• Sonuç bulunamadı

SUÇUN ÖZELLİKLERİ

B. TARİHSEL GELİŞİM

III. SUÇUN ÖZELLİKLERİ

1. Tek Failli ve Çok Failli Suç Kavramı ile Suça İştirak Kavramı a. Tek Failli ve Çok Failli Suç Kavramı

aa. Genel Olarak

Kanunkoyucu, davranış normları ile koruma altına alınan, hukuki değerlere tecavüz niteliğindeki ve haksızlık içeriği olan bazı insan davranışlarını suç saymaktadır.68 Ceza kanunlarında suçlar genel itibari ile tek bir kişinin işleyebileceği

suçlar olarak tanımlanmıştır. Ancak bazı suç tiplerinde suçun oluşabilmesi için birden fazla kişinin varlığı şart koşulmuştur. Yani kanun suçun oluşması için aynı veya farklı yönde hareket eden birden fazla kişinin suça katılımını zorunlu kabul etmiştir

69 Örneğin hakaret suçu tek bir kişi tarafından işlenebilen bir suç iken, rüşvet suçu

rüşvet alan ve rüşvet veren şeklinde birden fazla kişinin katılımı ile işlenebilen suçlardandır. Bu tür suçlara özgü suç da denmektedir.

Doktrinde faillik kavramının “Genel Suçlar ve Özgü Suçlar” ile “Bizzat İşlenebilen Suçlar” şeklinde yapılan ayırımlar kapsamında ele alındığı da görülmektedir. 70

bb. Tek Failli Suç Kavramı

Bu tür suçlar tek bir kişinin işleyebileceği suçlardır. Ceza kanunlarında düzenlenen suçların çoğu tek bir kişiyle işlenmesi mümkün olan suçlardır. Kasten yaralama, hırsızlık, dolandırıcılık gibi birçok suçun bir kişi tarafından işlenmesi mümkündür.71 Kanunda suçun işlenmesi için birden fazla kişinin zorunlu kılınmadığı

tüm suçlar tek bir kişi ile işlenebilir.

Bazı suç tipleri ise özel faillik niteliği taşıyan kişiler tarafından işlenebilir. Kanun ve doktrinde bu tür suçlara özgü suç denmektedir. Özgü suçlarda suçun failinin diğer insanlara göre özel yükümlülüğü söz konusudur. Bu özel yükümlülük

68 ÖZGENÇ, Genel Hükümler, s. 441; YILDIZ, İlknur Ebiz, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu, Yüksek Lisan Tezi, s. 43, YÖK Resmi İnternet Sitesi, Erişim Tarihi 09.02.219

69 TOZMAN, s. 109

70 AKBULUT, Genel Hükümler, s. 362-363-364-365-366 71 KAVLAK, s.291

kendi hukuk alanından kaynaklanabileceği gibi başka alanlardan da kayanaklanabilir.

72

cc. Çok Failli Suç Kavramı

Çok failli suçlar çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. İlk olasılıkta tek bir kişiyle işlenebilen bir suça birden fazla kişinin katılmasıdır. (Bu anlamda kişiler, suçun faili veya şeriki konumunda bulunabilirler.) Bu durum suça iştirak kavramıyla eş anlamlıdır. İkinci olasılık kanunun getirdiği hükümle birden fazla kişinin suça katılması durumunda bunun cezayı artıran nitelikli hal olarak kabul edilmesidir. (Örneğin yağma suçunun (TCK 149) birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi)73

Bazı durumlarda birden fazla kişinin varlığı halinde suçun daha ağır cezalandırılması gündeme gelmektedir. Bu hallerde birden fazla kişinin varlığı suçun nitelikli hali olarak kabul edilmektedir. Örneğin kaçakçılık suçları tek bir kişi ile işlenebildiği halde, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 4/2 maddesinde suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmekte ve eylem daha ağır cezalandırılmaktadır.

Asıl konumuzu ilgilendiren son olasılık ise, bazı suçlarda şahısların çokluğunun kanunî tip tarafından kurucu unsur olarak öngörülmesidir. Bu tür suçların oluşabilmesi için kanun, getirdiği tanımlamada birden fazla kişinin varlığını açıkça belirtmek ya da aynı yönde yahut birbirine karşı gerçekleştirilecek hareketlerde fail sıfatına haiz birden fazla kişinin katılımını aramak suretiyle, şart koşmaktadır. Bu suçlar ancak birden fazla kişinin katılımıyla işlenebilmektedir.74

Kanun bazen suça katılan kişi sayısını açıkça belirtir (konumuz olan suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu gibi (TCK 220/1)) Bazen de suçun işlenişine katılacak kişi sayısını kanunun anlatımından tespit ederiz (rüşvet suçunda (TCK 252) bir tarafta rüşvet alan, diğer tarafta rüşvet veren olmak üzere iki kişinin katılımının zorunlu olması gibi)

TCK’nın 220 maddesinde ifadesini bulan suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu çok failli suçlar arasında yer almaktadır. Zira kanunun açık hükmünde, “örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir” (TCK 220/1) denmek suretiyle

72 AKBULUT, Genel Hükümler, s.363 73 KAVLAK, s.298

üç kişinin varlığını suçun oluşması ve dolayısıyla örgütün oluşumu için kurucu unsur olarak ihdas edilmiştir. Bu suçun faili her hangi bir kimse olup, örgütün oluşumu için en az üç kişinin bir araya gelmesi zorunlu olduğundan, niteliği gereği ancak üç kişinin katılımıyla işlenebilmektedir.75 Şu an yürürlükte bulunmayan 765 sayılı Türk

Ceza Kanunu’nun 313. maddesinde “cürüm için teşekkül oluşturma suçu” için en az iki veya daha fazla kimsenin cürüm işlemek amacı etrafında birleşmesi aranmaktaydı.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu çok failli suçların hangi kategorisinde ele alınacaktır? Doktrinde genel kabul gören görüş bu suçların “tek taraflı” çok failli suçlar arasında ele alınması gerektiğidir.76 Bu tür suçlarda örgüt

üyelerinin iradeleri amaçlanan suçların işlenmesine yönelik olacağından suçun tek taraflı olarak kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca bu suç türünde, suçun işlenişine katılan kişiler aynı yönde hareket ettiklerinden ve aynı amaca kilitlendiklerinden, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu çok failli yakınsama suçları arasında da yer alır.77

Karşılaştırmalı hukuka baktığımızda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu için, Avusturya ve Arjantin Ceza Kanunu’nda en az üç, Brezilya Ceza Kanunu’nda en az dört kişinin varlığı aranmaktadır. Bunun dışında Fransız Ceza Kanunu asgari haddi tayin etmemiş, Yeni İtalyan Ceza Kanunu en az üç kişinin varlığını zorunlu görmektedir. Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (SÖSKBMS) nde bu sayı en az üç kişi olarak belirlenmiştir.78

b. Suça İştirak Kavramı

Suç teşkil eden fiil, bir kişi tarafından yalnız işlenebileceği gibi, birden fazla kişinin katılımı ile de işlenebilir. İştirak, bir veya birkaç suçu işlemek amacıyla birden fazla kişinin geçici bir süre için bir araya gelmesidir. Suça iştirakte birden fazla kişi neticeye ulaşmak için ortak bir irade ile hareket etmektedir. Bu irade suç işleme iradesidir. Bu nedenle suç işlemek amacıyla bir araya gelen kişiler tesadüfi

75 GÜLTAŞ, Veysel, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Etkin Pişmanlık, Bilge Yayınları, 1.Bası, Ankara 2008, s.19

76 Bkz. SANCAR, s.138 77 KAVLAK, s.310 78 ÇANAK, s.86

olarak bir araya gelmiş olsa bile tek taraflı veya karşılıklı olarak suç işleme iradelerini ortaya koymaları gerekmektedir.

Kanunda yapılan hareketi bizzat gerçekleştirmeyen kişiler suça iştirak edebilir.79 Şerik, kasten ve hukuka aykırı bir fiile, faillik niteliği olmayan bir katkı sağlamak suretiyle bir değerin hukuka aykırı olarak ihlal edilmesine neden olmaktadır. Yani şerik başkasının faillik niteliğinde bulunan bir eylemine katılmakta olup, katıldığı eylemin enazından kasten ve hukuka aykırı bir eylem olması gerekmektedir. Bu anlamda şerikliğin haksızlığı, önemli ölçüde esas fiilin haksızlığı ile belirlenmektedir.80

Bir suçun icrasına iştirak eden suç ortaklarının, bu suçun işlenişine bulundukları katkıların normatif bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bu itibarla iştirak şekilleri, suç ortaklarının sorumluluk statülerini oluşturmaktadır.81 Bu

kapsamda suça iştirak faillik yanında suç ortaklığını da içeren üst bir kavramdır. Faillik kendi içinde tek başına faillik ( doğrudan faillik ), birlikte faillik ( müşterek faillik ), dolaylı faillik ve yan faillik olarak dörde ayrılmaktadır. İştirak ise, azmettirme ve yardım etme olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu terimler suça katılan kişilerin suçtaki rollerine göre değişmektedir.82

Önemle belirtmek isteriz ki, suça iştirak için önceden anlaşma yapılmasına gerek yoktur. Buna göre anlaşmaya dahil olmayan bir kişinin de suça iştirak etmesi mümkündür. Suça iştirak eden kişinin diğer suça katılan kişiler gibi haksızlık içeren neticeye ulaşma amacını taşıması yeterlidir. Bu kapsamda tek taraflı bir irade ile suça iştirak etmek mümkündür. Bunun için suçu organize eden kişinin veya suça katılan diğer kişilerin rızasına gerek yoktur. Hatta diğer kişilerin rızasına aykırı olarak da suça iştirak edilebilir. Örneğin aralarında husumet bulunan bir komşusunun evine hırsızlık yapılacağını anlayan bir kimsenin komşusunu oyalayarak suçun işleneceği saatte eve gitmesini engellemesi örneğinde olduğu gibi suçun işlenmesini kolaylaştırarak yardım eden sıfatıyla ( veya suçtaki rolüne göre müşterek fail olarak )

79 AKBULUT, Berrin, Türk Ceza Kanunu ile Kabahatler Kanunu Genel Hükümlerinin Yaptırım Hükümleri Dışında Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi, 2. Baskı, Ankara 2014 ( Kabahat, 2. Baskı), s. 338

80 AKBULUT, Genel Hükümler, s. 687 81 ÖZGENÇ, s.444

suça iştirak edebilir. Örnekte olduğu gibi diğer kişilerin bilgisi olmadan da suça tek taraflı irade ile katılmak mümkündür. Yine kardeşinin hırsızlık yapmasını istemediği halde hırsızlık yapılıp evden çıkıldıktan sonra kardeşinin araba ile evin önünde hazır olması ve beraber suç yerinden ayrılmaları örneğinde olduğu gibi rızaya aykırı olarak da suça iştirak etmek mümkündür. Bu nedenle doktrinde iştirak kavramı için kullanılan “suç için anlaşma” ifadesinin hatalı olduğunu ifade etmek isteriz.

Suç yolunun her aşamasında ve en geç suç tamamlanana kadar suça iştirak etmek mümkündür. Suç tamamlandıktan sonra katılım olması halinde artık işlenen suçtan değil duruma göre suçluyu kayırma veya suç delillerini gizleme veya değiştirme suçu oluşacaktır.

2. Çok Failli Suç Kavramının Suça İştirakten Farkı

Çok failli suç kavramı ile suça iştirak kavramları birbirinden farklıdır. İştirakte belirli bir veya birkaç suçun işlenmesi için oluşan ortaklık ani ve tesadüfidir. Yani suç ortakları belirli bir suçun işlenmesi amacıyla birlikte hareket etmekte, suç işlendikten sonra ortaklık sona ermektedir. Bu halde ortaklar arasında devamlı bir işbirliği yoktur.83 Çok failli suçlarda, suçun oluşumunda yer alan kişiler, suça iştirak

eden ya da fiile ortak olan kişiler değil, bizzat suçun faili konumundadırlar ve bu failler suçun kurucu unsurunu teşkil etmektedirler. Bu sebeple belirtilen sayıda fail olmadan suçun işlenmesi mümkün değildir. Suça iştirakte ise suçun oluşabilmesi için faillerin birden fazla olması şart değildir. Suça katılma fail şeklinde olabileceği gibi, şerik şeklinde (azmettirme, yardım etme gibi) de olabilir. Bu anlamda iştirakte birden fazla failin bulunması şart değildir.84 Çok failli suçlar ceza kanunun özel hükümler

kısmında düzenlenmişken, suça iştirak ve iştirak statüsü genel hükümler kısmında düzenlenmiştir. Çok failli suçlar bağımsız ve aslî bir karaktere sahipken; suça iştirak ise tüm suçlara uygulanabilen ortak bir düzenlemedir.85 Suça iştirak tamamlayıcı ve

genişletici bir etkiye sahipken, çok failli suçlar bizzat yasa maddesinin düzenlenmesinde belirttiği unsurlardan kaynaklanmaktadır. Yani çok failli suçların cezalandırılması için iştirak hükümlerine başvurmaya veya sorumluluk statülerini

83 Önder /TOZMAN, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu, Nisan 2015, Adalet Yayınevi, 1. Bası, s. 114-115

84 CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide/ÇAKMUT, Özlem, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, Beta Yayınları, 1. Bası, İstanbul 2007, s.512

buna göre belirlemeye gerek yoktur; zira sorumluluk kanunun bizatihi kendisinden doğmaktadır.86

Çok failli suçlardan olan örgüt kurma suçu, iştirakten farklı ve onu aşan bir oluşumdur. İştirakte belirli bir veya birkaç suçun işlenmesi yapılan anlaşma ani ve tesadüfi iken suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda bu anlaşma devamlı ve bilinçli bir anlaşmadır. Suça iştirakte bir veya birkaç suçun işlenmesi için oluşan ortaklık suç veya suçlar işlendikten sonra ortadan kalkmaktadır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda ise gelişigüzel bir birleşme olmayıp, devamlılık arz eden ve suç işleme amacına yönelik devamlı bir oluşudur. Bu haliyle suç örgütleri devamlı olması ve üyeler arasında yoğun işbirliği olması itibari ile kamu barışı ve güvenliği için ciddi bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkmaktadır.87 Örgüt suçu bu

anlamda gelişi güzel fiili bir birlikteliği değil, suç işlemek ülküsü etrafında bir araya gelmiş kişilerden oluşan, yardımlaşma, organizasyon ve koordinasyonu disiplinli bir yapılanmayı ifade eder. 88 Madde gerekçesinde de belli bir suçu işlemek amacıyla bir

araya gelinmesi halinde örgüt değil iştirak ilişkisinden söz edilebileceğine vurgu yapılmıştır. Yine gerekçede, örgüt yapılanmasında iştirakten farklı olarak işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur bakımından somutlaştırılmasının zorunlu olmadığı da ifade edilmiştir.89 Örgütün sayısı belirsiz suç işleme ideali etrafında

birleşme ile kurulması yeterli olup amaçlanan suçların işlenmesi önemli değildir.90

İştirakte ise suça katılanların cezalandırılması için suçun en azından icra hareketlerine başlanmış olması gerekir. Zira 5237 sayılı TCK’nın 40. Maddesinin 3. Fıkrasında suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması zorunlu kılınmaktadır. Buna göre hazırlık hareketleri aşamasında olan bir suç nedeniyle bir araya gelen kişiler salt bir araya gelme iradesi nedeniyle cezalandırılamayacaklardır. Yani belirli bir veya birkaç suçun işlenmesi için oluşturulan geçici birliktelik ceza kanunu anlamında suç teşkil etmemektedir. Eğer bu birliktelik devamlı, işbölümüne dayalı, belirsiz sayıda suçu işlemek için oluşturulmuş ve bu suçları işlemeye elverişli araç ve gereçlere sahip

86 KAVLAK, s.301

87 TOZMAN, s. 114-115 88 YENİDÜNYA/İÇER, s. 14

89 Bkz. TCK Madde 220 Gerekçesi, YENİDÜNYA/İÇER, s. 15 90 YENİDÜNYA/İÇER, s. 19

olması halinde bir suç örgütünün varlığından bahsedilebilecek ve ceza hukuku anlamında cezai müeyyideye tabi bir yapılanma olarak ortaya çıkacaktır.

Örgütlü suç ve iştirak arasındaki diğer bir fark da azmettiren ile örgüt liderinin suç işleyen kişiler üzerindeki nüfuzlarıdır. Suça iştirakte azmettirenin emir ve tavsiyeleri sorgulanabildiği halde, örgüt suçunda ise örgüt lideri, örgüt kurucusu veya yöneticisinin emirleri sorgulanmaz, verilen emir ve talimatlar tam bir bağlılık içerisinde yerine getirilir.91

Suç işlemek amacıyla kurulan örgüt suçuna iştirak etmenin mümkün olup olmadığı hususuna gelince, çok failli suçlar çeşitli ceza hukuku kurumlarının uygulanması bakımından, genellikle tek failli suçlardan farklı özellikler taşımazlar. Bu durum çok failli suçlar ile muhtemel iştirak arasındaki ilişki açısından da geçerlidir. Muhtemel iştirakin gerçekleşmesi bakımından çok failli suçlar ile tek failli suçlar arasında esasa ilişkin bir fark yoktur. Yani tek failli suçlara iştirak ile çok failli suçlara iştirak halinde uygulanacak ilke ve hükümler özünde aynıdır.92 Suç işlemek

amacıyla örgüt kurma suçu açısından konunun daha iyi anlaşılabilmesi için suçun kanunda nasıl düzenlendiğine bakmak gerekir. TCK m.220/6’ da örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen kişilerin ayrıca örgüte üye olmak suçundan cezalandırılacakları ifade edildikten sonra aynı maddenin 7. fıkrasında örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla beraber örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişilerin de ayrıca örgüt üyesi olarak cezalandırılacakları ifade edilerek, bu kişilerin sorumlulukların iştirak prensiplerine göre belirlenmesinin önü kapatılmıştır. Düzenleme ile kanunkoyucu, normal şartlar altında iştirak hükümlerine göre durumları tayin edilecek kişilerin örgütle olan organik bağlarını dikkate alarak bunların da örgüt üyesi gibi cezalandırılmalarını tercih etmiştir. Bu hallerde (TCK 220/6-7’deki durumlarda) suça iştirake ilişkin genel hükümler uygulanmayacak, TCK m.220/6-7’de belirtilen özel hükümler uygulanacaktır.

91 Mahmut, CENGİZ, Türkiye'de Organize Suç Gerçeği ve Terörün Finansmanı, Ocak 2015, Seçkin Yayınları, 1. Bası, s.76

Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte yardım suçu aşısından da fail herkes olabilir; ancak bu halde failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması gerekir.93

Ancak bir kişiyi örgüt kurmaya ya da örgüte üye olmaya azmettirme, teşvik etme, yardımda bulunacağını vaat etme durumu söz konusu olduğunda bu hallerde iştirak hükümlerinin uygulanması için bir engel yoktur. Çok failli suçlara iştirak etmek için bunlara şerik olarak (azmettirme, yardım etme şeklinde) katılmak gerekir.94

B. Mütemadi (Kesintisiz) Bir Suçtur

Maddi unsurun gerçekleşmesi için kanuni tanımda hareketin yanında ondan bağımsız olarak dış dünyada bir değişikliğin de arandığı suçlara neticeli suç adı verilmektedir. Bu tür suçlarda tamamlamadan bahsedebilmek için kanuni tanımda yer alan neticenin de gerçekleşmesi gerekmektedir. Buna örnek olarak TCK’nın 151, 81, 86, 89 maddeleri gösterilebilir. Neticenin söz konusu olduğu suçlarda netice ile hareket arasında nedensellik bağının olması gerekir.95

Suçlar bazen tamamlandığı halde bitmez. Hukuka aykırı netice etkilerini bir süre devam ettirir. Cezalandırılan eylemin gerçekleştirilmesiyle suç tamamlanmakta ancak kanuni tipte gösterilen fiilin icrası devam etmektedir. Başka bir anlatımla, tipiklikteki hareketin yapılmasıyla tamamlanan ve icrası devam eden suçlara mütemadi suç adı verilmektedir.96 Neticesinin bir süre devam etmesi suçun

gerçekleşmesi için zorunludur. (TCK 109, 190, 264’te düzenlenen suçlar gibi). Bu suçlarda devam eden harekettir. Hareket devam etiği müddetçe suç işlenmeye devam etmektedir.97 Dolayısı ile icrası devam eden bu tür suçlarda suç tamamlanıncaya suça teşebbüs etmek mümkündür. 98

Bir suçun kesintisiz suç olarak kabulü için haksız durumun iradi olarak sürdürülmesi gerekmektedir. Yani failin neticeye son vermek hususunda yeterli

93 YENİDÜNYA/İÇER, s. 71 94 KAVLAK, s.313

95 AKBULUT, Genel Hükümler, s. 311

96 ÖZGENÇ, İzzet, Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, 2. Bası, Ankara 2007, s.176 97 AKBULUT, Genel Hükümler, s. 269

imkân ve iktidara sahip olması gerekir.99 Kesintisiz suçlarda tipikliğin

gerçekleşmesiyle birlikte suç da tamamlanmaktadır. Fakat suç, neticeyle birlikte meydana gelen hukuka aykırı durum sona erdiğinde bitmektedir.100

Doktrinde kesintisiz suçların, zorunlu kesintisiz suç ( kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu gibi ) ve ihtiyari kesintisiz suç ( karşılıksız yararlanma suçu gibi) şeklinde ikiye ayrıldığı ifade edilmektedir.101

Mütemadi suçlarda kesinti meydana geldikten sonra aynı fiilin yeniden işlenmesi bağımsız bir suça sebebiyet verecektir. Bu sebeple kesintinin ne zaman gerçekleştiği önemlidir. Fail kesintiyi kendi iradesiyle gerçekleştirse bile daha sonraki eylemi bağımsız bir suçun oluşmasına neden olacaktır.102 Ancak bu halde

aynı suç işleme kararının bulunması halinde iki ayrı suç yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gündeme gelebilir. Bu halde hukuki kesintinin (iddianame düzenlenmesi gibi) gerçekleşmediğine dikkat etmek gerekir.

Kesintisiz suç, uygulanacak kanun, yetkili yargı yeri, zamanaşımı, yetkili yargı çevresinin tespiti, şikayet süresi, hukuka uygunluk sebepleri ile TCK m. 61 kapsamında somut cezanın belirlenmesi bakımından önem arz etmektedir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, mütemadi suçlardandır. Üç veya daha fazla kimse belli suçları işlemek amacıyla ve sürekli biçimde fikir birliğine varmaları halinde, örgütün sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereçler bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde suç tamamlanmış olmaktadır. Önemli olan amaçta birliktir. Bundan sonra örgüt kurma eylemi kesintisiz olacaktır. Temadinin az olması veya uzunca bir zaman devam etmesi önemli değildir.103 Ancak örgütün amacı bir veya birkaç suçu işleyip dağılmak

olmamalıdır.104

Örgüt, hiç suç işlemese bile, bizatihi varlığı toplumda korku ve endişe yaratmaktadır. Bu nedenle amaç suçları işlemeye elverişli bir örgüt var olduğu sürece

99 ÖZBEK, Veli Özer, Yeni Türk Ceza Kanunu'nun Anlamı, Cilt 1, Seçkin Yayıncılık, 3. Bası, Ankara 2006, s.134

100 ÖZTÜRK/ERDEM, s.137

101 AKBULUT, Genel Hükümler, s. 271 102 CENGİZ, s. 124

103 ÇANAK, s.87 104 TOZMAN, s. 125

kamu barışı ve güvenliği açısından somut bir tehlike oluşmakta, bu tehlike örgütün ortadan kaldırılması veya fesh olunmasıyla ortadan kalkmaktadır. Örgüt kurma suçunun temadi eden suçlardan olmasının sebebi, örgütün kurulmasıyla ortadan kaldırılması arasındaki bir sürede bu haksızlığın devam etmesidir.

Belirtmek gerekir ki örgüt kurma suçunun düzenlendiği TCK 'nın 220. maddesinde örgüt kurma suçuna katılanların sorumlulukları ayrı ayrı belirlenmiştir. Buna göre suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olanların maddede belirlenmiş cezalarla cezalandırılacakları ifade edilmiştir. Mezkur madde yalnızca örgüt kurma yönünden ele alındığında maddede geçen ''kurmak'' ifadesi her ne kadar bir anda olup bitmeyi dolayısıyla ani bir suç olduğunu düşündürse de örgütün bir