• Sonuç bulunamadı

1.5. VYGOTSKY’NİN SOSYO-KÜLTÜREL KURAMI

1.5.1. Sosyal Etkileşim

Bütün çocuklar büyüdüklerinde, nesneleri anlamlandırmaya başlarlar. Çocukların merakının daha çok küçükken başladığını ve yetişkinlere sorular sorduklarını görürüz. Ve biz yetişkinler de bu sorular karşısında şaşırıp “Büyümüş de küçülmüş” deriz. Çocuklar bu konuşma ve soruları nereden getirir? Ya da nereden öğrenir? Bizler etrafımızda bu sorularla çok sık karşılaşıyoruz. Vygotsky, çocukların bunu sosyal etkileşim sayesinde yaptıklarını iddia etmiştir.

Çocuk, bebekliğinden gözlem yapmaya ve nesnelere anlam yüklemeye başlar. Çocuk, anlamlandırma yapmak için gözleri açık gözlem yapıp etrafına bakmalıdır ve nesneleri öğrenip keşfetmeleri için aktif bir rol oynamaları gerekir.

38

Vygotsky’ye göre bilişsel gelişim, birey ve toplum arasındaki etkileşim sayesinde gerçekleşir. Bu etkileşim karşılıklıdır. Hem toplum bireyler üzerinde etkilidir hem de bireyler toplum üzerinde etkilidir.

Şekil 7: Sosyal Etkileşim49

Çocuk toplum içerisinde büyümezse ya da çocuğun toplumla herhangi bir etkileşimi yoksa çocuğun bilişsel gelişimi tam olarak gerçekleşmez ve bazı şeyleri öğrenemez. İki çocuğu karşılaştıralım. Bir çocuk toplum içerisinde büyümüş ve toplumla etkileşime girmiştir, ancak bir çocuk da toplumdan uzakta ya da bir ormanda büyümüştür ve toplumla hiç etkileşime girmemiştir. Çok basit bir örnek vereceğiz. Toplumla etkileşime giren çocuk dil edinmiştir ancak ormanda büyüyen çocuk dil edinememiştir. Örneğimizi genişletebilir ve diyebiliriz ki ormanda yetişen çocuğun hem bilişsel hem de bedensel gelişimi de tam anlamıyla gerçekleşmemiştir. Bu çocuk, toplumda büyüyen yetişkinler gibi oturup kalkamaz, yürüyemez veya

49 Bu resim aşağıdaki sayfadan alınmıştır ve İngilizce kelimeler Kürtçeye çevrilmiştir.

https://www.guncelpsikoloji.net/gelisim-psikolojisi/vygotskynin-sosyo-bilissel-gelisim-kurami- h6432.html erişim: 17/12/2019

BILEYZE

HÎN BIBE

Û PÊŞ BIKEVE

BI HEV

RE…

39

yemek yiyemez çünkü böyle şeylerle karşılaşmamıştır ve bilmiyordur. Genie Wiley adında bir kızdan “Kritik Dönem” bölümünde ayrıntılı bir şekilde bahsedilmiştir ve Genie Wiley de toplumla etkileşimin önemini bize gösterir.

Çocuk önce anne babasıyla iletişime girer. Çocukların ilk öğretmenleri ebeveynleridir. Ebeveynler, ilk konuşmaları çocuklarına gösterirler ve çocuklar emekledikten sonra adım atmayı öğrenirler ve adım attıklarında yine ebeveynleri çocuklarının yanındadır ellerini tutar ve onlara yardım ederler. Bundan sonra da çocuklar artık oynamaya ve arkadaş edinmeye başlar böylelikle oyun için arkadaş edinirler. Bu şekilde de arkadaşlıklar kurup toplumla iletişime girerler ve daha sonra da okula gider ve çocukların toplumla etkileşimi artar. Bunların hepsi bilişsel gelişim için önemlidir. Çocuk, etkileşime girdikçe bilişsel gelişimi ilerler ve dil gelişimi de hızlanır. Çocuğun hem bilişsel hem de bedensel gelişimi toplumla beraber güçlenir bu da dil gelişimlerine katkı sağlar. Aşağıdaki resimde Ayşe Keklik aslında matematik öğretmenidir ve çocuklarla beraber eğitici ahşap oyuncakla oynamaktadır. Kız çocuğu Karen ve erkek çocuk Burak Adar kardeşlerdir. Ayşe hem onlarla oynamakta hem de aslında renkleri ve sayıları da öğretmektedir. Adar kız kardeşiyle ilgilenerek onun dil gelişimi ve bilişsel gelişimine katkı sağlamaktadır.

40

50

Şekil 8: Eğitici Oyunla Edinim

50 Bu resim 02/04/2019 tarihinde Diyarbakır’da çekilmiştir. Fotoğraftaki yetişkin Ayşe

41

Vygotsky’ye, eğer çocuk önce sosyal öğrenmeyi tecrübe etmezse ya da bunun için zahmete girmezse, öğrenme ve dil edinimi açısından gelişemez. Vygotsky’ye göre çocuklarda sosyal gelişmenin iki seviyesi vardır;

Sosyal seviye: Bu seviyede çocuk iletişim kurmaya, başkalarıyla

karşılıklı konuşmaya ve onlara ulaşmaya mecburdur. Bu seviyede sosyal öğrenme gerçekleşir.

Bireysel seviye: Bu seviye, çocuk ya da bireyin kendisinin içinde olduğu alandır. Çocuk, sosyal öğrenmenin gerçekleştiği sosyal seviyeyi geçtikten sonra sosyal seviyede öğrendiği işlevleri tekrar gösterir ancak bu sefer bu işlevler daha ileri seviyededir bu da bilişsel gelişimden kaynaklıdır.

Öğrenmeden kimse işlevlerini ve kendini tam anlamıyla geliştiremez. Ancak bu, çocukların dünyaya geldiklerinde herhangi işleve sahip olmadıkları anlamına gelmez. İşlevler vardır ancak çok azdır. Çocukların bu işlevleri ve yetenekleri çocuğun bilişsel olarak gelişmesine neden olur. Bu işlevler kalıtımsal olarak tüm çocuklarda vardır. Vygotsky’ye göre daha ilkel zihinsel işlevler şunlardır51;

His: Çocuğa bir şeyin soğuk, sıcak, acı ya da kokulu olduğunu

öğretmemize gerek yoktur. Çocuk beyni, bunu kendiliğinden bilmekte ve ona göre davranmaktadır.

Açlık: Çocuk yine aç olduğunun öğretilmesine gerek yoktur. Çocuk aç

olduğunda, ağlar ve açlığını bizlere gösterir. Açlığın kendisi zaten insan elinde olan bir şey değildir.

Bellek: Yetişkinler yaşları büyük olan çocuklar kolaylıkla akıllarına

bazı şeyleri getirebilirler ancak bebekler, onlar gibi akıllarına bir şeyleri getiremezler. Akıllarına getirdikleri şeyler çok azdır. Ebeveynlerinin kokuları ve yemekleri akıllarına gelir ve bunları unutmazlar. Bir çocuk ağladığında annesinin sesini duyduğunda gülümsemesi onun anne sesine duyarlı olduğunu göstermektedir.

51Andrew P. Johnson, Cognitive development:Lev Vygotsky, Education Psychology: Theories of

Learning and Human Development, National Science Press, 2014 s. 3 https://www.academia.edu/12440703/VYGOTSKYS_THEORY_OF_COGNITIVE_DEVELOPM ENT erişim 18/03/2019

42

Refleks: Emme ya da kavrama çocuklarda istemsiz bir şekilde

gerçekleşmektedir. Bunlar öğretilmez ve çocuk doğar doğmaz emme refleksine sahiptir.

Çocuk artık büyür ve bu ilkel zihinsel işlevler, yerini ileri zihinsel işlevlere bırakır. Bu işlevler, ilkel işlevler gibi değildir. “İleri işlevlerin yapıcı ilkesi bireyin elinde değildir – psikolojik araçların ve kişiler arası ilişkilerin elindedir.”52 İlkel

işlevler öğretilemezdi. Ancak ileri işlevler öğretilir. “İleri işlevler şunlardır; dili kavrama, mantıksal bellek, seçici dikkat ve karar verme.53

Dili kavrama: Bebek, büyüdükçe dili kavraması da ilerler ve genişler.

Bebeğin isteklerini dile getirebilmesi için dil edinmesi gerekir. Bu da çevreyle iletişimle sağlanır. Bebeklerin istekleri azdır ya açlar, ya susamışlar ya da uyumak isterler. Bunlar için en kısa kelimeleri kullanırlar ancak ne kadar büyürlerse ve toplumla iletişime girerlerse, öğrenme ve dil edinimi de gelişir ve aynı zamanda düşünce ve görüşleri de ilerler.

Mantıksal bellek: Çocuk ilkel işlevlerde sadece çok az şeyi

hatırlamaktaydı anne babasının seslerini ve kendi yemeği gibi. Ancak ileri işlevlerde çocuk artık nesneleri, anıları ve eşyaları hafızasında bir araya getirebilir. Bir şeyi bir yere koyduysa, onu koyduğu yeri hatırlayabilir. Belleğini kontrol edebilir.

Seçici dikkat: Bildiğimiz gibi çocukların dikkatleri dağınıktır ve çok

sınırlıdır. Yaşları küçük olduklarında, bir şeye dikkatlerini fazla verememektedirler. Ancak sosyal öğrenme yoluyla artık bir şeye daha fazla dikkatlerini verebilirler. Eğer bilişsel gelişimleri tam anlamıyla oluşursa, artık dikkatlerini de kontrol edebilirler. İsterlerse bir nesneye dikkatlerini verirler istemezlerse vermezler. Bunun kontrolü ellerinde olduğu için “seçici dikkat” deniyor.

Karar verme: Çocuklar küçük yaşta kendi başlarına karar veremezler.

Ne yaparsak kabul eder ve karşı gelemezler. Ancak sosyal öğrenme sayesinde kendi başlarına karar verebilirler. Yaşları birazcık da olsa arttığında artık “bunu istiyorum” veya “bunu istemiyorum” gibi cümleleri kullanırlar. Bir şeyi istemediklerinde, bunu onlara yaptırmak güçleşir.

52 Lev Vygotsky, Thouhgt And Language, The MiT Press Cambridge, Massachusetts

London, England, Amerika Birleşik Devletleri, 1986, s. xxvi

43

Çocuklar ilkel zihinsel işlevlerden sosyal öğrenme yoluyla ileri zihinsel işlevlere ulaşırlar. Bir tablo şeklinde gösterecek olursak;

Tablo 2: İşlevlerin Gelişimi54

İlkel Zihinsel İşlevler

Refleks, açlık, duyu, bellek

(Bu ilkel işlevlerde hiçbir uyaran süreci yoktur)

Sosyal Etkileşim Dil Kültür

İleri Zihinsel İşlevler

Dili kavrama, seçici dikkat, mantıksal bellek ve karar verme

(Bu ileri zihinsel işlevlerde uyaran süreci çoktur)

54 Andrew P. Johnson, Cognitive development:Lev Vygotsky, (bu çalışmadan istifade

44

Yukarıda bahsettiğimiz üzere bu işlevler sosyal öğrenme ile daha ileri seviyeye ulaşır. Ve bununla beraber de bilişsel gelişim de sağlanmış olur. Ve bunun neticesinde de dil edinimi ve dil gelişimi de gerçekleşir. Dil, bilişsel gelişimde çok önemli bir rol oynar. “ Vygotsky’ye göre, dil, çocuk düşüncesinin gelişimini sağlar. Çocuğun herhangi bir düşünme işlevi, önce çocuğun dışsal veya sosyal düzleminde daha sonra da içsel veya düşünme düzleminde görünür. Vygotsky, konuşma gelişiminin üç aşamasının olduğunu ifade eder;”55

Birinci Aşama – Dışsal ya da sosyal konuşma: Bu aşamada çocuğun

yaşı 0 ile 3 arasındadır. Burada çocukların düşünceleri, tamamıyla konuşmaya bağlı değildir. Düşünceleri önce şekil ve duyular üzerinedir. Konuşma istekler içindir. Çocuklar aç hissettiğinde ya da tuvalet ihtiyacı gibi şeylere ihtiyaç duyduğunda kısa ve öz sözcük ya da cümleler kullanırlar. “Ekmek”, “su” “tuvaletim var” gibi. Ya da bazen bu istekler için sadece ağlarlar.

İkinci Aşama – Benmerkezci konuşma: Bu aşamada çocuğun yaşı 3

ile 7 arasındadır. Burada çocuk sesli düşünür ve kendi kendine konuşur. Kendi kendine konuşma bu aşamada çok normaldir. Çocuk oynadığında ya da bir işle meşgul olduğunda sesli düşünür ve kendi kendine konuşur. Buna en çok oyun oynadıklarında rastlıyoruz. Örnek olarak Raperin adında bebeğiyle oynayan bir çocuğun konuşmalarına bakacak olursak; (Hareketler italik yazılmıştır)

Raperîn : Erê, hadê em bilêyizin

Raperin: Evet hadi oynayalım (Bebeğini alır ve kucağında sallar) Raperin: Xewa te tê?

Raperin: Uykun mu geliyor? (Bebeğini sallamaya devam eder) Raperin: Tu çire ranazî?

Raperin: Neden uyumuyorsun? (Bebeğini yüzünün doğrultusunda tutar ve

konuşur)

45 Raperin: Temam ez dizanim tu birçî yî.

Raperin: Tamam biliyorum sen açsın. (Bebeğini yemek veriyormuş gibi

davranıp daha sonra tekrar kucağında sallamaya devam eder)

Raperin: Êla, êla, êla, êla Raperin: Ninni, ninni, ninni.56

Konuşma ve oyun bu şekilde devam eder.

Aşağıdaki resimde Viyan bebeğiyle bir benmerkezci konuşma geçirmektedir. Bebeğini masaya yatırmıştır ve kendi kendine bebeğiyle konuşmaktadır.

57

Şekil 9: Oyuncakla Benmerkezci Konuşma

56 Bu konuşma 27/01/2019 tarihinde Siirt’te kayda geçirilmiştir. Çocuğun adı Raperin Ekinci’dir ve 7

yaşındadır.

46

Üçüncü Aşama – İçsel konuşma: Bu aşama son aşamadır. Çocuk,

büyüdükçe artık konuşmasını ve düşüncelerini kontrol edebilir. Onlar, konuşmadan beyinlerinde düşünebilir ve hesap kitap yapabilirler. Bu aşamada çocuk, bütün ileri zihinsel işlevlere sahip olur.

Görüyoruz ki dil sosyal etkileşimde önemlidir. Dil, kendi içerisinde konuşmayı barındırır. Dil, iletişim için aktarılmalı, tasvir edilmeli ve anlaşılmalıdır. İletişimde eğer bir şey yanlış ya da farklı anlatılırsa alıcı da daha sonra bunu yanlış aktaracaktır. Bu yüzden Vygotsky dile önem vermiş ve bütünsel bir gelişim için dilin iyi aktarılması ve anlaşılması gerektiğini söylemiştir.

Benzer Belgeler