• Sonuç bulunamadı

2.1. Taşıma Kapasitesi ve Türleri

2.1.6. Sosyal Taşıma Kapasitesi

Taşıma kapasitesi çevresel, fiziksel, ekonomik ve politik faktörlerden olduğu kadar ziyaretçilerin ve bölge halkının özelliklerinden ve deneyimlerinden de etkilenmektedir.

"Sosyal taşıma kapasitesi; ziyaret edilen bölge halkının, turistlerin davranışları ve huzuru için göstereceği hoşgörü düzeyi ve turistlerin kalabalıklaşma derecesinin diğer turistler tarafından kabul edilmeye hazır olduğu seviye olarak tanımlanmaktadır" (Kaya, 1997: 58). "Turizm, toplumsal değişmeyi gerçekleştiren bir dinamiktir. Değişme, önceki varoluş tarzına göre farklılaşma olarak benimsense de bu kavram, her zaman gelişme ve ilerlemeyi içeremez" (Bal, 1995: 25).

Karaman'a (1996) göre "turizmde üzerinde çok fazla durulmayan sosyal ve psikolojik boyut, turizmde beklenen başarıya ulaşılamamasında birinci etken olarak görülmektedir. Sosyal ve psikolojik etkenlerin önemi ve değişkenliği taşıma kapasitesi kavramının önceden belirlenmesini geçersiz kılmaktadır" (Karaman, 1996: 103).

Taşıma kapasitesinin yerel halk ve ziyaretçilerin birbirleriyle etkileşimleri sonucunda belirlenmekte oluşu ve çevreyi bozmadan, kullanım kalitesini düşürmeden bir turistik bölgeyi birim zamanda kullanabilecek en fazla insan sayısı olarak tanımlanması, sosyal taşıma kapasitesini anlamak açısından yeniden vurgulanmalıdır. Sosyal taşıma kapasitesi, turistik alanlarda sosyal ilişkileri gerçekleştiren ziyaretçiler ve ev sahiplerinin ilişkileriyle ilgilidir. Turizmin sosyal yönüne bakıldığında temel bir ilişki kurmanın önemi sosyal taşıma kapasitesi kavramı ile vurgulanmaktadır (Ünlüönen ve Tokmak, 2009: 19).

"Sosyal taşıma kapasitesi; turistlere karşı bölge halkının hoşgörü düzeyinin sınırı olarak tanımlanabilir. Taşıma kapasitesinin aşılmaması, turistin konforu ve çekim merkezinin sosyal yaşamının olumsuzluk yaşanmadan devam etmesi için de önem arz etmektedir" (Kahraman ve Türkay, 2006: 59)

Turizmin sosyal getirileri arasında yer alan dengeli bir büyüme yerel halkı da kapsayacağından bölgedeki ekonomik gelişmenin sosyal yapıya yansımasına olanak tanır; bu sayede refah düzeyi artar, istihdamın artması süreç içerisinde vasıflı bir işgücü yaratır, bölgedeki girişimcilik faaliyetlerini yoğunlaştırır, farklı kültürlerin etkileşimi toplumların daha açık görüşlü

olmasını sağlar. Sosyal anlamda sürdürülebilirlik, turizmin bu olumlu etkilerinin kuşaktan kuşağa aktarılması anlamına da gelir (Yanardağ ve Yanardağ, 2009: 36).

"Bu durumun aynı zamanda, turist çekim merkezlerinin planlanması ve ziyaretçi faaliyetlerinin düzenlenmesi açısından da önemli rolü olabilmektedir" (Avcıkurt, 2009: 15).

Turistik bir alan keşfedildikten sonra bölgeye sürekli bir turist akını olabilmekte, bu durumun doyuma ulaştığı zamanda diğer bir aşamaya geçilmekte ve turist sayısında bir azalma görülmektedir. Turizmin bölgenin çevresel ve sosyo-kültürel yapısına etkisi olgunlaşma aşamasında görülebilmekte, bu doyum noktasındaki bozulma etkileri arttıkça ve taşıma kapasitesi zorlandıkça yörenin turistik kimliği kaybolmaya başlayabilmektedir. Son aşamanın getirdiği bozulma ve kirlenme yenileme çalışmalarıyla turizmi hareketlendirme çabalarının ekonomik maliyeti de, turizm yatırım hedeflerini aşabilmektedir (Selimoğlu, 2004: 10).

Turistler tarafından ziyaret edilen bir turistik alanda bulunan rekreasyonel imkânların kullanım miktarı, yerel halk ile ziyaretçiler arasındaki ilişkiyi etkileyebilmektedir. Bu ilişki boyutunun sonuçlarını görebilmek için Şekil 2’de bir turistik alanın rekreasyonel kullanımından kaynaklı turistler üzerindeki etkileri belirtilmektedir:

Şekil 2

Bir Turistik Alanın Rekreasyonel Kullanımından Kaynaklı Turistler Üzerindeki Etkileri

Kaynak: (Kaya, 1997: 59)

Şekil 2’de ziyaret edilen bölgenin, var olan kullanım seviyesinin belirli bir sınırı geçmesinden sonra aşırı kalabalıklaşma yaşadığı fark edilmekte ve elde edilen turistik deneyimin kalitesinde bir azalma söz konusu olmaktadır. Artan bu yüksek kullanım

oranları, doğal kaynaklar üzerinde de olumsuz etkiler oluşturmakta ve bu da turistlerin hissettikleri memnuniyeti azaltmaktadır.

Belirli bir düzeye gelen turizm hareketleri de kalabalık ortama, yaşanan turizm hareketlerinden doğan tatminsizliklere, yerel halk ile ziyaretçi arasında ya da yerel halkın turizm sektöründeki tüm oyuncularına karşı bir uyuşmazlık oluşturmakta ve çekişmeye varan olumsuz davranış biçimleri ile sonuçlanabilmektedir.

Sosyal taşıma kapasitesi, turist kabul edilen merkezlerde yerel halkın turistleri kabul düzeylerini, turizm hareketlerini benimseme ölçülerini belirlemek ve yerel değerlerin turizm hareketleri sonucunda yozlaşmaya uğramaması için ortaya konulan bir kavramdır. Aynı zamanda turizmin olumsuz sonuçlarından birisi olan sosyal bozulmanın önüne geçmeyi ve yerel halkın sosyal değerlerini turistik arz verisi olarak sürdürülebilir bir biçimde değerlendirmeyi içermektedir (Muğla Valiliği, 2010: 23).

"Yerel halkın sosyal ve psikolojik kapasitesi ile turistlerin aynı konudaki bekleyiş ve davranışları arasında da bir uyum sağlanması gerekir. Turizme kitleler halinde katılan turistlerle yerel halk arasındaki ilişkinin genelde ticari boyutta olması nedeniyle iletişim sınırlı olmaktadır" (Toskay, 1989: 209). "Turizmin sosyal etkilerinin her zaman olumlu olmadığı bir gerçektir. Türkiye’nin, turizme dayalı yozlaşma ve kültürel değerlerin kaybı gibi sorunları yaygın bir biçimde yaşaması bunun bir göstergesidir. Burada en kilit nokta, turizmdeki büyümenin bölgenin taşıma kapasitesiyle uyumlu olmasıdır" (Yanardağ ve Yanardağ, 2009: 36).

Sosyo-demografik yapı, turizmin varlığı ve büyümesi ile ilgili olarak, yerel halk için önemli olan sosyal yönleri ifade eder. Var olan işgücü veya eğitilmiş personel gibi sosyo demografik yapı, ziyaretçi deneyimi veya yerel halkın kimlik duygusu gibi sosyo- kültürel yapılar buna örnek olarak alınabilir. Bunlardan bazıları uygun sosyo-psikolojik araştırmaların en çok gerektirdiği nicel ifadeler ile açıklanabilmektedir. Sosyal kapasite, değer yargılarına bağlı olduğu için belki de çevresel ve ekonomik kapasiteye göre ayırımı en zor yapılan kapasite çeşididir. Siyasi ve ekonomik kararlar göç politikaları gibi bazı sosyo-demografik parametreleri etkileyebilecektir. Sosyal taşıma kapasitesi, hem ev sahibi nüfusun hoşgörü düzeylerini hem de alandaki ziyaretçi deneyim kalitesi olarak kullanılan genel bir terimdir.

Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen sosyal taşıma kapasitesi seviyeleri dört maddede verilmiştir (http://ec.europa.eu/environment):

1- Turist sayısını ve turistik aktiviteleri yerel halkın kimliğini, yaşam tarzını, sosyal alışkanlıkları ve faaliyetlerini etkilemeden karşılayabilmek,

2- Doğrudan ya da dolaylı olarak sanatı, el sanatlarını, inanç sistemlerini, törenleri, gelenekleri, yerel kültürü önemli ölçüde değiştirmeme seviyesinde tutmak,

3- Yerel halkın aldığı hizmeti ve sahip olduğu olanakları elinden almamak, 4- Ziyaretçi sayısı düşüşü yaşanmayan bir alanda var olabilecek turist sayısı ve turistik faaliyetlerin uyumu olarak belirlenmiştir

"Gelişmiş ülkelerden gelen turistlerin, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan vatandaşlar tarafından adeta yeni bir sömürgecilik biçimi şeklinde algılanması ve bu nedenle düşmanca tavırlar sergilenmesi muhtemeldir. Türkiye’de turizmin yeni geliştiği bölgelerde de bu tür davranışlara rastlanabilmektedir" (Tokmak, 2008: 50).

Turistik alanlarda toplumsal ilişkilerin iki önemli tarafı yerel halk ve turistler olduğundan, sosyal taşıma kapasitesi, turist ve yerel halk ilişkilerinde olumsuz etkilerin ve turistin deneyim kalitesinde düşüşün yaşanmadığı bir seviyeyi vurgular. Turist ve yerel halk ilişkilerinde olumsuzlukların yaşanması, sosyal taşıma kapasitesinde sorunların yaşandığına işaret etmektedir. Sosyal taşıma kapasitesi, "ziyaretçilerin deneyim kalitesinde kabul edilemez bir düşme olmadan ve bölge toplumunda kabul edilemez olumsuz bir etki yaşanmadan, bir bölgenin kaldırabileceği en yüksek kullanım seviyesi özellikle aktivitelerin türleri ve sayıları" açısından ele alınarak tanımlanmıştır (Saveriades, 2000: 149; Ünlüönen ve Tokmak, 2009: 18).

"Yerel halkın turistlere karşı tutumu; yeni yapılara, farklı lisanlara ve giyim tarzlarına uyum sağlama biçiminde alışkanlık olarak ortaya çıkmaktadır. Yerel halk, bilinçaltında olumsuz etkileri bertaraf etme eğilimindedir. Bu olaylar belli bir süreç gerektirir" (Doğan, 2004: 95).

Yerel halk ile ziyaretçiler arasında olumsuz etkiler yoğun bir şekilde yaşanır ve hissedilirse çatışmaların ortaya çıkacağı ve var olan bölgenin turizm ile elde ettiği olumsuz getirileri kaybedeceği açıktır.

"Yerel halkın, turistlerin çevreyi tahrip ettikleri, yerel kültüre zarar verdikleri veya kendilerinin yerel etkinliklerin dışına itildikleri düşüncesiyle artık turistleri istemedikleri zaman ya da turistik çekim yerinin doğal yapısının tamamen değiştiğinin

algılanmasından sonra toplumsal taşıma kapasitesinin aşılacağı ifade edilmektedir" (Çavuş, 2004: 41).

Turistik faaliyetlerden beklenen faydalardan bir tanesi de toplumsal ilişkilerin olumlu düzeyde geliştirilmesidir. Sosyal taşıma kapasitesinin bir tarafının turistler veya ziyaretçiler olmasından yola çıkarak ziyaretçilerin yaşları, cinsiyetleri, beklentileri, davranışları, etnik kökenleri (Saveriades, 2000: 150) ve yerel halkın veya ağırlayanların da benzer şekilde sosyo-kültürel özellikleri, sosyal taşıma kapasitesinin boyutlarını etkilemektedir" (Ünlüönen ve Tokmak, 2009: 25).

Böylece sosyal taşıma kapasitesini belirleyen bu sosyo-kültürel özelliklerin nicel araştırmalar ile ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır. Turizmin sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik boyutları üzerinde yapılacak araştırmalardan elde edilecek sonuçlar turizm dışındaki alanlara da yönlendirme yapabilecek bir öneme sahiptir.

Bir bölgedeki bitki ve hayvan türleri, çevresel sistemlerin muhafaza edilmesi, tespit edilen koruma amaçlarına dayalı olarak nicelleşebilmektedir. Aynı şekilde ekonomik etki ölçülebilirken, sosyal etki ölçüleri ve kalabalık seviyeleri, daha çok nitel bir yapı göstermektedir. Sosyal kapasite, kullanıcı özelliklerinden ve çevresel taşıma kaynaklarının özelliklerinden meydana gelmekte iken, ekonomik kapasite ise turistik alanların yönetim özelliklerinden kaynaklanmaktadır (Kaya, 1997: 60).

Fiziksel, çevresel, psikolojik, ekonomik, politik ve sosyal taşıma kapasiteleri açıklamalarından sonra, çalışmanın konusu olan sosyal taşıma kapasitesinin alt boyutlarını ilgilendiren turizmin sosyal etkileri, yerel halk ile ziyaretçilerin turizme bakışı ve yerel halk ile ziyaretçilerin birbirleriyle etkileşimleri ile ilgili konular açıklanmaktadır. Yerel halk ve ziyaretçi davranışları, etkileşimleri önemli olduğu belirtilmişti. Bu davranışlardan veya turizm sektörünün iç dinamiklerinden kaynaklı toplumsal yaşam üzerindeki değişimler de dikkatle incelenmesi gereken konular olduğundan dolayı turizmle şekillenen sosyal yaşam hareketleri daha detaylı ele alınmaktadır.

Benzer Belgeler