• Sonuç bulunamadı

Yapılan bir çok çalışma serbest ticaret anlaşmalarının ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Hatta bazı çalışmalar, eğer STA imzalayan iki ülke birbirine yakınsa ve benzer ekonomik özellikleri taşıyorsa bu ülkelerin aralarında yaptıkları serbest ticaret anlaşmalarının etkisinin daha büyük olduğu ve daha büyük bir ticaret yaratma etkisinin olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, son dönemlerde devletler kendi aralarında çeşitli anlaşmalar ve ekonomik birlikler kurarak yeni pazarlara erişmekte ve dış ticaret hacimlerini arttırmaktalar. Bu anlaşmalardan biride serbest ticaret anlaşmaları (STA)’ dır. Bu anlaşmayı imzalayan devletler kendi içlerinde ticareti mümkün olduğunca serbestleştirme yoluna giderlerken anlaşma dışındaki devletlere karşı eski uygulamış oldukları

77

gümrük tarifelerini uygulamaya devam etmektedirler. Bunun sonucunda STA yapan devletler birbirlerinden mal alışverişini daha ucuza yaparak ekonomik açıdan sağlamış oldukları avantaj ile ticaret hacimlerini arttırmaktadırlar.

Türkiye’de yeni pazarlara ulaşarak, dış ticaret açıklarını azaltmak, sürdürülebilir bir büyümeyi sağlamak, yeni istihdam imkânları yaratmak amacıyla bir çok ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Ancak, Türkiye AB ile gümrük birliği anlaşması imzalaması sebebiyle AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına uyum göstermek zorundadır. Bu çerçevede AB’nin serbest ticaret anlaşması yapmadığı ülkeler ile AB’nin onayı olmadan serbest ticaret anlaşması imzalayamamaktadır. Bu noktada, sorun, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan bazı ülkelerin Türkiye ile aynı şekilde serbest ticaret anlaşması imzalamaya yanaşmamasıdır. Ya bu anlaşmalar Türkiye ile imzalanmıyor ya da anlaşmaların imzalanması çok uzun zaman almaktadır. Böyle olunca Türkiye ciddi bir haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor. Örneğin, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan bir ülke hem AB hem de bizim pazarlarımıza düşük gümrük vergisi ile mal satarken ülkemizle ticaret anlaşması imzalamadığı için o ülke pazarına bizim ihracatçımız düşük gümrük vergisi avantajı ile giremiyor. Böyle olunca birçok ülke ile var olan dış ticaret açığımız daha da artıyor. Bu haksızlığın önlenmesi için, AB sadece bir tavsiye kararı alıyor ve kendisi ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelere Türkiye ile de aynı anlaşmaları imzalamasını öneriyor. Ancak, bu tavsiye kararına bir çok ülke uymuyor ve Türkiye ile STA imzalamıyor. Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz etkileyen bu

78 KÜRESEL VE YEREL BAĞLAMDA SİYASET, TİCARET VE MUHASEBE

sorununun çözümlenebilmesi için AB ile STA imzalayan ülkeler zorunlu olarak ve AB ile aynı anda Türkiye ile de anlaşama yapmalıdırlar. Eğer bu zorunluluk AB tarafından STA anlaşması yapmak isteyen ülkelere dayatılırsa bu takdirde AB pazarına girmek isteyen ülkeler Türkiye ile de STA imzalayacak ve böylelikle Türkiye eşit şartlarda ticaret yapma imkanına kavuşacaktır. Dış ticaret açığı veren bir ülke olarak bu şartın yerine getirilmesi ülkemiz için oldukça önemlidir. Ciddi bir küresel rekabetin olduğu pazarlarda bu tür haksız rekabet uygulamaları ihracatçımızın yeni pazarlara girmesini engellediği gibi bizim pazarlarımıza ucuz gümrük vergisi ile giren yabancı ürünler ithalatımızın daha da artmasına ve dış ticaret açığının artmasına neden olmaktadır. Türkiye için sürdürülebilir bir büyümenin sağlanmasında dış ticaret dengesinin sağlanması hayati bir önem taşımaktadır.

79

KAYNAKÇA

Aslan, N. (2013). Ekonomik Küreselleşme: Tarihi, boyutları ve sonuçları, ekonomik entegrasyon küresel ve bölgesel yaklaşım.

Atalay, I. (2011). 02 15, 2020 tarihinde Türkiye’nin dış ticaretinde serbest ticaret anlaşmaları hakkında bilgi ve değerlendirme notu. TOBB,: http://wwwtobborgtr, adresinden alındı

Aydın, A. K. (2013). Serbest ticaret anlaşmalarının yeri ve türkiye’nin dış ticaretinin geliştirilmesindeki önemi. (Erişim Tarihi: 06.03.2020). 2020 tarihinde http://www.mfa.gov.tr/default.en.mfa adresinden alındı

Doğan, A., & Uzun, A. (2014). 2014 Serbest ticaret anlaşmalarının türkiye’nin dış ticaretine etkileri. Cukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi,. 325-343.

Eren, M. (2013). Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarının dış ticaretine etkileri ve sorunlar. Maliye Finans Yazıları.

Ertürk, E. (2002). Uluslararası iktisadi birleşmeler, teori ve Türkiye'nin içinde bulunduğu iktisadi birleşme hareketleri. 213.

Gürlesel, C. F., & Alkin, K. (2010). Gürlesel, C. F. ve Alkin, K. (2010). Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşmaları’na Türkiye’nin de dahil edilmesi. İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları.

Hur, J., & Park, C. (2011). Do free trade agreements ıncrease economic growth of member countries. World Development, . 1283-1294.

Hur, J., & Park, C. (2012). Do free trade agreements increase economic growth of the member countries? World Development, 40(7), 1283.

80 KÜRESEL VE YEREL BAĞLAMDA SİYASET, TİCARET VE MUHASEBE

İİB,Serbest Ticaret Anlaşmaları Kılavuzu. (2020). 04 01, 2020 tarihinde İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği. Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) Kılavuzu: www.iib.org.tr. adresinden alındı

Karluk, R. (2007). Küreselleşen dünyada uluslararası kuruluşlar. 6. baskı İstanbul. Kekeç, S. (2010). Türkiye’nin Avrupa-Akdeniz ortakları ile serbest ticaret

anlaşmaları. Ortadoğu Analiz. 85-93.

Küçükahmetoğlu, O. (2013). Reel entegrasyon teorisi, ekonomik entegrasyon küresel ve bölgesel yaklaşım, (Der: Osman Küçükahmetoğlu, Hamza Çeştepe, Şevket Tüylüoğlu), Bursa:Ekin Basım Yayın Dağıtım. Bursa:Ekin Basım Yayın Dağıtım.

Liu, X. (2016). Trade agreements and economic growth. Southern Economic Journal, 82(4), 1374.

Özer, Y. (2013). Dünya ekonomisinde bölgeselleşme hareketleri, ekonomik entegrasyon küresel ve bölgesel yaklaşı. (H. Ç. Osman Küçükahmetoğlu, Dü.) 30.

Öztürkler, H. (2010). Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan serbest ticaret bölgesi türkiye için avrupa birliğine bir alternatif oluşturabilir mi?” Ortadoğu Analiz,. ortadoğo analiz.

Pınar, Ö., Boran, Ş., & Sevilmiş, G. (2013). Küreselleşme sürecinde yükselen aktör Serbest ticaret anlaşmaları ve Türkiye AR-GE bülten, Mart-Ekonomi. 3-9.

Seyidoğlu, H. (2007). Uluslararası iktisat (15 Baskı). İstanbul: Güzem Can Yayınları. Sova, R., & Sova, A. (2009). On the bilateral trade effects of free trade agreements between the EU-15 and the CEEC-4 countries. Review World Econ, 145, 192.

81

TUİK. (2016). Türkiye’nin STA Ülkelerinden İthalatı (milyon bin $). 02 12, 2020 tarihinde https://biruni.tuik.gov.tr/disticaretapp/menu.zul adresinden alındı TUİK. (2016). Türkiyenin STA Ülkelerine İhracatı 1 Milyon Bin $. 2 20, 2020

tarihinde https://birunituikgovtr/disticaretapp/menuzul adresinden alındı Urata, S. (2002). Globalization and the growth in free trade agreements. Asia-Pacific

82 KÜRESEL VE YEREL BAĞLAMDA SİYASET, TİCARET VE MUHASEBE

83

BÖLÜM 3

DEVRİM ÇITASI, LOKOMOTİF ETKİSİ VE TERCİH YANILTMASI: ARAP BAHARI SONRASINDA ORTADOĞU

REJİMLERİNİN KADERİ

Dr. Burak KÜRKÇÜ1

84 KÜRESEL VE YEREL BAĞLAMDA SİYASET, TİCARET VE MUHASEBE

85

GİRİŞ

Ortadoğu’da 2011 yılında peş peşe patlak veren halk protestolarının rejim karşıtı ayaklanmalara dönüşmesi sonucunda, Arap devletlerinin bir kısmında otoriter rejimler çökmüş ve bu hareketlenme literatüre Arap Baharı olarak geçmiştir. Pek çok öncü sinyale ve erken belirtiye rağmen, uzun yıllardır bölge ülkeleri üzerine yoğunlaşan pek çok akademisyenin ve uzmanın bu ayaklanmaları ve zamanlamasını önceden tahmin edemeyişi ise hala tartışma konusudur. Gause (2011: 11-26), bunun sebebini bölge üzerine çalışanların otoriter rejimlerin hayatta kalabilmesine ve istikrarına çok fazla odaklanmasından ötürü rejim çöküşlerini gözden kaçırmalarına bağlamaktadır. Peki bu Arap dünyasındaki otoriter rejimlerin çöküşünü önceden tahmin edebilmenin bir yolu gerçekten var mıydı? Daha da önemlisi, protestolar neden bazı ülkelerde ayaklanmaya dönüşüp rejimleri devirirken diğerlerinde aynı sonucu vermemişti?

Bu çalışmanın hazırlanma amacı da bu sorulara cevap bulabilecek farklı bir bakış açısı getirerek, Ortadoğu Arap rejimlerinin geniş protestolar ve halk ayaklanmalarının ardından hayatta kalabilmesinin veya çöküşünün arka planındaki gerekçeleri anlayabilmektir. Timur Kuran tarafından daha önce Doğu Avrupa rejimlerinin çöküşlerini anlayabilmek için geliştirilen “Tahmin edilemezin tahmin edilebilirliği” kuramı ışığında Arap Baharı sürecine yaklaşan bu çalışma, seçilen vaka analizlerini inceleyerek protestoların ayaklanmaya dönüşünün ve rejimleri devirebilmesinin hangi şartlarda gerçekleşebildiği ya da hangi koşullar altında rejimlerin bu

86 KÜRESEL VE YEREL BAĞLAMDA SİYASET, TİCARET VE MUHASEBE

ayaklanmalardan sonra ayakta kalabildiği hususlarını değerlendirmektedir.

İlerleyen kısımlarda, Kuran’ın devrim çıtaları, çoğunluğa uyum sağlama ve tercih gizleme gibi kavramları ön plana çıkararak ortaya koyduğu kuramın ana hatları değerlendirildikten sonra otoriter rejimlerin istikrarına ilişkin literatüre genel bir bakış sunulmaktadır. Sonrasında ise vaka incelemesi olarak seçilen Mısır, Libya, Suudi Arabistan ve Ürdün’de Arap Baharı sırasında yaşanan gelişmelerin hangi sonuçları ortaya çıkardığı ve gerekçeleri detaylıca araştırılmaktadır. Böylelikle, iç ve dış faktörlerin yanında rejim tiplerinin bu sürece etkileri ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır.