• Sonuç bulunamadı

Sonuçlar

Cinsiyet rolleri eğitim etkinliklerinin, anasınıfına devam eden 60-72 aylık çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına etkisinin incelenmesi amacı ile Kocaeli ili, Darıca ve Gebze ilçelerinde yapılan çalışmanın sonuçlarına bu bölümde yer verilmiştir.

Araştırmanın modeli “Deney ve kontrol gruplu klasik deneysel yöntemdir.” Araştırmaya 40 deney ve 40 kontrol grubu olmak üzere iki farklı ilkokulun anasınıfına devam eden 80 çocuk katılmıştır. Deney ve kontrol grubundaki çocuklara ön test ve son test olarak bu araştırma kapsamında geliştirilen “Toplumsal Cinsiyet Kalıpyargılarını Ölçme Aracı” ve çocuklar ve aileleri ilgili bilgi almak için ise “Demografik Bilgi Toplama Formu” kullanılmıştır. Deney grubundaki 40 çocuğa bu araştırma kapsamında hazırlanan “Cinsiyet Rolleri Eğitim Etkinlikleri” uygulanmıştır. Veri toplama araçları ile elde edilen verilerin istatistiksel analizleri yapılmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır;

 Deney ve Kontrol grubundaki çocukların demografik özelliklere frekans ve yüzdeleri verilmiştir. Deney Grubundaki çocukların %50,0’si kız, %50,0’si erkek çocuklardan oluşmaktadır. Kontrol Grubundaki çocukların ise %60,0’ı kız, %40,0’ı erkek çocuklardan oluşmaktadır.

 Deney grubundaki çocukların, %35,0’i tek kardeşe sahipken, %50,0’si iki kardeşe sahiptirler. Kontrol grubunda ise çocukların %35,0’i tek kardeşe sahipken, %50,0’si deney grubundaki çocukları gibi iki kardeşe sahiptirler.

 Deney grubundaki çocukların %92,5’unun okula başlamadan bakımını gerçekleştiren anneleri iken, kontrol grubundaki çocukların ise %85,0’inin okula başlamadan önce anneleri gerçekleşmiştir. Deney Grubunda %7,5, kontrol grubunda %15,0 oranında

110

çocukların okula başlamadan önce bakımını büyükanne-büyükbaba gibi akrabalar gerçekleştirmiştir.

 Okul Öncesi eğitim deneyimlerine baktığımızda ise, deney grubundaki çocukların %75,0’inin birinci yılları, %25,0’inin ise bir yıldan fazla olduğu görülmektedir. Kontrol grubundaki çocukların ise %72,5’unun okul deneyimlerinin ilk yılında olduğu, %27,5’unun ise bir yıldan fazla okul deneyimi olduğu görülmektedir.

 Deney ve kontrol grubundaki çocukların ailelerin demografik bilgilerinin frekans ve yüzdeleri verilmiştir. Deney grubundaki çocukların %42,5’unun annesi 31-35 yaş aralığında iken, %32,5’u 26-30 yaş aralığında, %12,5’unun annesi 20-25 yaş aralığı ve 36 yaş üstündedir. Kontrol grubundaki çocukların annelerinin ise, %35’i 26-30 yaş aralığında iken, %30,0’u 31-35 yaş aralığı, %22,5’u 36 yaş üzeri ve %12,5’u deney grubundaki çocukların anneleri gibi 20-25 yaş aralığında olduğu görülmektedir.

 Deney grubundaki çocukların annelerinin öğrenim düzeyleri; %42,5’u ilkokul mezunu, %40,0’ı lise ve üstü okul mezunu, %17,5’u ise ortaokul mezunudur. Kontrol grubundaki çocukların ise, %50,0’si Lise ve üstü okul mezunu, %37,5’u ilkokul mezunu, %12,5’u ortaokul mezunudurlar.

 Deney grubundaki çocuklarının annelerinin %90,0’ı çalışmazken, %10,0’unun annesi çalışmaktadır. Kontrol grubundaki çocukların annelerinin %75,0’inin çalışmazken, %25,0’inin annesi çalışmaktadır.

 Babalarla ilgili demografik özellikleri incelediğimizde ise, deney grubundaki çocukların %52,5’unun babasının 31-35 yaş arasında, %40,0’ı 36 yaş ve üstü, %7,5’unun ise babasının ise 26-30 yaşa aralığında olduğu görülmektedir. Kontrol grubundaki çocuklarda ise durum; %45,0’inin babasının 31-35 yaş arasında, %37,5’unun babasının 36 ve üstü yaş arasında, %12,5’unun ise 26-30 yaş arasında olduğu görülmektedir.

 Deney grubundaki çocukların %67,5’unun babası lise ve üstü mezunu, %17,5’u ortaokul mezunu, %15,0’i ilkokul mezunudur. Kontrol grubundaki çocukların ise %67,5’inin babaları lise ve üstü okul mezunu, %17,5’u ortaokul mezunu, %15,0’i ilkokul mezunudur.

 Babaların çalışma durumları tabloda, deney grubundaki çocuklarda %35,0’inin babası işçi, %22,5’unun babası esnaf, %17,5’unun babaları ise memur ve serbest meslek sahibi olarak belirtilmiştir. Kontrol grubundaki çocukların %42,5’unun babası işçi,

111

%20,0’sinin babaları esnaf ve serbest meslek sahibi iken 12,5’unun babalarının ise memur ve diğer meslek gruplarından olduğu görülmektedir.

 Buna göre deney grubundaki çocukların %87,5’unun ailesi çekirdek aile iken, kontrol grubundaki çocukların ise % 77,5’unun aile yapısı çekirdek aile şeklindedir.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların kadın ve erkeğin görevlerine, mesleklerine, çocukların oyuncakları ve oyunlarına yönelik ön test cinsiyet rolü algılarına ilişkin sonuçlar:

Deney grubundaki çocukların %100,0’ü, bulaşık yıkamak maddesini kadın görevi diye yanıtlarken, yemek yapmak çocukların; %97,5’i, çocuk bakmak, temizlik yapmak, ütü yapmak ve misafirlerle ilgilenmek maddeleri ise, %95,0’i tarafından, kadın görevi olarak belirtmişlerdir.

Kontrol grubundaki çocukların cinsiyet algılarının da deney grubundaki çocukların algılarına benzer olduğu saptanmıştır. Deney ve kontrol grubundaki çocukların %100,0’ü tarafından yemek, temizlik, ütü yapmak ve misafirlerle ilgilenmek maddeleri kadın görevi olarak ifade edilmiştir. Fatura ödemek, araba kullanmak maddeleri de çocukların %97,5’i, tarafından ve tamir tadilat işleri de %100,0’ü tarafından, erkek rolü olduğu şeklinde görüş bildirdikleri, görevleri cinsiyete göre sınıflandırdıkları bulunmuştur.

Deney grubundaki çocukların %100,0’ünün kadın mesleği olarak ifade ettiği mesleklerin anasınıfı öğretmenliği, hemşirelik, sekreterlik meslekleri olduğu bulunmuştur. Ayrıca hosteslik ve dansçılık meslekleri, çocukların %97,5’i tarafından, temizlik görevliliği %80,0’i ve öğretmenlik mesleğinin de %95,0’i tarafından kadın meslekleri olarak tanımlandığı saptanmıştır. Çocukların %100,0’ü tarafından, polis, asker, şoför ve itfaiyeci meslekleri, %97,5’i tarafından garsonluk, %95,0’i tarafından aşçı ve pilotluk meslekleri, %92,5’i mühendislik, %82,5’i marangozluk ve %72,5’i de satıcılık mesleklerini erkek meslekleri olarak ifade ettikleri ve meslekleri cinsiyetlere göre sınıflandırdıkları belirlenmiştir.

Kontrol grubundaki çocukların da meslekler ile ilgili cinsiyet rol algılarının, deney grubundaki çocuklarla benzer olduğu, meslekleri cinsiyetlere göre sınıflandırdıkları tespit edilmiştir.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların eğitim öncesinde oyuncakları önemli düzeyde cinsiyete göre sınıflama yaptıkları belirlenmiştir. Deney grubundaki çocukların tamamı, ip,

112

evcilik oyuncakları ve bebekleri kız oyuncakları olarak gruplandırırken, araba, kamyon, tamir aletleri, robotu, erkek oyuncakları olarak gruplandırmışlardır.

Kontrol grubunda da durumun benzer olduğu, çocukların oyuncakları cinsiyete göre, kız ve erkek oyuncakları olarak sınıflandırdıkları bulunmuştur.

Deney grubundaki çocukların %100,0’ü boksu, %97,5’i de misket ve basketbolu erkek oyunu olarak ifade ettikleri belirlenmiştir. Sek-sek ve ip atlamanın da çocukların %95,0’lik bir kısmı tarafından kız oyunu olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Salıncakta sallanmak ise çocukların %70,0’i tarafından sadece kız oyunu olarak sınıflandırılmıştır.

Kontrol grubunda da sonuçlar birbirine yakın olarak bulunmuştur. Boks ve basketbol oyunları çocukların tamamı tarafından erkek oyunu, misket, satranç oyunları ise, çocukların tamamına yakını tarafından erkek oyunu olarak sınıflandırılmıştır. Salıncakta sallanmak maddesi ise deney grubundaki çocuklara göre daha da az sayıda çocuk tarafından (%57,5) kız oyunu olarak ifade edilirken, hem kız hem erkek oyunu olarak belirten çocuk sayısının da deney grubuna göre daha fazla olduğu (%30,0) tespit edilmiştir.

Eğitim öncesi elde edilen bulgulara göre; çocukların, kadın ve erkek görevlerini, meslekleri, oyuncak ve oyunları cinsiyetlere göre sınıflandırdıkları, toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına sahip oldukları tespit edilmiştir.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların cinsiyet rolleri ön test toplam puanlarına ilişkin sonuçlar:

Deney ve kontrol grubundaki çocukların eğitim öncesi toplam puan ortalamalarının bulundukları gruba göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı t(78)= 1,895 (p>0.05) tespit edilmiştir.

Kontrol grubundaki çocukların puan ortalamaları 1,33, deney grubundaki çocukların eğitim öncesi puan ortalamaları ise 0,68 olarak bulunmuştur. Her iki gruba ait puan ortalamaları birbirine oldukça yakındır. Bu sonuçlara göre çocukların eğitim öncesi cinsiyet rollerine ilişkin algıları her iki grupta da benzer olduğu, eğitim öncesinde deney ve kontrol grubuna göre cinsiyet rollerine ilişkin farklı cinsiyet algılarına sahip olmadıkları belirlenmiştir.

113

Deney grubundaki çocukların cinsiyet rollerine ilişkin kalıpyargılarının cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği saptanmıştır. Bu sonuca göre, cinsiyet rollerine ilişkin kalıpyargılar üzerinde çocukların kendi cinsiyetlerinin etkili olmadığı tespit edilmiştir.

Deney grubundaki kız ve erkek çocukların kontrol grubuna göre ortalama puanları oldukça yüksek olarak belirlenmiştir. Bu gruptaki çocukların puan ortalamalarının birbirine oldukça yakın olması nedeniyle benzer bir görüşe sahip oldukları bulunmuştur.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların kadın ve erkeğin görevlerine, mesleklerine, çocukların oyuncak ve oyunlarına yönelik son test cinsiyet rolü algılarına ilişkin sonuçlar:

Deney grubundaki çocukların cinsiyet rolleri eğitimi uygulamaları sonunda, genel olarak bütün görevlerin/işlerin hem kadın hem de erkek tarafından birlikte yapılması ve yapılabileceği yönünde görüş bildirdikleri saptanmıştır. Sadece deney grubundaki çocukların %65,0’i yemek yapmayı, %25,0’i çocuk bakmayı yine kadın rolü olarak sınıflandırdığı bulunmuştur.

Kontrol grubundaki çocukların ise eğitim öncesine benzer şekilde görüş bildirdikleri belirlenmiştir. Çocukların %100,0’ü misafirlerle ilgilenmek ve bulaşık yıkamak maddesini, %97,5’i yemek yapmak, %92,5’inin de temizlik ve ütü yapmak maddelerini kadın rolü olarak ifade etmişlerdir. Çocukların %100,0’ü tamir tadilat yapmak, %97,5’i, fatura ödemek, %95,0’i de araba kullanmak maddelerini erkek rolleri olarak sınıflandırdıkları tespit edilmiştir.

Deney grubundaki çocukların tamamı veya tamamına çok yakını bütün meslekleri hem kadınların hem de erkeklerin yapabileceğine ilişkin görüş bildirdikleri saptanmıştır. Kontrol grubundaki çocukların %100,0’ü sekreterlik ve hosteslik meslekleri, %97,5’i ana sınıfı öğretmenliği, %95,0’i hemşireliği kadın görevi olarak belirtmişlerdir. Çocukların %100,0’ü tarafından askerlik, şoförlük ve garsonluk meslekleri, %97,5’i pilotluk ve itfaiyecilik, %95,0’i tarafından polislik meslekleri, erkek meslekleri olarak ifade edilmiştir. Sonuç olarak, kontrol grubundaki çocukların ise eğitim öncesine benzer görüş bildirdikleri, genel olarak meslekleri kadınlara veya erkeklere göre sınıflandırdıkları bulunmuştur.

114

Deney grubundaki çocukların eğitim sonrası bütün oyuncaklara ilişkin hem kızların hem de erkeklerin oynayabileceklerine ilişkin görüş bildirdikleri, kontrol grubundaki çocukların ise eğitim öncesi bildirmiş oldukları görüşlere benzer görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Kontrol grubundaki çocukların %22,5’i pelüş oyuncakları, %32,5’i bisiklet sürme maddelerini hem kız hem de erkek çocuk oynayabilir diye belirtmişlerdir. Arabalar çocukların, %100,0’ü, robot ve kamyon %97,5’i tarafından, oyuncak askerler ve tamir aletleri de %95,0’i tarafından erkek oyuncakları olarak belirtilmiştir. Evcilik oyuncakları, çocukların %100,0’ü, İp ve bebekler ise %97,5’i tarafından kız oyuncakları olarak cinsiyete göre sınıflandırdıkları saptanmıştır. Çocukların deney grubunda veya kontrol grubunda olma durumlarına göre oyuncaklara ilişkin cinsiyet rollerini farklı şekilde ifade ettikleri belirlenmiştir.

Deney grubundaki çocukların tamamının oyunları, kız ve erkek oyunu olarak sınıflandırmayıp, hem kız hem de erkek çocukların oynayabileceği şeklinde görüş bildirdikleri saptanmıştır.

Kontrol grubundaki çocukların %100,0’ü boks ve basketbol oyunlarını, %90,0’ı misket oyununu, %70,0’i satrancı erkek oyunu olarak ayırdıkları belirlenmiştir. İp atlamak, çocukların %85,0’i, sek sek oyununun da %87,5’i tarafından kızlara ait olarak ifade edildiği belirlenmiştir. Salıncakta sallanmak maddesi ise çocukların %35,0’i tarafından, satranç %17,5’i ve ip atlamak maddesi de %12,5’i tarafından hem kız hem de erkek oyunu olarak ifade edilmiştir.

Deney grubundaki çocukların, eğitim ile oyunlar konusundaki toplumsal cinsiyet kalıpyargılarının kırıldığı tespit edilirken, kontrol grubundaki çocukların oyunlarla ilgili cinsiyetçi bakış açısına sahip oldukları saptanmıştır.

Deney ve kontrol grubundaki çocukların cinsiyet rolleri son test toplam puanlarına ilişkin sonuçlar:

Çocukların eğitim sonrası cinsiyet rolleri toplam puan ortalamaları deney grubunda 41,52, kontrol grubunda ise 2,70’dir. Çocukların eğitim öncesi puanları kontrol edildiğinde, eğitim sonrası puanlarında değişmeler olduğu gözlenmiştir. Eğitim sonrası düzeltilmiş ortalama puanları deney grubu için 41,33, kontrol grubu için ise 2,33’tür. Deney ve kontrol grubundaki çocukların düzeltilmiş eğitim sonrası puanlarının bir birine yakın olduğu saptanmıştır.

115

Deney ve kontrol grubundaki çocukların eğitim öncesi cinsiyet rollerine ilişkin kadın-erkek cevaplarının toplam puanları kontrol edildiğinde, son-test puanlarının bulundukları gruplara göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı F (1,77) = 44,06, p<0.05 bulunmuştur. Deney grubundaki 40 çocuğun uygulanan “Cinsiyet Rolleri Eğitim Etkinlikleri” ile cinsiyet rolleri ile ilgili olarak ev içinde/dışında yapılan görevler/işler, meslekler, oyuncaklar ve oyunlarla ilgili kalıpyargılarının kırıldığı tespit edilmiştir. Deney grubundaki çocukların eğitim öncesi ve sonrası puanlarındaki anlamlı farklılığın yanı sıra, kontrol grubunda yer alan ve “Cinsiyet Rolleri Eğitim Etkinlikleri” uygulanmayan 40 çocuğun ön-test ve son-test puanları arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır.

Deney grubundaki çocukların cinsiyet rolleri son test puanları çocukların ve ailelerinin demografik özelliklerine göre sonuçlar:

Deney grubundaki çocukların, kardeş sayısı, anne yaşı, annenin öğrenimi, babanın yaşı ve babanın öğrenim durumunun, çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına etkisi olup olmadığı, Kruskal Wallis H Testi ile analiz edilmiş ve bu değişkenlerle, çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargıları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p >0.05).

Deney grubundaki çocukların babanın mesleğine göre son test puanları Kruskal-Wallis H testi ile analiz edilmiştir. Çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ile babanın mesleği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanamamıştır (p >0.05). Fakat en çok toplumsal cinsiyet kalıpyargısına sahip olanların, babası memur olan çocuklar, en az kalıpyargıya sahip olanların ise esnaf çocukları olduğu tespit edilmiştir. Çocukların okula gitmeden önce bakımını gerçekleştiren kişi, okul öncesi eğitim deneyimi, ailenin yapısı ve sosyo ekonomik düzeyi ile çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı Mann-Whitney U Testi ile analiz edilmiştir. Çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ile bu değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0.05).

Deney grubundaki çocukların annenin çalışma durumuna göre son test puanları, Man- Whitney U testi ile analiz edilmiş ve annenin çalışma durumu ile çocukların toplumsal cinsiyet kalıpyargıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p<0.05). Çalışan annelerin çocukları daha çok toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına sahip oldukları saptanmıştır.

116 Öneriler

Çalışmada araştırmaya katılan çocukların, eğitim öncesinde genel olarak toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına sahip oldukları tespit edilmiştir. Çocukların sahip oldukları kalıpyargılar, kadın ve erkeğin görevleri, meslekler ve oyuncaklar boyutunda daha yoğun iken, oyunlar boyutunda, bazı oyunlarda çocukların daha az kalıpyargıya sahip oldukları belirlenmiştir. Çocukların sahip olduğu bu kalıpyargıların oluşumunda ve ediniminde, yetiştikleri aile ortamında, model aldıkları yetişkinlerin tutumlarının ve çevrenin etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çocukların ebeveynlerine, akranlarına ve çevrelerindeki diğer bireylere önemli görevler düşmektedir. Öncelikle ebeveynler ve çevredeki bireylerin, cinsiyetçi tutum ve davranışlardan kaçınarak, çocukları, cinsiyet ayrımcılığına maruz bırakacak yaklaşımlarda bulunmamaları gerekmektedir. “Kız dediğin hanım hanımcık olur, erkek adam ağlamaz!” vb. yaklaşımlar cinsiyet ayrımcılığının göstergelerindendir.

Çocuklara, kadın ve erkeğin toplumsal hayatta birlikte var olabileceği anlatılmalıdır. Kız çocuklarına temizlik, mutfak işleri yaptırılırken, erkek çocuklarına daha çok bakkal, market gibi dışarı işlerinin verilmesi, çocukların küçük yaşlardan itibaren, toplumsal cinsiyet kalıpyargılarını öğrenmelerine ve cinsiyet kalıpyargılarına sahip olmalarına neden olur. Bu tarz cinsiyetçi tutumların tersine ebeveynler, ev içinde ve dışında yapılan işlerde kadın ve erkeğin sorumlulukları, paylaşabileceklerini belirtmeli ve çocuklara model olarak da toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik davranışları göstermeli ve pekiştirmelidirler.

Ebeveynler, çocukların meslekler ile ilgili sorularına cevap verirken, meslekleri cinsiyetlere göre sınıflandırmamalı ve çocuklara eğitimini aldıktan sonra istedikleri mesleklerde çalışabilecekleri söylenmelidir. Meslek seçimleri çocukların kendi ilgi ve tercihlerine bırakılmalıdır.

Ebeveynlerin, oyun ve oyuncak seçiminde kız oyuncakları/oyunları ve erkek oyuncakları/oyunları, şeklinde bir ayrım olamayacağını pekiştirecek rol modeller olmaları gerekmektedir. “Erkekler bebeklerle ve evcilik oyuncakları ile kızlar da araba ve kamyonlar ile oynamaz! gibi cinsiyetçi ifadeler yerine, çocukların ayrım olmadan tüm oyuncaklarla oynamaları sağlanmalıdır.

Çocuklara toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ile ilgili olarak doğru rol model olabilmeleri için de ebeveynlere; okul öncesi eğitim kurumları, Halk Eğitim Merkezleri gibi kamuya ait

117

alanlarda cinsiyet rolleri ile ilgili konferans, eğitim, seminer gibi etkinlikler düzenlenebilir. Yetişkinlerin, çocuklara cinsiyet kalıpyargılarını öğreten, pekiştiren kesim olması nedeniyle, yetişkin eğitim programları, ana-baba okulları ile cinsiyet rolleri eğitimi verilebilir, cinsiyet eşitliği algısı sağlanabilir.

Eğitimcilere düşen görevler ise, sınıf ortamlarında kız ve erkek çocukları cinsiyetlerine göre ayırmamak olmalıdır. Cinsiyet kalıpyargılarının küçük yaştan itibaren çocuklar tarafından rol modelleri yetişkinler tarafından dayatılıp, pekiştirildiği açıkça söylenebilir. Bu sebeple öncelikle cinsiyet eşitliği sağlamaya yönelik algıların geliştirilmesi, cinsiyet ayrımcılığına sebep olan kalıpyargıların bertaraf edilmesi için okul öncesi eğitimden başlayarak cinsiyet rolleri eğitimin müfredat programlarına alınması gerekmektedir. Eğitim, eşitlikçi eğitim anlayışı ile küçük yaştan itibaren, bir kız çocuğunun erkek çocuğunu, bir erkek çocuğunun da bir kız çocuğunu ötekileştirmeden kabulünü sağlayabilir. Böylece kadınların çocuk doğuran, ev işi yapan bireyler olarak görülmesinin, erkeklerin de para kazanmakla yükümlü, kararları alan güç merci olarak görünmesinin önüne geçilebilir.

Okullarda, oyuncak ve oyun seçimlerinde çocuklar cinsiyetlerine göre (kızlar evcilik köşesi, erkekler blok ve tamir aletleri köşesi gibi) yönlendirilmemeli tam tersi, kız ve erkek ayrımına maruz bırakmadan tüm oyuncaklarla oynamaları sağlanmalıdır. Meslek tanıtımları yaparken, meslek oyunları oynarken çapraz cinsiyetleme yapmalıdırlar. Örneğin polislik, itfaiyecilik mesleklerinde kız çocuklara rol vermek, öğretmenlik, hemşirelik mesleklerinde erkeklere rol vermek gibi etkinlikler yapılabilir. Erkek ve kadın mesleği olduğu düşünülen mesleklerde aslında bir cinsiyet ayrımı olmadığı, önemli olanın sahip olunmak istenen meslekle ilgili eğitim almak olduğu canlı örneklerle (sınıfa davet, video vb.) sunulmalıdır. Bu şekilde çocukların mesleklere yönelik cinsiyet algılarının ortadan kaldırılacağı düşünülmektedir. Ders kitaplarında ayrımcılığa yol açacak, toplumsal cinsiyet kalıpyargıları algısını oluşturabilecek bu tür resimlerin kaldırılması ve kadını toplum içerisinde, farklı mesleklerde, erkeklerle birlikte toplumsal hayata katılmış bir birey olarak temsil edecek resimlerin kullanılması gerekmektedir.

Kitle iletişim araçları, daha çok insana ulaşmak için önemli birer kaynaktırlar. Cinsiyet eşitliği ile ilgili kamu spotları, kısa filmler, programlar da toplumsal cinsiyet kalıpyargılarının kırılmasında etkili olabilecektir. Ayrıca, kadını ev hanımı, anne, erkeği iş güç sahibi, para kazanan vb. gösteren reklâmlarla ilgili de çalışmalar yapılabilir.

118

Bu çalışmada ve benzer çalışmalarda ulaşılan sonuçların değerlendirilip, gelecekte yapılacak araştırmaların daha büyük evren ve örneklemde, farklı bölgelerde, farklı ya da benzer tekniklerle yapılıp literatüre kazandırılmasının, sosyal yönden cinsiyet eşitsizliğinin kalkmasına katkı sağlayacağı söylenebilir.

119

KAYNAKÇA

Abbott, M.R. (1983). Masculine and feminine (Sex Roles Over The Life Cycle). Canada: Addison-Weslwy.

Acker, J. (2002). Women and social stratification a case of intellectual sexism. S. Jackson and S. Scott (Eds.), in Gender (A social reader) (pp:89-92). UK: Cambridge Universty. Adams, V., & Weintraub, P. (2000). Male and female differences between them. E. Jones, G.

A. Olson, G. Perry (Eds.), in The gender reader (pp:4-8). Usa: Longman. Adler, A. (1990). Cinsiyetler arası işbirliği (S. Selvi, Çev.). İstanbul: Payel.

Aksoy, C. (1990). Altı yaş arası çocukların oyuncak tercihlerinde cinsiyet faktörünün

etkisinin incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi,

Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Alexander, G. M. (2003). An evolutionary perspective of sex-typed toy preferences: pink, blue, and the brain. Archives of Sexual Behaviour, Vol.32, Issue 1, 7-14.

Alexander, G. & Hines, M. (1994). Sex differences in response to children’s toys in nonhuman primates (Cercopithecus aethiops sabaeus). Child Development, 65:3, 869- 879.

Amott, M., & Matthaei, J. (1981). Race, gender and work (multi-cultırel economic history

of women in the united states-revised edition). Boston MA: South End Press.

Aral, N., Aktaş, Y., & Doğanay, J. (1997). Anasınıfına devam eden beş-altı yaş

çocuklarının oyuncak tercihlerinin bazı değişkenlere göre incelenmesi. 1. Ulusal Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Kongresi’nde sunulmuş bildiri, Ankara.

Armato, M. & Thompson, M. E. (2002). A Feminist Sociological Perspective.

İnvestigating gender (Developing a feminist sociological İmagination). Usa: Polity.

Artan, İ., & Tuğrul, B. (2001). Çocukların cinsel eğitimi ile ilgili anne görüşlerinin incelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (20), 141 – 149.

Artan, İ. (2011). Çocukluk döneminde cinsel gelişim ve eğitim. Afyon Kocatepe

Üniversitesi, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Basın Bültenleri. Bülten No: 71.

Arpacı, M. (2013). Modernitenin eşliğinde toplumsal cinsiyet rejimi: pastoral iktidar, beden politikaları ve evlilik. Doğu-Batı Düşünce Dergisi, Yıl:16, Sayı: 63, 131-147, Ankara: Batı.

120

Aulette, J.R. & Blakely, K. And Wittner, J. (2009). Gendered worlds. New York-London: Routledge.

Aydın, A. (2009). Eğitim psikolojisi-gelişim-öğrenme-öğretim. Onuncu Basım. Ankara: Pegem.

Baran, G. (1995). Ankara'da bulunan çocuk yuvalarında kalan 7-11 yaş grubu çocuklarda

cinsiyet rolleri ve cinsiyet özellikleri kalıpyargılarının gelişimi. Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Basow, S. (1986). Gender stereotypes and roles- third edition. California: Brooks/Cole.

Benzer Belgeler