• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde Türkiye’deki sanat tarihi eğitiminin geçmişten günümüze kadar olan durumu, müfredat programındaki değişiklikler kısaca belirtildikten sonra diğer ülkelerin (Almanya, Fransa, İtalya) müfredat programları ile karşılaştırılması yapılmıştır. Bu bilgiler ışığında, Türkiye’deki sanat tarihi eğitimi ve müfredat programları hakkında önerilerde bulunulmuştur.

Türkiye’de sanat tarihi, bir bilim dalı olarak 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Ancak bu alanda yapılan çalışmalar, adı tam olarak ‘sanat tarihi’ olmasa da geçmiş dönemlerde de mevcuttur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve öncesinde, zengin kültür hayatının ve bu kültürü oluşturan pek çok eserin kayıtları devlet arşivlerine alınmıştır. Dönemin belirli olaylarını belgeleme amacıyla tutulan bu kayıtlar doğal olarak bir ‘sanat tarihi’ anlayışını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca ‘Batılılaşma’ süreci içinde askeri okullar, sanat ve sanat tarihi eğitiminin gelişmesine büyük katkılar sağlamışlardır. Sanat tarihi eğitiminin temelleri bu okullarda (Mühendishane-i Berri Humayun 1795, Mekteb-i Harbiye 1834, Sanayi-i Nefise 1882) atılmıştır.

Cumhuriyet’le birlikte, gelişen kültürel politikalar ve toplumların kültürel geçmişi ile var olma bilinci arkeoloji ve sanat tarihine yönelmeye neden olmuştur. Modernleşme sürecinde olan bir ulusun; ‘Ulusalcı’ ideolojiyi geliştirebilmesi için tarihini belgeleyen sanatsal ürünlerinin varlığını kanıtlaması gerekmiş ve bunun için sanat tarihi ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmiştir (Batur, 2002:70). Kısa zaman içinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler Müdürlüğü kurulmuş, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde müzeler açılmış, yabancı uzmanlar tarafından yapılan arkeolojik ve sanat tarihi ile ilgili çalışmalara Türk araştırmacılar da dahil olmuştur. Ayrıca üniversitelerde arkeoloji ve sanat tarihi bölümleri 20. yüzyılın ilk yarısında kurulmaya başlamıştır.

eğitimi, çok erken tarihlerden itibaren genel eğitim içinde yerini almıştır. 1921 tarihinde yapılan ilk Maarif Şurası’ndan başlayarak 1949 yılına kadar yapılan şuralarda sanat tarihi eğitiminin gerekliliği tartışılmış ve bu tarihe kadar, sanat tarihi konuları, tarih derslerinin içinde işlenmiştir. 1949 yılında ilk kez, lise haftalık ders çizelgesinde ‘Sanat Tarihi’ dersinin adı bulunmasına rağmen resim derslerine dahil edilmiştir. 1952 yılında ise ilk kez, lise müfredat programında ‘sanat tarihi’ dersi bağımsız bir ders olarak yerini almıştır. Bu tarihte hazırlanan ‘sanat tarihi müfredat programı’, 1957’ de bir takım eklemelerle değiştirilmiş ve 1991 yılına kadar kullanılmıştır. 1991 yılında ise bu gün halen kullanılan, kapsamlı ve ayrıntılı sanat tarihi müfredat programı hazırlanmıştır.

Kısaca gelişiminden bahsettiğimiz sanat tarihi müfredat programlarını, içerikleri açısından değerlendirdiğinde şöyle bir sonuca ulaşılmaktadır;

1949 Tarihli ‘Resim Dersi Müfredat Programı’ aynı zamanda sanat tarihi müfredat programlarının da ilkini oluşturmaktadır. Bu program, Alman ve Fransız eğitim anlayışından hareketle hazırlanmış gibidir. Çünkü, bu gün halen Alman liselerinde uygulanan ‘Güzel Sanatlar Dersi Müfredat’ programına, gerek işleyiş biçimi, gerek konuların seçilişi ve dersten beklenen hedefler açısından oldukça benzemektedir. Bu durum, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bu ülkelerin eğitim anlayışlarından etkilenilmiş olması ve bir çok yabancı uzmanla birlikte çalışılmış olması ile ilgili gibi görünmektedir.

Resim dersleri içinde yer alan bu sanat tarihi programında, Türk ve dünya sanatlarına yer verilmiştir. Resim, heykel, mimari ve dekorasyon sanatları gibi alanlarda çeşitli örnekler fotoğraflar, yakın çevredeki eserler ve müzeler vasıtasıyla öğrenciye tanıtılması amaçlanmıştır. Lise üçüncü sınıfların edebiyat ve fen kollarına göre hazırlanan bu program, haftada 1 saat olarak düzenlenmiştir ve resim dersi öğretmenleri tarafından verilmiştir.

1952’de hazırlanan ‘Sanat Tarihi Müfredat Programı’, son sınıfın edebiyat ve fen kolları için haftada 1 saat olarak hazırlanmıştır. Resim öğretmeni tarafından verilecek olan bu programı sadece konuların başlıklarını verildiği, açıklayıcı bilgilerin bulunmadığı bir programdır ve şu başlıklar yer almaktadır; Tarih öncesi devirlerdeki sanat, Mısır Sanatı, Eski Ön Asya Sanatları, İran Sanatı, Eski Ege Havzası ve Yunan Sanatları, Roma Sanatı, Primitif Hıristiyan ve Bizans Sanatları, Roman ve Gotik Sanatları, Orta Asya Türk Sanatı, İslam Sanatları, Selçuklu, Osmanlı sanatları, Rönesans, XVII., XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda sanat ( İtalya, İspanya, Hollanda, Fransa, Almanya ve İngiltere’de), Uzak Doğu Sanatları (Hint, Çin, Japon), Bu günün sanatı (Tanzimat’tan bu güne kadar Türk Sanatı üzerinde etraflıca durulacaktır). Görüldüğü gibi Türk Sanatı’nın yanı sıra diğer ülkelerin sanatları da müfredat programında ayırım yapılmaksızın yer almıştır. 1956 tarihli program da bu programla aynı içeriğe sahiptir.

1957 tarihli sanat tarihi müfredat programı ise, ilk kez lise ikinci ve üçüncü sınıflar için iki senelik olarak hazırlanmıştır. Bu program, lise ikinci sınıflarda edebiyat koluna haftada 2 saat ve üçüncü sınıfların Fen-Edebiyat koluna haftada 1 saat olarak düzenlenmiştir. 1952 tarihli programdan farklı olarak, diğer ülkelere ve kültürlere ait sanatlar birinci sınıfın konularını oluşturmuş, Türk ve İslam Sanatları (‘Türk ve İslam Sanatları’ adlı derste; Orta Asya Türk Sanatı-İslamiyet’ten Önce, İslam Sanatları-Arap, İran ve Hint, İslam Türk Sanatı-Muhtelif devir ve memleketlerde, özellikle Selçuklular Devrinde, Osmanlı Devrinde, Tanzimat’tan bu güne kadar Türk Sanatı) ise üçüncü sınıfta işlenmek üzere belirlenmiştir. Böylelikle daha önceleri bir seneye sıkıştırılan bir çok konu, özellikle Türk sanatı, iki yıllık bir eğitim içinde daha anlaşılır ve kapsamlı bir şekilde işlenebilecek hale gelmiştir.

1991 yılında hazırlanan “Sanat Tarihi Dersi Öğretim Programı” ile 1957 tarihli program yürürlükten kalkmıştır. Günümüzde de halen kullanılan bu program, lise II.(10.sınıf) ve III.(11.Sınıf) sınıflar için geçerli olup, Sosyal Bilimler ve Edebiyat koluna haftada 2 saat olarak düzenlenmiştir. Ancak günümüzde, 2005-2006 yılında yapılan değişikliklerle bu ders, Anadolu güzel sanatlar lisesi hariç bütün alanlar için seçmeli ders haline gelmiştir.

1991 tarihli bu program, dersin işlenişi, süresi, uygulanacak olan yöntem, ders araçları gibi birçok bilginin verilmesi açısından bu tarihe kadar hazırlanan programlar arasında en ayrıntılı olanıdır. İçerik açısından incelediğimizde; lise ikide, Dünya Sanat Tarihi’nin başlangıcından günümüze kadar gelişimi ve bu gelişimin başlıca sanatçıları, sanatçıların eserleri dokuz ünite halinde sunulmuştur. Lise üçüncü sınıflarda ise; “Anadolu Öncesi ve Anadolu Türk Sanatı”ndaki gelişme, bu gelişim süreci içerinde gerçekleştirilen sanat eserleri çeşitli yönleri ile ele alınmıştır.

Görüldüğü gibi, ortaöğretim için hazırlanan, bütün sanat tarihi müfredat programlarında konu içeriği oldukça geniştir. Herhangi bir ayırım (din, dil, ırk) yapılmaksızın, insanoğlunun sanat adına yaptığı bütün çalışmalar öğrencilere aktarılmak istenmiştir. Ancak, 1957 ve 1991 tarihinde hazırlanan sanat tarihi müfredat programları, lise son sınıflar için Türk ve İslam sanatları eklenerek diğerlerine göre daha kapsamlı hale getirilmişlerdir. Böylelikle öğrenciler, bir sene boyunca kendi kültürünü daha iyi tanıma fırsatı bulmuşlardır. 1991 tarihli müfredat programı, 1957 yılındaki programdan farklı olarak lise ikinci sınıflarda Anadolu’ya ve Anadolu’da yaşayan uygarlıklara daha fazla yer vermiştir. bu programlar, diğer ülkelerin (Almanya, Fransa, İtalya) müfredat programlarına göre, her zaman daha geniş içerikli ve kapsamlı olmuştur.

Bu programları, liselerde hangi alanlar ve hangi seviyedeki öğrenciler için hazırlandığına göre bir karşılaştırma yapıldığında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır; l952, 1954 ve 1956 yıllarına ait sanat tarihi müfredat programlarının, lise üçüncü sınıfların edebiyat ve fen şubeleri için hazırlanmış olduğu görülmektedir. 1957 tarihli program ise, lise ikinci sınıfların edebiyat; lise üçüncü sınıfların ise edebiyat ve fen şubelerinde okutulmak üzere düzenlenmiştir. 1991 yılı sanat tarihi müfredat programı ise başlangıçta, lise iki ve üçüncü sınıfların Sosyal Bilimler ve Edebiyat koluna; günümüzde ise lise ve dengi okulların ikinci ve üçüncü sınıflarına göre hazırlanmıştır.

Sanat tarihi müfredat programlarını, haftalık ders saati süresi açısından değerlendirildiğinde;

1949’da resim dersi içinde yer alan sanat tarihi dersinin lise üçüncüncü sınıflarda haftada 1 saat; 1952’de lise üçlerde haftada yine 1 saat; 1957’de, lise ikide haftada 2 saat, lise üçte haftada 1 saat; 1991’de ise lise iki ve üçüncü sınıflarda haftada 2 saat olarak düzenlendiğini görmekteyiz. Bu ders saati süreleri, programın yayınlandığı tarihlere bağlı kalmadan, farklı tarihlerde ortaöğretim programlarında yapılan değişikliklere göre de değiştirilmiştir. Buna karşılık hafralık ders saati süreleri, genel olarak 1 ile 2 saat arasında değişmiştir. Ancak Anadolu liseleri, özellikle resim alanında, alan gereği sanat tarihine ayrılan ders saati her zaman diğer liselere göre fazla olmuştur. Örneğin son dönem (2006-2007) haftalık ders dağılım çizelgelerine baktığımızda, çeşitli adlar altında sanat tarihi konularının işlendiği derslerin, toplam haftalık ders saati süresi, son sınıflarda, 5 saatte ulaşmaktadır.

Sanat tarihi müfredat programlarını ‘zorunlu’ ve ‘seçmeli’ ders olması bakımından değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşılmıştır;

1949 yılından 1991 yılına kadar, sanat tarihi derslerinin, edebiyat ve fen, resim, sosyal bilimler gibi alanlarda zorunlu ders olarak yer aldığını; 1991 tarihinden sonra ise bütün kollarda, lise ve dengi okullarda, ikinci ve üçüncü sınıflarda zorunlu ders haline geldiğini görmekteyiz. Bu durum 1996 yılında değişmiş ve bu tarihten sonra, lise ve dengi okullar için ‘alan seçmeli’ ders haline gelmiştir. Başka bir deyişle bu dersi öğrenciler alanlarına göre tercih etmek durumunda kalmışlar ve buna göre zorunlu (Resim alanlarında ve Anadolu Güzel sanatlar Lisesi resim alanlarında) veya seçmeli ders olarak 2005-2006 yılına kadar devam etmiştir. 2005- 2006 yılından itibaren ise bütün alanlar için tamamen seçmeli ders haline gelmiştir. Buna karşılık, Anadolu Güzel Sanatlar liselerinde durum diğer liselere göre farklıdır. Bu liselere ait ‘Alan Dersleri’ arasında sanat tarihi konularını içeren dersler yer almaktadır.

Anadolu Güzel Sanatlar liselerinde özellikle resim alanında, sanat tarihi konuları değişik adlar altında (‘Müze Eğitimi’, ‘Plastik Sanatlar Tarihi’, ‘Türk Resim

Resim-İş Eğitimi içinde her zaman yer almıştır.

Türkiye’de ki ortaöğretimde yer alan sanat tarihi derslerini, hangi branştaki öğretmenler tarafından verildiği göz önünde bulundurulursa;

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte sanat tarihi dersi konularının tarih dersi içinde ve tarih öğretmeni tarafından verildiğini, 1921’den ve 1949 yılına kadar yapılan Maarif Kongresinde yapılan tartışmalardan anlamaktayız. 1949 yılından itibaren ise, sanat tarihi dersinin resim dersi müfredatına alınmasından ve bu programdaki bilgiden anlaşıldığı üzere resim dersi öğretmeni tarafından verildiği ortaya çıkmaktadır. 1949’dan yaklaşık 1960’lara kadar bu durum devam etmiştir. Daha sonra yeni kurulan sanat tarihi bölümleri mezunları bu dersler girmeye başlamıştır. Ancak (Tansuğ,1997:120) bu mezunlar, bütün liseler için yeterli olmamışlardır. Bu tarihlerden günümüze kadar olan süreç içinde de durum değişmemiştir. Sanat tarihi ve resim dersi öğretmenleri tarafından verilen dersler, giderek resim öğretmenlerine kalmıştır. Bu nedenle, sanat tarihi bölümlerinden mezun birçok kişi bu görevi yerine getirememektedir.

Talim Terbiye Kurulu’ndan alınan bilgilere göre uzun zamandır sanat tarihi öğretmeni atanmamaktadır. Bunun nedeni okulların bu alanda öğretmenlere ihtiyaç duyulmaması (dersin çok fazla seçilmemesi) ve gerektiği zaman zaten ders saati süresini dolduramayan diğer öğretmenlerin bu dersi vermeleridir. Sanat tarihi derslerini veren farklı branşlardaki öğretmenler, sınırlı bilgileriyle ve konunun pek de önemini bilmeden bu dersleri işlemektedir. Bu durum her zaman aynı olamasa da genelde öğrenciyi dersten soğutmakta ve dersin amacını anlamadan mezun olmasına neden olmaktadır.

Sanat tarihi müfredat programlarını, yöntem açısından değerlendirdiğinde şu sonuçla karşılaşılmaktadır;

Sanat tarihi dersleri, 1952’den 1991 yılına kadar olan bütün müfredat programlarında, bilgi yüklemeye dayalı geleneksel yöntemle verilmektedir. Bu tür geleneksel yöntem düşünen ve sorgulayan bir öğrenci yerine pasif bir öğrenci kitlesi oluşturmaktadır. İstisnalar olsa da, öğrenci öğretmenini dinlemekte ve bir sonraki ders için herhangi bir çalışma yapmadan derse katılmaktadır. Öğrenci derslerde edilgen bir hale gelmektedir. 1991 tarihli müfredat programında da yöntem olarak, ‘soru-cevap, düz anlatım yöntemi’ uygulanacağı ayrıca belirtilmiştir.

Genel olarak baktığımızda, sanat tarihi dersleri için diğer bir sorun ise, geniş içerikli müfredat programına karşılık, ders kitaplarının yeterli görsel bilgiye sahip olmaması ve baskı kalitesin kötü olmasıdır. Son zamanlarda yapılan değişikliklerle bu sorunlar kısmen giderilmiş ancak yeterli olmamıştır. Ayrıca Semavi Eyice’nin (Eyice,2003) de dediği gibi, sanat tarihi kitaplarını hazırlayan kişilerin bu konuda yeterli bilince sahip olmamaları ve batıdaki okullarda okutulan kitaplardan bir kaçına bakarak sanat tarihi ders kitaplarını oluşturmaları sorunlar yaratmaktadır.

Türkiye’deki sanat tarihi müfredatlarının durumunu belirttikten sonra karşılaştırma yapacağımız diğer üç ülkenin (Almanya, Fransa ve İtalya) de müfredat programlarını kısaca değerlendirmek gerekmektedir;

Almanya’da, sanat tarihi dersleri, ortaöğretim, I.devrede, 5.-10.sınıflar; II. devrede, 11-13 sınıflarda yer almaktadır. Ancak, lise ders programında bu ders ‘Sanat Tarihi’ adı ile değil ‘Güzel Sanat’ ya da ‘Sanat Eğitimi’ adı altında verilmektedir.

Dersin işlenişi sırasında uygulanan yöntem ve içerik şöyledir;

Sanat eğitimin gerektirdiği eğitim verilirken, bir yandan da seçilen örneklerle sanat tarihi (Yunan, Roma, Rönesans, Gotik, Barok, 19. ve 20. yüzyıl sanatı) konuları da işlenmektedir. Bu işleniş sırasında, konuyla ilgili eserler incelenmekte, analiz ve yorumlar yapılmakta, orijinal eserlerle öğrencilerin yaptıkları kıyaslanmakta ve çevrede bulunan önemli yapılar, sergiler, atölyeler ve müzeler

incelenmekte ve orijinal çalışmaların öğrenci tarafından görülmesi sağlanmaktadır. Öğrenci bu şekilde sanata ve sanat eserine yakınlaşmaktadır.

Ayrıca, geçmiş kültürlere ait eserler arasından seçilen örnekler kopyalanarak, eserin yapılış nedeni ve olabiliyorsa dönem hakkında fikir ediniminin sağlanması amaçlanmaktadır. Bunun için, sanat tarihçiler ve sanat pedagogları nesillerden beri anahtar resim arayışı içindedirler (Schuster, 2005).

Ancak sanat tarihi, sözel bir ders olarak ya da çizim dersinde yer aldığı haliyle, bütün yaş kitlesine hitap edecek doğru bir alan bilgisi oluşturamamıştır. Bunun yanı sıra kendi metodunu oluşturacak tutarlı ve sistematik talep görmemiştir. Sanat tarihine, ‘sanat eğitimi’ içinde yer almasına halen karşı çıkanlar vardır. Almanya’da sanat eğitmeni olan Schuster’ e göre de, sanat tarihi hiçbir zaman okulda kendi başına bir ders olamamıştır (Schuster, 2005).

Almanya’da sanat eğitimi dolayısıyla sanat tarihi dersleri zorunlu dersler arsında yer almaktadır. Bu nedenle öğrenci çok erken yaşlardan itibaren sanat ve sanat tarihi konuları ile tanışmaktadır.

Sanat tarihi dersleri, sanat tarihi ve sanat eğitimi öğretmenleri tarafından verilmektedir. Bu dersler haftada 1-2 saat olarak müfredat programında yer almaktadır.

Fransa’da sanat tarihi dersleri ‘Sanat Tarihi’ adı altında Müfredat programında yer almaktadır.

Fransa’da ‘Sanat Tarihi Müfredat Programı’ seçmeli ve zorunlu olmak üzere iki türlü hazırlanmıştır. Ancak müfredat programında bu ayrımlardan doğan çok büyük farklılıklar yoktur. Genel olarak, sanat tarihi müfredat programı, sanatın bütün dallarıyla ilgili bilgiler içermekte (Antik Çağdan, 20.yüzyıla kadar olan bütün

sanatlar) ve sanat ortamları, tarihi eserlerle öğrencilerin buluşturulması hedeflenmektedir.

Sanat tarihi eğitimi, bir uygulama eğitimi olmayıp çeşitli sanatsal ifade biçimlerinin tarihsel olarak incelenmesi eğitimidir. Sanat tarihi eğitimi, eserlere çok disiplinli ve irdeleyici olarak yaklaşmayı temel alan bir kültür eğitimidir.

Sanat tarihi derslerinde amaç; bir binayı, bir tabloyu, bir filmi, bir belgeyi, bir gösteriyi görüp/seyredip inceleme; bir müzikal eseri dinleme, vs., farklı kaynaklarla araştırma yapıp bilgi edinme; bilgi ve belgeleri farklı ortamlarda ve biçimlerde değerlendirme ve bir araya getirmektir. Böylelikle, öğrencilerin çağdaş kültürel yaşamı tanımaları ve değişik sanatsal uygulamalarla yaratmalar arasındaki bağları görebilmeleri sağlanmaktadır. Bir öğrencinin bir esere bakarken ve onu yargılarken o eserin oluşumundaki tarihsel ve estetik boyutları göz önünde bulundurmasını istenmektedir.

Sanat tarihi dersi, müfredat programında; “plastik sanatlar, müzikal eğitim, tarih, dil, edebiyat gibi sanat tarihi konusundaki uzmanlıkları bilinen çeşitli disiplinlerin eğitimcilerinden oluşan bir ekip tarafından verilmektedir” diye belirtilmesine rağmen Türkiye’deki Fransız okulunda sanat öğretmeni ile yapılan görüşmelerde şu bilgilere ulaşılmıştır: Sanat tarihi dersi ‘sanat eğitimcisi’ tarafından verilmekte, müfredat programına bağlı kalınmamakta ve Fransa’daki okullarda da dersi veren eğitmen uzmanlık alanına göre dersleri şekillendirmektedir. Diğer taraftan müfredat da buna olanak sağlamakta, sanat tarihi müfredat programında, zorunlu konu seçiminin yanı sıra bir de serbest bölüm yer almaktadır.

Fransa’da sanat tarihi dersleri, lise 1., 2., ve 3.sınıflar için hazırlanmış olup haftada 2 saat olarak düzenlenmiştir.

İtalya’da sanat tarihi dersi, ‘Tasarım ve Sanat Tarihi’ ya da ‘Sanat Tarihi’ adını almıştır.

programında, geometrik çizim, mimari çizim ve sanat tarihi olmak üzere üç bölüm yer almaktadır. Geometrik ve mimari çizim çalışmaları için örnekler sanat eserlerinden seçilmekte, bu şekilde de sanat tarihi eğitimi desteklenmektedir.

Müfredatta yer alan sanat tarihi dersi zorunlu dersler arasında yer almaktadır. 2005 tarihli liselerden sorumlu bakanlık programına göre, sanat tarihi dersleri, “Gençlikte, Yunan dünyası ve Roma ile İtalya figüratif sanatının en kayda değer ürünleri aracılığıyla güzellik bilincini oluşturmalıdır. Böylelikle, öğrenci temel gelişmeleri ayırt edebilecek ve Yunan ve Roma ile İtalyan şehirlerindeki önemli sanatsal eserleri tanıyabilecek duruma gelmelidir. Dönemsel olarak İtalyan sanatıyla ilgili yabancı sanatçılar ve eserleri de gösterilmelidir” (Anonim, 2006) denilmektedir. Görüldüğü gibi İtalya’daki sanat tarihi müfredat programı, daha çok kendi kültürü etrafında şekillenmiş bir programa sahiptir. Bu derste ayrıca, bir sanat eserinin, çok yönlü biçimde kültürel tanımının yapılabilmesi ve yerel, ulusal ve yabancı sanatsal mirasa göre değerlendirip eleştirebilme yeteneğinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Sanat tarihi ile tarih, felsefe, edebiyat arasındaki ilişkinin öğrenciye aktarılmasına önem verilmektedir.

Türkiye, Almanya, Fransa ve İtalya’daki Ortaöğretim Sanat Tarihi Müfredat Programlarının Karşılaştırılması;

Türkiye’de sanat tarihi dersi müfredat programı, diğer üç ülkeye göre oldukça geniş bir konu içeriğine sahiptir. Tarih öncesi çağlardan itibaren Bizans sanatına kadar bütün dünya sanatları, Ön Asya, Ortaçağ Avrupa sanatı, Rönesans, Maniyerizm ve Barok, 19.Yüzyıl sonrası sanat akımları, Türklerin Anadolu’ya gelmeden önceki Türk Sanatından başlayarak, Cumhuriyet Dönemine kadar gelişen bütün sanatlar müfredatta yer almaktadır. Görüldüğü gibi ulus, din ve dönem farkı göz önünde bulundurmaksızın bütün dönemler programa alınmıştır. Ancak resim, heykel ve mimari ile sınırlandırılmıştır. Kapsamlı bir müfredat bilgi edinimi için

gerekli olsa da ortaöğretim öğrencisi için ağır gelmektedir. Kullanılan yöntemin de, ‘düz anlatım’ olmasından dolayı hedeflenen amaçlara ulaşılamamaktadır.

Küçük yaşlardan itibaren sanat eğitimine ve sanat tarihine yeterince önem verilmediği için bu alana yabancı bir toplumda, zaten seçmeli hale gelen sanat tarihi dersleri çok fazla tercih edilmemektedir. Sanat tarihi dersinin ortaöğretimde zorunlu ders değil de seçmeli olarak verilmesi bu bilimin ülke için öneminin anlaşılmasında büyük bir sorundur. Ülkemizde, kültür mirasının araştırılması ve korunmasının büyük önem taşıdığı, çeşitli yollardan kamuoyuna anlatılmaya çalışılırken, ortaöğretimde bunun eğitiminin verilmemesi büyük bir boşluk oluşturmaktadır (Renda, 2001: 113). Türkiye gibi tarihi eserleri ve kültürel geçmişi zengin olan bir ülkede, sanat tarihine ve dolayısıyla çevresine duyarsız yetişen bir toplum olma yolunda hızla gidilmektedir.

Bugün seçmeli ders durumunda hala var olan sanat tarihi dersleri, geçmişte olduğu gibi günümüzde de lise programlarında gerektiği gibi değerlendirilmemektedir. Almanya, Fransa ve İtalya’da sanat tarihi eğitimi yaşamın içine alınmıştır. Özellikle Almanya’da, ‘Sanat Tarihi’ başlıklı bir ders olmasa da sanat eğitimi içinde çocuk çok erken yaşlardan itibaren sanat eserleri ile

Benzer Belgeler