• Sonuç bulunamadı

4. ORGANİK GIDALARA YÖNELİK TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI

4.3. Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarını Belirleyen Faktörler

4.3.2. Tüketicilerin Demografik Özellikleri

Organik gıda tüketicilerinin çevreci ürünlere yönelmesinin sağlayan en önemli sebep kendilerini çeşitli zararlı etkilerden korumak ve çocuklarına güvenli bir gelecek sağlamaktır.

Organik gıda talebi, sosyo-demografik etkenlerden ziyade; yaşam şekli, tüketicilerin organik ürünlerle ilgili doğru bilgiye ulaşımı ve sahip oldukları bireysel değerlere dayanmaktadır.

4.3.2.1.Yaş

Tüketicilerin organik gıda ürünlerinin fiyatını pahalı ya da makul bir seviyede görmesi yaş, eğitim, gelire ve hanede yaşayan kişi sayısına göre değişmektedir.

Organik gıda ürünlerinin hedef tüketicilerinin, gelir düzeyi yüksek, orta yaşın üzerinde ve sağlık riskleri konusunda duyarlı kişiler oldukları belirlenmiştir. Ayrıca 20 yaş civarındaki gençler çevresel konulara oldukça duyarlı olmalarına rağmen organik ürün satın almamaktadırlar. Bu da elde ettikleri gelirin ya da aileleri tarafından verilen harçlıkların yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır (Kacur 2011).

Yaş ve çevrecilik ilişkisi bakımından, çevresel problemleri en fazla yaşamış olan kişilerde çevre ile ilgili duyarlılığın daha fazla olması yaygın bir kanıdır (Tirkeş 2009).

4.3.2.2.Cinsiyet

Organik ürünlerle ilgili yapılan çalışmaların bazıları Türkiye’de tüketicilerin organik üründen haberdar olduklarını gösterirken, diğer ülkelerde yapılan çoğu çalışmada ise, tüketicilerin organik ürün satınalmaya gönüllü olup olmamalarında birçok faktörün etkili olduğu ortaya çıkarılmıştır. En önemli faktörler ise, eğitim, gelir ve cinsiyet olarak bulunmuştur (Kacur 2009).

Birçok araştırmacı kadınların erkeklere göre daha fazla çevreci olma eğilimi gösterdiklerini düşünmektedirler. Cinsiyet değişkeni üzerine yapılan çalışmalar da yaş değişkeni ile ilgili çalışmalar gibi kesin bir sonuç vermemektedir.

Erkekler ise iş hayatı ve ekonomik büyüme gibi konulara daha fazla ilgi duyduklarından çevresel konulara kadınlardan daha az ilgi duydukları düşünülmektedir.

Bazı araştırma sonuçlarına göre ise, kadınların organik gıda ürünlerini ile erkeklerden daha çok ilgilendiği ve bu ürünleri daha sık satın aldığı görülmektedir. Kadınlar erkeklere göre organik ürünlere karşı daha pozitif bir tutum sergilemektedir.

İspanya’da kadınlar ve erkekler arasında organik gıdaya için ödeme istekleri ve tutumlarının karşılaştırılmasına yönelik uygulanan bir araştırmada, kadınların organik gıdalar hakkında erkeklerden daha iyi fikirleri olmasının yanında daha fazla bilgi talep ettikleri görülmüştür (Urena ve ark. 2008).

Her ne kadar tüketicilerin konvansiyonel gıdalar ile karşılaştırılma yapıldığında, prim ödeme istekleri organik gıdaya yönelik olsa da üreticilerin çoğunluğu bu oranı yetersiz bulmaktadırlar. Bu araştırma sonucunda, her ne kadar ödeme istekleri konusunda kadınlar ile erkekler arasında farklılıklar olsa da, tutumlar arasında bir farklılık gözükmemektedir (Urena ve ark. 2008).

4.3.2.4.Medeni Durum

Bazı araştırmacılar organik gıda ürünü satın alan tüketicilerin, geleneksel gıda ürünü satın alanlardan daha fazla çevreye duyarlı davranış sergilediği sonucuna varmışlardır.

Ling-Yee, ekolojik duyarlılık ile ilgili tutum ve ekolojik satın alma davranışı arasındaki ilişkinin erkeklerde kadınlara göre daha güçlü bir ilişki olduğu varsayımını test etmiş araştırmasının sonucunda hipotezini destekler nitelikte bulgular elde etmiştir.

Evli tüketicilerin organik gıda ürünlerinin fiyatına karşı daha duyarlı olduğunu iddia eden araştırmalar da bulunmaktadır.

Başka bir çalışma ise evli ve çocuklu olanların çevre dostu ürünler için daha fazla para ödemeye razı olduklarını belirlemiştir. Evli ve çocuklu olanların kötü çevre şartlarının eşleri ve çocukları üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri daha fazla önemsediklerinin bir göstergesi olarak yorumlamaktadırlar ve çocuk sahibi olanların, kendilerinden önce başkalarının iyiliğini düşünmeye daha çok eğilimli olduklarına dikkat çekmektedirler (Larache 2011).

4.3.2.4.Eğitim Durumu

Yapılan çalışmalara göre, eğitim düzeyi yüksek olan kişiler, organik ürünlere karşı pozitif bir tutuma sahip olup üretim süreci ve metotları hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar (Çelikkanat 2008).

Eğitim düzeyi yüksek olan kişiler, organik gıdalar ile ilgili farklı söylemleri ve görüşleri karşılaştırabilme güvenine sahiptirler. Ayrıca bu kişiler organik gıda tüketimi için daha fazla para ödemeye razı ve de eğitimli kişilerdir. Ancak tüketicileri çevre dostu ürünlere daha fazla para ödemeye razı olmasında eğitim düzeyinin herhangi bir etkisinin bulunmamaktadır. Ancak eğitim düzeyi arttıkça gıda maddelerinde bulunan kalıntılar sonucu sağlık problemi ile karşılaşma riski algısı da artmaktadır (Çelikkanat 2008).

Hollanda’da 15-16 yaş arasındaki öğrencilerin katıldığı anket sonuçları, düşük seviyede ya da yüksek seviyede eğitim gören öğrenciler arasındaki farklılığın önemli olduğunu vurgulamaktadır. Düşük seviyede eğitim gören öğrencilerin ortalama % 35’i ile karşılaştırma yapıldığında, yüksek seviyede eğitim gören öğrencilerin ortalama % 62’si organik gıdaların hayvan ve çevre dostu, sağlıklı ve pahalı olmadığını düşünmektedir. Eğitim düzeyi ve organik bilgisi arasında pozitif bir ilişki vardır. Yüksek seviyede eğitim gören öğrenciler, düşük seviyede eğitim gören öğrencilerden daha fazla bir bilgiye sahiptirler. Daha fazla bilgiye sahip olanlar daha olumlu bir tutum sergilemektedirler. Araştırma öncesinde organik gıdaları denemiş olan katılımcılar, daha öncesinde organik gıdaları hiç denememiş olan katılımcılardan daha olumlu bir tutum sergilemişlerdir (Organik gıdaları daha önce denememiş olan katılımcılar, organik gıdaları sevmedikleri anlamına gelmektedir). Genel olarak eğitim, cinsiyetten daha fazla önem taşımaktadır (Stobbelaar 2007).

4.3.2.5.Gelir

Organik ürünlere yönelik talebin ülkemizde yeterince gelişmemesinin nedenlerinin biri ortalama gelir düzeyinin düşük olmasıdır. Ülkemizde gıda güvenliği de tüketicilerin eğitim ve gelir düzeyinin yükselmesi sonucu ön plana çıkarak büyük önem kazanmıştır.

Tüketici geliri artışı ve nüfus artış hızının aynı eğilimle devam etmesi, aynı zamanda mevcut tarımsal politikaların iyileştirilmesi ile gelecekte kişi başına organik gıda tüketimi artacaktır.

Gelir ve çevreye olan duyarlılık arasındaki ilişki üzerine yapılan akademik çalışmalar farklı sonuçlar vermiştir. Bazı çalışmalar, yüksek gelir gruplarının düşük gelir gruplarına göre çevresel konulara daha duyarlı olduğu sonucunu ortaya koyarken bazı çalışmalar ise bunun tersini ortaya koymuştur.

Tüketici geliri ne kadar düşük ise, gelirden gıda maddelerine ayırdığı pay da o kadar fazla olmaktadır ve gelir arttıkça bunların tüketimi aynı oranda artmayacağı için, gıda maddelerinin tüketim harcamaları içindeki payı azalacaktır. Giyim, konut, ısınma ve aydınlatma gibi ihtiyaçları karşılamak için gerekli malların tüketimine ayrılan gelir payları, gelir düzeyi ne olursa olsun pek değişmemektedir. Yani gelir arttıkça gelirden bu maddelerin tüketimine ayrılan paylar artmaktadır (Hız 2009).

Organik ürüne fazladan ödeme yapma olasılığı, satın alınan miktar ve hanedeki kişi sayısı ve geliri ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Ancak bu olasılık organik ürünün fiyatı yükseldikçe azalmaktadır. Aynı şekilde hali hazırda satın alınan konvansiyonel ürünün fiyatı yüksekse, üzerine fazladan para vererek organik ürünü satın alma olasılığı da azalmaktadır (Kayahan 2005). Tüketiciler organik gıdalara, her zaman satın aldıkları konvansiyonel gıdalardan daha fazla ödeme yapmak istememektedirler. Satın aldıkları ürünün ödedikleri fiyat açısından değer bulup bulmadığını düşünmektedirler.

Ülkemizde organik gıda ürünlerinin perakende fiyatı yüksektir. Çünkü tedarik sürecine hem çiftçiler hem de denetim firmaları girmektedir. Ürün tarladan rafa gelene kadar sürece birçok aracı dahil olmaktadır. Sertifikasyon kuruluşlarının maliyetinin yüksek olduğu göz önünde bulundurulduğunda, üreticilerin elde ettiği kar tüketicilerin talebine göre değişmektedir.

4.3.3.Organik Gıda Tüketici Davranışlarında Sağlık Endişesi, Kalite Standartları, Gıda