• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, araştırmadan elde edilen bulgular ışığında ulaşılan sonuçlar belirtilmiş ve elde edilen sonuçlara ilişkin geliştirilen öneriler sunulmuştur.

Araştırmada; evli bireylerin öfke ifade tarzları ile evlilik uyumları arasındaki ilişki incelenmiştir. Evlilik Uyumu ve Sürekli Öfke-Öfke Tarz ölçeklerinden alınan puanların çalışmada belirlenen sosyo-demografik değişkenler açısından farklılaşıp farklılaşmadığına bakılmıştır. Buna göre; Evlilik uyumu puanlarının eğitim, meslek, evlilik süresi, sahip olunan çocuk sayısı, bir işte çalışıp çalışmama, algılanan ekonomik durum, eşle yaşanan iletişim problemi sıklığı, kök ailelerden kaynaklı problem yaşama sıklığı ve diğer insanlarla olan ilişkilerin değerlendirilmesi değişkenleri açısından anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmektedir. Sürekli Öfke- Öfke Tarz puanlarına bakıldığında ise cinsiyet, meslek, bir işte çalışıp çalışmama, eşle yaşanan iletişim problemi sıklığı, kök ailelerden kaynaklı problem yaşama sıklığı ve diğer insanlarla olan ilişkilerin değerlendirilmesi değişkenleri açısından anlamlı düzeyde bir farklılaşmanın belirlendiği görülmektedir.

Bireylerin Sürekli Öfke-Öfke Tarz puanları, evliliklerinde uyumlu ve uyumsuz olma durumları açısından karşılaştırıldığında; Sürekli Öfke, Öfke İçe ve Öfke Dışa alt ölçeklerinde anlamlı düzeyde bir farklılaşma olduğu bulgulanmıştır.

Araştırmada belirlenen sosyo-demografik değişkenlerden evlilik uyumunu yordama derecesi en yüksek olanlar arasında kök ailelerden kaynaklı problem yaşama sıklığı, eşle yaşanan iletişim problemi sıklığı ve evlilik süresi bulunmaktadır.

Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında aşağıda bazı öneriler sunulmuştur. Buna göre;

1. Evlilik ilişkisi içinde uyumu etkileyen pek çok etmen bulunmakla birlikte, eşler açısından bu faktörlerin ve süreçlerin uyuma nasıl bir etki yarattığını derinlemesine anlayabilmek amacıyla evli çiftlerden oluşan daha küçük gruplarla niteliksel özellikte çalışmalar yapılabilir.

2. Araştırma İzmir ilinde yaşayan gönüllü evli çiftlerle yürütülmüştür. Katılımcıların belli bir bölgeden seçilmiş olması ve katılımcı sayısının sınırlı olması sonuçların genellenebilirliği konusunda bir takım kısıtlılıklara neden olmaktadır. Bu açıdan, benzer çalışmaların daha geniş örneklem ve evren üzerinde yapılması sonuçların genellenebilirliğine olumlu katkı sağlayacaktır.

3. Araştırmada, evli bireylerin öfke ifade biçimlerine yönelik Sürekli Öfke- Öfke Tarz Ölçeği kullanılmıştır. Öfke ifade tarzlarının evli bireylere özgü olarak değerlendirme yapılmasının önemi dikkate alındığında, evlilik sürecinde yaşanan öfke tarzlarını ölçen farklı bir ölçme aracının geliştirilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

4. Araştırmada evlilik uyumuna etki edeceği düşünülen bazı değişkenler analiz edilmiştir. Buna göre, yapılan regresyon analizinde üç değişkenin evlilik uyumuna ilişkin toplam puanlarındaki varyansın % 51’ini

açıkladığı görülmüştür. Bu durum, uyuma yönelik geride kalan yüzdenin açıklanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu açıdan; evlilik uyumu ile ilgili diğer değişkenlerin belirlenmesinin (kişilik tipleri, cinsel doyum, beklentiler, empatik yaklaşım, sorun çözme becerileri, sorumluluk yüklemeleri, sadakat, bağlılık…vb.) uygun olacağı düşünülmektedir. Söz konusu değişkenlerin evlilik uyumu ile ilişkisinin incelendiği yeni araştırmaların yapılması önerilebilir.

5. Araştırma kapsamında evli bireylerin öfke ifade tarzlarının belirlenmesine yönelik Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin uygulamasının daha çok ergenlere, üniversite öğrencilerine, yöneticilere psikolojik danışma için başvuruda bulunan bireylere ve hipertansiyon hasta gruplarına uygulandığı, ölçeğin normal popülasyonda uygulamalarının oldukça sınırlı olduğu, özellikle evli bireylere uygulanan çalışmaların bulunmadığı görülmektedir. Evlilik uyumunun diğer bazı değişkenlerle (evlilik süresi, evlenme yaşı, evlenme biçimi, çekirdek/geniş aileye mensup olma, kök aile sorunları) ilişkisinin araştırıldığı çalışmalara ilgili alanyazında rastlanılmamıştır. Ölçeğin evli bireylere yönelik uygulamasının yapıldığı bu araştırma, literatürde tek olma özelliği taşımakla birlikte ilgili örneklem grubuyla yapılacak çalışmaların çoğaltılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.

6. Sağlıklı bir evlilik ilişkisi sürdürme konusunda çiftlerin öncelikle varolan sorunlarını fark etmeleri, çözümlemeleri ve uyumsuzluklarla baş edebilmeleri konusunda desteklenmeleri gerekmektedir. Eşler arasında yaşanan duygusal ve davranışsal problemler, yardım almadıkları taktirde, evlilik doyumlarını etkilemenin yanı sıra, yaşam kalitelerini de düşürmektedir (Akgün ve Uluocak, 2010). Evlilik ilişkilerine yönelik geliştirilecek programlar profesyoneller eşliğinde uygulanarak olumsuz sonuçlar yaşanmadan ilişkinin sürmesine ve sağlıklı gelişmesine katkı

sağlayabilir. Geliştirilen programların etkililiğini ortaya koymak üzere yapılacak deneysel çalışmaların da alanyazında sınırlı sayıdaki deneysel çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

KAYNAKÇA

Açık, Ö. (2008). Evlilik uyumu ve bağlanma stilleri arasındaki ilişki, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Akar, H. (2005). Psikiyatrik yardım talebi olanlar ile yardım talebi olmayan ve boşanma aşamasında olan çiftlerde; çift uyumu ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin karşılaştırılması. Yayınlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 12. Psikiyatri Birimi, İstanbul.

Akgün, R. ve Uluocak P.G. (2010). Evlilikte etkili iletişim ve problem çözme. Aile ve Toplum Dergisi, Sayı:23(6).

Aktaş, S. (2009). Eşlerden birinin kaygı düzeyi ile evlilik uyumu arasındaki ilişkinin belirlenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Akmaz, N. (2009). Eğitim yöneticilerinin bağlanma stilleri ve sürekli öfke ve öfke ifade tarzları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Albayrak, B. ve Kutlu, Y.(2009). Ergenlerde öfke ifade tarzı ve ilişkili faktörler. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2(3), 57-69.

Alkan, E. (2008). Cinsel işlev bozuklukları ve kişilerarası tarz, öfke, kendilik algısı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler enstitüsü, Ankara.

Altıntaş, E. ve Gültekin, M. (2005). Psikolojik Danışma Kuramları. İstanbul: Aktüel Yayınları.

Arslan, S.H., Alparslan, N.Z. ve Ünal, M. (1998). Distimik bozuklukta öfke, kaygı ve depresyon eğilimlerinin bilişsel alt yapısıyla ilgili bir çalışma. Düşünen Adam Dergisi, Sayı: 11(3), 33-38.

Avcı, R. (2006). Şiddet davranışı gösteren ve göstermeyen ergenlerin ailelerinin aile işlevleri, öfke ve öfke ifade tarzları açısından incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.

Aziz, A. (2003). Araştırma Yöntemleri Teknikleri ve İletişim. (3. Baskı). Ankara: Turhan Kitapevi Yayınları.

Azizoğlu, B.S. ve Hovardaoğlu, S. (1996). Evlilik için karşılaştırma düzeyi ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, Sayı: 11(38),66-76.

Bal, H. (2007). Evli çiftlerde evlilik uyumunu etkilediği düşünülen bağlanma stilleri ve cinsiyet rolleri ile evlilik uyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin.