• Sonuç bulunamadı

Mali olaylar, toplumda mevcut olan kaynakların bir kısmına el koyma ve kullanma biçiminde gerçekleşen olaylardır. Bu nedenle mali olayların iktisadi yönü ön plandadır. Bunun yanında bireylerin psikolojileri üzerinde olumlu veya olumsuz etkilere yol açarak kitlesel tepki ve eylemlere yol açması nedeniyle, sosyo-psikolojik yönü de olan sosyal olaylardır61.

Vergilerin sınırlarının daha iyi ortaya konulabilmesi bakımından verginin sosyo-psikolojik analizinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Vergilere sosyo-sosyo-psikolojik açıdan bakıldığında mali sosyoloji, vergi psikolojisi ve algı-tutum-davranış sürecinin tanımlanması gerekmektedir.

1.3.1. Mali Sosyoloji

Mali olayların sadece ekonomik yönden ele alınması, bu olayların toplum üzerinde meydana getirdiği etkileri anlamak adına güçlükler meydana getirebilmektedir.

59Demir, 2013, s. 69.

60 Kitapçı, 2015, ss.135-136.

61 Çelebi, A. Kemal, “Mali Olaylara Sosyolojik Yaklaşımın Önemi”, Mali Sosyoloji Üzerine Denemeler, Hermes Matbaacılık, T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Ankara, 2012/418, s. 2.

20 Mali olaylarla sosyoloji arasında ilişki kurmak ve mali olayların sosyolojik yönden incelenmesini mümkün kılmak için araştırmacılar tarafından mali sosyoloji alanı geliştirilmiştir62.

Mali sosyoloji, toplumsal sınıf, grup ve örgütler, kısaca topum üzerinde mali araç ve olguların etkilerinin araştırılmasını konu edinen sosyoloji biliminin bir alt disiplini olarak ele alınmaktadır63. En genel anlamda, vergiler ve harcamaların siyasal, kültürel ve tarihsel faktörler gibi ekonomik olmayan faktörlerden nasıl etkilendiği ve bunları nasıl etkilediği üzerinde duran bir yaklaşım olarak tanımlanabilir64. Mali sosyoloji, devletin mikro veya makro iktisadi analizlerle veya finansal kurumsal tanımlamayla kavranamayacak olan mali faaliyetleri ile ilgili geniş bir alanla ilgilidir65. Aynı zamanda mali sosyoloji, maliye politikaları ve etkilerini biçimlendirecek şekilde devleti ve toplumu birbirine bağlayan karmaşık sosyal etkileşimlere, kurumsal ve tarihi bağlamlara tam olarak odaklanmak suretiyle diğer yaklaşımlardan kesinlikle farklılaşır66.

1.3.2. Vergi Psikolojisi

Psikoloji, insan davranışlarını inceleme konusu yapan sosyal bir bilimdir. Bir ülkede kamu gelirlerinin arttırılabilmesi o ülkede yaşayan insanların psikolojik durumlarıyla yakından ilişkilidir67.

Vergi psikolojisi, başlı başına bir bilim dalı değil, bireyler ve grupların vergileri algılayışı, değerlendirişi ve gösterdikleri tepkilere eğilen bir araştırma alanıdır. Vergi karşısında mükellefin gireceği davranışları iki biçimde ele almak mümkündür: Birincisi;

insanın dikkatli, rasyonel ve tüm ekonomik koşulları hesaba katabilecek bilgi ve beceriye sahip olduğunu ve başlıca amacının kendi kazanımlarını azamiye ulaştırmak olduğunu varsaymak; bir başka deyişle mükellefi homo economicus alarak ele almaktır.

İkinci yaklaşım biçimi ise, insan davranışları hakkında sabit varsayımlarda bulunmayıp,

62 Tuncer, Güner, “Türk Sinemasından Mali Sosyolojiye Yansımalar", Marmara Üniversitesi İ.İ.B.

Dergisi, 2015/37, (1), s. 194.

63Çiçek, Halit vd. “Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde vergi yükümlülerinin vergiyi algılama ve tutum analizi: Bir alan araştırması", Ümit Ofset Matbaacılık, Ankara: T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, 2008/381, s. 18.

64Sert, Mesut, “Eski’den Yeni’ye Mali Sosyoloji”, 30. Türkiye Maliye Sempozyumu, 2015, s. 96.

65 Backhaus, J. Joseph A. Schumpeter’s Contributions in The Area of Fiscal Sociology: A First Approximation. Journal of Evolutionary Economics, 2004/14, 143.

66 Campbell, J. L., “The State and Fiscal Sociology”, Annual Review of Sociology, 1993/19, (163-185), s.

164.

67 Ağcakaya, Serpil, Kamu Maliyesi, (3. Baskı), Dizgi Ofset, Konya 2013, s. 11.

21 bu davranışın altında yatan psikolojik etkenleri irdelemektir. İkinci yol tercih edildiğinde psikolojik yöntemlerin kullanılması kaçınılmazdır. Burada amaç, verginin nasıl algılandığını ve davranışın oluşmasında hangi tutumların rol oynadığını kavramaktır. Bu amaç benimsendiğinde, vergi psikolojisinin çalışma alanına girilmiş olur. Bu bağlamda, rasyonel davranışın insan için anormal bir hal olduğu ve ancak belli zorlamalarla elde edilebileceği bile ileri sürülmüştür68.

1.3.3. Mükelleflerin Vergiye Karşı Algı-Tutum-Davranış Süreci

Genel olarak insanların yaşadıkları olaylar karşısındaki durumlarının algı-tutum-davranış üçlemesinden oluştuğu söylenebilir. Bireyin olaylar karşısında sergilediği tutum, onun muhatap olduğu olaydan ne anladığı ile ilişkilidir. O halde bu kavramların ilki algılamadır69. Algılama “bir şeyin farkına varma ve farkına varılan şeye bilgi sistemimiz içinde bir yer bularak yakıştırma ve söz konusu olguyu nitel ve nicel olarak yargılayıp değerleme süreci” şeklinde ifade edilmektedir70.

Tutum ise, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu ya da olaya karşı deneyim, motivasyon ve bilgilerine dayanarak örgütlediği zihinsel, duygusal ve davranışsal bir tepki ön eğilimidir71. Tutumun en önemli özelliği gözlemlenebilen değil, davranışa hazırlayıcı bir eğilim olmasıdır. Bu nedenle tutum gözle görülememekte ancak, davranışların gözlemlenmesi sonucu varlığı öne sürülebilmektedir. Tutumlar davranışları belirlediği için, sosyal olayların incelenmesinde çok önemli yere sahiptir72.

Bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilim olarak tanımlanan tutum kavramının gözle görülemediği ve ancak davranışa bir atıf olabileceği yönündeki tanımlamayı bir şema ile göstermek mümkündür.

68User, 1992, s. 24-25.

69 Aktan, Coşkun Can, vd. Vergi, Zulüm ve İsyan, (1. Baskı), Phoenix Yayınevi, Ankara 2002, s.118.

70 Şimşek, M. Şerif vd. Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, Adım Matbaacılık ve Ofset, Konya 2003, s.93.

71 İnceoğlu, Metin, Tutum-Algı İletişim, (3. Baskı), İmaj Yayıncılık, Ankara 2000, s. 5.

72 Aktan, 2002, ss.118.

22 Şekil 1. 2. : Basit Tutum-Davranış İlişkisi

Verginin İçselleştirilmesi

Vergiye Karşı Vergiye Uyum Davranışı Olumlu Tutum

Atıf

Kaynak: Kağıtçıbaşı, Çiğdem ve Cemalcılar, Zeynep, a.g.e., s. 130’ dan yararlanılarak hazırlanmıştır.

Genel olarak ele alındığında, insan davranışları, yaşanan olaylardan sağlanan algı ve bu algı ile oluşan tutuma göre oluşmaktadır. Bireyin bir davranışı yapıp yapmama kararı, belli koşulların oluşturduğu, bir karar alanında gerçekleşmektedir73.

Yapılan araştırmalar, yüksek bilincin (farkındalığın) tutum-davranış ilişkisini güçlendirdiğini göstermektedir. Çünkü yüksek bilinç düzeyi tutumlara ulaşmayı kolaylaştırmakta ve tutumlar belleğe daha kolay çağırılabilmekte ve dolayısıyla davranışlar daha kolay etkilenmektedir. Bilincin yüksek olması bireyin harekete geçmeden önce, durup düşünmesi, inandıkları doğrultusunda nasıl davranması gerektiğine karar vermesi halidir74.

Vergileme karşısında mükelleflerin psikolojik tutumlarının incelenmesi, tutumların davranışlara yol açan eğilimler olmasından dolayı önceliklidir. Ancak, vergileme karşısındaki tutumların bireysel olma özelliği, inceleme açısından güçlükler oluşturmaktadır. Bu nedenle vergileme karşısında mükellef tutumlarının incelenmesinde genelleme yapılma gereği ortaya çıkmaktadır. Genel olarak değerlendirildiğinde, mükelleflerin vergileme karşısındaki tutumlarının en önemli belirleyicisi, mükellef üzerinde oluşan vergi yüküdür. Vergi yükünün belirleyicisi ise, vergi oranlarıdır. Vergi oranlarının artması ile mükelleflerin ödeyeceği vergi miktarı ve dolayısıyla üstlenilen vergi yükü artmaktadır. Vergi yükünün artması ise, öncelikle kullanılabilir gelir seviyesini azaltmakta ve mükellef açısından daha az tüketim ve tasarruf yapma anlamına gelmektedir. Mükelleflerin tüketim ve tasarruf yönünden oluşan azalmayı telafi edebilmesi ise, daha fazla çalışmayı gerektirmekte ve psikolojik açıdan hoşnutsuzluğa neden olmaktadır75.

73 Erkan, Hüsnü, Ekonomi Sosyolojisi, (5. Baskı), Barış Yayınevi, İzmir, 2004, s.30.

74 Kağıtçıbaşı, Ç. ve Z. Cemalcılar, Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar, (20. Basım), Evrim Yayınları, İstanbul 2017, s. 139.

75 Aktan, 2002, ss.1118-119.

23