• Sonuç bulunamadı

Tükenmişlik sendromunu araştırmak için yapılan çalışmalar Maslach ve Goldberg’in ilk adımı atmasından sonra sürekli hızlanan bir ivme ile günümüze kadar gelmiştir. Maslach, tükenmişlik ile ilgili yapılan çalışmaları Öncül Dönem ve Deneysel Dönem olmak üzere iki kısımda incelemiştir (Maslach ve diğerleri, 2001: 399).

Öncül dönem, tükenmişlik çalışmalarının 1970’lerden başlayarak 1980’lere kadar olan dönem içinde incelenmesidir. Yapılan çalışmalar, kavramların tanımlanması ve açıklanması üzerine odaklanmıştır. Tükenmişliğe ilişkin klinik tanımlaması ilk olarak bu dönemde gerçekleşmiştir. Sosyopsikoloji üzerine çalışmaları ile tanınan Christina Maslach ve psikolog olan Freudenberger, tükenmişlik sendromunun klinik tanımlamasını gerçekleştirmişlerdir. Öncül dönem çalışmaları, Amerika’da hizmet sektörü çalışanları üzerine yoğunlaşmış ve bu dönemde bireylerin çalışma hayatında karşılaştığı etkileşimsel ilişkiler incelenmiştir (Sürgevil, 2006).

Deneysel dönem çalışmaları ise, 1980’lerden sonra ve günümüze kadar olan çalışmaları kapsamaktadır. Bu dönemde anketler, nicel ve nitel araştırma yöntemleri kullanılarak tükenmişlik kavramına deneysel bakış açısı kazandırılmıştır. Bireylerin tükenmişlik düzeyini anlayabilmek için çeşitli ölçekler geliştirilmiştir. Psikometrik sonuçlar açısından en doğru analizlerin yapıldığı ölçekler Maslach ve Jackson tarafından literatüre kazandırılan Maslach Tükenmişlik Envanteri olmuştur (Sürgevil, 2006). Bu dönemde, tükenmişlik çalışmaları hizmet sektörü dışında da incelenmeye başlanmıştır.

Tükenmişlik sendromu ile ilgili yapılan ve Google.akademik internet sitesinde en çok atıf alan uluslararası çalışmalar aşağıda belirtilmiştir.

1981 yılında Christina Maslach ve Susan Jackson’ın nitel yöntemler kullanarak sağlık sektöründe yaptıkları çalışma, tükenmişlik kavramının hatlarını belirlemiş ve çerçeve niteliği taşımıştır.

1985 yılında De Paepe ve arkadaşları eğitim sektöründe yaptıkları çalışmada öğretmenlerin tükenmişlik seviyelerini belirlemişlerdir.

1993 yılında Cynthia Cordes ve Thomas Dougherty, kavramsal bir araştırma yaparak tükenmişlik alanında yapılan ilk literatür çalışmasını gerçekleştirmişlerdir.

1993 yılında Raymond Lee ve Blake Asforth, işletmelerde insan kaynakları departmanlarında çalışan bireyler üzerinde tükenmişlik sendromunun alt boyutlarını ele almış ve tükenmişliğin sonuçları açısından değerlendirmede bulunmuşlardır.

1996 yılında Brett Drake ve Gautam Yadama, kâr amacı gütmeyen organizasyonlar arasında özellikle çocuk esirgeme yurtlarında yaptıkları çalışmada, ilk kez tükenmişlik kavramına ait değişkenleri Yapısal Eşitlik Modeli ile değerlendirmişlerdir.

1997 yılında Maslach ve arkadaşları, hizmet sektöründe yaptıkları çalışmada, Maslach tükenmişlik anketinin geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarını test etmişlerdir. Bu çalışma ilk defa kitap bölümü içinde ele alınmıştır.

2000 yılında Arnold Bakker ve arkadaşları, ilk defa sağlık sektöründe hekimlerin tükenmişlik düzeylerini belirlemeye yönelik çalışma gerçekleştirmişlerdir.

2001 yılında Whitehead, eğitim sektöründe yaptığı çalışmada öğretmenlerin stres seviyesi ve tükenmişlik sendromu ilişkisini araştırmıştır.

2001 yılında Veerle Breninkmeyer ve arkadaşları eğitim sektöründe yaptıkları çalışmada depresyon konusunu ele almış ve eğitimcilerin tükenmişlik sendromu ile ilişkilerini belirlemiştir.

2002 yılında Hsieh Y. ve A. Hsieh hizmet sektöründe yaptıkları çalışmada, işyeri çalışma istasyonunun standardize edilmesi, işgörenlerde rol belirsizliği ve stresi gibi işsel unsurlar ile işgörenlerin tükenmişlik düzeyi arasında ilişki araştırılmıştır.

2005 yılında, Eriksson Hallberg Ulrika tarafından sağlık sektöründe yapılan çalışmada, kişilik türleri (özellikle A tipi kişilik) ve tükenmişlik arasındaki ilişki araştırılmıştır.

2006 yılında, M. Borritz hizmet sektöründe yaptığı çalışmada, tükenmişlik sendromunun psikolojik ve ruhsal bir rahatsızlık olması durumunu ilk kez araştırmıştır.

2006 yılında Piko sağlık sektöründe yaptığı çalışmada, sağlık çalışanlarının rol çatışması ve iş doyumu kavramları ile tükenmişlik sendromu ilişkisini araştırmıştır.

2008 yılında Wilmar Schaufeli ve arkadaşları tükenmişlik sendromunun nedenlerini kitap bölümü olarak ele almışlardır.

2011 yılında Bittner ve arkadaşları, tükenmişlik sendromuna yönelik tıbbi müdahaleler üzerinde çalışmalar yapmıştır.

2011 yılında Mohammed Reza Akhavan Anvari ve arkadaşları, Beş Faktör Kişilik Özelliği ile tükenmişlik sendromu arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır.

2013 yılında Marcus Oldenburg ve arkadaşları il defa denizcilik alanında tükenmişlik sendromu değişkenlerini ele almış ve deniz çalışanlarının psikososyal gelişmelerini takip etmiştir.

2014 yılında Mara Bria ve arkadaşları sağlık sektöründe Maslach tükenmişlik ölçeğini Yapısal Eşitlik Modeli ile değerlendirmiştir.

2015 yılında Genly, tükenmişlik sendromuna yönelik literatür taraması yapmış ve genel açıklamalarda bulunmuştur.

2016 yılında T.V. Agibalova ve V.A. Kozin, narkoloji uzmanları üzerine yaptıkları çalışmada duygusal tükenmenin alkol bağımlılığı ile ilişkisini araştırmışlardır.

2017 yılında Rodríguez ve arkadaşları eğitim sektöründe yaptıkları çalışmada kişilerarası iletişim yeteneğinin tükenmişlik sendromu üzerine etkisini araştırmışlardır.

2018 yılında Larissa Santi Fernandes ve arkadaşları Brezilya’da bulunan Estadual Paulista Üniversitesi hastanesinde alkol ve sigara kullanımının bireylerde tükenmişlik sendromuna etkisini araştırmışlardır.

Tükenmişlik sendromu ile ilgili yapılan ve Google.akademik internet sitesinde en çok atıf alan ulusal çalışmalar ise aşağıda ele alınmıştır.

2004 yılında, Gündüz, eğitim sektöründe yaptığı çalışmada, öğretmenlerin mesleki özelliklerinin tükenmişlik sendromu üzerine etkisini araştırmıştır.

2005 yılında Çalık, sağlık sektöründe yaptığı çalışmada, hemşirelerin duygusal tükenme sendromu ile duyarsızlaşma durumlarını ele almıştır.

2008 yılında Güler Arı Sağlam ve Emine Çına Bal, tükenmişlik sendromunun iş hayatında meydana getirdiği olumsuz sonuçları literatür taraması ile değerlendirmişlerdir.

2008 yılında Kadir Ardıç ve Sema Polatçı eğitim sektöründe yaptıkları çalışmada akademi çalışanları üzerine kişilik özellikleri ve duygusal tükenme araştırmaları yapmışlardır.

2010 yılında Kurt, denizcilik sektöründe, gemi adamlarının yaşamış olduğu tükenmişlik sendromuna dikkat çekmiştir.

2010 yılında Mehmet Halit Yıldırım ve Leyla İçerli, Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve Kopenhag Tükenmişlik Ölçeğini karşılaştırmış ve aralarında benzerlik olduğunu dile getirmişlerdir.

2013 yılında Meryem Aybas ve arkadaşları iş güvenliği ve tükenmişlik arasındaki ilişkiyi araştırmış ve iş güvensizliği durumunda tükenmişlik sendromunun artış gösterdiğini bulmuşlardır.

2014 yılında Tekin ve arkadaşları tükenmişlik ve örgütsel bağlılık kavramı arasındaki ilişkiyi incelemiş ve tükenmişlik sendromu ile örgütsel bağlılık algısı arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.

2015 yılında Örki, tükenmişlik sendromunu örgütsel anlamda değerlendiren literatür taraması gerçekleştirmiştir.

2015 yılında Hürriyet Bilge ve Buket Aydilek polisler üzerinde yaptıkları çalışmada orta seviyede tükenmişlik sendromuna rastlamışlardır.

2016 yılında Tülay Çivici, inşaat sektöründe mimarlar üzerine yaptığı çalışmada iş doyumu, demotivasyon faktörleri ve tükenmişlik arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Demotivasyon unsurlarının iş doyumunu olumsuz ve tükenmişlik olgusunu ise olumlu yönde etkilediğini keşfetmiştir.

2017 yılında Rabia Köseoğlu ve Halis Demir amaç yönelimli kişilik özelliği ve tükenmişlik arasındaki ilişkiyi araştırmışlar ve yüksek ego sahibi bireyler duygusal tükenmenin yüksek olduğu; amaç yönelimli kişilik özelliği arttıkça tükenmenin azaldığı keşfedilmiştir.