• Sonuç bulunamadı

9. İletişim tarzımızın kısa ve uzun vadedeki sonuçlarından sorumlu olduğumuzu kabul etmek ve başkalarından da aynısını beklemek

1.3 SINIF İÇİ DİSİPLİN, SORUNLU DAVRANIŞLAR VE BUNLARA YÖNELİK STRATEJİLER

1.3.4 Sorunlu Davranışlarla İlgili Yaklaşımlar ve Davranış Değiştirme İlkeler

Sorunlu davranışlar gösteren öğrencileri bu davranışlara iten sebeplerin farklılık gösterebileceği vurgulanmıştı. Bu nedenle onlara karşı uygulanması gereken eylemler de farklılık gösterebilir. Bu eylem yaklaşımları üç grupta toplanabilir:

Karışmacı Olmayan Yaklaşım:Bu yaklaşıma göre öğrenci sorun ile ilgili bilgilendirilir ve sorununu kendisi çözer. Öğrencinin iyi niyetine güvenilerek kendi kendini kontrol etmesi için öğretmenin sorunu tanımlamaya, sonuçlarını bulmaya ve çözümüne ulaşmaya yardım etmesi önerilir (Jacobsen and others 1985:263 akt. Başar,1994:131).

Davranışçı Yaklaşım:Bu yaklaşıma göre kurallar ve kurallara uymamanın sonuçları önceden açıkça belirlenir. Uygun davranışlar ödüllendirilir, uygun olmayan davranışlarda bazı yararlar kaldırılır veya gerektiğinde bazı cezalar verilebilir. Davranışın nedenlerinden çok sonuçları üzerinde durulur (Jacobsen and others 1985:263 akt. Başar,1994:131).

Etkileşimci Yaklaşım: Bu yaklaşımda öğretmen sorumluluğu öğrenci ile paylaşır. Öğrenci sorunu çözmeye yeterli fakat uzman desteğine muhtaç kabul edilir. Kurallar ve sorunların çözümleri birlikte saptanır. Öğretmen doğru davranışı anlatır, gösterir ve öğrenci tarafından uygulanmasını ister. Davranış değerlendirilirken öğrencinin ve ortamın özellikleri de göz önünde bulundurulur (Salend ve diğerleri 1993:204 den akt. Başar,1994:132).

Bu yaklaşımlar sorunlu davranışları önlemede öğretmenler tarafından kullanılabilir. Her ne kadar öğretmen sorunlu davranışları tek başına önleyebilecek durumda olmasa da, bu konuda oldukça önemli bir role sahiptir. Ekşi(2004) öğretmenlerin öğrencilerine uygun davranış kazandırabilmeleri ve öğrenmeye uygun etkili bir sınıf ortamı oluşturabilmeleri için aşağıdaki önerilerde bulunmuştur:

1. Öğretmenlerin öğrencilerden beklentileri açık ve net olmalıdır. Burada kuralların ve prosedürlerin önceden belirlenmesi ve okulun ilk haftasında öğrencilere duyurulması ve kural ihlallerinde uygulanacak disiplin yöntemlerinin öğrencilerle birlikte belirlenmesi öneriliyor.

2. Problemli durumlara anında tepki gösterilmelidir.

3. Öğretmen öğrencilerine kendi değerlerini fark ettirebilirse, öğretmenlerine güvenmelerini ve onlar için çalıştığını görmelerini

sağlayabilirse başarılı olur. Bu bağlamda öğretmenin öğrencilerine saygı ile yaklaşması çok önemlidir. Disiplin uygulamalarında öğrencinin onurunu kırmamaya özen gösterilmelidir.

4. Planlama, öğrenciye kazandırılacak hedef davranışların belirlenmesi ve dersin başında öğrenciye ne öğreneceğinin bildirilmesi açısından önemlidir. Bu durum hem güdüleme hem de dersin dolu dolu işlenmesi bakımından önemlidir.

5. İstenmeyen davranışlarla baş etmenin en uygun yöntemi, dersi anlamlı etkinliklerle doldurmak ve öğrencilerin boş kalmalarına izin vermemektir. 6. Öğretmen ders boyunca bakışları ile sınıfı taramalıdır. Öğrenciye her hareketinin izlendiği hissettirilmelidir.

7. Problemlerle ilk işaretlerini verdiklerinde ilgilenilmelidir. Öğrencilerinize güven verirseniz, adaletli ve tutarlı davranırsanız problemlerin size en başında yansımalarını sağlayabilirsiniz.

8. Öğretmen müdahalelerinde dikkatli davranmalıdır. Verilen tepki öğrenciyi daha büyük yanlışlara sürükleyebilir.

9. Öğretmen, öğrenci gibi düşünebilmeli, onların davranışlarını , tercihlerini anlamaya çalışmalıdır. Ancak, öğrenciler için bir yetişkin modeli teşkil ettiğini unutmamalıdır.

10. Öğretmenle öğrenciler arasındaki mesafenin iyi ayarlanmasına dikkat edilmelidir (Ekşi,2004).

Öğretmen, sınıf ortamında sadece uygun olmayan davranışlarla ilgileniyor, uygun olan davranışlara dikkat etmiyorsa farkında olmadan olumsuz bir sınıf ortamı oluşturabilmektedir. Sınıf ortamında böylesi olumsuzlukların oluşmaması için çocukların olumlu davranışlarını yakalamak ve olumlu davranışların pekişmesini sağlayacak tepkiler vermek gerekmektedir

(Özyürek,1998:20,http://www.egitim.com/egitimciler/0753/0753.1/0753. 1davranisproblemleriveonlemler.p06.asp).

Bu bağlamda öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocuklarını ödüllendirmesi, onlara güzel şeyler söylemesi, kendilerini mutlu hissetmelerini sağlayabilmesi önem

kazanmaktadır. Bir öğretmenin üç hafta süreyle yaptığı hiç inandırıcı olmayan yapmacık övgüler bile öğrenci davranışlarında ciddi ilerlemeler göstermelerini ve öğrencilerin dersten zevk almalarını sağlayabilmiştir (Özyürek,1998:33). Bütün bu nedenlerle öğrencilerin gösterdiği sorunlu davranışların değiştirilmesi için öğretmenin gerekli çabayı göstermesi büyük önem taşımaktadır.

Eğitim öğretim faaliyetlerinin amacına ulaşabilmesi için istenmeyen davranışların değiştirilmesine gereklilik bulunmaktadır. Aksi halde bu davranışlar eğitim öğretime ayrılan zamanı kısalttığı gibi, birey için yaşam boyu sorun oluşturacak boyuta da gelebilir. Bu amaçla çevre, aile, okul, öğretmen, eğitim ortamı, eğitsel hazırlıklar, ilişki biçimi, istenen davranışı pekiştirici ve istenmeyeni önleyici çabalarla istenmeyen davranışların azaltılması sağlanabilir (Başar,1994:131). Okul ortamında davranış yönetimi, kişinin kendi kontrolünü sağlaması, bazılarının yaratacağı olumsuzluklardan diğerlerinin etkilenmemesini sağlama, grup içindeki iletişimi oluşturma, açısından okul ortamında önemli görülmektedir (Erdoğan,2003:92).

Öğretmen sorun yaratan davranışları değiştirmek istiyorsa amaçlarını belirlemesi, dikkate alacağı davranışları alt basamaklara ayırması, sistematik bir süreç uygulayarak çocuğun gelişimi ile ilgili düzenli veriler toplaması gerekmektedir. Bunun için sınıf kontrolünün ve çalışma becerilerinin de denetlenmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Öğretmen, sorunlu davranışın kaynağı olarak öğrenciyi görme eğilimi içerisindeyse etkili bir sınıf yönetim sağlaması beklenemez. Çünkü böyle bir durumda her hangi bir sorun durumundan öğrenci sorumlu tutulduğunda öğretmenden öğrencinin kendiliğinden davranışını değişmesini beklemesi dışında bir davranış görmek olanaklı olmayabilir. Bu durumda öğretmen sınıfı yönetmek için yeni yollar arama gereği duymayacağından azarlama, öğrenciyi sınıftan kovma, hatta sınıfı terk etme yoluna gidebilir. Bu şartlarda öğretmenin işinden doyum sağlamasından da söz edilmesi olanaklı değildir. Buna karşılık davranış ilke ve tekniklerinden yararlanması her zaman karşılaşılan sorunların üstesinden gelmede öğretmenin işini kolaylaştırabilir. Öğretmenler bu tekniklerin bir kısmını ya da tümünü zaman zaman zaten

kullanmaktalar, ancak sistemli ve kararlı bir biçimde kullanmadıklarından etkisini yeterince görememektedirler. Davranış ilkelerini ve bu ilkelerden kaynaklanan işlem süreçlerini kullanan öğretmenler, gerçekçi ve ulaşılabilir amaçlar için çaba göstererek başarılı olabilirler (Özyürek,2001:26-28).

Aşağıda öğrencilerinde gözledikleri sorunlu davranışlarla baş etmede kullanabilecekleri stratejiler verilmiş, bunların hangi durumlarda kullanılabileceği, olumlu ve olumsuz yanlarıyla açıklanmıştır: