• Sonuç bulunamadı

Bu araştırmada yaşları 7-11 aralığında değişen Diyarbakır ilinde yaşayan 30 görme yetersizliği olan çocuk ile 30 normal gelişim gösteren çocuğun Zihin Kuramı becerileri ve yürütücü işlev becerileri karşılaştırmış ve Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın bulguları görme yetersizliği olan çocukların yürütücü işlev becerileri puanlarının normal gelişim gösteren akranlarının yürütücü işlev puanlarından belirgin düzeyde farklılık gösterdiğini ve iki grup arasındaki bu farkın anlamlı bir ilişki oluşturduğunu göstermiştir. Bu sonuca göre görme yetersizliği olan çocukların yürütücü işlev becerilerinde normal gelişim gösteren akranlarına göre gecikmeler yaşadıkları ifade edilebilir. Alan yazında görme yetersizliği olan çocukların yürütücü işlev becerilerini inceleyen araştırmanın bulguları yapılan bu araştırmanın sonucu ile tutarlılık göstermektedir (Demir, 2014). Demir’in yaptığı araştırmanın sonuçları da görme yetersizliği olan çocukların, yürütücü işlev becerilerinde, normal gelişim gösteren akranlarına göre belirgin düzeyde gecikme yaşadıklarını göstermiştir. Araştırmanın bu bulgusu alan yazında diğer yetersizlik grupları ile yapılan araştırmaların sonuçları ile de tutarlılık göstermektedir (Atasoy, 2008; Coonrod, 2005; Fisher ve Happe, 2005; Ozonoff, Pennington ve Rogers, 1991). Alan yazında yapılan bu araştırmalar, yetersizlikten etkilenen çocukların yürütücü işlev becerilerinin normal gelişim gösteren akranlarına oranla gecikmeler sergilediklerini ve yetersizlikten etkilenen çocukların bu becerileri yerine getirmede güçlükler yaşadıklarını göstermiştir. Yürütücü işlev becerilerinde gecikmeler gösteren çocukların plan yapma, organizasyon becerileri, dikkat gerektiren beceriler ve sıralı eylemleri yerine getirmede problemler yaşayabileceği araştırmacılar tarafından rapor edilmektedir (Goel, Grafman, Tajik, Gana ve Danto, 1997; Green, Kern,

çocukların sıra izleyen işleri yapmada, plan yapmada, ödev becerilerinde ve kendini kontrol etme becerilerini yerine getirmede zorlandıklarını, normal gelişim gösteren akranları ile karşılaştırıldığında daha başarısız performans sergilediklerini göstermiştir. Plan yapma, kendini kontrol etme gibi önemli zihinsel süreçleri içeren yürütücü işlev becerilerinde yaşanan gecikmelerin sosyal becerilerde, iletişim becerilerinde ve buna bağlı olarak da akademik başarıda problemlere yol açabileceği tartışılmaktadır (Grafman vd., 1996; Green, 1996). Bu nedenle yetersizlikten etkilenen çocukların yürütücü işlev becerileri risklerini doğrulamak ve uygun müdahale eğitimlerini almalarını sağlamak çok önemlidir.

Araştırmada görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı beceri puanlarının normal gelişim gösteren çocukların Zihin Kuramı puanlarından daha düşük olduğu, bu farkın istatiksel olarak anlamlı bir ilişki oluşturmadığı görülmüştür. Araştırmada, görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı beceri puanlarının normal gelişim gösteren çocukların puanlarından daha düşük çıkması fakat anlamlı bir farklılık oluşturmamasına dayanılarak görme yetersizliği olan çocukların normal gelişim gösteren akranlarına yakın seviyede Zihin Kuramı becerileri sergiledikleri ifade edilebilir. Ancak araştırmanın 7-11 yaş aralığındaki normal gelişim gösteren ve görme yetersizliği olan çocuklarla yapıldığı ve 1. derecede yanlış kanı atfı becerilerinin incelendiği düşünüldüğünde elde edilen puanların her iki grupta da tam puana yakın olmaması şaşırtıcıdır. Genel olarak 1. derece yanlış kanı atfı becerilerinin çocuklarda 3-4 yaş aralığında kazanılması beklenmektedir. Araştırmacının gözlemleri araştırmaya katılan katılımcı çocukların Türkçe’yi ikinci dil olarak ilköğretim 1. sınıfta öğrenmeye başladıkları yönündedir. Türkçe dilinin katılımcı çocuklarda 2. dil olmasının araştırma sonuçlarını etkilemesi olasıdır.

Görme yetersizliğinin, çocuğun bilişsel olarak öğrenmesini kendi başına etkilemediği ancak nasıl öğrendiğini etkilediği bilinmektedir (Ataman, 2005). Fraiberg (1977) ve Warren (1994) görme yetersizliği olan çocukların Piaget’in bilişsel gelişim evrelerinden aynı ardışık sıra ile geçtiklerini, ancak nesne sürekliliğinin kazanılması, sınıflandırma ve korunum kavramlarını kazanmakta biraz daha yavaş olduklarını belirtmişlerdir. Bunun sebebi olarak da gören akranlarına göre nitelik ve niceliksel olarak daha az deneyim yaşamalarının olduğu ifade edilmektedir (Bigelow, 1987). Özyürek’in (1995) belirttiği gibi görme yetersizliği olan bireylerin gelişimi için, çevrelerindeki kişilerin destek ve yönlendirmeleri gören bireylerde olduğundan daha fazla gereklidir. Görme yetersizliğinin, zihinsel beceriler üzerinde olumsuz etkilerinin nedenlerinden birinin uyaran ve deneyim

eksikliği olduğu düşünüldüğünde, görme yetersizliğinden etkilenen bireylerin erken çocukluk döneminden başlamak üzere öncelikli ihtiyaçlarının belirlenerek etkili müdahale programları ile eğitim almaları gerektiği vurgulanabilir.

Bu araştırmada görme yetersizliği olan ve normal gelişim gösteren tüm katılımcılarda Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgularda katılımcı çocukların Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerilerinin aynı yönde gelişme gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda Zihin Kuramı becerileri gelişmiş olan çocukların yürütücü işlev becerilerinde de başarılı olabileceği ya da Zihin Kuramı becerilerinde gecikmeler gösteren çocukların yürütücü işlev becerilerinde de başarısız olabileceği varsayımında bulunulabilir. Araştırmanın bu bulgusu alan yazında Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasındaki ilişkiyi inceleyen diğer araştırmaların bulguları ile tutarlılık göstermektedir (Atasoy, 2008; Coonrod, 2005; Ertuğrul ve Karakelle, 2012; Fisher ve Happe, 2005; Hughes ve Ensor, 2007; Ozonoff ve McEvoy, 1994; Ozonoff, Pennington ve Rogers, 1991; Zerfas, 2007). Farklı araştırmacılar tarafından alan yazında yapılan bu araştırmalar da Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermiştir. Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasında bulgulanan ilişkiye göre, karşısındakinin duygu, düşünce ve inançlarını anlamlandırarak, onların kendinden farklı bir zihinsel durumda olabileceğini anlayabilme ve kişilerin zihinsel durumlarına atıfta bulunabilmede güçlük yaşayan çocukların, dikkat gerektiren becerilerde, planlama becerilerinde, akıl yürütmede ve organizasyon becerilerinde de güçlükler yaşayabileceği öngörülebilir. Zihinsel süreçlere ilişkin tahminler yapabilen, kişilerin duygu, düşünce ve inançlarını yorumlayıp bunlara göre kendi davranışlarını düzenleyebilen çocukların, dikkat becerilerinde, planlama becerilerinde, akıl yürütmede, sıralı işleri yapmada ve organizasyon becerilerini yerine getirmede başarılı olacağı beklenir. Tüm bu becerilerin sosyal etkileşim ve sosyal uyum sürecinin temel unsurlarından olduğu düşünüldüğünde yetersizlikten etkilenen çocuklarda her iki becerinin de incelenmesi ve risk faktörlerinin ortaya konulması çok önemlidir. Bu araştırmada Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerilerinin gelişiminde yaş ve cinsiyet değişkenlerinin etkisi de incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda Zihin Kuramı becerilerinin gelişiminde yaşın etkili bir faktör olduğu, çocukların yaşları arttıkça Zihin Kuramı becerilerinin de geliştiği görülmüştür. Araştırmanın bu bulgusu alan yazında Zihin

Kuram becerilerinin gelişiminde yaş faktörünün etkili olduğunu bulgulayan araştırmaların bulguları ile tutarlılık göstermektedir (Bartsch ve Wellman, 1995; Stone, Baron-Cohen ve Knight).Araştırmada yürütücü işlev becerileri ile yaş faktörü arasında bir ilişki bulunmamıştır. Araştırmaya katılan toplam 60 katılımcının puanları değerlendirildiğinde Zihin Kuramı becerileri ve yürütücü işlev becerilerinde cinsiyet değişkenin ilişkili olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır.

Özkubat (2010) yaptığı bir tez araştırmasında görme yetersizliği olan, normal gelişim gösteren ve zihinsel yetersizliği olan çocukların sosyal becerilerini karşılaştırmıştır. Araştırmanın katılımcı grubunu yaşları 7-12 aralığında olan toplam 169 çocuk oluşturmuştur. Araştırmanın sonuçları görme yetersizliği olan çocukların sosyal becerilerinin normal gelişim gösteren akranlarına oranla belirgin düzeyde gecikme gösterdiğine işaret etmiştir. Şahin (2013) yaptığı bir araştırmada okul öncesi dönemdeki görme yetersizliği olan çocukların oyun çeşitlilik ve karmaşıklık düzeyini incelemiş, genişletme tekniğinin görme yetersizliği olan çocukların oyun çeşitlilik ve karmaşıklık düzeyleri üzerine etkisini incelemiştir. Araştırmacının elde ettiği bulgular görme yetersizliği olan çocukların genişletme tekniği uygulanmadan önce oyun çeşitlilik ve karmaşıklık düzeylerinin belirgin düzeyde düşük olduğunu göstermiştir. Araştırmanın sonucunda genişletme tekniğinin çocukların oyun çeşitlilik ve karmaşıklık düzeylerini arttırdığı görülmüştür. Bir diğer araştırmacılar (Aslan, Çotuk, Demiryürek ve Özdemir, 2015) ise 3-6 yaş arası az gören, total görme engelli ve normal gelişim gösteren çocukların oyun çeşitlilik ve karmaşıklık düzeylerini karşılaştırmışlardır. Araştırmanın katılımcı grubunu 10 az gören, 10 total görme engelli ve 20 normal gelişim gösteren çocuk oluşturmuştur. Araştırmacılar çocukların oyun çeşitliliklerini aynı, farklı ve oyun dışı davranış şeklinde değerlendirirken; çocukların oyun karmaşıklık düzeylerini sembolik, işlevsel ve işlevsel olmayan oyun kategorilerinde değerlendirmişlerdir. Araştırmanın bulguları görme yetersizliği olan çocukların oyun çeşitliliklerinin aynı ve farklı oyun davranışları kategorilerinde anlamlı düzeyde farklılaştığını, aynı oyun davranışlarında en yüksek puanı total görme engelli çocukların aldığını, farklı oyun davranışlarında ise en yüksek puanı normal gelişim gösteren çocukların elde ettiğini göstermiştir. Bu sonuç araştırmacılar tarafından, normal gelişim gösteren çocukların daha fazla farklı oyun davranışları ve görme yetersizliği olan çocukların daha fazla tekrarlı oyun davranışları sergiledikleri şeklinde yorumlanmıştır. Katılımcı çocukların oyun dışı davranışlarında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Görme yetersizliği olan ve normal gelişim gösteren

çocukların oyun karmaşıklık düzeylerinde de farklılıklar olduğunu göstermiştir. Alan yazında pek çok araştırmacı tarafından oyunun, çocuğun, sosyal, duygusal, dil, iletişim, bilişsel ve fiziksel gelişim alanlarındaki ilerlemelerini doğrudan etkilediği ifade edilmiştir. Hem oyun becerilerinin hem de sosyal becerilerin çocukların birçok gelişim alanları ile doğrudan ilişkili olduğu düşünüldüğünde görme yetersizliği olan çocukların sosyal becerilerde ve oyun becerilerinde belirgin düzeyde gecikme gösterdiklerini bulgulayan bu araştırmaların sonuçlarına göre, bu çocukların sosyal etkileşim ve sosyal uyum becerilerinde problemler yaşadıkları ifade edilebilir. Araştırmacılar tarafından zihinsel becerilerle ilişkilendirilen sosyal becerilerin görme yetersizliği olan çocuklarda gecikme gösterdiği düşünüldüğünde, risk grubunda yer alan görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerileri ve yürütücü işlev becerilerinde ne düzeyde olduklarının belirlenmesinin önemli olduğu düşünülmektedir.

Haytabay-Sosun ve Özdemir (2012) yaptıkları bir araştırmada sessiz okuma etkinliğinde görme yetersizliği olan çocukların dikkat becerilerini incelemişler ve kendini izleme tekniğinin çocukların dikkat becerileri üzerindeki etkililiğini araştırmışlardır. Araştırmanın bulguları görme yetersizliği olan çocukların dikkat becerilerinin çok sınırlı olduğunu göstermiştir. Araştırmanın sonucunda kendini izleme tekniğinin görme yetersizliği olan çocukların dikkat becerilerini arttırdığı bulgulanmıştır. Barkley (2006) dikkat becerilerinin okul yıllarının her döneminde önemli bir yere sahip olduğunu, bu nedenle eğitimin ilk dönemlerinden itibaren çocukların dikkat becerilerinin geliştirilmesine özel bir önem verilmesi gerektiğini açıklamıştır. Dikkat becerilerinin, birçok zihinsel süreci kapsayan yürütücü işlev becerilerinden biri olduğu düşünüldüğünde alan yazında yapılan bu araştırmanın bulguları da görme yetersizliği olan çocukların yürütücü işlev becerilerinde belirgin düzeyde gecikme gösterdiklerine işaret etmiştir. Bu bağlamda görme yetersizliği olan çocukların zihinsel süreçlere ilişkin performans düzeylerinin belirlenmesinin çok önemli olduğu görülmektedir.

Alan yazında araştırmacılar çalışma belleği ile dil gelişimi, okuma, okuduğunu anlama, yazma ve matematik becerileri arasında belirgin düzeyde ilişkiler olduğunu ifade etmişlerdir (Alloway, 2010; Dehn, 2008; Kroesbergen vd., 2012; Swanson, 2011). Araştırmacıların işaret ettikleri bu becerilerin çocukların akademik performanslarını doğrudan etkileyeceği ve belirtilen bu becerilerde gecikmeler yaşayan çocukların düşük akademik performans sergileyecekleri varsayımında bulunulabilir. Çalışma belleği ile dil gelişimi, okuma, okuduğunu anlama, yazma ve matematik becerileri arasında doğrudan bir

ilişki olduğu düşünüldüğünde yürütücü işlev becerilerinden biri olan çalışma belleğinin gelişiminde gecikmeler gösteren çocukların belirlenip uygun müdahale çalışmalarının çocuklarla yapılması önemlidir. Bu bağlamda yapılan bu araştırmanın sonuçlarının, görme yetersizliği olan çocukların çalışma belleği performanslarına yönelik bilgi sağladığından alan yazına önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

Özetle 7-11 yaşları aralığındaki görme yetersizliği olan çocuklarla normal gelişim gösteren çocukların Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerilerini karşılaştıran bu araştırmanın bulguları Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve yürütücü işlev becerilerinde görme yetersizliği olan çocukların normal gelişim gösteren akranlarına göre anlamlı düzeyde geride olduklarını göstermiştir. Yetersizlikten etkilenen çocukların Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerilerini inceleyecek ve bu becerilerin desteklenmesini sağlayacak çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Farklı yöntemlerle yapılacak çalışmalardan elde edilecek bulguların, görme yetersizliği olan çocukların ve yetersizlikten etkilenen diğer çocukların, Zihin Kuramı becerileri ile yürütücü işlev becerilerini ortaya koyarak, yetersizlikten etkilenen çocukların bu becerilerini normal gelişim gösteren akranlarına daha yakın seviyede gerçekleştirebilmeleri için destekleyici programlar geliştirilmesini sağlayacağı düşünülmektedir.

Benzer Belgeler