• Sonuç bulunamadı

Bireyler değişik durumlarla karşı karşıya kalmaları ve farklı tutum, algılama, ideoloji, ve hatta demografik değişkenlere sahip olmaları sebepleri ile tükenmişlik olgusuna farklı tepkiler verebilirler (Frıedman,1995:281).

1.4.1 Sağlık belirtileri:

Bireyin psikolojik durumu göz önünde bulundurularak özellikle iş stresi ve bu stresi tetikleyen faktörler tartışılmalıdır. Stres bireyin karmaşık fiziksel yeterliliğini azaltmakta ve buna bağlı olarak bireyin bilişsel yeterliliği de körelmektedir. Stres bireyin bağışıklık sistemini zayıflatmakta ve bu yüzden bireyin hastalıklara yakalanma oranı artmaktadır. Sadece hastalık olarak değil; örneğin kronik yüksek

tansiyon bireyin stres düzeyi ile ilişkilidir. Deneysel çalışmaların sonuçlarına bakıldığında; iş stresinin bireyin fiziksel sağlığına etkisi (özellikle kalple ilgili) ve psikolojik sağlığına etkisi (yetersizlik duygusu vb) olduğu bulunmuştur. Ayrıca, iş stresinin kişinin; aile ilişkilerinde bozukluk, kişisel olarak kendine zarar verme gibi durumlarda özel hayatına da etkisi vardır (Leiter ve Maslach, 2001:415) Đş stresi, yıllar boyunca işin nitelikleri, kişisel durumlar ya da başka faktörlere bağlı olabilir (Capel,1991:36).

Tükenmişliğin üç bileşeni içinde bitkinlik herkes tarafından kabul edilen stres değişkenlerine en yakın olanı ve en kolay tahmin edilebilenidir. Bitkinlik genel olarak; baş ağrısı, kronik yorgunluk, mide ve bağırsak ağrıları, kaslarda gerginlik, hipertansiyon, soğuk algınlığı, grip ve uyku bozuklukları gibi fiziksel belirtilerle de kendini gösterir. Bu psikolojik-fizyolojik belirtiler aslında sürekli artan stresin belirtisidir. Benzer olarak, bu tür belirtiler tükenmişlik ile madde kullanımı gibi durumlarda da gözlenmiştir (Maslach ve Leiter, 2000:358,Terry,1997:5)

Engellenmişlik hissi ve sinirlilik tükenmişliğin belirgin özelliklerindendir.

Birey kendisini engellenmiş hisseder; çünkü hedeflerine ulaşmaktan alıkonulmuştur. Eğer birey, işi üzerindeki kontrolünü kaybetmiş ya da işini yapmak için gereken kaynaklardan yoksun bir durumdaysa, bu durumda onu hedefine götüren kariyer yolu üzerindeki engelleri de aşamayacaktır. Buna ek olarak birey, beklediği ödülleri de alamıyorsa, kendisini yetersiz hissetmesi hiç te şaşırtıcı olmayacaktır. Harcanan zaman ve çabanın bir sonucu olarak da birey kendisini tükenmiş hissedebilecektir. Bireyin engellenmişlik duygusuna eşlik eden sinirlilik hali; insanlara karşı negatif tepkiler ve işe karşı duyarsızlaşmayı tetikleyecektir. Bu negatif tepkiler için, bir günah keçisi arayışına giren birey, kendi problemleri için diğerlerini suçlamaya başlayacak ve onlara verdikleri tepkiler daha cezalandırıcı ve saldırgan olacaktır. Bununla birlikte, sinirli olan birey işini yapış şekli konusunda daha katı olacak ve kendisini yeni alternatiflere kapatacaktır (Sürgevil,2005:18) .

Tükenmişlik için; zihinsel, fiziksel ve psikolojik belirtiler aslında çok karmaşıktır. Tükenmişliğin, sonradan ortaya çıkan zihinsel yetersizlik ile bağlantılı

olduğu da iddia edilir. Ayrıca tükenmişliğin kaygı, huzursuzluk ve depresyon ile de ilişkili olduğu düşünülmektedir. Fakat, tüm bunlara ek bir hipotez olarak tükenmişliğin aslında bu tür ruhsal rahatsızlıklar ile kendini gösterdiği, aslında bu rahatsızlıkların sebebi olmadığı da savunulmaktadır. Tükenmişliğin farklı bir olgu olmasına rağmen, bu tür tartışmalar aslında temel olarak depresyon için yapılmaktadır. Araştırmalar ise bu iki olgunun (Tükenmişlik ve depresyon) farklı olduğunu ortaya koymuştur: depresyonun aksine tükenmişlik, iş ile ilgili bir konu olup, duruma özeldir ve daha geniş çerçevede irdelenecek bir konudur (Maslach ve Leiter, 2000:358). Bazı araştırmalar; psikolojik tükenmişliğin kökenlerini ve sonuçlarını tanımlamışlardır, fakat bazıları da nedensellik soruları üzerinde araştırmalar yapmışlardır. Varolan bu çalışmalar psikolojik tükenmişlik ve mesleki başarı arasındaki ilişkiyi de göz önünde bulundurmaktadır. Bu iki alan arasındaki ilişki hala kesin olarak açıklığa kavuşmuş değildir (Wolpin, 1991:193).

1.4.2 Đş davranışları:

Tükenmişliğin diğer belirtilerine kıyasla, başkaları tarafından daha kolay gözlemlenebilen davranışsal belirtiler; aslında bir anlamda tükenmişliğin ciddi bir boyuta ulaştığının da bir göstergesidir. Đçinde yaşadığı karmaşayı uzun bir süre boyunca saklamaya çabalamış birey için; tükenmişlik duygusu bir anlamda, bireyin içinde saklayamayacağı kadar huzursuzluk vermektedir (Sürgevil,2005:19).

Tükenmişlik çok çeşitli şekillerde işe ara verme ile ilişkilidir; işe gelmeme, işi bırakmaya niyetlenme gibi. Fakat, işe devam bireyler için üretkenliğin azalması ve iş yerinde daha az etkili olma olarak kendini gösterebilir. Bir başka deyişle tükenmişlik; işte daha verimli olmak için ortaya çıkan fırsatları görmeyi engellemekte; bu yüzden işte daha az tatmin ve işle ilgili daha az fikir sunma ile çok ilişkili olmaktadır (Maslach ve Leiter, 2000:358). Yeni başlayan öğretmenlere yönelik yeterli çalışma olmamasına rağmen son zamanlarda yapılan bir çalışmada işi bırakma ile tükenmişlik arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur (Weisberg &

Sagie, 1999, s. 338).

Tükenmişlik ile meslekte çalışma süresinin ilişkili bulunduğu çalışmalarda genel olarak ilk 5 yıldan sonra tükenmişliğin yaşanma olasılığının azaldığından söz edilmekte, özellikle 5 yıldan fazla çalışan bireylerin kişisel başarı puanlarının daha yüksek olduğu ve meslekten ayrılma düşüncelerinde de azalma olduğu belirtilmektedir. Bireyin eğitim düzeyinin ise aslında beklenti düzeyi ile ilişkili olduğu düşünülebilir. Eğitim düzeyleri yükseldikçe, bireylerin mesleğe ilişkin beklentileri daha yüksek olmakta ve bunların karşılanamaması tükenmişliğin yaşanma olasılığını arttırmaktadır. Ayrıca bireyin aldığı eğitime uygun olmayan bir işte çalışıyor olması da tükenmişliğinin gelişimine katkıda bulunmaktadır (Çokluk,1999:17).

Tükenmişlik duygusu yaşayan insanlar, iş arkadaşlarına karşı da kendi içlerinde olumsuz duygulardan, streslerinden dolayı olumsuz tutum içindedirler; bu yüzden onları da umutsuz bir tutum içine sürüklerler. Bu bilgilere göre;

tükenmişliğin bulaşıcı olduğunu ve iş dışındaki ilişkilerle de desteklendiğini savunulabilir. Ayrıca tükenmişlik sadece iş yaşantısını değil, kişinin ev hayatını, özel hayatını da çok ciddi şekilde etkiler (Maslach ve Leiter, 2000:358).

Yirminci yüzyılda ortaya çıkan modern hayat koşulları, sosyal ve teknolojik alanlarda getirdiği yeniliklerle insanlar için hem pek çok fırsat sunmakta hem de onları çeşitli gerginliklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu olumlu ve olumsuz zorlanmalar karşısında insanın durumu stres konusuna duyulan ilgiyi arttırmaktadır (Torun, 1995:3).

Genellikle tükenmişlik bir çeşit iş stresi olarak da kabul edilmekte, aynı nedenlerle ortaya çıktığı kabul edilen üç boyutu kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Bireyde tükenmişlik, duygusal tükenme ile duyarsızlaşmanın artması, kişisel başarının ve başarı duygusunun azalması ile ortaya çıkmaktadır (Maslach ve Jackson, 1985).

Öğretmen tükenmişliği ise; duygusal ve fiziksel duruma ait yorgunluğun birincil özelliği, sürdürülen öğretmen stresinin sonucundaki belirtidir (Cunningham, 1983).

Tükenmişlik kavramı ile ilgili en önemli nokta, insanlarla yüz yüze ilişki gerektiren mesleklerde daha fazla görülmesidir. Nitekim bu alanda yapılan çalışmalarda en fazla incelenen meslek grupları sağlık personeli, öğretmenler, polisler, avukatlar ve çeşitli iş yerlerinde müşteri hizmetleri veren kişilerdir.

Türkiye de yapılan bir çalışma sırasında, doktor günde 30–40 hastaya baktığını söyledikten sonra “akşam olduğunda hastalar gözüme hamam böcekleri gibi görünüyorlar, tahammül edecek, dert dinleyecek halim kalmıyor” şeklinde bir ifade kullanmıştır. Bu ifade tükenmişlik kavramının en açık tanımlarından biri olarak kullanılabilir (Ergin,1995:37).

Benzer Belgeler