• Sonuç bulunamadı

Osmanlı topraklarının oldukça çalkantılı günlerinde doğan Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu, bilge bir aile muhitinde dünyaya gelmiştir. Balkanlar, Arap diyarı, Kafkaslar, Yemen, Kırım ve civarı, Kuzey Afrika sıkıntılı dönemlerden geçmektedir. Bu yıllarda zaman zaman kısa süreli kıtlıklar da yaşanmıştır. Ailenin bir kısmı köyde yaşadığı için en önemli ihtiyaç maddelerinde pek sıkıntı çekmemişlerdir. Harp yılları olduğu için, insanlar Trablusgarp’a, Balkanlar’a, Yemen’e, Kafkaslar’a, Arabistan’a asker olarak alınmış ve oralardan çok azı geri dönmüştür. İdarede batıya dönüş, Tanzimat, Meşruti idare, seçim gibi sözler edilmekte, toplum fikren ve siyaset açısından tedirgin bulunmaktadır. Medresenin, ulemanın insanlar üzerindeki etkisi tartışılmakta, seküler batıcı fikirler Osmanlı toplumu ile tanıştırılmaktadır57

.

Bu olayların sonunda Millî Mücadele yıllarında Konya, birçok yönden merkez olmuştur. İstanbul, İzmir gibi her yönden zengin, büyük şehirlerin ve çevresindeki illerin işgal altında olması, Konya’yı cepheye yakınlığı asker, lojistik destek sağlama vb. yönlerden vatan savunmasında merkez haline getirmiştir. En çok şehit veren, Millî Mücadele liderinin en çok geldiği vilâyet olmasının nedenlerinden birisi de bu destek ve konumudur58. Fakat dönemin

57 Ali Osman Koçkuzu, “Hacı Mustafa Kurucu Hoca Efendiyi Hazırlayan Şartlar”, Merhaba, Akademik Sayfalar,

c. X, S.1, Konya, 2010, s. 36.

58

önemli gelişmelerinin sonunda pek çok sıkıntı beraberinde gelmiştir. Bunlardan bir tanesi de eğitim alanında çekilen sıkıntılardır. Bu dönemde eğitimin laik ölçülerde yapılabilmesi için devlet eliyle gerçekleştirilmesini öngören 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na ve Arap Harfleri’nin yerine Latin Harfleri’nin kullanılmasını öngören 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harfleri’nin kabul ve tatbiki hakkındaki kanun çıkarılır. Muhalif hareketler güvenlik güçlerinin sıkı takibine alınmıştır. Benzer şekilde, 4 Ocak 1932 tarihinde yayınlanan bir talimatnamede; harf devrimi kanununa aykırı olarak Arap Harfleri ile eğitim yapmak için gizli veya aleni dershane açanların ve bu dershanelerde eğitim verenlerin, Türk Ceza Kanunu’nun 526’ıncı maddesi gereğince üç aya kadar hafif hapis veya 10 liradan 200 liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir59

.

Bu şekilde uygulamalara Türkçe Ezan da eklenmiştir. Ezan, 1932 yılı temmuz ayından itibaren Türkçe okunmaya mecbur edilmiştir. Minareden ezanı ve caminin içinde farz namaza başlanmadan önce okunan kametin aslını okuyanlar, karakollarda hakaret ve türlü eziyetlere uğrayıp, cezalandırılmışlardır.

Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu ve ailesinin şikâyet ettikleri, üzüldükleri nokta burasıdır. Onlara reva görülen bu zulümlerin, eziyetlerin, düşman tarafından değil, kendi milletinin fertleri tarafından yapılıyor olmasıdır. Çünkü o dönemde gerek Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu gerekse kardeşleri eğitim hizmetinde ve ibadetleri noktasında büyük sıkıntılar yaşamışlardır60

.

Ezanın Türkçe okutulması, tek parti döneminde uygulamaya konulmuştur. 1949 yılına gelindiğinde ise Demokrat Parti yöneticilerinden, halkın seçim öncesinde istenen en büyük talep; ezanın yeniden Arapça okunmasıdır61. 14 Mayıs 1950 tarihinde düzenlenen ve TBMM 9. dönem milletvekillerinin belirlendiği, ‘Gizli oy, açık tasnif’ yönteminin ilk kez uygulandığı 1950 seçimleri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk demokratik seçimi olarak kabul edilir. 1946 genel seçimlerinden sonra, Cumhuriyet tarihinde tek dereceli olarak düzenlenen ve birden fazla partinin katıldığı ikinci milletvekilliği genel seçimi düzenlenmiştir. CHP’nin bu hazırlıklarla girdiği 14 Mayıs 1950 seçimleri, hükümetin güvence verdiği gibi düzenli ve güvenli bir ortamda gerçekleşmiştir. DP, hiç bir CHP’linin ummadığı şekilde seçimlerin galibi olarak çıkarken, CHP tam anlamıyla bir yıkıma uğramıştır.

59 Ali Dikici, “Millî Şef İsmet İnönü Dönemi Laiklik Uygulamaları”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi

Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S. 42, Ankara, 2008, s. 164.

60 Düzdağ, a.g.e., s. 67. 61

1950 yılında Türkiye yapılan genel seçim sonuçları şu şekildedir.

Siyasi Parti Genel Başkanı Oy Oranı Yüzdelik Dilim

Demokrat Parti Celâl Bayar 4.391.694 %53,5

Cumhuriyet Halk Partisi

İsmet İnönü 3.148.626 %39,9

Millet Partisi Yusuf Hikmet Bayur 368.537 %3,1

Bağımsızlar Bağımsız Adaylar 44.537 %1,7

Bu yıkılış, yenilginin büyüklüğünden kaynaklanmakla birlikte, sadece yenilmiş olmaktan değil, böylesi bir yenilgiyi beklemiyor olmaktan doğmuştur62

.

Kamuoyunun isteklerini dikkate alarak, 14 Mayıs 1950 yılında seçimi kazanan Demokrat Parti hükümeti, 16 Haziran 1950 tarihinde meclisten geçirdiği kanunla Arapça ezan okunması uygulamasına yeniden geçilmesini sağlamıştır. Bu kanunun çıkması yalnızca muhalefet saflarında değil, Demokrat Parti içerisinde de hoşnutsuzluk yaratmıştır. Kanunun çıkmasını isteyen Adnan Menderes ile askıya alınmasını isteyenler arasında kısa süreli bir gerginlik meydana gelmişse de sonuçta bu kanun çıkarılmıştır 63

.

Yıllarca, “bâtılın batınındaki hakkı ortaya çıkarmak için çalışan” Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu, 1949 yılında hacca niyetlenerek Hicaz’a gitmiştir. Mekke de yeğeni Ali Ulvi Kurucu ile buluşurlar. Ali Ulvi Kurucu amcasına, memleketin durumunu sormuştur. Hacı Veyiszâde, “Elhamdülillah bir fecir belirdi. Yakında İnşâllah İmam Hatip Mektebi açacağız” şeklinde cevap vermiştir. Ali Ulvi Kurucu, memleketin durumundan dolayı hicret etmek zorunda kaldıkları yılları aklına getirdiği için bayağı şaşırmıştır.

Görüldüğü gibi büyük zorluklar içerisinde eğitim ve hizmet anlayışına devam eden Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi, hiç yılmamış ve ümidini yitirmemiştir. O sürekli ilim yolunda ilerlemiş ve eğitim vermenin gayretinde olmuştur. Şartlar ne olursa olsun mücadelesini sürdürmüştür. İmam Hatip Okulları açıldıktan sonrada normal liselerle aynı okullar düzeyine gelmesi için uğraşmıştır64

.

Mustafa Koruyucu, Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu’nun İmam Hatip Okulları mücadelesi için şunları söyler:

“İmam Hatip Okulu için mücadelesini son dönem talebelerinden Hayreddin Karaman ve Ali Osman Koçkuzu’dan şöyle dinlemiştim; Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Demokrat Parti’yi desteklemiştir. O günün şartlarında elde olan neyse mevcudu neyse onunla desteklemiştir.“Hayreddin Karaman ile Ali Osman Koçkuzu mecliste İmam Hatip Okulları aleyhinde bir karar alınınca koşarak Hacı Veyiszâde’ye gelmişler. “Hocam Demokrat Parti oyları ile İmam Hatip Okulları’nın normal lise yapılması talebimiz

62 Süleyman Güngör, “14 Mayıs 1950 Seçimleri ve CHP’de Bunalım”, SDÜ. Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 21, Isparta, 2010, s. 36.

63

Birand, a.g.e., s. 59.

Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu, hac vazifesi için 05.09.1949 tarihinde yıllık izne ayrılmıştır. Dinayet Arşivi (Ek-s.130).

64

reddedildi onlarda red dedi”derler. Hacı Veyiszâde, şöyle döner k ıbleye doğru sinirle biraz sesini

yükselterek; “Siz de sizden önceki zalimlerin yaptıklarını yaptınız. Siz de sizden önceki zalimlere dâhil

oldunuz, ateş bunlara da dokunacak” demiştir (Ek-I, s.80).

Mustafa Koruyucu, Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu’nun genel olarak siyasi duruşunu şöyle açıklar:

“Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi şöyle dermiş; “Halk Partisi bakır kaba benzer, içine zemzem bile döksen zehirler.” Konya Valisi Cemil Keleşoğlu, Demokrat Parti zihniyetinin başlangıcında Hacı Veyiszâde’ye gelip bağlılık bildirmiştir. “Hocam birlikte hizmet etmeye talibim, emriniz başım üstünedir” demiştir. Son anlara kadar, Hoca Efendi’yi karşısında gördüğü zaman şapk asını çıkartır, eğilir. Hoca’nın selamını almak için bekler. Hacı Veyiszâde’nin yanında el pençe divan durur. İlişkileri bu boyuttadır (Ek-I, s.74).

Benzer Belgeler