• Sonuç bulunamadı

Sosyal Politika Bağlamında Yönetişim

SOSYAL POLİTİKANIN YEREL DÜZEYDE ŞEKİLLENDİRİLMESİ

D. Yönetişim Anlayışı

1. Sosyal Politika Bağlamında Yönetişim

Yönetişim; en yalın tanımıyla birlikte yönetmek demektir.138 Yönetenler ile yönetilenler arasındaki karşılıklı etkileşimi ve çoklu aktörlerin beraberce iş yapabilmelerini ifade eder. Yönetişim bir mekanizma, bir süreç, bir bütün, bir yöntem olarak kavranmaktadır.

Yönetişim, bir dizi işlevin ve bunlardan doğan sorumluluğun devletin sivil topluma aktarıldığı türde ilişki anlamına gelmektedir. Çok sayıda aktörü kapsayan bu politikada yönetişim, birlikte planlama, birlikte yönetim ve katılmayı olanaklı kılan bir ortam yaratma, toplumsal aktörlerin eylemlerinin hedeflenen sonuçlara varması için onları etkin kılmada belirleyici role sahiptir139.

Yönetişim, karar alma ve hangi kararların uygulanmasına ilişkin bir süreçtir. Yönetişimde, resmi ve resmi olmayan aktörler karar alır ve bu kararları uygular. Yönetişimin bir aktörü devlettir. Diğer aktörler tartışma konusu olmaktadır. Bu durum devlet düzeyine göre değişmektedir. Örneğin; kırsal alanlarda diğer aktörler, toprak sahibi nüfuzlu kişiler, çiftçi dernekleri, kooperatifler, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), araştırma enstitüleri, finans kurumları, dini liderler, siyasi partiler ve ordu olabilmektedir. Bu durum kentsel alanlarda daha da kompleks olabilmektedir. Ulusal düzeyde bu bahsettiğimiz aktörlere ek olarak, medya, lobiciler, uluslararası bağışçılar ve çokuluslu şirketler karar verme ve karar verme sürecini etkileyen bir rol oynayabilmektedirler.140

Tüm bu aktörler yani devlet ve ordu dışındakilerin hepsi sivil toplumu oluşturmaktadırlar. Bazı toplumlarda ise buna ek olarak sivil topluma organize suç organları da girebilmektedir. Kentsel alanlarda toprak mafyaları gibi suç örgütleri kararları etkileyebilmektedir. Böyle resmi olmayan karar vericiler sonuç olarak

138

Fikret Toksöz, İyi Yönetişim El Kitabı, 1.Baskı, Tesev Yayınları, İstanbul, 2008, s.17.

139

İlker Haktankaçmaz, “Türk Kamu Yönetiminde Yönetişimin Uygulanabilirliği”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt:37, Sayı:1, 2004, s.48.

140

What is Good Governance,

55

yolsuzluğa yol açabilmektedir.141

İyi bir yönetişim için, kamu yönetiminin; sorgulayabilir, şeffaf, eşitlikçi ve katılımcı bir yaklaşımla insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri gözetilerek gerçekleştirilmesi yönetişimin temel amacını ortaya koymalıdır. Yönetişim, saydamlığı sağlayarak halkın hem bilgiye erişmesini hem de yapılan tüm işlerin halk tarafından açık şekilde bilinmesini amaçlar.

“Yönetişim” ya da “iyi yönetişim” kavramı ilk defa DB tarafından kullanılmıştır. 1989 yılında DB’nin, Dünya Gelişme Raporu’nun takdim kısmında iyi yönetişim kavramından söz edilmektedir. Daha sonra 1992 yılında DB’nin başka bir raporunda ekonomik gelişmede ve dünya standartlarının yakalanması bakımından önemli gördüğü iyi yönetişimin birçok özelliği ortaya konmuştur. Yönetişim kavramı daha sonraları da OECD (Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Örgütü) ve BM tarafından kullanılmıştır. 1992’de gerçekleşen Rio Zirvesi, Habitat Toplantıları ve 1997’de BM, yönetişim çerçevesinde 21.yüzyılın katılımcı devlet modelini Yerel Gündem-21 (YG- 21) programı ile ortaya koymuşlardır.

“İnsanlık, tarihsel bir dönüm noktasındadır” cümlesiyle açılan YG-21, uluslararası ve ulusların kendi içerisindeki eşitsizliklere, giderek artan yoksulluk, açlık, hastalıklar ve cehalete, ekosistemlerdeki kötüleşmeye dikkati çeken, sürdürülebilir kalkınma ve çevre sorunlarını çözümüne yönelik bir eylem planıdır.

Yönetişimin temel ilkeleri, tutarlılık (öngörülebilirlik), sorumluluk, hesap verilebilirlik, adillik, saydamlık, katılımcılık, etkinlik, hukuka bağlılık, yerindelik, ve ölçülülük olarak sıralanabilir.142

1.Tutarlılık: Verilen kararların gerek birbirleriyle, gerekse zaman içerisinde uyumlu olması devletin yapacağı düzenlemelerin öngörülebilir olmasını ve vatandaşların güven duyacakları bir ortamda ileriye yönelik gelişim yatırımlarını gerçekleştirmelerini sağlar.

2. Sorumluluk: Hükümet toplumsal değişimlere hızla cevap verebilecek kapasiteye sahip olmalı ve esnek olmalıdır.

141

http://www.unescap.org/pdd/prs/ProjectActivities/Ongoing/gg/governance.asp (08.10.2012).

142

56 3. Hesap verebilirlik: Kamu yetkililerinin, kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı, bütçelendiği ve raporlandığı konularında sorumlu olması ve gerektiğinde hesap verebilmesidir.

4. Adillik: Kamu sektörünün aldığı kararlarda toplumun her hangi bir kesimini kayırıcı uygulamalar yapmaması ve vatandaşın tabi olduğu kuralların açık ve net şekilde ortaya konarak herkese aynı şekilde uygulanması vatandaşların devlete güven duymalarını sağlar.

5. Şeffaflık: Kamu yetkililerinin karar alma süreçlerini ve kararlarını diğer paydaşlara açık ve paylaşılır olarak gerçekleştirmesidir.

6. Katılımcılık ve Yerindelik: Karar alma süreçlerinin hazırlıktan uygulamaya ve oradan da izlemeye kadar olan aşamalarında bireyden başlayarak sivil toplumun ve halkın etkin biçimde sürece dahil olmasını ifade eder. Kamu sektörünün aldığı kararların katılımcı bir anlayış ile alınması, kararların o karardan etkilenecekleri kapsayacak düzeyde verilmesi kararların uygulanma olasılığını artırır.

7. Etkinlik ve oransallık: Yönetimin aldığı kararların herkese eşit ve eş zamanlı uygulanması ve elde edilmesi beklenen sonuçlar ile gerek kullanılacak kaynaklar, gerekse olumsuz etkilenecek kesimlere olan etkileri arasında makul bir ilişki olması anlamına gelir.

8. Hukuka bağlılık: Yönetimin hukuk kuralları içinde kalarak, objektif bilgiye dayalı karar vermesi ve kararların hukuk yolu ile denetlenmesini ifade eder.

Yönetişim ile birlikte, hakların ve özgürlüklerin korunması, duyarlılık, yeterlilik, eşit hizmet gibi konular devlet kurumlarının kalkınma politikaları alanlarında öne çıkan bir önem kazanmıştır. Toplum merkezine daha çok dayanan bu yönetim anlayışı, vatandaşların dahil olma ve birlikte çalışma konusunda cesaretlendirmekte ve aktif bir sivil toplum ile sorumluk bilincinin geliştirmektedir.

İyi yönetişim övgüye değer bir amaçtır. Gerçekten iyi bir yönetişim için önceliklerin belirlenmesi en önemli faktördür. Ancak bu son derece zordur. Bu ülkeden ülkeye ve ülkenin içerisindeki siyasi yönetime göre farklılık gösterebilecektir. Öncelikleri tanımlama çabası da şüphesiz çatışmaları yaratacaktır. Birçok ülke için özelliklede yoksul ülkeler için iyi yönetişim uzak bir ihtimaldir. Çünkü yoksulluğun azaltılması gibi önemli amaçları olan ülkeler, zayıf, belki de o hiç olamayan kurumları ve gelişmemiş insan kaynakları ile yapılması gerekenlere

57

karşılık veremeyebilirler ve bunların altında ezilmeleri muhtemeldir.143

İyi yönetişimi bütünüyle ele almak zordur fakat ideal olduğu açıktır. Çok az ülke ve toplumda bütünüyle iyi yönetişimin sağlanmasına yakınlaşılmıştır. Ancak, sürdürülebilir insani kalkınmayı sağlamak için bu ideal yolda çalışılmalıdır. Devleti, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruyan bir devlet haline gelmesini sağlamayı amaçlar.

2. Yerel Boyutuyla Katılımcı Demokrasinin Sosyal Politikanın