• Sonuç bulunamadı

3. DEĞİŞEN ŞARTLARA UYARLAMAYLA İLGİLİ TEORİLER

3.6. Türk Hukuku Açısından Durum

Türk hukuku açısından 6098 sayılı kanun m. 138 incelendiğinde hangi teorinin kabul edildiğine dair bir hüküm olmadığı görülecektir. Fakat, Türk hukuku açısından

işlem temeli teorisi kapsamında yorumlanması gerektiği, doktrinde ağırlık kazanmaya

başlamıştır.103 Bununla birlikte, Türk hukuku açısından uyarlamanın dürüstlük kuralı

yanında hangi teorinin benimseneceği tartışması ise sona ermemiştir.104

ss. 191-208, s. 192, Uyar, T. (2000), Yargıtay Kararlarında “Dürüstlük (Objektif İyiniyet) Kuralı” (MK

2/I) ve “Hakkın Kötüye Kullanımı Yasağı” (MK 2/II), Prof. Dr. Seyfullah Edis’e Armağan, İzmir, ss. 439-

465, ss.439-440, Saymen, F. H. (1941), a.g.m., s. 546).

99 Baysal, B. (2019), a.g.e., s. 125.

100 Köprülü, B. (1984), a.g.e., s. 141 vd., Baysal, B. (2019), a.g.e., s. 126, Tile, L. (2018), a.g.e., s. 44, Kulp,

Z. B. (2015), a.g.e., s. 55, Arat, A. (2006), a.g.e., s. 170.

101 Yargıtay 13. HD. 2014/38943 E. ve 2014/39874 K. ile 12.12.2014 tarihli kararı; aynı yönde, Yargıtay

13.HD. 2014/38811 E. ve 2014/39872 K. ile 12.12.2014 tarihli kararı, Yargıtay 13. HD. 2014/48085 E. ve 2015/12546 K. ile 16.04.2015 tarihli kararı, Yargıtay 3. HD. 2017/8316 E. ve 2019/2369 K. ile 20.03.2019 tarihli kararı.

102 Bu eleştiriler için bknz. Baysal, B. (2019), a.g.e., s. 127. 103 Gülekli, Y. (1990), a.g.m., s. 69.

Hukukumuz açısından, Alman hukukuna yaklaşan bir görüşün benimsendiği söylenebilir. Bununla birlikte Alman hukukunda, temel hatasının ayrı bir hükümle düzenlenmemiş olması ve işlem temeli teorisiyle temel hatasının yalnızca zamansal olarak birbirinden ayrılması, Türk-İsviçre hukukuyla ayrışmaktadır.105

İKİNCİ BÖLÜM

UYARLAMA İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

1. GENEL OLARAK

Sözleşmelerin şartlar değiştiğinde, aynen ifa edilmesinin güçleşmesi durumunda aşırı ifa güçlüğü hükümlerinin nasıl uygulanacağı yukarıda belirtildi. Her hukuk kuralı gibi aşırı ifa güçlüğünün de uygulanmak için bazı şartlara haiz olduğu muhakkaktır. Bu şartların mevcut olduğu durumlarda, tarafların bu haktan yararlanacağını belirtmek gerekir. Lakin, her sözleşmenin değişen şartların varlığı durumunda bu kuruma aynı derecede ihtiyaç duyduğunu söylemek beklenemez.106 Yine de tarafların bu şartların

mevcudiyeti halinde haklarını kullanacağını ifade etmek mümkündür.

6098 sayılı kanun m. 138’le birlikte kanuni bir dayanağa sahip olan aşırı ifa güçlüğü kavramının uygulanabilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gerekir. Gerçekten 6098 sayılı kanun m. 138’de “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca

öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle kendi içerisinde uyarlamanın

şartlarını düzenlemiştir. Değişen şartlar sonrasında uyarlama söz konusu olabilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gerekir.107

106 McKendrick, E. (2013), Force Majeure and Frustration Of Contract, Informa Law from Routledge,

2.Edit., s. 57.

107 Taslak aşamasında 6098 sayılı kanun m. 137’de düzenlenen aşırı ifa güçlüğü kavramının gerekçesinde

Bu şartlar, kümülatif olup hepsinin bir arada bulunması gerekir.108 Anılan şartlar,

şu şekilde ifade edilebilir:

1. Tarafların aralarında akdettikleri sözleşme, geçerli şekilde kurulmuş olmalıdır. 2. Sözleşmede yahut kanunda değişen hal ve şartlara ilişkin bir düzenleme bulunmamalıdır.

3. Sözleşmenin yapılması sırasında taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenemeyen olağanüstü bir olay meydana gelmelidir.

4. Meydana gelen değişiklik nedeniyle ifanın istenmesi dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde edimi, borçlunun aleyhine değiştirmelidir.

5. Değişikliklerin meydana gelmesinde borçlunun kusuru bulunmamalıdır.

“818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer verilmeyen, “III. Aşırı ifa güçlüğü” kenar başlıklı yeni bir maddedir. Tasarının tek fıkradan oluşan 137’nci maddesinde, aşırı ifa güçlüğü düzenlenmektedir.Bu yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesine” ilişkindir. İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanununun 2’nci maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, Tasarının 137’nci maddesinde belirtilen şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır:

1. Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır.

2. Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır.

3. Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır.

4. Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.

Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” şeklinde ifade edilmiştir (Kılıçoğlu, A. (2015), a.g.e., ss. 263-264).

108 Kulp, Z. B. (2015), a.g.e., s. 106, her ne kadar diğer yazarlar kendilerine has bir şekilde aşırı ifa

güçlüğünün şartlarını değerlendirmiş olsa da biz kapsam itibariyle bu şekilde bir incelemeyi yerinde

gördük. Diğer yazarların belirttiği şartlar için bknz. Tercier, P./ Pichonnaz, P./ Develioğlu, M. (2016),

a.g.e., s. 310 vd., Kılıçoğlu, A. (2015), a.g.e., s. 264 vd., Baysal, B., (2019), a.g.e., s. 219 vd., Arat, A.

(2006), a.g.e., s. 93 vd., Gülekli, Y. (1990), a.g.m., s. 48, Oftinger, K. (1942), a.g.m., s. 605 vd., Yılmaz, S. (2010), Dövize Endeksli Tüketici Kredilerinde Uyarlama Sorunu ve Yargıtay’ın Bakışı, AUHFD, C. 59, S.1, ss. 131-172, s. 137 vd., Burcuoğlu, H. (1996), Hukukta Uyarlama-Özellikle Taşınmaz Kiralarında

6. Borçlu edimi ifa etmemiş ya da haklarını saklı tutarak edimi ifa etmiş olmalıdır. 7. Sonradan değişen koşullarla borçlunun ifa güçlüğüne düşmesi arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır.

Konu sayılan şartlar çerçevesinde ele alınacaktır.

2. SÖZLEŞMENİN GEÇERLİ ŞEKİLDE KURULMUŞ OLMASI GEREKİR