım bakımından sıkıntıya sokmaktadır.

1.6.1.3. Türkiye’nin Elektrik Durumuna Genel Bakış

Günümüzde modern enerji formlarına erişim ya da daha güvenli, temiz, ekonomik enerji hatları esasen modern ekonomiyi tanımlar. Elektrik, bu anlamda, modern ekonominin ihtiyaçları ile uyumlu olduğu için kilit öneme sahiptir (GEA, 2012: 389). Elektrik bilgi işlem teknolojilerinden taşımacılığa kadar her türlü işlemi için kullanılır. Ekonomik olması, üretim ve tüketimdeki verimliliği ve en önemlisi kullanım noktasında temizliği ile en başarılı enerji formudur.

Gelişen teknoloji ile birlikte her türlü ekonomik faaliyetin ana girdisi olan elektrik enerjisinin kullanım payı sürekli artmaktadır. Artan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak üzere kullanılan kaynaklar çoğunlukla fosil kaynaklı olmaktadır. Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminde kömür ve doğalgazın payı 2016 yılı itibariyle yaklaşık %67 civarındadır.

Şekil 1-12: 2016 Yılı Türkiye Elektrik Enerjisi Üretiminde Kaynaklarının Payları

Kaynak: Ek 1-1’deki TÜİK verilerinden uyarlanmıştır

Elektrik üretimi ve tüketimi, hayat standardını yansıttığından en önemli göstergelerinden birisi haline gelmektedir. (Kavcıoğlu, 2015: 36). 2010 yılından bu yana Türkiye’de elektrik enerjisi üretimi ve tüketiminde hızla artan bir ivme söz konusudur. Son 7 yılda hem üretim hem de tüketim yaklaşık 60 bin GWh’lik bir artış göstermiştir.

Şekil 1-13: Son 7 Yılda Elektrik Üretimi ve Tüketimi

Kaynak: Ek 1-1 ve Ek 1-2’teki TÜİK verilerinden uyarlanmıştır

Tüm sektörler için önemli bir girdi niteliğinde olan enerjinin kullanım payı başta imalat ve ulaştırma sektörleri olmak üzere; hizmetten inşaat sektörüne, madencilikten turizm sektörüne kadar tüm sanayi sektörü için büyüktür. Bu noktada enerji sektörünün

Kömür 34% Sıvı yakıtlar 1% Doğal gaz 32% Hidrolik 24% Yenilenebilir Enerji ve Atıklar 9%

Kömür Sıvı yakıtlar Doğal gaz Hidrolik Yenilenebilir Enerji ve Atıklar

172 050,6 231 203,7 211.208 274.408 170.000 190.000 210.000 230.000 250.000 270.000 290.000 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Tüketim Üretim

stratejik önemi Türkiye’de ekonomik kalkınmanın sektörler bazında dağılımını etkilediği söylenebilir (Kavcıoğlu, 2015: 42). Türkiye’nin enerji tüketiminde kentleşme, yaşam standartlarının artması ve sanayileşmenin payı önemli rol oynamaktadır. 2016 yılında enerji kullanımı incelendiğinde %47’lik bir oranla Sanayi sektörü başı çekmektedir. Bunu %22 ile mesken kullanımı takip etmektedir (Şekil 1- 14).

Şekil 1-14: Sektörlere Göre 2016 Yılı Türkiye Elektrik Enerjisi Tüketimi

Kaynak: Ek-2’deki TÜİK verilerinden uyarlanmıştır

Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporu 2017 yılında, önümüzdeki 20 yıllık dönem için üç senaryo hazırlanmıştır (Senaryo 1 – Düşük Senaryo, Senaryo 2 – Referans Senaryo, Senaryo 3 – Yüksek Senaryo). Buna göre, yıllık ortalama elektrik talebi artış oranı Senaryo 1 için %3,5, Senaryo 2 için %4,2 ve “Senaryo 3” için %5,3 olarak hesaplanmaktadır.