• Sonuç bulunamadı

Çocuklarda Sesbiliminin Gelişimi

3.1. DİL EDİNİM SÜRECİ

3.1.4. Çocuklarda Sesbiliminin Gelişimi

Çocuk önce edindiği dilde en çok duyulan sesleri edinir ve kullanır daha sonra da daha az kullanılanları edinirler. “Söylenen ilk ünlü “a”dır. İlk ünsüz ise “p” veya “m” dir. Daha sonra bütün çocuklarda nispeten sürekli bir düzenle diğer sesler aşama aşama edinilir. Bununla birlikte sıra aynı olsa bile hız (ritim) çocuktan çocuğa değişebilir. Kimi çocuklar üç yaşında oldukça düzgün bir biçimde konuşurken kimileri ise “ş” veya “z” gibi sesleri 7 yaşına doğru edinirler.Sesli harfleri genellikle sessizlerden önce edinirler.”76 Çocuklarda karşılaşıldığı üzere, sesletimi zor olan

sesleri kolay olana çevirerek söylerler. “r” sesini “l”ye “s” sesini “ş”ye “p” sesini “b”ye “t” sesini “d”ye benzetirler.

Eric Sander’in yaşlara göre ayırt ettiği sesbirimler sırasıyla şu şekildedir (sesbirimler uluslararası fonetik alfabesine göre verilmiştir); 77

76 Şeref Kara, Ana Dil Edinimi ve Erken Yaşta Yabancı Dil Öğretimi, s. 304

77Eric Sander, When Are Speech Sounds Learned?, Journal of Speech and Hearing Disorders, The

68 /p/ /m/ /h/ /n/ /w/ ( 1 ile 3 yaş arası) /b/ (1 ile 4 yaş arası)

/d/ /k/ /g/ (2 ile 4 yaş arası) /t/ /η/ (2 ile 6 yaş arası) /f/ (2.5 ile 4 yaş arası) /r/ /l/ (3 ile 6 yaş arası) /s/ (3 ile 8 yaş arası) /ʧ / /∫/ (3.5 ile 7 yaş arası) /z/ (3.5 ile 8 yaş arası) /j/ (4 ile 7 yaş arası) /v/ (4 ile 8 yaş arası) /θ/ (4.5 ile 7 yaş arası) /ð/ (5 ile 8 yaş arası) /ʤ/ /ʒ/ (6 ile (.5 yaş arası)

Diftong: Kürtçe konuşan çocukların diftong olan “xw”yi zor ve en geç edindikleri seslerden biri olduğu görüldü. Ortalama 5-6 yaşlarından sonra bu sesi edindikleri görülmüştür. Çocuklar “x” ve “w” sesini ayrı ayrı çıkarabilmektedirler ancak diftong şeklinde bu sesi daha ileri yaşlarda çıkarırlar.

69

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KRİTİK DÖNEM

4.1. DİL EDİNİMNDE KRİTİK DÖNEM

“Başlangıçta "Kritik Dönem Hipotezi(KDH)" (Critical Period Hypothesis) ifadesinin iki farklı anlamla kullanıldığını vurgulamak önemlidir. KDH'nin ilk anlamı, insanların yaşamın ilk yıllarında dil öğreniminde daha etkili olduğu konusundaki deneysel bir hipoteze karşılık gelir. Başka bir deyişle, KDH, edinme yaşının nihai yeterliliğin önemli bir yordayıcısı olduğunu belirtir: yaşça büyük bir kimse dil öğrenmeye başlar, yaşça daha küçük bir kimse yerli-benzeri yeterliliğe ulaşması olasıdır. 'KDH' ifadesi bazen sinirsel plastisitede yaşa bağlı bir düşüşün dil öğreniminde artan zorlukların nedeni olduğu kavramına atıfta bulunmak için de kullanılır. Bu ikinci anlama göre, KDH, dil ediniminde yaşın potansiyel etkileri üzerindeki bir açıklamadır. İki anlam ayırt edilmelidir, çünkü ilk anlama göre kritik bir dönem olabilir, yani sinirsel plastiklik kaybı açısından açıklama yanlış olsa bile, bir dilde nihai yeterlilik üzerindeki edinim yaşının zararlı bir etkisi olabilir.”78

“Hem davranışsal hem de sinirsel bir dizi araştırma, dil edinimi için kritik ya da hassas bir dönem olduğunu göstermektedir. Bireysel vahşi veya istismara uğramış, ergenlikten sonraya kadar ilk dillerine maruz kalma durumlarından izole edilmiş çocukların vaka çalışmaları, çocukların fonoloji, morfoloji ve sözdiziminde yoksunluktan kaynaklanan aşırı açıklar göstermiştir. Bu vakalardan en iyi inceleneni 13 yaşında normal dilsel çevrede keşfedilen Genie adındaki kız çocuğunun yakından takip edilmesidir.”79 Kritik dönem ergenliğe kadar dil ediniminin tamamlanmış

olması gerektiğini söylerler aksi takdirde bu yaşlardan sonra dil ediniminde sorunlar

78Christophe Pallier, “Critical Periods in Language Acquisition and Language Attrition” Language

Attrition, s.155-168, John Benjamins, 2007

79E. L. Newport, “Language Development, Critical Periods in” In L. Nadel (ed.), Encyclopedia of Cognitive Science. Nature Publishing Group, 2003, s. 737-740

70

çıkar ve dil edinimi tam anlamıyla gerçekleşemez. Daha önce anlattığımız gibi dilbiliminin alt dalları anlambilim, biçimbirim, sözdizim, sesbilim vb. bölümleri vardır.

“Lenneberg teorisindeki ana kavram, beyin yarım küre ile bağlantılı beyin yanallaşmasıdır(lateralleşme). Her yarım küre ve daha doğrusu her bir beyin alanı, belirli işlev ve süreçlerde uzmanlaşma eğilimindedir. Ardından dilin işlenmesi esas olarak sol yarım kürede gerçekleştirilir.”80 Lenneberg, beyin olgunlaşması sonucuyla

dil gelişiminin gerçekleştiğini söyler. Çocuklar dünyaya geldiklerinde her iki yarım küre eş potansiyeldir ancak daha sonra dil, yavaş yavaş sol yarım kürede yerini alır.

Eğer çocuklar bu kritik dönemde dil edinmezseler bu dönemden sonra dil edinimi güçleşmekte ve her ne kadar o dili edinseler dahi konuşmada bazı güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Çevremizden bir örnek verecek olursak; ebeveynlerimizin anadilleri Kürtçedir. Onlar Türkçeyi ergenlikten sonra ya da daha geç edinmişlerdir ama fark ediyoruz ki konuşmalarında telaffuz ve dilbilgisel açıdan problemler vardır. Ya Kürtçe kelimeler ya da Kürtçe dilbilgisi kurallarını konuşmalarına dahil etmektedirler. Bu gibi örnekleri sadece Kürtçede değil diğer dillerde de görebiliriz. Dilbilim için ünlü bir örnek vardır. Susan Curtiss ve Stephen Krashen Genie Wiley adında kız çocuğu üzerine çalışmalar yapmışlardır. Bu örneği irdeleyecek olursak; “ Genie ile ilk kez 13 yaş 9 aylıkken karşılaşıldı. Keşfi ve hastaneye yatırılışı sırasında, duygusal olarak rahatsız, sosyalleşmemiş ve çok şey öğrenmemiş ilkel bir insandı. Polis tarafından koruma altına alındı ve 4 Kasım 1970’te ciddi yetersiz beslenme teşhisi ile değerlendirme amacıyla Los Ageles çocuk hastanesine kaldırıldı. 13 Ağustos 1971'e kadar hastanenin rehabilitasyon merkezinde kaldı. Hastaneye yatırıldığında, Genie yaşından altı ya da yedi yaş daha küçük gibi görünen, karnı şişmiş, acı içinde ve zayıf bir çocuktu. O, 1.38 cm (54.5 inç) boyunda ve 28. 200 kg (62.25 pound) ağırlığındaydı. Dik duramıyor, katı veya yarı katı yiyecekleri çiğneyemiyordu, yutmakta büyük zorluk çekiyordu, dışkı ve idrar tutamayan biriydi ve sesi kısıktı. Hayatının çoğunda Genie fiziksel ve sosyal kısıtlama, beslenme ihmali ve aşırı yoksunluk yaşadı. Yaklaşık 20 aylıktan, hastaneye yatmadan kısa bir süre önceye kadar, Genie'nin küçük bir kapalı odada

71

izole edildiğine, günün çoğunda ya da hepsinde bazen tüm gece, bir lazımlık sandalyesine bağlanıp odada kaldığına dair kanıtlar vardı.”81

Genie konuşmayla ilgili hiçbir şey bilmemekte ve konuşamamaktaydı. Yalnızca temel bazı sözcükleri bilmekteydi. 13 yaşına kadar hiçbir dile maruz kalmamıştır ve bulunduktan sonra, bazı dilbilimciler dil edinebilmesi için onunla çalıştılar. Her hafta testler yapıldı ve oyunlar oynandı ve zaten artık çevreden dile maruz kaldığı için dil edinmeye başlamıştı. Dil gelişimi kontrol edildi. Genie bulunduktan sonra her ne kadar eğitilse de normal zamanda dil edinen çocuklar gibi dil edinememiştir. Sesbilim ve cümle diziminde eksiklikler vardı. Kısa cümleler kuruyordu. Bulunmasından sonra yıllar geçmesine rağmen halen kısa cümleler kuruyordu. Telaffuzu da normal yetişkinler gibi olmadı. Anlama yeteneği gün be gün gelişti ama yine de bizler gibi dil edinemedi.

Şekil 11: Genie Wiley82

81 Victoria Fromkin, Susan Curtiss diğerleri, Brain and Language ,The Development of Genie: a

Case of Language Acquisition beyond the “Critical Period” , Academic Press Inc, , 1974,

yayın yeri yok, s. 84

82 http://www.lifedaily.com/story/scientists-are-baffled-by-girl-locked-in-a-cage-for-12-years/ erişim

72

Bu ünlü örnekten de anlaşıldığı üzere dil edinimi için kritik bir dönem vardır ve her ne kadar bazı dilbilimciler için dil edinimi kalıtımsal olsa da dil edinimi bu kritik dönemde edinilmesi gerekiyor ve dile maruz kalınması lazım aksi takdirde dil edinimi zorlaşır ve tam anlamıyla dil edinilemez. Bu kritik dönem ergenliğe kadardır ve bu sürenin geçilmemesi gerekir aksi durumda dil edinimi tam anlamıyla gerçekleşemez.

73

SONUÇ

Çocuklarda ilk dil edinimi üzerine yıllarca araştırmalar ve analizler yapılmıştır. Dilbilimciler bu konu hakkında fikirlerini bizlere sunmuştur. Dil edinimin nasıl gerçekleştiği ve süreçleri dil bilimciler arasında değişmektedir. Bu çalışmada Skinner, Chomsky, Piaget ve Vygotsky’nin görüşlerini okuyuculara sunuldu ve ardından dil edinim evrelerini ve süreçlerinden bahsedildi. Son olarak kritik dönemin dil edinimi üzerindeki öneminden bahsedilmiştir.

Skinner’e göre dil ediniminde pekiştireçler çok önemlidir. Skinner, çocuğun dili taklit, gözlem, çağrışım ve benzetme yöntemleriyle öğrendiğini iddia eder. Özellikle davranışçılar için gözlem dil edinimi için kaçınılmazdır. Davranışçılara göre dil edinimi için çocuklar bir bilişe sahiptir ancak bu biliş başlarda boştur ve gözlem yoluyla dolar. Dil ediniminin, bir şeyi öğrenmekten farklı olmadığı iddiasında olan davranışçılar, çocuklar nasıl yeni bir şey öğrenirlerse o şekilde dil de edinebildikleri görüşündeler. Skinner dil edinimi için edimsel koşullamayı bizlere sunmuştur. Bu edimsel koşullamaya göre, bir davranışın sonucu iyiyse bu davranış çocuk tarafından tekrar edilir ancak davranışın sonucu kötüyse davranışın çocuk tarafından tekrarı azalır ya da artık davranış yerine getirilmez. Davranışın tekrarı ya da azalması pekiştirmeyle sağlanır. Skinner, pekiştirmeyi ikiye ayırmıştır; olumlu pekiştireç ve olumsuz pekiştireç. Olumlu pekiştireçte çocuk doğru bir şey söylerse bunun neticesinde bir ödül görür. Bu ödül sadece maddi değildir aynı zamanda bir gülümseme ya da güzel bir cevap da ödül niteliğindedir. Örneğin; babıldama dönemindeki bir çocuğun babıldamasına “her bijî(aferin)” deriz ve çocuk bu babıldamasının ebeveynlerini mutlu ettiğini görür ve bu davranışı tekrar etmeye devam eder. Eğer çocuk güzel bir kelime söylemezse ya da yanlış söylerse herhangi bir ödül verilmez ve ebeveynleri de bu sözcükleri duymazdan gelir. Çocuk da herhangi bir ödül almadığını ve ebeveynlerinin bu sözcükle mutlu olmadığını görünce bu sözcüğü tekrarlamayı bırakır. Skinner buna olumsuz pekiştireç der. İki

74

pekiştireç türü de istenilen davranışın yapılmasının artmasına yöneliktir. Yalnız çocukların dil edinmelerinde taklidin rolü çok azdır ve davranışçıların iddia ettiği gibi etkin rol oynamamaktadır. Sadece gözlem ve taklit yoluyla dil edinilseydi bu durumda çocuklar sınırlı sayıda kelime öğrenecek ve cümleler kuracaklardı. Aynı zamanda bu durum çocukların zeka ilerlemelerine de olumlu etki etmeyecekti çünkü çocuk gördüğünden ve duyduğundan ibaret sayılacaktı.

Chomsky, Skinner’e karşı gelmiştir ve dil ediniminin taklit ve benzeri yollarla olmayacağını bunun kalıtımsal olduğunu söyler. Çocuk, dil yetisiyle dünyaya gelir ve Chomsky’nin dediği gibi çocukların beyni dil edinimi için programlanmıştır. Çocukların beyni dil edinimi için bir aygıt gibi çalışır ve Chomsky buna DEA der. Çocukların beyninde evrensel dilbilgisi vardır ve bütün çocuklar bununla dünyaya gelip bu evrensel dilbilgisi sayesinde kendi dilinin dilbilgisini edinirler. Dil edinimi kalıtımsal olduğu için taklit, ceza ya da ödülün rolü dil edinim sürecinde azdır. Yine de her ne kadar çocuklar dil yetisiyle dünyaya gelseler de bu yeti tek başına yeterli değildir. Dil edinimi için aynı zamanda o dilin çevrede konuşulması gerekir. Aksi takdirde Genie Wiley örneğindeki gibi çocuk, dil edinemez. Çocuğun çevresiyle bir iletişim içerisinde olması gerekir aksi takdirde her ne kadar dil yetisine sahip olsa da dil edinemez.

Piaget, çocuk psikolojisi, bilişsel gelişim, zihinsel gelişim ve bizim için en önemli olan çocuklarda dil edinimi üzerinde çalışmalar sürdürmüştür. Çocuklar üzerinde bu kadar fazla çalışma yapan ve çocuklara önem veren ilk dilbilimci olduğunu söyleyebiliriz. Piaget’ye göre dil edinimi için öğrenme ve olgunlaşmanın her ikisinin de olması gerekir. Ama çocuk devamlı olarak bir etkileşim içerisinde olmalıdır. Piaget’ye göre olgunlaşma olmazsa dil edinimi de gerçekleşemez ve öğrenme ve dil edinimi için çevre gereklidir. Dil edinimi için sadece bedensel olgunlaşma yeterli değildir aynı zamanda bilişsel olgunlaşmanın da gerçekleşmiş olması gerekir. Biliş açısından tamamlanmamış bir çocuk dil de edinemez. 5 yaşındaki bir çocukla olgunlaşmasını tamamlamadığı için bilimsel ve siyasi konuşmalar gerçekleştiremeyiz. Bu yüzden Piaget için olgunlaşma, çevre ve öğrenme önemli bir yer tutar. Piaget’nin kuramında üç önemli unsu vardır. Bunlar; şema,

75

Öğrenmezlerimizin hepsi beynimizde bölümler içinde kurulur. Bu öğrenme bölümlerinde öğrendiklerimizi saklarız ve ihtiyaç duyulduğunda oradan çıkarıp kullanırız. Adaptasyon ile birey kendini bu yeni bilgiye hazırlar. Etrafımız bir değişim içerisindedir ve bizler de bu değişime kendimizi adaptasyonla hazırlarız ve buna uyum sağlarız. Piaget’nin bahsettiği bilişsel evreler şunlardır; duyusal motor

dönemi, işlem öncesi dönem, somut işlemsel dönem, soyut işlemsel dönem. ilk

dönem, duyusal motor dönemidir. Bu dönemde çocuk, duyuları ve hareketleriyle yeni bir şeyler edinir. Nesne sürekliliği bu dönemde gerçekleşir. Bu dönem iki yaşına kadar sürer. İşlem öncesi dönem 2 yaşından başlar 6-7 yaşına kadar devam eder. Bu dönemde çocukların kelime hazinesi artar ve çocuğun cümle kurma gelişimi bir ya da iki sözcükten uzun ve anlamlı cümlelere geçer. İşlem öncesi dönemin en önemli özelliği dil gelişimidir. Bu dönemde yapmacık oyun ve benmerkezci konuşma görülür. Somut işlemsel dönem yaklaşık 6 yaşından başlar ve 11-12 yaşına kadar sürer. Bu dönemde çocuğun dili çok ilerlemiştir ve sosyalleşmiş konuşma çocuklarda görülür. Soyut işlemsel dönem 11-12 yaşından başlar. Bu dönemde bireylerin konuşma ve düşünceleri soyut aynı zamanda mantıklıdır. Bu dönem Piaget’nin en son dönemidir ve dil bütünüyle edinilmiştir.

Vygotsky’e göre bilişsel gelişimde ve dil gelişiminde sosyal etkileşim önemli bir rol oynar. Vygotsky, dil edinimi ve düşünmenin çocuğun çevresine göre şekil aldığını söyler. Çocuk hangi çevre ve kültürde büyürse o kültüre göre dil edinir ve konuşur. Vygotsky bilişsel gelişim için üç unsurun varlığından bahsetmiştir; sosyal

etkileşim, daha bilgili diğeri, yakınsal gelişim alanı. Sosyal etkileşim dil edinimi

için çok önemlidir. Çocuk, toplum içerisinde büyür ve toplumla iletişimi olmazsa çocuğun bilişsel gelişimi de bütünüyle gerçekleşmez ve bunun neticesinde de dil edinemez. Vygotsky’e göre konuşma gelişiminin üç aşaması vardır. Birinci aşama dışsal ya da sosyal konuşmadır. Bu aşamada çocuğun yaşı 0-3 arasındadır. Konuşma çocuğun, “nan(ekmek)” ve “av(su)”, “ez birçî me(ben açım)” ve “ez tî me(susadım)” gibi istekleri içindir. İkinci aşama benmerkezci konuşmadır. Bu dönemde çocuğun yaşı 3-7 arasındadır. Burada çocuk sesli düşünür ve kendi kendine konuşur. Üçüncü aşama içsel konuşmadır. Bu aşama sondur. Çocuk büyüdükçe artık düşüncelerini ve konuşmalarını kontrol edebiliyor. Daha bilgili diğeri bir konu, iş ya da sanat hakkında öğrenenden daha fazla bilgiye sahip olan kişidir. Daha bilgili diğeri bir

76

öğretmen, zeki biri ya da daha fazla tecrübeye sahip yaşıtlardan biri olabilir. Daha bilgili diğeri öğrenenden daha küçük de olabilir ancak daha bilgili ve zeki olmalıdır. Yakınsal gelişim alanı çocuğun, bireysel özgür seviye ile hayal kırıklığı seviyesi arasında olan ve birinin yardımıyla bir görevi yerine getirdiği seviyedir. Özgür seviye, çocuğun tek başına bir şeyler yaptığı seviyedir. Hayal kırıklığı seviyesi, çocuğun birinin yardımıyla da bir görevi yerine getiremediği seviyedir. Bir kişinin bir yetişkin gözetiminde dil edinmesi çocuğun hem dilsel hem de bilişsel gelişimine katkıda bulunacaktır çünkü çocuk, yetişkinlerle ve akranlarıyla ne kadar etkileşime girerse dil edinimi o derece artar.

Vygotsky ve Piaget her ne kadar görüş açısından birbirlerine benzese de Vygotsky dil edinimi için daha çok etkileşime önem vermiştir ancak Piaget ise dil edinimi için uyum sağlamanın üzerinde durmuştur. Vygotsky’ye göre edinim zaman ve topluma göre değişir ama Piaget bu edinimin bütün çocuklarda aynı ve evrensel olduğunu söyler. Vygotsky’nin teorisinde çocuk, Piaget’nin teorisindeki kadar aktif rol oynamaz. Vygotsky’de çevre de öğrenme sürecinde yardımcıdır ancak Piaget çocuğun kendisinin aktif olması gerektiğini düşünür. Edinim sürecinde aktif rol oynayan çocuklar bir dili daha hızlı edinebilirler.

Dil edinimi için çocuğun bazı evrelerden geçmesi gerekir. Bu evreler; agulama, babıldama, tek sözcüklü evre, telegrafik evre ve ilk gramer evresidir. Agulama döneminde bebek 0-6 aylıktır. Çocuk burada sesleri fark eder ve ayırt edebilir. Babıldama evresinde bebek 6-12 aylıktır. Bu evrede bebek, bababa,

gagaga, mamama, daga gibi sesleri çıkarabilir. Bu evrede emmeden kaynaklı mamama ve bababa gibi seslerini çıkartabilirler. Bu seslerin sesletimi kolay

olduğundan ilk sözcükleri bunlardır ve ebeveynler de bebeklerin kendilerini çağırdıklarını düşünürler. Bu yüzden dünya dillerinde genellikle anne baba isimleri

pa ve ma ile başlar. Tek sözcüklü evrede çocuk 12-18 aylıktır. Burada çocuk tek bir

sözcük kullanır ve bu sözcükle çok daha uzun cümleleri kast eder. Söyledikleri kelimeler günlük yaşam için önemli olan “nan(ekmek), şîr(süt), av(su), were(gel),

here(git)” gibi sözcüklerdir. Telegrafik evrede çocuk 18-30 aylıktır. Burada iki

kelimeyi ve evrenin sonuna doğru ise daha uzun sözcükleri bir araya getirerek cümle oluştururlar. Örneğin; “dadê mal(anne ev)”. Çocuğun söylediği şey yanlış

77

anlaşılabilir. Çocuk belki “dadê em herin malê(anne eve gidelim)” ya da “ev mala

diya min e(bu annemin evidir)”. İlk gramer evresi son evre olarak kabul edilir. Bu

evre, çocuğun 2.5 yaş civarından başlar. Çocuk bu evrede artık daha uzun, anlamlı ve dilbilgisel açıdan daha doğru cümleler kurabilir.

Çocuklarda ilk dil edinimi bir süreçtir. Dil gelişimi kademe kademe ilerler. Çocuk bir anda konuşmaya başlamaz. Biçimbirim gelişiminde çocuklar çekim eklerini yapım eklerinden önce edinirler. Çocuğun cümle dizimi gelişimine bakarsak çocuk, telegrafik evrede iki kelimeli sözcüklere başlar ve günbegün cümle kurumunu daha doğru yapar. Anlambilim gelişiminde ise çocuklarda aşırı genişletme ve anlam daralmasıyla karşı karşıya geliriz. Aşırı genişletme anlam daralmasından daha fazla karşımıza çıkar. Aşırı genişletmede çocuk, topun ismini öğrenirse daha sonra gördüğü yuvarlak şeylere de top der. Anlam daralmasında çocuk bu sefer öğrendiği kelimenin sadece o nesneye ait olduğunu zanneder. Eğer kedilerinin ismi “Cano” ise başka bir kedinin isminin de “Cano” olduğunu duyduğunda bu durumu kabul edemez. Çocuklarda sesbiliminin gelişmesinde ise çocuk seslileri sessizlerden önce edinir. Daha kolay çıkan sesleri zora göre daha çabuk edinir.

Kritik dönem ilk dil edinimi için çok önemlidir. Çocuk ergenliğe ulaşmadan dili edinmiş olması gerekir aksi durumda konuşmalarında eksiklik olacaktır. Ergenliğe kadar dil edinilmelidir bu dönemden sonra dil edinilse bile bu zor ve karmaşık olacaktır.

78

KAYNAKÇA

ABTAHI, Yasmine, The ‘More Knowledgeable Other’: A Necessity In The Zone

of Proximal Development?, FLM Publishing Association, Fredericton,

New Brunswick, Canada, 2017

BARON, Alan, Mark Galizio, “Positive and Negative Reinforcement:Should The Distinction Be Preserved?”, The Behaviour Analyst, 2005, sayı 28, 85-98 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2755378/pdf/behavan0000 2-0003.pdf erişim 18/12/2018

CHOMSKY,Noam, A Review Of B. F. Skinner’s Verbal Behaviour, Readings in the Psychology of Language, 1967

CHOMSKY, Noam, Knowledge of Language as a Focus Inquiry, Praeger, New York, 1986

CURTISS, Susan; FROMKİN Victoria; FROMKİN Stephen; RIGLER David; RİGLER Marilyn, “The Linguistic Development of Genie”, Language, 1974, cilt no.50 , No.3 528-554

DEMİREZEN, Mehmet, “Behaviorist Theory and Language Learning”, Hacettepe

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Ankara, 1998

DIAZ, Claudia, Critical Hypothesis, Universidad Fasta, basım yeri yok, 2016 “Ferhengoka Zimanê Zarokan”, Kovara Kanizar, sayı 8, 2016, s. 78-79

GENÇ, Hanife Nalan“Emile’i Anadil Edinim ve Yabancı Dil Öğrenim Kuramları Açısından Okumak”, Dil ve Edebiyat Eğitimi Dergisi, 2015, sayı 14, 52-76

https://www.researchgate.net/profile/Hanife_Genc2/publication/325335160 _Emile'i_Anadil_Edinim_ve_Yabanci_Dil_Ogrenim_Kuramlari_Acisindan _Okumak/links/5b06838aaca2725783d8baab/Emilei-Anadil-Edinim-ve- Yabanci-Dil-Oegrenim-Kuramlari-Acisindan-Okumak.pdf, erişim 03/01/2019

GÜNCE, Gülseren, Jean Piaget ve Temel Kuramsal Fikirleri

HALLDÓRSDÓTTİR ,Guðríður Eva, First Language Acquisition The Rate and

Style of Vocabulary Growth in the First Years, University of Iceland ,

79

HEO, Jeong Chul, “Piaget‟s Egocentrism and Language Learning: Language

Benzer Belgeler