• Sonuç bulunamadı

Stratejik Planlamanın Temel Özellikleri

B. Planlamanın Temel Özellikleri

2. Stratejik Planlamanın Temel Özellikleri

faaliyetlerinde yer bulamaması, konut yatırımlarının toplam yatımlar içindeki azlığı, alt yapı yatırımlarının uzun dönemde verimli olmasından dolayı payının düşürülmesi, tüketime dönük sanayilerin önem taşımaması ve tarım kesimine daha az önem verilmesi gibi özellikler de Türkiye’de uygulanmakta olan kalkınma planlaması anlayışından temel farklılıkları sergilemektedir.115

politikalara destek vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve askeri güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatıdır. Yukarıda strateji ile ilgili olarak verilen en temel tanımlar da göstermektedir ki esas vurgu işletme ve onun ekonomik yaşamda var olabilmesine dönüktür. Diğer bir ifadeyle strateji ve işletme iç içe geçmiş iki kavram görüntüsü vermektedirler.

Strateji kavramının özünü oluşturduğu söylenen yenilik ve ilerleme kavramları onu politikadan ayırmaktadır. Çünkü politika, ya devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı ya da daha dar anlamda herhangi bir olayda izlenen yöntemdir.

Politika, yenilik, ilerleme ya da belirsizlik kavramlarına değil belirliliğe ve kolay kolay değişmemeye dayanmaktadır. Örneğin, bir ülke serbest piyasa düzenini kendisine iktisadi politika olarak belirleyebilmekte ve politika, kolay kolay değişme göstermezken politikanın başarılı olmasını sağlayacak strateji, değişen özel şartlara göre gözden geçirilip sık sık değişebilmektedir. Kavrama işletme disiplinin yanında son zamanlarda kamu yönetiminde de büyük önem verilmesi stratejinin bu anlamından kaynaklanmaktadır.

Bu çerçevede strateji, bir kurumun ya da devletin, güttüğü siyasete uygun olarak, seçtiği hedeflere ulaşmak üzere aldığı, her alandaki tedbirler ve her türlü aracın kullanılmasıdır.120 Bu anlamıyla strateji, benimsenen ekonomik ve toplumsal siyasaların uygulanabilmesini sağlamaktadır. Strateji, yönetim biliminde rekabet ilkesiyle birlikte ele alınmaktadır. Yönetim biliminde strateji, rekabet üstünlüğünü sağlamak amacıyla, örgüt ve çevresini sürekli analiz ederek uyum sağlayacak amaçların belirlenmesi, faaliyetlerin planlanması ve gerekli araç ve kaynakların yeniden düzenlenmesi sürecidir.121 Stratejinin bu anlamıyla bir işletmede strateji eksikliği büyük kayıplara yol açabilmektedir. Örneğin, bir işletme stratejiye sahip değilse, çevresindeki (piyasadaki) gelişmeleri yakından izleyemez ve bu durum da işletmenin zararına sonuçlar doğurabilir. Ya da işletme strateji eksikliği nedeniyle kaynakları yerinde kullanamaz ve artan maliyetlerle karşılaşabilir. İyi bir stratejiye sahip bir işletme ise değişmelere karşı her zaman hazırlıklıdır. Strateji ile karıştırılan bir diğer kavram da taktiktir. Taktik uygulamaya dönük kısa dönemli kararları

120 Meydan Larousse Büyük Lügat Ansiklopedisi.

121 Sezai Öztop, Stratejik Planlamanın Belediyelerde Uygulanması, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.10

anlatırken; strateji, genel nitelikli uzun dönemli kararları ifade etmektedir.122 Kapsam bakımından strateji taktiğe göre daha geniştir. Strateji bütün örgüte yönelik kararları içerirken; taktik, sadece örgütün bölümlerine yöneliktir. Çünkü stratejinin temel özellikleri çevreyi dikkate alma, en üst kararlar olarak ortaya çıkma ve belirleyicilik olduğundan strateji, alınacak diğer bütün kararlara önderlik ve rehberlik etmektedir.

Bir başka deyişle strateji örgütün üst yöneticilerine ait bir karar türü iken; taktik, daha çok örgütün orta ve alt düzeylerinde bulunan yöneticilerce alınan kararlardır.123

Bu açıklamalardan sonra stratejiyi bir birimin kaynaklarının etkin kullanımı ile rakibini yok etmek için yapmış olduğu plan olarak tanımlamak mümkündür.124 Bu bağlamda özel sektörde de strateji, bir anlamda düşman olarak tabir edilebilecek rakip firmaların olduğu bir ortamda bir şirketin hem kendisinin hem de rakiplerinin konumlarını değerlendirerek elde edebileceği kârı en üst seviyeye çıkarması ya da zararını en alt seviyede tutabilmesi olarak tanımlanmaktadır. Hem askeri hem de işletme biliminde kullanılan anlamıyla strateji, kendisini tanımlayabilmek amacıyla mutlaka bir karşı güce gereksinim duymaktadır. Diğer bir ifadeyle bir ordunun düşmanı yoksa ya da bir işletmenin rakibi yoksa stratejiye de ihtiyaç duyulmayacaktır. Bu noktada strateji kavramının kalkınma kavramından farklı olarak serbest piyasa ekonomisi dışında çok fazla bir anlam taşımayacağını söylemek mümkündür. Çünkü kalkınma rekabete dayanmayan niteliksel ve niceliksel bir gelişmeyi anlatırken; strateji, rekabet ilkesi temelinde büyüme odaklı bir yaklaşımı işaret etmektedir.

Stratejik planlama kavramının stratejik yönü ele alındıktan sonra yapılması gereken ikinci adım stratejik planlama çiftinin ne anlama geldiğini saptamaktır. Eren, stratejiyi uzun süreli seçimler olarak görürken; planlamayı amaçlara ulaşmak için kullanılacak araçların ve yolların tespit edilmesi olarak tanımlamaktadır.125 Bir başka çalışmada da strateji, uzun süreli seçimler; plan ise, amaçlara ulaşmak için

122 Bu haliyle taktiğin program olarak da yorumlanması mümkündür. Çünkü program, kısa süreli ve bir olayı en ince ayrıntılarına kadar düzenleyebilme çabası olarak tanımlanmaktadır. (Eren (1979), a.g.k, s.13.)

123 Mehmet Barca ve Asım Balcı, “Kamu Politikalarına Nasıl Stratejik Yaklaşılabilir?”, Amme İdaresi Dergisi, C:39, S:2, (Haziran 2006), s.39.

124 Melih Bulu, “Türkiye’de Stratejik Plan Yapılıyor Mu?”, http://www.competetiveturkey.org /trial/melih_bulu_yazi/stratejiNedir.pdf, (Erişim Tarihi: 20.05.2008).

125 Eren (1979), a.g.k, s.14.

kullanılacak araçların kararlaştırılması ve bu amaçlara nasıl ulaşılacağının yönteminin saptanması olarak tanımlanmaktadır.126 Bu bakış açısıyla strateji ve plan farklılaşmakta ve stratejik planlama planlamanın tek başına yeterli olmadığına yönelik bir inancın eseri olarak ortaya çıkmaktadır.127

Planlamanın stratejik bir boyutta hazırlanmasına dayanan stratejik planlamanın temel özellikleri, stratejik yönetim anlayışı tarafından belirlenmektedir. Bir işletme politikası olarak beliren stratejik yönetim alanında ilk çalışmalar iş idaresi altında yapılmıştır. İş idaresi kapsamında bir işletmenin çevresini nasıl görmesi gerektiği, pazar sahasını kârlılık amacıyla nasıl artırabileceği ve buna uygun örgütlenmenin nasıl gerçekleştirileceği noktaları ön plana çıkmıştır. Bu çalışmalarda doğrudan stratejik yönetim olarak bir adlandırma olmamakla birlikte bu şekildeki ilk adım 1962 yılında dört büyük özel sektör kuruluşunun yapısal olarak incelendiği Alfred Chandler’in Strategy and Structure adlı çalışmasıyla atılmıştır.128 Dönem içerisinde yapılan diğer çalışmalarla da stratejik yönetim düşüncesi geliştirilmiş ve 1960’lı yıllarda örgütün dış çevresiyle olan ilişkilerinin düzenlenmesi ve yönünün belirlenmesi için yapılacak faaliyetlerin planlanması, örgütlenmesi, uygulanması, koordinasyonu ve kontrol edilmesi olarak bugünkü anlamına yakın bir içerik kazanmıştır.129 Bu tanım da göstermektedir ki stratejik yönetim, bir örgütün gelecek odaklı karar almasında kullandığı bir yönetim tekniğidir ve geleneksel yönetim anlayışına alternatif olarak sunulan yeni bir yönetim yaklaşımıdır. Çünkü stratejik yönetim örgütün amaçlarını gerçekleştirebilmek amacıyla faaliyetlerin stratejik bir biçimde planlanması, örgütlenmenin esnek bir şekilde gerçekleşmesi, rekabet amacıyla bütün faaliyetlerin koordine edilmesi, etkinlik, verimlilik ve kârlılık ölçütleriyle yöneltilmesi ve performans açısından denetlenmesini öngören bir politikadır. Bu doğrultuda stratejik yönetimin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür.

126 Kenan Mehmet Ekici, Şafak. E. Çomaklı ve T. Şahım, Geleceği Planlamada Stratejik Yönetim, A-C Yayınevi, Ankara, 2007, s.22.

127 Hasan Çoban, Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş, İnkilap Yayınevi, İstanbul, 1997, s.85

128 1965 yılında yayınlanmış olan Ansoff’un Corporate Strategy adlı çalışması stratejik yönetim düşüncesine büyük bir katkı yapmasının yanı sıra stratejik planlama alanında da ilk önemli çalışma olarak kabul edilmektedir.

129 Mehmet Barca, “Stratejik Yönetim Düşüncesinin Evrimi: Bilimsel Bir Disiplin Oluşum Hikâyesi”, Yönetim Araştırmaları Dergisi, C:5, S:1, (2005), s.9-10 ve 13.

• Stratejik yönetim anlayışını geliştirme görevi örgütün üst yönetimine verilmiştir. Bunun nedeni stratejinin örgütün geleceğine yön vermesi ve örgütün diğer kademlerinde çalışanların örgütün geleceğinin tespitinde yeterli donanıma sahip olmadığının düşünülmesidir.

• Stratejik yönetim, bağlayıcıdır. Hiyerarşik bir şekilde en üstten altta aktarılır ve bütün birimlerin benimsenmesi beklenir.

• Stratejik yönetim, uzun dönemli ve dinamik bir süreçtir. Gelişen şartlara göre amaçlarda ve planlarda değişiklikler yapılmaktadır.

• Stratejik yönetim, rekabet ilkesine dayanmaktadır. Bu nedenle, kamu yönetiminde stratejik yönetim uygulanırken her kurum, rakipleri ve benzerleri ile karşılaştırılarak rekabetçi bir temelde ele alınmaktadır.130

• Stratejik yönetimin amacı, örgütün gelecekteki performansının artırılması, kârlılık ve verimliliğin sağlanmasıdır.131

• Stratejik yönetim, hem örgüt içine hem de örgüt dışına yönelik bir yönetim tekniğidir. Örgütün güçlü ve zayıf yanları araştırılırken; dış çevredeki fırsat ve tehditler de değerlendirilerek rakipler karşısında nasıl üstün gelineceği araştırılmaktadır.132

• Stratejik yönetim, örgütün faaliyetlerinin planlanmasına, örgütlenmesine, eşgüdümlenmesine, uygulanmasına ve denetimine imkân sağlamaktadır.133 Bu yönüyle, uygulamada klasik olarak tabir edilen yönetim kavramı ile stratejik yönetim arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.

Stratejik yönetim, örgütün, amaçlarının ve bu amaçların gerçekleştirilmesi yönetiminin düzenlendiği bir süreçtir.134 Stratejik yönetimin temel amacı, örgütün

130 Barca ve Balcı (2006), a.g.k, s.37.

131 Aktan (2005), a.g.k, s.71.

132 a.k, s. 71-72.

133 a.k, s.72.

134 Ömer Faruk İşcan, “Stratejik Yönetim ve İşgören Eğilimi”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C:14, S:1, (2000), s.232.

çevresel değişikliklere uyumunu sağlayabilmektir.135 Doğal olarak bu çevresel değişiklikler ekonomik, siyasal ve toplumsaldır. Özel sektör bazında konu ele alınırsa bir örgütün en fazla dikkate alacağı husus ekonomik koşullardır. Çünkü bir işletmenin ana amacı, kâr etmek ve bu kârı en üst seviyeye çıkarabilmek için diğer rakipleriyle sürekli bir mücadele içinde olmaktır. Bu noktada, stratejik yönetim anlayışının rekabet ilkesiyle yakın bir ilişkisinin olduğu görülmektedir. Çünkü stratejik yönetimin temel amacı, örgütün gelecekteki performansının artırılması, kârlılık ve verimliliğin yükseltilmesidir.136 Bu bağlamda, stratejik yönetim, rekabetin artan baskısı nedeniyle işletmelere ticari fonksiyon rolünün güçlendirilmesi konusunda yön gösteren bir süreç olarak belirmektedir.137 Devleti de en büyük örgüt olarak tanımlarsak devlet de bu değişikliklerden etkilenecek ve kendisine yeni işlevler benimseyecektir. Stratejik yönetim, belli aşamalardan oluşan bir süreçtir. Bu aşamalar, stratejik planlama, stratejik uygulama ve stratejik denetimdir.138 Üretim birimleri düzeyinde belirlenen hedeflere ulaşabilmek için en uygun alternatiflerin neler olduğunu bulmaya çalışan bir planlama anlayışı olarak stratejik planlama,139 stratejik yönetimin ilk aşamasını oluşturmakta ve stratejik yönetim anlayışı stratejik planlamayı etkilemektedir.

Stratejik yönetim anlayışı çerçevesinde şekillenen ve temelde stratejik yönetim düşüncesini hayata geçiren stratejik planlamanın özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

• Uzun süreli bir planlama anlayışı içermektedir. Bu özelliği nedeniyle diğer planlara da rehberlik ettiği söylenmektedir.

• Stratejik planlama, stratejik yönetim düşüncesi temelinde rekabet edebilme ilkesi üzerinde işleyen bir planlama anlayışıdır ve bu özelliğiyle de serbest piyasa ekonomisine uygun bir özellik sergilemektedir.

135 Çukurçayır ve Eroğlu (2003), a.g.k, s.233.

136 a.k, s.237.

137 Güçlü (2003), a.g.k, s.65.

138 Çukurçayır ve Eroğlu (2003), a.g.k, s.238.

139 Kılıçbay (1990), a.g.k, s.660.

• Stratejik planlamada temel amaç, kârlılık ve verimliliğin en üst seviyeye çıkarılmasıdır.

● Hesap verme sorumluluğuna göre hazırlanan bir plandır. Stratejik planlama aracılığıyla sonuçların ne ölçüde ve nasıl gerçekleştirildiği ölçülmektedir. Bu bağlamda stratejik planlamada girdilere değil, sonuçlara odaklanılmaktadır.

Bir başka deyişle stratejik planlamada niteliksel ve niceliksel gelişmeden ziyade niteliksel hedeflere önem verilmektedir. Bu çerçevede devletin ne yaptığı değil, nasıl yaptığını gösteren performans boyutu stratejik planlamanın en önemli özelliklerinden birini oluşturmaktadır.

• DPT’nin hazırlamış olduğu Stratejik Planlama Kılavuzu’na göre stratejik planlama, değişimi planlamaktadır.140 Amaç değişimin yönünü belirlemektir.

Kamu yönetiminde değişimin yönü, kamu işletmeciliği olduğuna göre stratejik planlama da bu değişimi desteklemekte ve bu değişime uygun olarak kamu yönetimini planlamaktadır.

• Çoklu karar alma yapısına sahiptir. Örgüt düzleminde yöneticilerin, çalışanların ve paydaşların birlikteliği söz konusu iken; devlet düzleminde devlet, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin birlikteliği esastır.

• Stratejik planlama, çoklu karar alma yapısına ek olarak kararların merkezi düzeyde değil, kurumsal/yerel düzeyde ele alınmasına dayanmaktadır.

Yukarıda belirtilen stratejik planlamanın bu özellikleri 2003 yılı ulusal programında da yer bulmakta ve programda işleyen bir piyasa ekonomisinin sağlanabilmesinde en etkili araçlardan biri olarak görülen stratejik planlama sayesinde etkin ve verimli devlete ulaşılabileceği iddia edilmektedir:141

Aşırı merkezi yapı içinde çalışan ve sık sık siyasi müdahalelere konu olan kamu kuruluşları, genel olarak politika üretme kapasitesinden yoksun hâle gelmişlerdir. Kuruluş düzeyinde stratejik planların hazırlanması sonucunda kuruluşlar varlık nedenlerini (misyon), ulusal plan ve stratejiler çerçevesinde netleştirecek, politika ve önceliklerini ortaya koyabilecek, performans göstergeleri geliştirmek suretiyle başarılarını ölçebileceklerdir. Katılımcı bir anlayışla hazırlanacak olan bu planlarda dış (vatandaşlar) ve iç (çalışanlar) müşteri memnuniyeti esas alınacak, planlama sürecine ilgili tüm taraflar dâhil edilecektir.

140 DPT (2006), a.g.k, s.7.

141 Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı, Ankara, 2003, s.15.

Ulusal programda da ifade edildiği üzere kamu yönetiminde stratejik planlama anlayışına geçilmesi etkili ve esnek bir kamu sektörü oluşturulması yönünde girişilen en önemli reform girişimlerinden biri olarak belirmektedir.142 Bu çerçevede yönetim sisteminde nasıl bir değişiklik olacağını ve bu değişikliği sağlayabilmek için stratejik planlamadan nasıl bir rol beklendiğini gösteren ikinci bir önemli düzenleme de bir bütün olarak uygulanma şansını bulamamış olan kamu yönetimi temel kanunudur.

Bu kanunda stratejik planlama uygulamasına geçilmesiyle birlikte kamu idarelerinin bütün örgütlenme yapılarının ve hizmet süreçlerinin stratejik planlama anlayışına uygun olarak düzenleneceği belirtilerek, stratejik planlamanın kamu yönetimindeki dönüştürücü özelliğine vurgu yapılmaktadır.143

Bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşlar, stratejik planlarına, yıllık amaç ve hedeflerine bağlı olarak teşkilat yapısını, hizmet kalite standartlarını, yönetim ve hizmet süreçlerini sürekli geliştirici tedbirleri alır.

Bu kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşların her kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.

Stratejik planlamanın yönetim süreçlerinde nasıl bir değişiklik öngördüğüne ilişkin anlayış kendisini stratejik planlamanın kurumsal düzeyde temel kanunu olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda da bulmuş ve stratejik planlama şu şekilde tanımlanmıştır:144

Kamu idareleri; kalkınma planları, programlar, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını oluşturmak, stratejik amaçlar ve ölçülebilir hedefler saptamak, performanslarını önceden belirlenmiş olan göstergeler doğrultusunda ölçmek ve bu sürecin izleme ve değerlendirmesini yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlarlar.

Planlamanın amacının ne olduğunun analiz edildiği ve bu analizin tarihsel doğuş ve özellikler üzerinden yapıldığı bu alt başlıkta ortaya konulduğu gibi iki planlama türü birbirinden büyük farklılıklar sergilemektedirler. Öncelikle kalkınma planlamasında kalkınma yönetimi anlayışı çerçevesinde ekonomik, toplumsal ve kültürel kalkınma amaçlanmaktadır. Bu amaca da devletin doğrudan müdahalesi ile ulaşılabileceğine ve kalkınmanın ancak bu şekilde planlı bir devlet müdahalesi ile gerçekleşebileceğine inanılmaktadır. Bu inanç o kadar fazladır ki kalkınma

142 Bu yöndeki bir diğer vurgu da çok net bir şekilde orta vadeli mali planda yer almaktadır. Orta Vadeli Mali Plan (2008-2010), RGT: 03.07.2007, 26571.

143 Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, (29 Aralık 2003), http://www.belgenet.com/yasa/kamu-05.html, 12. madde, (Erişim Tarihi: 20.05.2008).

144 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 9. maddesi, RGT:24.12.2003, 25326.

planlaması, anayasal bir hüküm olarak da 1961 Anayasası’ndaki yerini almıştır. Bu bağlamda kalkınma planlaması, Türkiye’ye tavsiye edilen ve sınırlı devlet müdahalesini ve sadece ekonomik gelişmeyi öngören kalkınma programcılığından farklı bir görünüm sunmaktadır. Sonuç olarak kalkınma planlaması, toplumun niteliksel ve niceliksel gelişmesini amaçlayan ve bu özelliğiyle de tüm toplumsal yapıyı kapsayan bir planlama yaklaşımıdır. Bu bağlamda devletin gücü ve etki alanı ile kalkınma planlaması arasında doğrudan bir ilişki bulunmakta ve devletin gücünün ve etki alanının azalması kalkınma planlamasının da sınırlanması anlamına gelmektedir.

Stratejik planlama ise ayrıntılı düzenlemelerden ziyade genel stratejiye odaklanan, ekonomik ve toplumsal yapıyı bütüncül değil de parçacı bir özellikle ele alan, belirlenen hedeflere rekabet ilkesi çerçevesinde ulaşmayı öngören ve bu nedenle de piyasa mekanizmasına tam anlamıyla uyumlu olan bir planlama yaklaşımıdır. Bu özellikleriyle stratejik planlama sadece kurum bazında işleyen bir planlama anlayışı olarak gözükmemektedir. Stratejik planlama hem makro çerçevede hem de mikro düzeyde sunduğu özellikler bağlamında hem kalkınma planlaması anlayışında değişiklikler öngören hem de kurumsal düzeyde yeni bir uygulamayı hayata geçiren bir planlama anlayışıdır. Bu anlayış makro düzeyde ayrıntılara inmeden genel strateji belirlemeyi, niteliksel boyutta hedefler saptamayı ve yapısal değişim projelerini hayata geçirecek düzenleyici devlete özgü hukuki ve kurumsal altyapı değişikliklerini ön plana çıkarırken; mikro düzeyde de her bir kurumun kendi geleceğini verimlilik, etkinlik ve etkililik kriterleri bağlamında belirlemesine dayanmaktadır. Bu bağlamda stratejik planlamayı hem makro çerçevede hem de mikro çerçevede sunmuş olduğu uyumlu özellikler bakımından düzenleyici devlete dayanan bir planlama anlayışı olarak tanımlamak mümkündür.

Tablo-2: Kalkınma Planlaması ve Stratejik Planlama Anlayışlarında Amaçsal Farklılıklar145

Kalkınma Planlaması Anlayışı Stratejik Planlama Anlayışı

Ulusal gereksinimler, Dünya Bankası tavsiyeleri ve SSCB planlama deneyimlerinden doğmuş olan devlet temelli bir planlama yaklaşımıdır.

Uluslararası örgütlerin politika transferiyle kamu yönetimi sistemine girmiş olan firma temelli bir planlama yaklaşımıdır.

Makro düzeyde öngörülerde bulunan bir planlama

anlayışıdır. Hem makro düzeyde hem de mikro düzeyde

öngörülerde bulunan bir planlama anlayışıdır.

Kalkınma yönetimi anlayışı genel çerçeveyi

oluşturmaktadır. Stratejik yönetim anlayışı genel çerçeveyi oluşturmakta ve bu bağlamda kuramsal arka planında yeni kamu işletmeciliği görüşü yatmaktadır.

Genel olarak azgelişmiş ülkelerde uygulanan bir

planlama yaklaşımıdır. Gelişmiş ülkelerde uygulanmış ve oradan da diğer ülkelere transfer edilmiş bir planlama yaklaşımıdır.

Temel odağı ulusal gereksinimlerdir. Kalkınma çabasında iç kaynaklardan beslenmek birincil önceliktir.

Temel odağı dış çevredir. Uluslararası ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler birincil derecede önemlidir.

Karar verme yapısında ve uygulama aşamasında

kamu kurum ve kuruluşları vardır. Karar verme ve uygulama sürecinde özel sektörün ve sivil toplum örgütlerinin de birlikteliği söz konusudur.

Ekonomik, toplumsal ve kültürel alanları

kapsamaktadır. Bu amaca da ulusal çapta işleyen bir planlama ile ulaşılabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle bütünsel bir bakış açısına sahiptir.

Ekonomik hedefli bir planlama anlayışıdır.

Temel amaç kârlılık ve verimliliğin artırılmasıdır. Bu nedenle toplumsal ve kültürel boyut ihmal edilmektedir.

Niteliksel ve niceliksel değişim hedeflenmektedir. Nicel hedefler niteliksel hedeflerden sonra gelmektedir.

Devletin konumu ekonomik ve toplumsal alanda üretici niteliğiyle doğrudan bulunmaktır.

Devletin konumu müdahale etmek değil, düzenleme yapmaktır.

Devletin özelliği güçlü devlet olmasıdır. Devletin özelliği küçük ve etkin olmasıdır.

Temel ilke kamu yararının sağlanmasıdır. Temel ilke rekabet edebilirliğin sağlanmasıdır.

Bu amaçla da etkinlik, verimlilik ve etkililik ön plana çıkmaktadır.

Kanunla doğmuş ve anayasal hüküm haline gelmiştir. Kanunla doğmuştur.