• Sonuç bulunamadı

Tüketiciyi organize ederek (Dernekler ve Birlikler vasıtasıyla) sağlanabilir

Belgede EĞİTİM ve AİLE (sayfa 188-194)

TOPLUMSAL-KÜLTÜREL DİNAMİKLER VE AİLE

ÜÇÜNCÜ OTURUM - ÜÇÜNCÜ BİLDİRİ

3. Tüketiciyi organize ederek (Dernekler ve Birlikler vasıtasıyla) sağlanabilir

Gelişmiş ülkelere bakıldığında, tüketicinin korunması amacı ile başlangıçta kanuni bir takım düzenlemelere gi­ dildiği, fakat mal ve hizmetlerin gitgide karmaşıklaşması, üretim faaliyetlerinin gelişmesi, özellikle kendine has ka­ nunlara tabi ekonomik olayların tamamının kanuni dü­ zenlemeler doluyla disipline edilmesinin imkansızlığı nedeniyle zamanla bu terkedildiği görülür.

Bugün gelişmiş ülkelerde tüketici birlikleri ve komiteleri, tüketicilerin korunması konusunda en etkili kuruluşlar haline

gelmişlerdir. Ancak bilinçlenmemiş toplumlarda tüketicilerin yasalarla ve kamu tarafından korunmaları önem kazan­ maktadır.

Tüketici Birlik ve Derneklerin Amacı: Genel olarak; tüke­ ticilerin dayanışmasını sağlamak, bilgi vermek, kalite kont­ rolü yapmak, devleti tüketici lehine etkilemektir.

Birçok yabancı ülkede, amacı tüketici sorunları ile il­ gilenmek olan kamu kuruluşlarının yanısıra, tüketiciler de kendi aralarında teşkilatlanmış, tamamıyle hukuk hü­ kümlerine göre, özel birlik ve dernekler kurma yoluna git­ mişlerdir.

Sözü edilen bütün bu kuruluşlar tüketici kitlesinin ko­ runması, tüketim "konusunda her türlü ekonomik ve hukuki yön üzerinde durularak, tüketiciye yardımcı olmaktadırlar.

Bu kuruluşlar; çalışma sonuçlarının tüketiciye iletiminde; basın, radyo ve televizyon gibi araçlardan yararlandıkları gibi, çeşitli malların; fiyat, yapı ve kalitelerini test ve denemelere tabi tutarak, sonuçları, kendi yayın organlarıyla, üyelerine ve halka bildirmekte, böylece tüketicinin eğitilmesine de yar­ dımcı olmaktadırlar.

Türkiye'de Durum

Ülkemizde tüketicinin korunmasına ilişkin oldukça geniş bir mevzuat mevcut olup bu mevzuat hükümlerinden ba­ zılarıyla Bakanlar Kuruluna, Devlet Kamu ve Kuruluşlarına çeşitli ve oldukça kapsamlı yetkiler verilmiş durumdadır.

Cumhuriyet döneminden bugüne kadar tüketicilerin ko­ runması ile ilgili olarak 5 8 Kanun, 5 tüzük, 1ü kararname, 7 yönetmelik ve 1 0 tebliğ çıkartılmış bulunmaktadır.

Bu kural ve düzenlemelerin sayıca fazlalığı ve tüketiciyi ko­ ruma görevinin farklı kuruluşlara verilmiş olmasının bir kav­ ram kargasasına neden olduğu öne sürülmektedir.

1 9 8 2 Anayasasından sonra Ticaret ve Sanayi Ba­ kanlığınca hazırlanan "Tüketicinin Korunması" kanun tasarısı ile 1 9 9 2 yılında Sanayi ve, Ticaret Bakanlığı tarafından ha­ zırlanan ve 'Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı" henüz gerçekleşmemiştir.

Ülkemizde bugüne kadar tüketicilerin kendi girişimleriyle, güçlü bir tüketici örgütü kurulmamıştır. Mevcut birkaç tü­ ketici derneğinin devletten hiçbir parasal yardım ve destek almadığı, düşük üye aidatları ile zorunlu giderlerini bile kar­ şılayabilmekten yoksun bulundukları için yeterli etkinlikleri bu­ lunmadığı görülmektedir.

Bazı meslek kuruluşları tarafından tüketicinin ko­ runmasına yönelik başarılı çalışmalar yapılmaktadır.

Modern tüketici, hergün yeni olanaklarla olduğu kadar, yeni sorunlarla da karşı karşıyadır. Bir yandan bu ola­ naklardan yararlanmayı, diğer yandan da kendini eğitmek yo­ luyla problemlere çözüm yolu bulmayı bilmesi gerekmek­ tedir.

Akılcı tüketici, gelirini en üst düzeye çıkarmada gayretli, daha çok kazanmak için çaba harcayan ve parasal kay­ naklarını yararlı olarak kullanmada güdülendirilmiş (motive edilmiş) tüketicidir. Mevcut gelirin çeşitli mal ve hizmetler arasında dağıtmak isteyen her tüketici;

- Mal ve hizmetlerin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olup olmadığını

- Mal ve hizmetlerin kalitesini

- Kendisi için uygun olan mantıklı bir fiyatı nasıl saptayacağını

bilmek ister. Bunun için de tüketici eğitimine mutlak ih­ tiyaç vardır.

Son yıllarda; tüketim, gereksiz tüketim, tüketicinin ko­ runması gibi sözcükler gittikçe daha çok kullanılır hale gel­ miştir. Bunun en önemli nedeni, belki de, tüketicinin daha iyi yasama düzeyine ulaşmak için, kaynaklarından en üst dü­ zeyde yararlanması gerektiği bilincine varmış olmasından kaynaklanmaktadır.

Tüketici eğitimi, bireylere mutlu bir yaşantı modeli ge­ liştirmeleri için, kişisel ve toplumsal değerlerin çerçevesi içinde, kaynakların tümünü idare etmeyi öğretmektedir. Bu kaynaklar; zaman, enerji, para, maddi olanaklar, bilgi, be­ ceri gibi kaynaklar ile toplumsal hizmetlerdir.

Tüketici eğitimi, bireyin ekonomik faaliyetlerini yön­ lendirme, ihtiyaçlarını giderme ve pazarı etkileme gücünü ar­ tırmayı hedef alan eğitim ve bilgilendirme yatırım olarak ta­ nımlanabilir. Tüketici eğitimi bireyin yalnızca tüketici rolü için değil toplumda üstlendiği vatandaşlık, ekonomik, politik roller gibi sosyal roller için eğitilmesini de kapsar.

Tüketici eğitimi; "tüm tüketicilerin mal ve hizmetler ara­ sında doğru seçim yapabilmeleri ve kaynaklardan en üst dü­ zeyde yararlanabilmeleri için gerekli konularda aydın­ latılmaları" demektir.

üst düzeyde fayda elde etme ve kaynak tasarrufu sağlama imkanı olabilecektir. Bu yolla sadece bireylerin değil top­ lumun da yasama düzeyinin yükseltilmesine yardımcı olu­ nabilir.

Bütün bu nedenlerle tüketicinin korunmasında, eğitim önem kazanmaktadır.

Dünya ülkelerinin çoğu artık "tüketici eğitimi"nin önemi tam olarak kabul etmiştir. Bu konuya ya okul eğitimi prog­ ramlarında veya özel kurslar düzenleyerek tüketicilerin bi­ linçlenmesini sağlayacak biçimde işlemektedirler. Ayrıca özel kurumlar tarafından yapılan yayınlarla tüketiciye yol gös­ terilmektedir.

Bugünkü durumuyla, Türkiye'de örgün ve yaygın eğitimle adı "Tüketici Eğitimi” olmamakla beraber, tüketici eğitimine yönelik bazı bilgiler verilmektedir.

Üniversitelerin bazı bölümlerinde tüketici eğitimi dersleri verilmekte ise de pek fazla yaygın değildir. Bazı yayın or­ ganları ve TSE tarafından tüketiciye rehberlik edecek, dergi ve bültenler çıkartılmakta ve tüketici çeşitli mal ve hizmetler konusunda bilgilendirilmekte ve uyarılmaktadır.

1 9 8 7 ve 1 9 8 8 İcra Planının "Tüketicinin korunması ile il­ gili tedbirler bölümünün 6. maddesinde "ilk ve orta dereceli okulların müfredat programlarında ev ekonomisi ile ve tü­ keticinin faal korunmasıyla ilgili gerekli bilgileri yer almasını temin edecek değişiklikler yapılacaktır" maddesi ile Altıncı Bes Yıllık Kalkınma Planı'nda "Ev Ekonomisi konusunda yay­ gın eğitim programlarıyla tüketicilerin bilgi sahibi olmaları sağlanacak, bu alanda kitle haberleşme araçlarından ya­

rarlanılacaktır" hükmünün yer almış olması memnuniyet ve­ ricidir.

Sonuç olarak bugün ülkemizde tüketicinin yasalarla, ör­ gütlenme ile ve eğitimle korunmak için bazı faaliyetler yü­ rütülmekte ise de bunların yeterli düzeyde olduğu söy­ lenemez.

Halbuki toplum, şehirleşme, eğitim düzeyinin yükselmesi, daha fazla sayıda kadının ev dışında çalışmaya baslaması, teknolojideki gelişmeler ve endüstrileşme sonucunda, gün geçtikte artan oranda, tüketim toplumuna dönüşmektedir. Evlerde üretilen mal ve hizmetlerin çoğu bugün artık dışarı­ dan satın alınmaya başlamıştır. Bu hızla sosyal değfeime ayak uydurabilmek için tüketici ve dolayısıyla da tüketici ünite olarak ailelerin :

- Aile kaynaklarının idaresine olduğu kadar,

- Tüketici olarak korunmaları ve tüketicinin korunmasında en etkili faktör olan tüketicinin bilgilendirilmesi ve bilinçlen­ dirilmesine ağırlık verilmelidir.

- Bu sayede ailelerin yasama düzeylerini (refah düzey­ lerini) yükseltmek mümkün olabilecektir.

Belgede EĞİTİM ve AİLE (sayfa 188-194)