• Sonuç bulunamadı

IV. Korunan Menfaatler 1. Genel Olarak

4. Tüketicinin-Seyircinin Menfaati

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/e maddesi tüketiciyi, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişi olarak tanımlamaktadır. Aynı kanunun 3/g maddesi sağlayı-cıyı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kap-samında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişiler olarak kabul etmektedir.

Sadece Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundan dahi, televizyon programları sunan kişilerin hizmet sağlayıcıları, bu televizyon programlarının izleyicilerinin ise tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Yayıncının program hizmet sunduğu hususu ”Rad-yo ve Televiz”Rad-yon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik”te belir-tildiği gibi, Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesinde defalarca belirtilmiştir.

Aynı şekilde Avrupa Birliğinin “Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi”nden, yayıncının program hizmetlerini sunduğu, seyircilerin de tüketici olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Avrupa yönergelerinin temel amaçlarından birisi de, tüketicinin aşırı reklamlara karşı korunmasıdır58. Tüketicilerin korunması için, reklamların gösterim süreleri ve aralıkları katı kurallara bağlandığı gibi, reklamların yayının içeriğinden açık bir şekilde ayırt edilmesi kuralı da getirilmiştir.

Televizyon yayınları, yayın kuruluşu tarafından sunulan hizmet olarak, program seyircisi ise tüketici olarak kabul edilmektedir. Bu durumda, özellikle tüketicinin haklarının da göz önünde bulundurulması gerekir.

Tüketicinin talepleri ve ihtiyaçlarının ne ölçüde dikkate alındığı son derece önemli bir husustur. Televizyon yayınının tüketicisi, seyretmek istediği yayını kesintisiz olarak seyretmek veya kendi istediği yerde kesmek isteyebilir. Ancak televizyon seyircisi bunun yerine, yayıncı tarafından seçilen ve programı kesen reklam ara-lıklarına katlanmak zorundadır. Reklamlar bir nevi, televizyonu ücretsiz olarak seyretmenin karşılığıdır. Seyirciler, programın kesintiye uğramasına rağmen, rek-lamlarda kanalı değiştirebilirler59. Ancak, özellikle çerçeve reklamların söz konu-su olduğu durumlarda, eserin bütünlüğü zarara uğradığı gibi, tüketici de ekranın bölünmesini önleyemez ve reklamların kendisine empoze edilmesine karşı çaresiz kalmaktadır.

Tüketicilerin menfaatleri, Yönergelerin hazırlanması sırasında büyük bir önem arz etmiştir. Sınır Tanımayan Televizyon Yönergesinin 26. giriş paragrafı açık bir şe-kilde, izleyicilerin haklarının korunması gerektiğini belirtmiştir. Bu paragrafa göre, televizyon izleyicileri olarak tüketicilerin çıkarlarının tam ve uygun şekilde

korun-58 Mastroianni, s. 11, 12.

59 Lorna Woods, “The Consumer and Advertising Regulation in the Television without Frontiers and Audiovisual Media Services Directive”, Journal of Consumer Policy, 2008, V.31, Issue 1, S.

63-77, s. 64.

masını temin etmek için, televizyon reklâmcılığının belli sayıda asgari kurallara ve standartlara tabi olması çok önemlidir ve Üye Devletlerin daha ayrıntılı ya da daha katı kurallar koyma haklarının ve belli bazı koşullar altında kendi yargı organları kapsamında televizyon yayıncılığı için farklı koşullar belirleme haklarının korun-ması gereklidir. Görüldüğü üzere, televizyon izleyicisi olarak tüketicilerin reklam-lara karşı korunması gerekir. Ancak, teknolojinin gelişmesi ve isteğe bağlı medya hizmetlerinin ortaya çıkması ile, izleyicilerin reklam kuşaklarına karşı kendilerini korumaları imkanı arttığı için, Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinin 57.

giriş paragrafında, tüketicilerin kendilerini reklamlara karşı koruyabildikleri belir-tilerek, reklamların gösterilmesi hususunda bazı esnekliklerin tanınması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu paragrafa göre, İzleyicilerin, sayısal kişisel kaydediciler benzeri yeni teknolojileri kullanmak ve artan kanal seçenekleri yoluyla reklamlar-dan kaçınmak hususunda artan imkanları dikkate alındığında, izleyicileri korumak amacıyla reklam kuşağı yerleştirilmesi hususunda ayrıntılı düzenleme yapılması bundan böyle mazur gösterilemez. Bu Yönerge, saatlik kabul edilebilir reklam mik-tarını artırmamakla birlikte, program bütünlüğünü gereğinden fazla engellemediği takdirde yayıncılara yerleştirme açısından esneklik getirmelidir. Burada, reklam verenler ve yayın kuruluşları lehine bir esnekliğin tanındığı görülmektedir. Ancak, yukarıda defalarca belirttiğimiz üzere, tüketicinin, gerek kanal değiştirme yönetimi ile, gerek isteğe bağlı medya hizmetlerinin sunduğu imkanlardan faydalanmak sure-tiyle reklamları bir şekilde seyretmeyebilir. Oysa ki, çerçeve reklamlar için böyle bir imkan bulunmamaktadır. Seyirci her halükarda çerçeve içinde gösterilen ve yayın-la birlikte empoze edilen çerçeve rekyayın-lamdan kaçamamaktadır. Bundan doyayın-layı, her ne kadar reklam kuşakları için aralıkların düzenlenmesi hususunda bir esnekliğin sağlanması mümkün olsa da, izleyiciyi en çok etkileyen ve programın bütünlüğünü bozan çerçeve reklamlar hakkında bir esnekliğin sağlanması mümkün değildir.

Yönergenin Sınır Tanımayan Televizyon Yönergesinde olduğu gibi, Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinin 11. maddesi, bir taraftan seyirciyi aşırı reklam-lara karşı korumayı amaçlarken, diğer taraftan da programlar üzerindeki hak sa-hiplerini korumayı amaçlamaktadır. Bu durumda, çerçeve reklamın gösterilmesi için programın sahibi olan kişiden gerekli izinlerin alınması zorunludur. Ancak, programın sahibinden gerekli izinler alınmış olsa dahi, tüketicilerin aşırı reklam-lara karşı korunması şarttır ve bundan dolayı çerçeve reklamlar, programın bütün-lüğüne zarar vermemelidir.

Çerçeve reklamın, özellikle bir eserin gösterildiği durumlarda, eserin üzerindeki etkisi tartışılmazdır. Zira eser, bölünmektedir. Ancak, diğer yandan, sinema ese-riyle aynı anda gösterildiklerinde, seyirci çerçeve reklamları seyretmekten kaçına-maz. Bu konuda, tüketici olan seyircinin seçimi sınırlandırılmıştır, hatta ortadan kaldırılmıştır60.

60 Woods, s. 68; Fautrelle, s. 37.

Seyircinin (programların tüketicisi) menfaatlerinin, göz önünde bulundurulması zo-runludur. Doğrudan doğruya çerçeve reklamlarla ilgili olmamakla beraber, ATAD tarafından verilen RTL kararı, seyircinin menfaatini göz önünde tutması dolayısıy-la son derece önemlidir61. Davaya konu olayda, RTL, Yönergenin 11/3 hükmünün ana amacının görsel işitsel eserlerin bütünlüğünün ve değerinin korunması ve yayın içeriğinin özgürlüğünün korunması olduğunu, tüketicinin korunmasının ikincil bir amaç olduğunu belirtmiştir. Bu çerçevede, yayıncı kuruluş tarafından televizyonda yayınlanmak üzere hazırlanan bir eser üzerinde, yayıncı kuruluşun hak sahibi oldu-ğunu ve bundan dolayı reklam uygulaması göz önünde bulundurulurken, eser sahi-binin izninin bulunduğu varsayımından hareket edilmesi gerektiğini ileri sürmüş-tür. Televizyonda yayınlanması üzere sinema eseri yapmak ve yayınlamak, yayın kuruluşlarının temel hakları arsında yer aldığını, bu hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10/1. maddesinden kaynaklandığını ileri sürerek, Yönergenin 11/3.

maddesinin62 ihlal edilmediği ve bu maddenin televizyon için yapılan filmlere uygu-lanmayacağını ileri sürmüştür. ATAD, Yönergenin 11/1 maddesine göre, reklamla-rın programlareklamla-rın arasında yerleştirilmesinin ana kural olduğunu, ancak bazı hallerde programların içine de yerleştirilebileceğini, programların değerinin ve bütünlüğü-nün bozulmaması ve hak sahiplerin haklarını ihlal etmemesi şartıyla, program içine de reklamların yerleştirilebileceği belirtmiştir. ATAD ayrıca, 89/552 sayılı Yöner-genin giriş kısmında yer alan 27. paragrafı ile 11/1 maddesinden anlaşıldığı üzere, bir taraftan televizyon yayıncılarının ve reklam verenlerin finansal menfaatlerinin, diğer taraftan hak sahipleri olan özellikle yazarlar ve yapımcıların ve televizyon izleyicisi olarak tüketicilerin menfaatlerinin dengelenmesi gerektiğini belirtmiştir.

RTL’nin hak sahibi olarak bir talebi olmaması halinde dahi, tüketici olarak televiz-yon izleyicilerinin aşırı reklamlara karşı korunması gerektiği belirtilmiştir63.

ATAD, maddede yer alan üçüncü kişilerin hakları ibaresinden, televizyon seyircisi olarak tüketicilerin haklarının da korunması gerektiğini, bu kişilerin de programları seyrederken aşırı şekilde reklamlarla kesintiye uğramaksızın programları seyretme hakları olduğunu belirtmiştir. Bu çerçevede, seyircilerin haklarının ikincil olarak göz önünde bulundurulamayacağını, tüketici olarak bu kişilerin hak sahibi olduk-ları ve hakolduk-larının birinci derecede gözetilmesi gerektiğini belirtilmiştir64. Tüketici-nin hakları göz önünde bulundurularak, AB’ye üye ülke olan Polonya’nın Ulusal Yayın Komisyonu, 19 Aralık 2009 tarihinde, Radyo ve Televizyonda Reklamların Gösterilmesi Hakkındaki Yönetmeliği değiştirerek, reklam kuşakları ile reklam-ların gösterilmesinden önce gösterilen programlar arasındaki ses farkının kaldı-rılması kuralını tesis etmiştir. Programla reklam kuşakları arasındaki ses farkının

61 ATAD tarafından verilen 23 Ekim 2003 tarihli ve C-245/01 karar no.lu RTL Television GmbH v.

Niedersachsische Landesmedienanstalt für privaten Rundfunk kararı.

62 Bu madde, Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinde bulunmamaktadır.

63 Bkz. C-245/01, parg. 62, 64.

64 Bkz, C-245/01, parg. 70, 71.

program hizmetlerinin toplum tarafından algılanmasındaki kolaylığı ihlal ettiğini ve birçok şikayete konu olmasından dolayı, böyle bir düzenlemeye gerek duyuldu-ğu belirtilmiştir65.

Çerçeve reklamın amacı, bir programın gösterimi esnasında reklamların eş zamanlı olarak gösterilmesi ve bu şekilde seyircinin dikkatinin programdan reklama kay-dırılmasıdır. Bu durumda, seyircinin dikkati dağıtılmaktadır. Bu ise, seyirci olarak tüketicilerin haklarını ihlal etmektedir. Tüketicilerin, elbette ki televizyon kanal-larını ücretsiz olarak seyretmenin bedelini reklam seyretmek olarak ödemektedir.

Ancak kanunda ve yönetmelikte belirtilenden fazla reklamın gösterilmesi, tüketici-nin aşırı reklama maruz kalmasına sebebiyet vermektedir.

Bundan dolayı çerçeve reklamlarının gösterilmesi kurallarına katı bir şekilde uyul-ması gerekir. Özellikle televizyon kanallarının öz tanıtım istisnasına sığınarak yap-tıkları bölünmüş ekran uygulamasının esasen çerçeve reklam olduğu ve çerçeve reklamlar için ayrılan süre ve yerleştirme kurallarına uyulması gerekir. Bir filmin izlenmesi esnasında, bir çizgi film karakterinin “öz tanıtım” adı altında ekranın bir ucundan diğer ucuna uçması, eser üzerindeki hakları ihlal ettiği gibi, tüketicinin programlardan olan beklentisine de aykırıdır66.

Benzer Belgeler