• Sonuç bulunamadı

1.1. Bahtiyâr-Nâme Destanı ve Türkçe Örnekleri

1.1.2. Türk Edebiyatında Bahtiyâr-Nâmeler

Türk edebiyatı tarihine bakıldığında Bahtiyâr-nâme başlıklı eserlerin hem mensur hem de manzum olarak kaleme alındığını görmek mümkündür. Türkçe

Bahtiyâr-nâme’lerin kaynağı olan Lümatü’s-sirâc li hazretit’t-tâc isimli eserin ilk defa ne zaman Türkçeye aktarıldığı konusunda elimizde kesin bilgi bulunmuyor. Genel kabule göre Bahtiyâr-nâme’nin en eski mensur nüshası, Mansûr Bahşî tarafından 1435 yılında Doğu Türkçesi-Uygur harfleriyle yazılmıştır. Bu nüsha Oxford Bodleian Kütüphanesi Huntington 598 numarada kayıtlıdır.37 Yazmanın bir kısmı Mustafa Rahmi Balaban tarafından taş baskı olarak yayınlanmıştır.38 Söz konusu neşirde eserin Uygurca aslının Oxford’ta bulunduğunu kaydeden Balaban, kullandığı yazmanın Cenevre Darülfünun Kütüphanesi’nde muhafaza edildiğini söylemektedir.39 Fakat Kavruk, sözü geçen nüsha hakkında bir bilgi bulunmadığını söylemekte,40 Sertkaya ise bunun Oxford nüshasıyla aynı olduğunu ileri sürmektedir.41

Anadolu Türkçesiyle yazılan en eski Bahtiyâr-nâme, h. 961 yılında istinsah edilmiştir. Bu nüsha Paris Milli Kütüphanesi’nde 623 numarada kayıtlıdır.42 Fuad Köprülü’ye göre bu, büyük bir ihtimalle, Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan

Bahtiyâr-nâme yazmasının başka bir nüshasıdır. Şu kadarıyla ki Nuruosmaniye

35 Fuad Köprülü, a.g.m., s. 16-17. Eserin Malay dilinde olan nüshaları ve Rusçaya yapılan çevirisi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. L.M. Goryaeva, “Vvedenie”, Povest o Bahtiare (Perevod s Malayskogo) içerisinde, çev. L.M. Goryaeva, Moskova: Nauka, 1989.

36 Gulam Memmedli, “Eser Hakkında Bir Neçe Söz”, Bahtiyar-name, Şark-Garb, Bakü, 2004, s. 4.

37 Bu kayıt altında muhafaza edilen mecmuada üç eser bulunmaktadır: 1. Bahtiyâr-nâme, 2. Sayfu’l-mulûk ile Badiu’l-camâl hikâyeti, 3. Rızvan Şâh ile Ruh-afzâ hikâyeti. Bkz. Ceval Kaya,

Rızvan Şah ile Ruh-afza Hikâyesi, TDK Yayınları, Ankara 2008, s. 12-13.

38 Mustafa Rahmi Balaban, Bahtiyâr-nâme, Matbaa-yı Âmire, İstanbul 1339.

39 Mustafa Rahmi Balaban, a.g.e., s. 4.

40 Hasan, Kavruk, Bahtiyâr-nâme, Serhat Yayıncılık, Malatya 1998, s. 16.

41 Osman F. Serkaya, İslâmî Devrenin Uygur Harfli Eserlerine Toplu Bir Bakış, Ruhr-Universitat Bochum, Bochum 1977, s. 11-12.

9 nüshasının istinsah tarihi ve yazarı belli değildir.43 Köprülü, dil ve üslup özelliklerinden hareketle sonuncu nüshanın 14. veyahut 15. yüzyıla ait olduğunu ileri sürmektedir.44

Bahtiyâr-nâme’nin nesirle yazılmış bir diğer nüshası Süleymaniye Ktb. Reşid Efendi 671 numarada kayıtlıdır. İstinsah tarihi 1122/1710 olarak gösterilen bu yazmanın müellifi belli değildir.45 Berlin Kraliyet Kütüphanesi 437/2 de kayıtlı olan başka bir

Bahtiyâr-nâme nüshasının ise gerek istinsah tarihi gerekse de müstensihi kaydedilmemiştir.46 Tespit edebildiğimiz kadarıyla, Bahtiyâr-nâme’nin bir nüshası da Azerbaycan Bilimler Akademisi Elyazmaları Enstitüsü’nde B-4901 numarada kayıtlıdır. Eser, Nasîb ibn-i Ali tarafından 1293/1876 yılında istinsah edilmiştir.47

Bahtiyâr-nâme, yukarıda belirttiğimiz gibi manzum olarak Fars edebiyatında yer edindiği gibi Türk edebiyatında da mesnevi nazım biçimiyle kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere mesnevi nazım biçimi, Türk edebiyatına Fars edebiyatından geçmiştir.

Anadolu sahası Türk edebiyatı tarihine baktığımız zaman mesnevi nazım biçiminin gelişimi 14. yüzyılda kendini bariz bir şekilde göstermektedir. Bu yüzyılda yazılmış mesnevilerinin birçoğu günümüze ulaşmıştır. Çavuşoğlu, günümüze ulaşan mesneviler üzerinde değerlendirme yaparak muhteva açısından bu dönemde yazılan eserleri üç grupta incelemiştir:48

Manzum dini destanlar: Genellikle din büyüklerinin, bazı ünlü sofilerin etrafında oluşmuştur. Bu tür mesneviler, inanç, kültür ve edebiyatımız yönünden önemlilik arz etse de edebi yönden pek değer kazanmamıştır.49

Tekke edebiyatı mesnevileri: 13-14. yüzyılda geniş şekilde inkişaf etmiş, Orta Asya’da Ahmet Yesevî ile ortaya çıkarak Anadolu’da Yunus Emre ile devam etmiştir. 50

Bu mesneviler şiir, ilahi, destan ve türkülerle beslenerek halk edebiyatından fazla uzaklaşmamıştır.51

Klasik Türk edebiyatı kapsamında yazılmış mesneviler: Edebi ekolün ilk örnekleri ve yüksek zümreyi hedef alan eserler, klasik Türk edebiyatı kapsamında yazılmış mesnevilerdir. Bu mesneviler, klasik Türk edebiyatı açısından önemli olup

43 Nuruosmaniye Kütüphanesi No. 3685.

44 Fuad Köprülü, “Bahtiyâr-nâme”, İslam Ansiklopedisi, MEB, İstanbul 1979, s. 242.

45Bahtiyâr-nâme, Süleymaniye Ktb. Reşid Efendi 671.

46 Berlin Kraliyet Ktb. 437/2 (47b-61a).

47 A. Aliyev, Bahtiyâr-nâme (Yazılı Dastan), Nurlan, Bakü 2002, s. 5.

48 Ahmet Kartal, a.g.e., s. 265.

49 Bu tür mesnevilere Kesikbaş Destanı, Güvercin Hikâyesi, Hz. Alî’nin cenkleri, İbrâhim ve İsmâildestanları, Hatun Hikâyesi, Suli Fakih’in Yûsuf u Züleyhâ’sı ve Yûsuf-i Meddâh’ın Varka ve Gülşah’ı örnek gösterebiliriz. Bu mesneviler tamamıyla edebi sanat kaygısından uzak çok sade bir dille yazılmışlardır. Bkz. Ahmet Kartal, a.g.e., s. 265.

50 Bu mesnevilere Gülşehri’nin Mantıku’t-Tayr ile Âşık Paşa’nın Garîb-nâme’sini örnek gösterebiliriz. Bkz. Ahmet Kartal, a.g.e., s. 266.

10 edebi sanat, anlatım ve aruz açısından birinci ve ikinci grupta yer alan mesnevilerden daha başarılıdır. Bu mesneviler, muhteva yönüyle dini, ahlaki ve didaktik bir mahiyete sahip oluşları ile Türk edebiyatına özgü olup bu yönüyle Fars edebiyatının ruhu okşayıcı, zevkperest konulu mesnevilerinden ayrılmışlardır. Bu mesnevilerin dilleri sanatlı olup çeşitli gazellerle donanmışlardır. Aynı zamanda bu mesneviler, daha sonra yazılan mesnevilere kaynaklık etmişlerdir. Bu yüzyılda ve bu grupta olan mesnevilere Kemaloğlu’nun Ferâh-nâme’si, Mehmed’in Işk-nâme’si, Şeyhoğlu’nun Hurşîd ve Ferâhşâd’ı, Fahrî’nin Hüsrev ü Şîrîn’i, Ahmedî’nin İskender-nâme’si ve Pîr Mahmûd’un

Bahtiyâr-nâme’sini örnek gösterebiliriz. 52

Türk edebiyatında günümüze ulaşan en eski Bahtiyâr-nâme mesnevisi yukarıda belirttiğimiz gibi 14. yüzyıl ürünü olup Anadolu’da Pîr Mahmûd tarafından kaleme alınmıştır. Elimizde olan Bahtiyâr-nâme mesnevisinin 14. yüzyıl ürünü olması Bahtiyâr-nâme hikâyesinin klasik Türk edebiyatı içerisinde daha ilk dönemlerinde var olduğunu göstermektedir.

Elimizdeki üç Bahtiyâr-nâme nüshasından ikisini dış yapı özellikleri yönünden inceleyeceğiz, tezimizin konusunu teşkil eden Fedâyî‘nin Bahtiyâr-nâme’si, baş, orta ve son kısmından eksik olduğu için tertibi hakkında bilgi veremeyeceğiz.

Pîr Mahmûd ibn-i Pîr Ali’ye atfedilen Bahtiyâr-nâme mesnevisi, 2795 beyitten oluşmaktadır. Konusu bakımından diğer dini-tasavvufi veya aşk konulu mesnevilerden ayrılarak nasihat-nâme türünde ve aruzun mefā¤ílün mefā¤ílün fe¤ūlün kalıbıyla yazılan eser, şu beyitlerle başlamaktadır:53

ķılalum Ģaķ adıyla söze iķdām ki ĥayr ile ola hep ķiŝŝe itmām54

Dokuz hikâyeden oluşan Pîr Mahmûd’un Bahtiyâr-nâme’si, Kelîle ve Dimne ile

Binbir Gece Hikâyeleri’nin zincirleme tekniğine göre düzenlenmiş ve edebi zevkle birlikte çeşitli ahlaki nasihatlere yer verilerek bilinçli bir şekilde işlenmiştir. Bunun yanı sıra hikâyeler arası bazen tek düzeliği bozmak için farklı kalıplarda söylenmiş şiirlere de yer verilmiştir. Bahtiyâr-nâme, dil ve teknik bakımından klasik tarzda mükemmel şekilde yazılmıştır diyebiliriz. Eser, şekil ve konu olarak Fars edebiyatı kaynaklı olsa da mesnevide taklitçilik göze çarpmamaktadır. İfadesi renkli, üslubu canlı olan bu mesnevi öğüt verme amacıyla yazıldığından söz oyunlarına yer verilmemiştir. Ancak bazen çeşitli kalıplarla söylenmiş hakimane şiirlere diğer Bahtiyâr-nâme nüshalarında olduğu gibi bu nüshada da rastlamaktayız:55

52 Ahmet Kartal, a.g.e., s. 267.

53 Pîr Mahmûd, Bahtiyâr-nâme, Milli Ktb. Afyon Gedik Ahmed Paşa 18349, vr.241b-337b.

54 Pîr Mahmûd, Bahtiyâr-nâme, Milli Ktb. Afyon Gedik Ahmed Paşa 18349, vr.241b.

11

Mežlūmlar ki žülm içün āh-ı seģer ķılur Ey nice žülm idenleri zír ü zeber ķılur Ümmídi nūr-ı vuŝlat-ı bād-ı ŝabā durur Şol dem ki gicenün sonı gāyet siyāh olur56

Son kısmı silik olan eserin başlıkları kırmızı mürekkeple yazılmış ve dili Arapça-Farsça olup giriş ve konunun işlendiği bölümden oluşmaktadır. Eserin son kısmı olmadığından bitiş kısmı hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Manzum Bahtiyâr-nâme nüshalarından ikincisi İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.57 Eser özenle tertip edilmiştir. Mesnevi, giriş, konunun işlendiği bölüm ve bitiş kısmından oluşmaktadır. Bu mesnevi de dokuz iç hikâyeden oluşmuş ve hikâyeler arasında şiirlere yer verilmiştir. Fakat bu şiirlerin hepsi mesnevinin ana kalıbı olan fâ¤ilâtün fâ¤ilâtün fâ¤ilün kalıbıyla yazılmıştır. Genel itibariyle eserin vezin, kafiye, şekil bilgilerini açıkça belirten ve her olayı etraflıca ortaya koyan şair, hatime kısmını ise mefâ¤îlün mefâ¤îlün fe¤ûlün kalıbında yazmıştır. Fakat bu bölümü niçin farklı bir kalıpla yazdığını açıklama ihtiyacı duymamıştır. Eserin ilk beytin ilk mısraı besmele ile başlar, ikinci mısraı olan kısım yırtılmıştır. Mesnevi şu beyitle son bulmaktadır.

gelüp dünyāya behcet oldı nāsa berā-yi tehenníye geldim Sivāsa58

Yazar, mesnevide bulunan babların numaralarını kırmızı mürekkeple belirtmiş, içeriklerini ise altışar mısralık manzumelerle özetlemiştir. Söz konusu mısralar daha sonra her babın başında tekrar edilmiştir. Tüm başlıklar kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Mesnevileri dış özellikleri bakımından incelediğimizde genel tertip şu şekildedir: Mesnevinin Giriş kısmı: besmele, hamdele ile başladıktan sonra genellikle mesnevide tevhid, münacat, nat gibi şiirler yer bulmaktadır. Bazen bu kısımlardan sonra miraç ve dört halifeye övgü şiirleri, mesnevinin sunulduğu kişiye övgünün sonrasında sebeb-i telif kısmı gelir. Bu kısımda mesnevinin yazılma amacı anlatılır. Sebeb-i telif kısmından sonra agaz-ı destan vb. başlıklarla asıl konuya geçiş yapılır.

Konunun işlendiği bölüm: Âġâz-ı dastân, âġâz-ı hikâyet vb. başlıklarla başlayan bu bölüm, mesnevinin ana bölümünü oluşturmaktadır. Asıl burada işlenen konuların muhtevası farklı olup, eserde ele alınan konular bu bölümde işlenmektedir.59 Konunun

56 Ahmet Kartal, a.g.e., s. 275.

57 Arkeoloji Müzesi Ktb No: 1022.

58 Arkeoloji Müzesi Ktp. No: 1022, vr. 85a.

12 işlendiği bölümde mesneviler sadece muhtevası itibariyle değil tertip bakımından da birbirlerinden farklılık göstermektedir.60

Bitiş bölümü: Konunun işlendiği bölümden sonra mesnevide bitiş bölümü yer almaktadır. Bitiş bölümü de giriş bölümü gibi mesnevide muhteva veya yapı bakımından farklılık göstermez. Genellikle Hatime adı altında olan bu kısmın yer almadığı mesneviler de bulunmaktadır. Bu bölümün bazen farklı (kaside) nazım şekliyle yazıldığını veya farklı kalıpla yazıldığını da görebiliriz.61 Örneğin Bahtiyâr-nâme’nin Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan nüshada hatime kısmı farklı bir kalıpla yazılmıştır. Hatime kısmında genellikle mesnevinin beyit sayısı, mesnevinin yazılışıyla ilgili tarihler, şairin ismi gibi bilgileri bulabiliriz. Fakat bazen şair bu bilgilerin bir kısmını mesnevinin giriş bölümüne de alabilmektedir.

Arkeoloji ve Afyon mesnevilerinin tertibi giriş, konunun işlendiği bölüm ve bitiş bölümünden oluşmaktadır. Fakat Afyon nüshasının son yaprakları kayıp olduğundan eserin hatime kısmı ile ilgili bilgi veremiyoruz.

Giriş Bölümü: Her iki nüshanın giriş kısmına baktığımız zaman Arkeoloji nüshasının bu bölümü daha ayrıntılıdır. Bu bölümde kitabın ismi, münacat, dört halifeye ve Peygamberimizin ailesine yazılmış na¤t yer almaktadır. Afyon nüshasında ise kitabın ismi, Peygambere na¤t ve büyük ve ulu hakana yazılmış methiye yer almakta olup bölüm başlıkları şu şekildedir:

60 Gerek manzum veya mensur yazılmış hikâyelerde belli tertip ve üslup kullanılmıştır. Bu bakımdan bu hikâyeler dört bölüme ayrılmıştır. Birincisi esermizi de kapsayan çerçeve hikâye tekniğiyle yazılmış eserler, ikincisi belli plan ve ölçülere göre sınıflandırılarak yazılmış eserler, üçüncüsü belli konularda yazılmış hikâyeler, dördüncüsü müstakil hikâyeler. Belli plan ve ölçülere göre yazılmış eserlerde genellikle dini, ahlaki bilgiler, eğitici ve öğretici öğütler verilir. Genellikle yirmi bölümden oluşan bu eserlerde, eserin ismine göre her bölüme sohbet, ravza, nefha…gibi isimler verilmektedir. Bu bölümlerde okuyucuya ayet, hadis veya atasözlerinden hareketle belli bir konuda öğüt verilir. Bu yönüyle bu eserlerin çerçeve hikâye tekniğiyle yazılmış eserlerle ortak yönünün bulunduğunu söyleyebiliriz. Belli konularda yazılmış hikâyelerine ise genellikle iki kahramanlı aşk hikâyelerini örnek gösterebiliriz. Bu tip hikâyeler üzerinde çok fazla çalışma yapılmış, aynı zamanda halk arasında diller ezberi olan hikâyeler bu tip hikâyeler olduğunu söyleyebiliriz. Müstakil hikâye kitaplarında ise bir tek hikâye bulunur ve hacim açısından aralarında bir birlik bulunmamaktadır. Ayrıntlı bilgi için bkz. Osman Ünlü, a.g.t., s. 10.

13 Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi Nüshası Afyon Nüshası

Hāźā Kitābu Baĥtiyār-nāme [1b-2a]

(Bu Bahtiyâr-nâme Kitabıdır)

Źikrü’l-Mevlā bi’t-Takdìmi ve’t-Tafdìl: Evvel-i Kitāb-ı Baĥtiyār-nāme [241b]

(Allah’ın Öncelikli ve Üstün Biçimde Zikredilmesi: Bahtiyâr-nâme Kitabının Başı)

Münācāt-ı Bārì Te¤ālā ¤İzzetu İsmihi [2a -3a]

(İsminin Kudreti Yüce Olan Yaratan’a Münacat)

Der Na¤t-ı Nebì Ŝallallāhu ¤Aleyhì ve Sellem [242a]

(Peygamberin Na’tı)

Na¤t-ı Çehāryār Raēiyallahu ¤Anhüm Ecma¤ìn [3a-4a]

(Dört Halifenin Na’tı, Allah Onların Tamamından Razı Olsun)

Der Beyān-ı Emìr-i ¤Ažām ve’l-Ĥāķāni’l-Mü¤ežžem Ĥallede Mülkehu [242b]

(Büyük Emir ve Ulu Hakan Hakkında, Allah onun mülkünü daim etsin)

Na¤t-ı Āli’n-Nebí ¤Aleyhis-selām [4a]

(Peygamber Ailesinin Na’tı, Allah’ın selamı Onların Üzerlerine olsun)

Ģasbiģâl-i Ĥod [4a-5a]

(Kendi Halinin Anlatımı)

Sebeb-i Te¢líf-i Kitāb [5a-6b]

(Kitabın Telif Nedeni)

Fihristü’l-Ebvāb (Bâb Başlıkları) (6b-8a)

Yazar, toplam dokuz iç hikâye numaralarını kırmızı mürekkeple belirtmiş, içeriklerini üç beyitlik manzumelerle özetlemiştir. Söz konusu mısralar daha sonra her babın başında tekrar edilmiştir.

14

Konunun işlendiği bölüm: Mesnevimiz çerçeve hikâye tekniği ile yazıldığından dolayı ana ve iç hikayelerden oluşmaktadır. Arkeoloji ve Afyon nüshalarında ana bölüm başlıkları farklılık göstermektedir. Her iki nüshada da ana başlıkların altında alt başlıklar yer almaktadır. Arkeoloji nüshası ana hikâyeler ise “evvel-i bâb” başlığı altında verilmiştir.

Arkeoloji nüshası ana hikâyelerinin başlıkları şu şekildedir: Arkeoloji Nüshası: Konunun İşlendiği Bölüm

Ana Hikâyeler ve Alt Başlıklar

Āġāz-ı Destān (Destanın Başlangıcı)

Şi¤r-i ĥanden-i Şāh

(Hükümdarın Şiir Söylemesi) Meśnevì

Ve Lâ Tulkû Bi-Eydîkum İle’t-tehluketi62 (Kendi kendinizi tehlikeye atmayın) Bâbü’l Evvel

Ana hikâye “Bâbü’l Evvel” başlığı altında verilmektedir.

Afyon nüshasına baktığımız zaman ise ana hikâyelerin ve alt başlıkların fazlalığı dikkat çekmektedir. Afyon nüshasının ana hikâye başlıkları şu şekildedir:

Afyon Nüshası: Konunun İşlendiği Bölüm Ana Hikâyeler ve Alt Başlıklar

Āġāz-ı Baĥtiyār-nāme: Turcime bì-Yed-i ¤Abdi’d-ēa¤ìf ilā Reģmetihi’l-lašìf Pìr Mahmūd b. Pìr ¤Alì [243b]

(Bahtiyâr-nâme’nin Başlangıcı: Zayıf Kul ve Allah’ın Manevi Rahmetinin Muhtacı olan Pîr Mahmûd b. Pîr Alî tarafından tercüme edildi.)

¤Āşıķ-Şoden-i Āzādbaĥt be-Duĥter-i Sipahsālar u bāz-Gerdāniden-i Ū rā [246b]

(Azadbaht’ın Başkomutanın Kızına Aşık Olması ve Onu Geri Göndermesi)

Nikāģ-Kerden-i Āzādbaĥt be-Duĥter-i Sipahsālar emmā bì-¤İcāzet-i Sipahsālar [248a]

15 (Başkomutanın İzni Olmadan Azadbaht’ın Onun Kızıyla Evlenmesi)

Sıfat-ı Rūz [248b]

(Günün Vasfı)

Hücūm-kerden-i Sipahsālar bā temāmet-i Leşkeriyān ber ser-i Āzādbaĥt [251a]

(Başkomutanın Bütün Ordu ile Azadbaht’a saldırması)

Kej-Beĥten-i Āzādbaĥt bā Duĥter-i Sipahsālar ve Vücūd-Āmeden-i Baĥtiyār [251b]

(Azadbaht ile Başkomutanın Kızının Kötü Oyunu ve Bahtiyar’ın Dünyaya Gelişi)

Resìden-i Āzādbaĥt be-Mülk-i Kirmān u Żiyāfet-Kerden-i Melik-i Kirmān [253b]

(Azadbaht’ın Kirman Vilayetine Ulaşması ve Kirman Hükümdarının Ziyafet Vermesi)

Leşker-Dāden-i Şāh-i Kirmān be-Āzādbaĥt Firistāden be-Mülk-i Ĥod [255b]

(Kirman Hükümdarının Azadbaht’a Ordu Vererek Kendi Ülkesine Göndermesi)

Resìden-i Āzādbaĥt be-Vilāyet-i Ĥod u bāz-Giriften-i Teĥt-ı Ĥod [255b]

(Azadbaht’ın Kendi Ülkesine Gelişi ve Tahtını Geri Alması)

Yāften-i ¤Ayyārān Baĥtiyār der Ser-i Çāh u Temāşā Dānesten ü Borden ü Āmūĥten-i Düzdì ve Ģarāmì [256a]

(Bahtiyâr’ın Kuyunun Başında Ayyaranı Bulması ve Seyretmesi ve Götürmesi ve Haramiliği Öğrenmesi)

Baģşìden be-Āzādbaĥta Baĥtiyār rā be-Resm-i Nebedgì tā Mìr-Aĥūrì [258b]

(Azadbaht’ın Bahtiyâr’a Ahır Görevi Verilmesi.)

Şi¤r-[259b]

Ĥazìnedāri Dāden-i Āzādbaĥt Baĥtiyār rā [259b]

(Azadbaht’ın Bahtiyâr’a Hazinedarlığı Vermesi)

Meģbūs-Kerden-i Āzādbaĥt Ehl-i Ģarem rā Firistāden-i Vezìreş rā [261b]

(Azadbaht’ın Harem Ehlini Hapsetmesi ve Vezirini Göndermesi)

Ġuluvvì-yi ¤Ām Kerden Berāyı Ķetl-i Baĥtiyār u bāz-Āverden be Zìr-i Dār [335a]

(Halkın Bahtiyar’ın Katli için Dedikodu Çıkarması ve Darağacının Altına Getirilmesi)

16

Āmeden-i ¤Ayyārān ber Vaķt-i Baĥtiyār ü ¤Arża Dāşten-i Ģāl-i Ū [335b]

(Bahtiyâr’ın Yanına Ayyaranın Gelmesi ve Onun Halini Arzetmesi)

Ana hikâyeden iç hikâyeler kısmına geçtiğimizde her iki nüshanın da dokuz iç hikâyeden oluştuğunu görmekteyiz. Arkeoloji nüshası on bâbdan oluşmaktadır. İlk bâb, ana hikâyenin yer aldığı bâbdır. Diğer dokuz bâbda iç hikâyeler yer almaktadır. Afyon nüshasında ise ana hikâyelerde olan herbir gelişme için farklı başlıklar yer almaktadır. Aynı zamanda Afyon nüshası iç hikâyeler kısmında sekiz meclis, dokuz hikâyeden oluşmaktadır.

Arkeoloji Nüshası

(İç Hikâyeler ve Alt Başlıkları)

Afyon Nüshası

(İç Hikâyeler ve Alt Başlıkları)

el-Bâbü’s-Śāni [18b-25a] (İkinci Bab) Ģekāyet-i Bāzergān Ayet [19a] Hadis [19b] Şi¤r-goften-i Bāzergān (Tacirin Şiir Söylemesi) [22a]

Hadis [23b]

Teżarru¤-i Baĥtiyār be-Pādişāh [24a](Bahtiyar’ın Hükümdara Yakarışı) Mev¤iże be-nefs-i ĥodeş [24a]

(Kendi nefsine öğüt vermesi) Hadis [24a]

Āmeden-i Baĥtiyār be-Pādişāh Teżarru¤ Kerden [25a]

(Bahtiyar’ın Hükümdara Gelip Yalvarması)

Meclis-i evvel-i Baĥtiyār ü āverden-i be-zìr-i dār [263b]

(Bahtiyâr’ın ilk meclisi ve onun dar ağacına getirilmesi)

Ģekāyet-i Bāzergān ez-baĥt gerdìde ki der-ìn ģekāyet [264b]

(Bu hikâye bahtı dönmüş bir Bazargan hikâyesidir)

el-Bâbü’s-Śālis [25b-35b] (Üçüncü Bab)

Meclis-i śāni-yi Baĥtiyār u āverden-i ū rā be-ķeŝd-i dār 272a

17

Ģekāyet-i Gevher-fürūş[25b]

(Mücevhercinin Hikayeti) Hadis [26a]

Şi¤r-i goften-i Gevher-fürūş [26b](Mücevhercinin Şiir Okuması) Teżarru¤-i Baĥtiyār be-Pādişāh [34a] (Bahtiyar’ın Hükümdara Yakarışı)

Mev¤iże der nefs-i ĥìş [34b]

(Kendi nefsi hakkında öğüt vermesi) ŝıfat-ı rūz [35a]

(Günün vasfı)

(Bahtiyar’ın ikinci meclisi ve onun dara çekilmesi için getirilişi)

Ģekāyet-i gevher-furūş u ŝafāhāgirān ġażab be ū resìd 275 a

(Mücevhercinin hikayesi ve sahafın ona iftira atması)

Der-beyān-ı münāsebet-i ĥidmet-i pādişāhān 275a

(Padişahların hizmeti münasebetiyle beyanı)

meśnevì

el-Bābü’r-Rābi¤[35b-43a] (Dördüncü Bab) Ģekāyet

Ebu Sabir hakkındaki hikâye[36a] Şi¤r-goften-i Ebū Ŝābir [39a] (Ebu Sabir’in Şiir Okuması) Ayet [40b ]

Teżarru¤-i Baĥtiyār be-Pādişāh [42a](Bahtiyar’ın Hükümdara Yakarışı)

Ģekāyet-i peserān-ı gevher-furūş ki her do rā der āb endāĥte būved 277a

(Mücevhercinin suya attığı iki oğullarının hikâyesi)

el-Bābü’l-Ĥāmis [43a-50b] (Beşinci Bab)

Butemâm’ın hikâyesi Şi¤r-goften-i Şāh [45b] (Hükümdarın Şiir Okuması) Teżarru¤-i Baĥtiyār [50a] (Bahtiyar’ın Yakarışı)

Ģekāyet-i Ebū Ŝābir ber resìden-i be-pādişāhì ez bereket-i ŝebr-ı ĥod (284a) (Ebu Sabir’in kendi sabrının bereketi sayesinde padişahlığa ulaşmasının hikâyesi)

Şi¤r der ģāl-i münāsebet-i ŝābirān 289 (Sabir’in halinin şiiri)

18 ŝıfat-ı rūz [50a]

(Günün vasfı)

Bâz-reften-i Bahtiyâr be-Pâdişâh [50b] (Bahtiyar’ın Hükümdara Geri Dönmesi)

Şi¤r der münāsebet ü ģāl-i pādişāh-i žālim (Zalim padişahın halinın ve durumu hakkında şiiri)

meśnevì

el-Bābü’s-sādis [50b-55b] (Altıncı Bab)

Ģekāyet

Halep hükümdarının oğlu hakkında hikâye [51a] Şi¤r [52b] Teżarru¤-i Baĥtiyār [55a] (Bahtiyar’ın Yakarışı) ŝıfat-ı rūz [55a] (Günün vasfı) meclis [55a]

Meclis-i rābi¤-yi Baĥtiyār ü bāz-āverden-i be zìr-i dār (292a)

(Bahtiyâr’ın dördüncü meclisi ve dar ağacına getirilmesi)

Ģekāyet-i Būtemām vezìr ki der-ìn ģekāyet est (293a)

(Bu hikâye vezir Butemam’ın hikâyesidir)

Nažm der beyān-ı ġurbet [294a] (Gurbetin beyanında şiiri) meśnevì ŝıfat-ı rūz (Günün vasfı) el-Bābü’s-sābi¤[55b-60b] (Yedinci Bab) Ģekāyet

(Behkerd şah hakkında hikâye) [55b] Hadis [56a] Şi¤r [56b] Teżarru¤-i Baĥtiyār [59b] (Bahtiyar’ın Yakarışı) Heft Rūz [60a] (Yedi Gün)

Meclis-i ĥāmis-i Baĥtiyār ü bāz-āverden-i be zìr-bāz-āverden-i dār [304b]

(Bahtiyâr’ın beşinci meclisi ve dar ağacına getirilmesi)

Ģekāyet-i peser-i şāh-i Ģalep ü elvān ü envā¤ ta¤b ki iştiġāl be ū resed [305a]

(Halep şahının oğlunun hikayesi ve çeşitli ve türlü tabın onun işlerine yetişmesi)

19 meclis [60a]

el-Bābü’s-śāmin [60b-71a] (Sekizinci Bab)

Ģekāyet

Kadınların hilesi hakkında hikâye [60b] Şi¤r [62a]

Teżarru¤-i Baĥtiyār [70a] (Bahtiyar’ın Yakarışı) ŝıfat-ı rūz [70b] (Günün vasfı)

Meclis-i sādis-i Baĥtiyār ü bāz-āverden-i be zìr-i dār [309a]

(Bahtiyâr’ın altıncı meclisi ve dar ağacına getirilmesi)

Ģekāyet-i şāh-ı Behkerd ü ģavādisi ki ¤ām faķìr-i rūzigār be ū resìd

(Behkerd şahın hikâyesi ve zamanın fakirinin bir haberi ona ulaştırması) ŝıfat-ı rūz

el-Bābü’t-Tāsi¤ [71a-79b] (Dokuzuncu Bab)

Ģekāyet

(Dadbin şahın hikâyesi) [71a] Şi¤r [72b]

ŝıfat-ı rūz [79a] (Günün vasfı)

Meclis-i sābi¤-i Baĥtiyār ü bāz-āverden-i be zìr-i dār [314b]

(Bahtiyâr’ın yedinci meclisi ve dar ağacına tekrar getirilmesi)

Ģekāyet-i şāh-ı Írān bā duĥter-i ķeyŝer-i rūm ve mekr-i hìle-yi ān zenān [314b]

(İran şahının Rum kayserinin kızıyla hikâyesive kadınların hilesi)

el-Bābü’l-¤Âşir ]79b-84b]

(Onuncu Bab)

Ģekāyet [79b]

(Hicaz şahının hikâyesi) Şi¤r [80b]

Meclis-i śāmin-i Baĥtiyār ü bāz-āverden-i be zìr-bāz-āverden-i dār [322b]

(Bahtiyâr’ın sekizinci meclisi ve tekrar dar ağacına getirilmesi)

Ģekāyet-i şāh-ı Dādbìn ü žülm-i ki berāyı ķeżā-yı şehvet gerded der-ìn ģekāyet est [323a]

20 (Dadbin şahın hikâyesi ve şehvet sebebiyle zulmetmesi bu hikâyededir) ŝıfat-ı rūz

(Günün vasfı)

Ĥâtimetü’l-Kitāb [84b-85a]

(Kitabın Sonu)

Hasan Kavruk’a göre Afyon nüshasının olduğu gibi Arkeoloji nüshasının da yazarı Pîr Mahmûd’dur.63 Fakat aşağıda sıralayacağımız üç temel farklılıktan dolayı bu nüshaların aynı müellifin kaleminden çıktığını söylemek mümkün görünmemektedir.

Birincisi; nüshaları kaleme alan şairlerin kendilerini farklı isimlerle adlandırmış olmasıdır. Afyon nüshasında şairin ismi, “Âgâz-ı Bahtiyâr-nâme” başlığının hemen arkasından” Tercime bi-yed-i ¤abdi’d-da¤îf ilâ rahmetihi’l-latif Pîr Mahmûd b. Pîr ¤Alî” şeklinde zikredilmiştir.64 Arkeoloji nüshasının “Sebeb-i Telif-i Kitâb” kısmında yazarın kendisi hakkında verdiği bilgilerden ise bu nüshanın Ömer ibn-i Ebû Bekir ibn-i Mir ¤Alem’ isimli bir şair tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır:

Ben du¤ālu kim adım-durur ¤Ömer Dūn u gün Ģaķdan cānım reģmet umar Aķam Ebî Bekr oldı ¤eyān

Ceddüm adı Mír-¤Alem nām-ı nişān 65

İkincisi iki nüsha arasındaki vezin farklılığıdır. Afyon nüshası hezec bahrinin

Benzer Belgeler