• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: OSMANLI’NIN FETHİ ÖNCESİ BOSNA VE HUM’DAKİ SİYASİ

1.10. Kral Stjepan Tomašević Döneminde Bosna

Stjepan Tomašević 1461 yılında kral olunca, Papa II. Pius ona iki elçi göndermiştir. Fakat kral, elçilerin yerine papayı beklemektedir. Nitekim kral, papanın katılımıyla taç giymek ve onun tarafında kutsanmak istemektedir. Babası Tomaš da bunu istemiş fakat Türkleri kışkırtmaktan çekindiği için buna cesaret edememiştir.253

Kral Tomašević, Türklere karşı papalığın desteğini almak adına papaya bir mektup göndermiştir. Buna rağmen, beklediği yardımı bir türlü elde edememiştir.

Bosnalı soylular Orta Çağ boyunca Bosna kilisesi, Katolik kilisesi ve Ortodoks kilisesi arasında farklı inançları benimsemişlerdir. Hiçbir zaman Bosna’da bir din birliğinden, tek bir kiliseye bağlılıktan bahsedilmemektedir. Hal böyle olunca Bosnalıları yöneten devlet adamları da kendi çıkarları doğrultusunda farklı inançları benimsemekten çekinmemişlerdir. Ancak bu inançlar arasında özellikle Katolik öğreti önemli yer tutmaktadır. Bosnalı yöneticiler de güçlü ittifaklar kurmak için Katolik

250 August Kovačec (Gla. Ured.), a.g.e., s. 942. 251 Sima M. Ćirković, Herceg Stepan…, s. 323. 252 Noel Malcolm, a.g.e., s. 59.

öğretiye yakınlaşmak zorunda kalmışlardır. Kral Ostoja, Voyvoda Hrvoje gibi Bosna kilisesinin en güçlü savunucuları dahi siyasi çıkarları söz konusu olunca Katoliklerle ittifak kurmaktan geri kalmamışlardır.

Papalık Bosnalıları Katolik inanca çekmek için her fırsatı değerlendirmiştir. Özellikle Bosna’nın son iki kralına halkı Katolikliğe döndürmek için büyük baskılar yapmıştır. Bu dönemde Katolikliği bu kadar etkin kılan unsur Türklerin bölgede önemli bir güç haline gelmeye başlamasıdır. Zira bölge yöneticileri Türklerin er ya da geç kendi topraklarını fethetmek için büyük seferlere başlayacaklarını bilmektedirler. Bu nedenle papalıktan, papalığın diğer ülke yöneticileri üzerindeki ikna gücünden faydalanmayı amaçlamaktaydılar.

Bölgedeki bir başka inanç ise Ortodoksluk idi. Fakat bu inanç daha çok Hum bölgesinde ve Drina’nın batısında kendisine etki alanı bulabilmiştir. Ortodoks kilisesi Mileševo’da büyük bir piskoposluğa sahiptir. Ayrıca sadece Ortodokslar için değil birçok farklı inanç mensubu için önem arz eden Aziz Sava’nın kutsal emanetleri de Mileševo bölgesinde bulunmaktadır.254 Kosača ailesi dışında Hum bölgesindeki

asillerin çoğu Ortodoks inancına mensuptur. Lakin Kosačaların da Ortodoks inancına mensup kişilerle iyi ilişkileri bulunmaktadır. Öyle ki Sandalj Hranić ve halefi Stjepan Vukčić gibi önde gelen aile liderlerinin eşleri Ortodoks inancına mensup kişilerdir.255

Yine de Ortodoks inancı bu bölgeler ile sınırlı kalmıştır.

Stjepan Tomašević tahta çıktıktan sonra Katolik öğretiye mensup olduğunu özellikle belirterek papalık ve diğer Batılı devletlerden Türklere karşı sürekli yardım istiyor ancak bir türlü umduğu desteğe ulaşamamaktadır. Bu talepleri beklediği gibi sonuçlanmayınca, çıkış yolunun Macar vasallığını kabul etmek olduğuna karar vermiştir. 1462 yılında Macarların vasalı olmayı kabul eden Stjepan Tomašević, Osmanlılara bundan sonra vergi ödemeyeceğini ilan etmiştir.256 Tomašević’in bu tavrı

muhtemelen Macarların kendisini olası bir Türk seferinden koruyacağına inanması ve Macarların onu kışkırtmasıyla ilgili olarak ortaya çıkmıştır.257 Ayrıca Hammer göre

254 Mustafa Imamović, Boşnakların..., s. 59. 255 John V. A. Fine, a.g.e., s. 584.

256 Mustafa Imamović, Boşnakların..., s. 95. 257 Osman Karatay, a.g.e., s. 166.

fetihten bir sene önce II. Mehmed, Kral Tomašević’den vergi talebinde bulunmuş ve bir elçi göndermiştir. Gelen Osmanlı elçisini hazinesine götüren kral; “ İşte görüyorsun

ki para burada hazırdır; lâkin Pâdişah’a göndermek niyetinde hiç değilim: Çünkü benimle muhârebeye karar vermiştir, daha ziyâde muvaffakıyetle harb edebilmek ve vatanı terke mecbûr kaldığımda refâhiyetle geçinebilmek için paraya ihtiyacım vardır.”258 demiştir.

Kral Tomašević’in bu hamlesi üzerine Fatih Sultan Mehmed 1463 yılının bahar aylarında büyük bir orduyla Bosna üzerine sefere çıkmıştır. Mayıs ayında Drina kıyıların ulaşan ordu, burada yönetici konumunda olan Pavlovićleri ve Kovačevićleri kendilerine teslim olmak zorunda bırakmıştır. Zira bu iki soylu ailenin bu denli büyük bir orduya karşı direnme güçleri yoktur. Mayıs ayının ortalarında ise Fatih ve fetih ordusu Bobovac’a kadar gelmiştir. Bobovac kalesini savunmakla görevli Radak komutasındaki birlikler en çok üç gün bu akınlara dayanabilmişlerdir.259 Eski

Kraliyet Sarayı Bobovac’ın düşmesinden260 sonra diğer kentlerin de fazla bir süre dayanamayacağı aşikârdır. Kalenin düşmesiyle Stjepan Tomašević birkaç soyluyla birlikte Jajce’ye kaçmıştır.261 Muhtemelen Tomašević’in amacı sahil bölgelerine

ulaşarak hem Türklerden uzaklaşmak hem de bir fırsatını bulup Macarlara yahut diğer Batılılara sığınmaktır. Ancak Türkler Jajce’ye de ulaşmışlardır. Tomašević buradan da kaçarak Kljuć’a gelmiştir.262 Mahmud Paşa önderliğindeki öncü birlikler

onu burada ablukaya almışlardır. Tomašević’in kaçacak bir yeri kalmamış, beraberindeki soylularla birlikte teslim olmak zorunda kalmıştır. Tomašević ve beraberindeki soylular yakalanarak Fatih Sultan Mehmed ve Osmanlı ordusunun bulunduğu Jajce’ye getirilmiş ve burada diğer soylularla birlikte öldürülmüştür.263

Kral Tomašević 1463 yılındaki ölümüyle birlikte Bosna Krallığı, Osmanlı idaresi altına geçmiştir.264 Bosna’daki kalelerin çoğu düşmüş, hatta erişilemeyen yüksek

yerlerdeki kaleler dahi

258 Joseph von Hammer, Büyük…, 2. Kitap, III. Cilt, s. 68. 259 Mustafa Imamović, Boşnakların..., s. 95.

260 Noel Malcolm, a.g.e., s. 59.

261 Ivan Frano Jukić, Putopisi i istorisko-etnografski radovi, Svjetlost, Sarajevo 1953, s. 282. 262 Ivan Frano Jukić, a.g.e., s. 282.

263 Mustafa Imamović, Boşnakların..., s. 95.

264 Mark Pinson, The Muslims of Bosnia-Herzegovina, the Historic Development from Middle Ages to

the Dissolution of Yugoslavia, (Second edition), The Center for Middle Eastern Studies of Harvard

hızlı bir şekilde Türklerin eline geçmiştir.265 Bu durumu Safvet-beg Bašagić şöyle

aktarmaktadır: “Bobovac ve Yayçe kalelerinin düşmesi, Kral’ın Klyuç Kalesi’nde

teslim olması hakkında çıkarılan haberler, büyük bir hızla Bosna’da yayıldı. Bunun üzerine bütün Bogomil asilzadeleri, Sultan’a biat etmek üzere, Yayçe’ye doğru akın ettiler. Çok kısa süre içerisinde 70 şehir ve hisar, Osmanlı hükümdarlığına girdi.”266

Bosna’daki kalelerin hızlı bir şekilde Türklerin eline geçmesi, halkın buna yeterince direnç göstermemesi, halkın Katolikliğe geçmeye zorlanmasından dolayı devlete ve krala olan sadakatlerinin zayıflamasıyla alakalı olabilir. Ancak Orta Çağ Bosna Devleti’nin yıkılışını sadece dini sebeplerle açıklamak yeterli değildir. Zira uzun yıllardır Türkler Bosna içindeki çatışmalardan faydalanmış hatta kendileri bu anlaşmazlıkları zaman zaman tetiklemişlerdir. Merkezi bir birlikten uzak hale gelen Bosna ve Hum bölgesi fethe hazır bir duruma getirilmiştir. Ayrıca Hammer’e göre fetihten hemen sonra; “Sancak-beği rütbesine terfî ettirilen Minnet Beğ, yeni fethedilen

bu memleketin idâresini aldı. Hizmete muktedir olan ahâlînin cümlesi Pâdişah için ellerine silâh almağa mecbûr oldular. Otuz bin Bosnalı Yeniçeri gibi hizmet etmek üzere Pâdişah’ın sancakları altında yemîn ettiler.”267

Osmanlılar, Bosna Devleti’ni aldıktan sonra ordularının büyük bir kısmını geri çekerek buraları savunması için küçük birlikler bırakmışlardır. Osmanlı ordusunun büyük kısmının geri çekilmesini fırsat bilen Herceg Stjepan Vukčić, kendi bölgesinde Osmanlıları çıkartmayı amaçlamıştır.268