• Sonuç bulunamadı

Çalışmada B2 düzeyindeki öğrenenler için yürütülen sınıf içi uygulamalarda öykünün özgün şeklinin kullanılmasıyla çeşitli katkılar sağlanabileceği savunulmuştur. Bu bağlamda, temel dil beceri düzeylerini ilerleme kaydederek bağımsız dil kullanımı olarak nitelendirilen B2 düzeyindeki öğrenenlerin Türk Edebiyatı’ndan çeşitli öyküler yardımıyla dil bilgisi, sözcük bilgisi, yazım ve noktalama gibi birçok bilgi alanında okuma ve yazma temelinde girdi elde edebileceği öngörülmüş ve yapılan ders içi uygulamalar sonucunda elde edilen veriler ve bulgular ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

Sonuçlar

1. Okuma ve yazma beceri düzeyi açısından deney ve kontrol gruplarının öykü ile yapılan uygulama öncesindeki ve sonrasındaki sonuçlar kıyaslandığında, öntest verileri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunamamışken, sontest verileri arasında her iki beceri ayrı ayrı incelendiğinde, istatistiksel açıdan anlamlılık bulunmuştur. Bu durum, deney gruplarında öykü ile gerçekleştirilen öğretimin öğrenenlerin okuma ve yazma becerisi gelişimini olumlu yönde etkilediğinin göstergesidir.

2. Dört farklı öyküyle ders içi etkinlikler yapılan deney gruplarının kendi içindeki öntest ve sontest sonuçları karşılaştırıldığında, öntest-sontest okuma ve yazma puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Ayrıca, kontrol gruplarının kendi içindeki öntest ve sontest okuma ve yazma puanları karşılaştırıldığında anlamlı bir farklılığın olmadığı anlaşılmıştır. Bu durum, deney grubunda müfredata ve ders kitabına dayalı öğretim faaliyetlerine ek olarak öykü ile gerçekleştirilen, etkinliklerin okuma ve yazma becerisi gelişimini olumlu yönde etkilediği sonucunu göstermiştir.

3. Deney grubundaki öğrenenlerin çoktan seçmeli okuma sorularına doğru cevap verme oranları incelendiğinde “Öyküdeki baş kişi kimdir?”, “Öykünün sonunda sırasıyla ne oluyor?”, “Öyküde geçen ‘katıla katıla gülmek’ deyimi ne anlama gelmektedir?”, “Ay ışığı dut yapraklarından süzülür, odaya pare pare dökülürdü. cümlesindeki altı çizili sözcükler ne anlama gelmektedir?”, “Öyküde geçen ‘üstüne ölü toprağı serpilmek’

sözüyle anlatılmak istenen nedir?”, “Bu avucunun içinden bir ipekli mendil su gibi

fışkırdı’” cümlesindeki altı çizili sözcükler ile anlatılmak istenen nedir?”, “Efendim, hapishanede yatsın akıllansın. cümlesindeki altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir?”

sorularının doğru cevaplanma oranının sontestte artmadığı anlaşılmıştır. Sontestte cevaplanma oranındaki artış olmayan bu yedi sorudan ikisi hatırlama düzeyindeki soruları içerirken, beş soru sözcük anlamı ile ilgili bilgi düzeyindeki soruları içermektedir. Bu durum öğrenenlerin yeni sözcüklerin anlamını cümle içindeki kullanımına göre tahmin etmede zorlandığını göstermiştir. Bu yedi madde dışında kalan diğer on üç okuma sorusunun doğru cevaplanma oranının sontestte artış gösterdiği anlaşılmıştır. Soruları yanlış cevaplama oranları incelendiğinde, “Ay ışığı dut yapraklarından süzülür, odaya pare pare dökülürdü. cümlesindeki altı çizili sözcükler ne anlama gelmektedir?”, “Öyküde geçen ‘üstüne ölü toprağı serpilmek’

sözüyle anlatılmak istenen nedir?”, “Bu avucunun içinden bir ipekli mendil su gibi fışkırdı’” cümlesindeki altı çizili sözcükler ile anlatılmak istenen nedir?” ve “Efendim, hapishanede yatsın akıllansın.’ cümlesindeki altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir?”

soruları dışında kalan on altı sorunun yanlış cevaplanma oranında önteste kıyasla sontestte düşüş olduğu görülmüştür. Bu durum, öğrenenlerin sontestte soruları daha anlayarak cevapladığını göstermiştir. Yanlış cevaplanma oranı sontestte yükselen bu dört maddenin sözcük anlam ile ilgili soruları içerdiği fark edilmiştir. Bu durum B2 düzeyindeki öğrenenlerin bazılarının yeni sözcüklerin anlamını cümle ya da bağlam içinde tahmin ederken zorlandığının göstergesidir.

4. Deney grubundaki öğrenenlerin açık uçlu yazma sorularına verdiği cevaplar incelendiğinde, yazma sorularına içerik ölçütüne uygun şekilde cevap veren öğrenen sayısının dil bilgisi, sözcük bilgisi, yazı düzeni ölçütleri açısından daha çok olduğu görülmüştür. Bu sorulara sontestte verilen yanıtlar dikkate alındığında, öğrenen sayısında içerik ölçütüne ek olarak, sözcük bilgisi, yazım ve noktalama, yazı düzeni ölçütleri açısından da artış olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla, öğrenen sayısının dil bilgisi ölçütü açısından önteste kıyasla artış gösterdiği ancak bu artışın diğer ölçütlere göre daha az olduğu fark edilmiştir. Bu durum öğrenenlerin dil bilgisi açısından daha çok pratik yapması gerektiğini düşündürmektedir.

5. Grupların öntest ve sontest okuma ve yazma sonuçları dikkate alındığında, okuma becerisi gelişimi açısından deney grubundaki öğrenenlerin ilerleme gösterdiği anlaşılmıştır. Öğrenenlerin yanlış cevapladığı okuma sorularının daha çok sözcük anlamı ile ilgili olduğu ve hatırlama düzeyşndeki soruların doğru yanıtlanabildiği görülmüştür. Yazma becerisi gelişimi açısından bakıldığında, öğrenenlerin özellikle ilk yazma sorusundaki cümlelerin devamını yazma kısmına cevap yazdıkları, özetleme yaparken zorluk yaşadıkları görülmüştür. Bu durum, öğrenenlerin kendi fikirleriyle yazma çalışmalarına katılmaktan daha çok zevk aldığı sonucunu doğrulamaktadır.

Sonuç olarak bu çalışmada yazınsal türlerden biri olan öykünün, özgün şekliyle B2 düzeyindeki öğrenenlerin okuma ve yazma becerisinin gelişimine katkı sağlayabileceği savunulmuştur. Bu doğrultuda, ders içi uygulamalarda kullanılacak öyküler araştırmacı tarafından oluşturulmuş olan Öykü Seçim Formu’ndaki ölçütlere göre seçilmiş ve deney ve kontrol grupları ile yapılan öntest sonrasında, deney grubunda ders içi okuma ve yazma temelli etkinliklerde kullanılmıştır. Öntest ve sontest sonuçları test edilerek sınıf ortamında ek bir öğretim malzemesi olarak kullanılan özgün öykünün okuma ve yazma becerisi geliştirmede kullanılabileceği istatistiksel analiz sonuçları ile kanıtlanmıştır.

Çalışmanın istatistiksel analizleri sonucunda varılacak sonuç şu şekilde özetlenebilir:

Türk Edebiyatı’nın önemli yazınsal türlerinden biri olan öykü yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde özgün şekilde bir öğretim malzemesi olarak kullanıldığında, B2 düzeyindeki öğrenenlerin okuma ve yazma becerisi gelişimine katkı sağlanabilmektedir. Öğretim ortamında sağlanan bu katkının, okul dışında da öğrenen tarafından bireysel olarak okunabilen bu öğretim malzemeleri ile sürdürülebileceği düşünülmektedir.

Öneriler

Yabancı dil öğrenen kişilerin genel olarak dil becerilerini geliştirmek, özelde ise hedef dildeki iletişim becerilerini geliştirerek iletişim kurabilmelerini sağlamak amacıyla TÖMER’lerde çalışmakta olan öğreticiler sınıf ortamında çeşitli öğretim malzemeleri kullanmaktadır. Bu malzemelerin başında yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla yazılmış ders kitapları gelmektedir. Öğreticilerin Türkçe öğretiminin gerçekleştirildiği sınıf ortamlarını ders kitabına ek olarak öğrenenlerin anlama ve anlatma, başka bir deyişle üretici ve pasif becerilerini geliştirebilmesine yardımcı olabilecek ek öğretim araçları ile

zenginleştirilebileceği açıktır. Ancak, öğreticilerin belli ders müfredatına ve ders kitabına göre öğretimi yürütme zorunluluğu ve bu tür ek öğretim malzemelerinin ve ilgili etkinliklerin önceden hazırlanma gerekliliği nedeniyle öğrenenler sınıf ortamında geleneksel öğretim yöntemleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, öğretimin tekdüze olmasına ve öğrenenlerin sıkılmasına sebep olmaktadır.

Dersi tekdüzelikten kurtarmak ve öğrenenlerin derse daha aktif bir şekilde katılmasını sağlamak için öğreticilerin ders içi etkinlikleri çeşitli ek öğretim araçları ile zenginleştirmesi öğrenenler açısından çeşitli faydalar sağlayacaktır. Bu katkılar yabancılara Türkçe öğretimi ders kitaplarında yeri olmayan ya da çok az yeri olan ve Gazi Üniversitesi TÖMER’in Yabancılar için Türkçe (B2-Orta Düzey) ve Yunus Emre Enstitüsü’nün Yedi İklim Türkçe (B2) ders kitaplarında olduğu gibi sadeleştirilmiş ya da özet şekli bulunan yazınsal türlerin özgün şekilde ek malzeme olarak kullanılması ile sağlanabilecektir. Yazınsal türler arasında kısa oluşuyla sınırlı bir süre içerisinde yürütülen ders içi etkinliklere oldukça uygun öğretim malzemeleri olarak görülen yazınsal türler öykülerdir. Bu ek öğretim malzemeleri sayesinde, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen kişilerin dört dil becerisinin gelişimi de desteklenebilir. Nitekim sınıf ortamında öyküler aracılığıyla öğrenenlerin kurmaca metnin kurgu orijinalliğini tatmasına imkân tanınabilir ve öğretim daha eğlenceli hale getirilebilir. Dolayısıyla, farklı öykülerle karşılaşan öğrenenlerin dil becerisi özelde okuma ve yazma becerisi geliştirilebilir. Çalışmada yürütülen denel işlem, deneysel uygulama sonucunda elde edilen verileri ve bulgular göz önünde bulundurularak araştırma sonuçları, öyküler ve ileride yapılabilecek çalışmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.

A. Araştırma Sonuçlarına İlişkin Öneriler

1. YDTÖ’de öykülerin ders malzemesi olarak özgün şekilde kullanımının okuma ve yazma becerisi gelişimi açısından katkı sağlayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

2. Okuma derslerinde okunan metnin anlaşılabilmesi, hedef dilde özetlenebilmesi amaçlanmalı, öğrenenlerin hedef dilde özgün metnin özetini yazabilme becerisinin gelişimi hususuna önem verilmelidir.

3. Okunan öykü metninin sonuç kısmında yer alan en dikkat çekici cümlelerin öğrenenler tarafından tamamlanması istenerek öğrenenlerin yaratıcı yazma becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunulmalıdır.

4. Öğrenenlerin okunan öyküdeki kişi davranışları ve olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkisini fark etmesi sağlanmalı, yorumlama ve çıkarım yapma gibi üst düzey düşünme becerilerinin gelişimine yardımcı olunmalıdır.

5. Öğrenenlerin kolayca ulaşabilmesi için sınıf ortamında bir öykü kitaplığı oluşturulmalı, öğrenenlerin farklı türdeki öyküleri okuyarak okuma ve yazma becerisi gelişimi için girdi elde etmesine olanak tanınmalıdır.

B. Öğretim Malzemesi Olarak Kullanılan Öyküye İlişkin Öneriler

1. Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminin yürütüldüğü sınıf ortamında kullanılması düşünülen öyküler daha çok öğrenenlerin eylemleri zihninde canlandırabilmesine imkân tanıyan olay öyküsü türünde olmalıdır. Bu öykü türünün dışında anlaşılır, akıcı bir dille yazılmış durum öykülerine de yer verilerek öğrenenlerin yabancı dilde yazılmış farklı türdeki öyküler ile karşılaşması da sağlanabilir.

2. Hedef dilin gerçek yaşam modellerini sunan öyküler seçilmeli ve öğrenenlerin sık kullanılan deyimler ve söz kalıplarını fark ederek bu ifadeleri anlamasına ve günlük yaşamda kullanabilmesine yardımcı olunmalıdır.

3. Olayların çözümlendiği sonuç bölümüne kadar öğreneni meraklandıran unsurlara sahip olan öyküler tercih edilmeli ve öğrenenlerin yaratıcı yazma becerisi de bu unsurlar yardımıyla geliştirilmelidir.

4. Giriş (serim), gelişme (düğüm) ve sonuç (çözüm) bölümleri mevcut olan öyküler seçilmeli ve öğrenenlerin bu üç bölümü ayırt edebilmesi sağlanarak anlama ve yazma becerisi gelişimleri desteklenmelidir.

5. Teklifsiz dil örneklerini içeren, Türkçenin ağız özelliklerini yansıtan ve kullanımdan kalkan sözcükler içeren öykü kitapları ve öyküler sınıf ortamına getirilmemeli, öğrenenlerin Türkçenin doğru şeklini yansıtan öykülerle karşı karşıya gelmesi sağlanmalıdır.

6. Akıcı bir anlatımla yazılmamış, karşılıklı konuşmaları barındırmayan, olaylar, öykü bölümleri ve öykü unsurlarının belirgin olmadığı ve sayfa sayısı açısından uzun olan öyküler öğrenenlere sıkıcı geleceğinden bu tür öyküler sınıf ortamında öğretim amaçlı kullanılmamalıdır.

7. Çalışmada seçim ölçütleri doğrultusunda belirlenen öykülerin farklı yüksek öğretim kurumlarındaki TÖMER’lerde, B2 düzeyindeki öğrenenlere de okutulabileceği düşünülmektedir.

8. Öntest-sontestte okutulan İpekli Mendil adlı öyküye göre hazırlanan Okuduğunu Anlama ve Yazma Formu, farklı öykülerin yapısal özelliklerinden yararlanılarak farklı şekilde geliştirilebilir.

9. Araştırmacı tarafından sınıf içi etkinliklerde kullanılan öyküler öğrenenlerin dinleme ve konuşma becerisinin gelişimine katkı sağlayacak şekilde öğreticiler tarafından sınıf ortamında kullanılabilir.

10. Bu çalışmada farklı öyküler ile yapılan ders içi uygulamalar için etkinlik planları ve çalışma kağıtları mevcuttur. Özgün öykülerin kullanımı düşünüldüğünde öğreticiler tarafından bu planlar ve etkinlik kağıtlarından yararlanılabilir. Bu sayede öğreticilerin ders öncesinde hazırlık yapma gereksinimi giderilebilir.

11. Araştırmacı tarafından okunan ve seçim formu doğrultusunda incelenen öykü kitaplarından Esendal’ın Mendil Altında (2017) adlı kitabındaki Hayat Ne Tatlı adlı öykü, aynı yazarın İhtiyar Çilingir (2015) adlı kitabındaki aynı başlığa sahip olan öykü, Ömer Seyfettin Bütün Eserleri 5 (2014) adlı öykü kitabındaki Yeni Bir Hediye adlı öykü, Abasıyanık’ın Mahalle Kahvesi (2012c) ve Semaver (2012b) adlı kitaplarındaki aynı başlıklara sahip olan öyküler, Seçme Hikayeler (2012d) adlı kitaptaki Abasıyanık’ın Hişt Hişt adlı öyküsü, Melisa Kesmez’in Bazen Bahar (2015) adlı öykü kitabındaki öyküler, Tanzimattan Günümüze Türk Öykü Antolojisi (1994) adlı kitapta yer alan Yaşar Kemal’in Kalemler adlı öyküsü, Adalet Ağaoğlu’nun Savun Sevdam Sen Savun adlı öyküsü, Nezihe Meriç’in Gül Yaprağının Pembe Sesi adlı öyküsü ve Oğuz Atay (1984)’ın Korkuyu Beklerken adlı kitabındaki Unutulan adlı öykü özgün şekliyle sınıf dışında okunmaları için TÖMER’lerde çalışan öğreticiler tarafından öğrenenlere verilebilir. Böylece, öğrenenlerde hedef dilde okuma zevki ve isteği sağlanırken, okuma ve yazma becerisi gelişimine de katkı sağlanabilir.

12. Öğrenenlerin B2 düzeyinden daha önce öğrendiği belirli geçmiş zaman konusunun kalıcılığının sağlaması hususunda öntest ve sontestte kullanılan İpekli Mendil adlı öykünün kullanılabilecek bir öğretim malzemesi olduğu düşünülmektedir.

C. İlgili Çalışmalara İlişkin Öneriler

1. B2 dil yeterlik düzeyindeki öğrenenlerin çok sayıda farklı öyküler ile karşılaşması sağlanarak, okuma ve yazma becerisi gelişimi test edilmelidir.

2. Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde öykü ile sınıf ortamında gerçekleştirilen uygulamaların öğrenenlerin beceri gelişimi açısından olumlu yönde etkiye sahip olduğu gerçeği, konuşma ve dinleme becerisi gelişimine katkı sağlamak için söz konusu becerilerin temelinde yapılacak uygulamalı çalışmalar ile desteklenmelidir.