• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: İÇME SUYU KAVRAMI VE KAPSAMI

1.5. Su ile İlgili Kuruluşlar

Su, medeniyetler için çok önemli bir doğal kaynak olduğundan bütün büyük uygarlıklar su kenarında kurulmuştur. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte sudan faydalanma şekilleri ve su kullanım oranları artmıştır. Su kaynaklarının sulama suyu,

enerji üretimi gibi pek çok amaç için geliştirilebilmesi, ülkelerin ekonomik kalkınmasında suyun vazgeçilmez bir yer edinmesini sağlamıştır. Ancak teknolojinin ilerlemesi, su kaynaklarından azami faydanın sağlanmasına aracı olmakla birlikte, bu ilerlemeye paralel olarak sanayileşmenin ve şehirleşmenin de artmasını sağlamıştır. Bu durum da çevre kirliliğini ve özellikle su kirliliğini gündeme getirmiştir. Giderek önemli boyutlara ulaşan su kirliliği, ülkeleri ciddi önlemler almaya zorlamıştır. Bu da suyla ilgili pek çok mevzuatın oluşması sonucunu doğurmuştur (Ünal, 2011: 69).

Su kaynakları yönetiminde, idari sınırlar (il, ilçe, köy, belediye, vb.), arazi kullanımları (orman, tarım, içme suyu, vb.) ve kurumsal yetkiler kanunlara göre düzenlenmektedir. Bu yüzden yönetim, birden fazla kurum arasında paylaşılarak, parçalı bir yapıya dönüşmektedir. Kurumlar, yetkileri çerçevesinde su kaynaklarına ilişkin faaliyetleri yürütmektedir. Yönetimde yer alan kurum ve kuruluşlar, merkezi ölçekten, yerel ölçeğe doğru (taşra teşkilatları) geliştirilmiş bir hiyerarşik yapıya sahiptir (Karadağ, 390). Su kaynakları yönetiminde görev alan kuruluşlar aşağıda yer almaktadır.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın (OSİB) kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması; 6 Nisan 2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 29 Haziran 2011 tarihinde kararlaştırılmış olup bakanlığın görevlerinden bazıları su kaynaklarının korunmasına ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasına dair politikalar oluşturmak ve ulusal su yönetimini koordine etmektir (İlhan, 2011: 74).

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar; DSİ Genel Müdürlüğü Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü’dür. Bakanlıkta bulunan doğrudan su yönetimi ile ilgili hizmet birimleri ise Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğüdür (İlhan, 2011: 75).

DSİ Genel Müdürlüğü, Türkiye’deki bütün su kaynaklarının plânlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesinden sorumlu, Merkezi Yönetim Bütçesine tabii genel bütçeli yatırımcı bir kamu kuruluşudur. DSİ kendine verilen; taşkın koruma, sulu ziraati yaygınlaştırma, hidroelektrik enerji üretme ve büyük şehirlere içme suyu temini yanı sıra Belediye Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine de İçme suyu temini gayelerini etkin bir şekilde yerine getirebilmek ve bu dört maksadın ortak noktası olan baraj çalışmaları konusunda öncelikli faaliyetlerini sürdürmektedir. Aynı zamanda Türkiye’deki su kaynaklarının çeşitli kullanım maksatlarına tahsisinde otorite kuruluştur (www.dsi.gov.tr).

Sulama birlikleri ise DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kurulmuş, planlama veya inşa safhasında bulunan sulama tesislerini amaçlarına uygun biçimde kullanmak, işletmek, DSİ’nin onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakımı, onarımı ve yönetimi sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevlendirilmiştir (İlhan, 2011: 86).

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB), her türlü atık ve kimyasalların yarattığı kirlilik tespiti ve bunlara karşı alınacak önlemlerle beraber, yenilenebilir enerji kaynakları başta olmak üzere temiz enerji kullanımını desteklemek, yer üstü ve yer altı sularının, denizlerin ve toprağın korunması, kirliliğin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla; hedef ve ilkeleri, kirletici unsurları belirlemek, kirliliğin giderilmesi ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları tespit etmek, uygulanmasını sağlamak, yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğine karşı hazırlıklı olmak, müdahale ve mücadele kapasitesini artırmak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak, acil müdahale plânları yapmak, yaptırmak; çevrenin korunması ve yer üstü ve yer altı su, deniz ve toprak kirliliğinin önlenmesi amacıyla uygun teknolojileri belirlemek ve bu maksatla kurulacak tesislerin vasıflarını saptamak, bu çerçevede gerekli tedbirleri almakla yetkilendirilmiştir (TMMOB, 2009: 25).

ÇŞB bünyesindeki bazı hizmet birimleri ise Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü, İmar ve Kentsel Altyapı Genel Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Çevresel Etki Değerlendirmesidir. Bu birimlerden su yönetimi konusuyla en doğrudan ilişkili olan hizmet birimi İller Bankası’dır (İlhan, 2011: 75- 76). İller Bankası, belediyelere su ve kanalizasyon işleri de dahil olmak üzere altyapı projelerine kredi açmak için kurulmuştur. Aynı zamanda yerel yönetimlere söz konusu projelerde teknik yardım vermek amacıyla da yapılandırılmıştır (TMMOB, 2009: 24- 25).

Türkiye’deki su tüketiminin %74’ünün tarım sektörüne ait olduğundan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) su yönetiminde önemli bir yere sahiptir. GTHB’nin görevi bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri üretiminin geliştirilmesi, tarım sektörünün geliştirilmesine ve tarım politikalarının oluşturulmasına yönelik araştırmalar yapılması, gıda üretimi, güvenliği ve güvenirliği, kırsal kalkınma, toprak, su kaynakları ve biyoçeşitliliğin korunması, verimli kullanılmasının sağlanması, çiftçinin örgütlenmesi ve bilinçlendirilmesi, tarımsal desteklemelerin etkin bir şekilde yönetilmesi, tarımsal piyasaların düzenlenmesi gibi ana faaliyet konularının gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak; gıda, tarım ve hayvancılığa yönelik genel politikaları belirlemek, uygulanmasını izlemek ve denetlemektir (İlhan, 2011: 78).

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Hayvancılık Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü gibi su ile ilgisi olan birçok hizmet birimini bünyesinde barındırmaktadır (İlhan, 2011: 78).

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) enerji sektörü ile ilgili politikaları ve enerjinin çevresel sürdürülebilir kullanımı, enerji verimliliği ve

yenilenebilir enerji kaynaklarını içeren temel hedefleri belirlemekle yükümlüdür. Bu bağlamda su, enerji üretiminin en önemli bileşenlerinden biri olduğu için enerji planlamalarında su sektöründen ne kadar ve nasıl yararlanılacağı hususundaki kararlara müdahil olmaktadır (TUSİAD, 2008b: 163). ETKB’da suyla doğrudan ilgili bir kurum olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ise Su Kullanım Hakkı (SKH) yönetmeliği olarak bilinen düzenlemede DSİ ile birlikte çalışmaktadır (İlhan, 2011: 79).

Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE), Türkiye’nin hidrolik, rüzgâr, jeotermal, güneş, biyokütle ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları öncelikli olmak üzere tüm enerji kaynaklarının değerlendirilmesine yönelik ölçümler yapmak, fizibilite ve örnek uygulama projeleri hazırlamak; araştırma kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak pilot sistemler geliştirmek, tanıtım ve danışmanlık faaliyetleri yürütmek üzere görevlendirilmiştir. Bu göreve bağlı olarak, EİE suya bağlı bütün ölçümleri ve su enerjisine bağlı projeleri gerçekleştirmektedir (TMMOB, 2009: 25).

Sağlık Bakanlığı insan sağlığını korumak amacıyla, içme suyunun kalitesinin izlenmesi, kontrolü, fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik analizlerinin yapılması ve klorlama işlerinin yürütülmesinde sorumludur (Karadağ, 392). “Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik” ve “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” olmak üzere doğrudan su ile ilgili yönetmeliği bulunmaktadır.

Büyükşehir belediyesi kurulmuş olan yerlerde, su ve kanalizasyon hizmetleri büyükşehir belediyesinin görev ve yetki alanı içerisindedir. Büyükşehir belediyelerinde su ve kanalizasyon hizmetleri, bu belediyelere bağlı olan Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü örgütlenmesi ile yürütülmektedir. Bu düzenleme ilk olarak 1981 yılında İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) kurularak İstanbul için yapılmış, ancak daha sonra bu düzenleme büyükşehir

belediyesi unvanı kazanan tüm belediyelerde uygulanmıştır. İSKİ Modeli, büyükşehirlerde su ve kanalizasyon hizmetlerinin görülme biçimi şeklinde tanımlanabilir (TMMOB, 2009: 26).

Sular Hakkında Kanun’a göre, belediye tüzel kişiliği bulunan yerlerde kamunun gereksinimini karşılamaya yönelik suların sağlanması ve yönetimi belediyelerin görevidir. Suların tesis, idame ve isale masrafları belediyeler tarafından karşılanır ve belde halkının kullanımına özgü suların kaynakları belediye sınırı dışında bulunsa bile, suyollarının ve kaynaklarının bakımı ve onarımı, temizlenmesi, suyun sağlık şartlarına uygun bir halde bulundurulması belediyelerin görevidir. Ortaklaşa idare edilecek sular da ilgili yerin Belediye Kanunu’na göre kuracakları sulama birlikleri eliyle yönetilebilecektir (TMMOB, 2009: 26).

İl özel idaresi, Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç ilin çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde; imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında yapmakla görevli ve yetkilidir (www.mevzuat.gov.tr).

Diğer sektör birlikleri ise Türkiye Odalar Borsalar Birliği, Sanayi Odaları, Ticaret Odaları ve sektörel olarak kurulmuş Çimento Müstahsilleri Birliği, Kireç Üreticileri Birliği gibi birimler mevzuat ile ilgili uygulamalarda sektörel yaklaşımlar vb. benzeri konularda bilgilendirme, yaptırım ve denetim konularında çalışmalar yürütmekle sorumludur. Bu sektör birliklerinin su temini, kullanımı, deşarjı ve arıtılması, yönetimi konularında dolaylı ilgileri bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye

Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Yüksek Teknoloji Enstitüleri, Üniversiteler, Üniversitelerin Enstitüleri ve Araştırma Merkezleri ile diğer araştırma amaçlı kurumlar genelde çevre kirliliği ve kontrolü kapmasında su konusunda teknolojileri ve gelişmeleri takip edip danışmanlık hizmetleri vermektedirler (TUSİAD, 2008b: 174-175).