• Sonuç bulunamadı

Evlilik uyumu, evlilik ilişkisi, evlilik doyumu gibi pek çok kavram son yıllarda yalnızca psikologlar ve psikiyatrlar tarafından değil farklı alanlardaki araştırmacının da çalışmalarında temel oluşturmuş, ilgi uyandırmıştır. Farklı uzmanlık alanları çerçevesinde bu kavramları temel alan çok sayıda araştırma yapıldığı görülmektedir. Literatüre bakıldığında evlilik 2 biçimde değerlendirilmektedir. İlk terim evliliğin iptali olup, boşanma, ayrılık, terk etme gibi

Evlilik Öncesi Değişkenler Sosyal ve Kişisel Kaynaklar Evlilik Uyumu Yaşam Stilindeki Memnuniyet Evlilikteki İlişkilerdeki Deneyimler Duygular İletişimin Etkisi Rol-Fit İletişimin

konuları içeren evliliğin sürekliliği kavramıdır. Sürekliliği olan bir evlilik eşlerden birinin ölümüyle sonlanır, istikrarsız evlilik ise eşlerden birinin ya da her ikisinin isteği ile evliliğin sonlandırılmasıdır. Diğer terim ise, evlilik devam ediyorsa evlilik kalitesi kavramıdır. İlgili kavram; evlilik süresi içinde evliliğin nasıl olduğu, eşlerin neler hissettiği ve bu durumdan nasıl etkilendiğiyle ilintilidir. Evlilik uyumu, doyumu, mutluluğu kavramları evlilik ilişkisini tanımlamak için kullanılan kavramlar arasındadır. Genel olarak evlilik kalitesi uyum ve doyumu içeren genel bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Evlilik uyumu subjektif bir değerlendirme olup, yüksek evlilik kalitesi, iyi uyum, yeterli iletişim olup doyum ve mutluluğun yüksek olduğu düşünülmektedir (Spainer, 1979). Yapılan çalışmalarda bahsedilen kavramların nasıl ölçüleceği ve nasıl tanımlanacağı konusunda fikir birliği oluşturulamasa da bu kavramların içeriklerinin benzer olduğu, her birinin etkileşimi ve tutumları betimlediği ileri sürülmektedir. Özellikle evlilik uyumu ve evlilik doyumu kavramları, aralarında korelatif bir ilişki olması nedeniyle çok sık birbirine karıştırmakta ve eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Doyumlu çiftlerin aynı zamanda uyumlu çiftler olduğu bu iki kavramın birbirinden farklı kavramlar olmadığı belirtilmektedir. Çiftlerin uyumundan söz edildiğinde evlilik doyumunda da olduğu üzere genellikle eşlerin öznel algılarının aralarındaki ilişkinin niteliğini belirlemektedir. Evlilik uyumu ayrıca bireylerin evliliklerinden ya da birlikteliklerinden duyduğu memnuniyeti ve mutluluğu olarak da tanımlanmaktadır. (Erberk ve diğer., 2005).

Evlilik uyumu; eşlerin evliliklerini tüm yönleriyle gözden geçirip, bireysel olarak hissettikleri memnuniyet düzeyi olarak tanımlanırken başka bir tanımda ise bireylerin evlilik ilişkisinde öznel gereksinimlerini karşılama derecesine yönelik algısı olarak tanımlanmaktadır. 1984-1995 yılları içinde yapılan uzun soluklu çalışmalarda 24 bin bireyle çalışılmış, bireylerin evlenmeleriyle birlikte kısa dönem bir iyilik halinin olduğunu, nihayetinde evlenmeden önceki durumlarına dönecekleri, bu nedenle evlenmeden önceki yaşamlarından memnun olanların evliliklerinin devamlılığının sağlanmasının daha olası olduğu sonucuna varılmıştır. (Demiray, 2006).

Locke ve Williamson (1958) ise evlilik uyumunu; çatışmaların çözümlenebildiği, evlilikten ve eşler arası doyumun hissedilebildiği, ortak aktivite/faaliyetlerin ve karşılıklı beklentilerin karşılanması olarak tanımlamıştır.

Bazı yazarlar, evlilik uyumu bir süreç olarak tanımlanmış, bu tanımlamaya göre de evlilikte uyum; eşlerin belli bir süre içinde, birbirlerine uygun olarak değişmeleri biçiminde yorumlanmıştır. Belli bir zamanda, bir çiftin uyumu, birçok farklı durumun dengesi ve ilişkiyi etkileyen birçok unsurun bir araya gelmesi ile belirlenmektedir. Evlilik uyumunu etkileyen faktörler şu şekilde sıralanmıştır:

1- Eşler arasında fikir birliği, 2- Fikir ayrılığını düzeltmek için kullanılan yöntemler, 3- Evli olmaktan duyulan memnuniyet/pişmanlık, 4- Evlilikte sürdürme/ayrılmanın ya da boşanmanın düşünülmesi, 5- Eşe karşı şikâyetlerin ifadesi, 6- Eşlerin evlilikten aldıkları doyumun bireysel değerlendirilmesidir (Çakır, 2008).

Evlilik uyumu sürecinin sonuçları da şu etkenlere göre belirtilmiştir:

1- Çiftler arasında sorun yaratan farklılıklar, 2- Kişilerarası gerilim ve bireysel kaygı, 3- Çift doyumu, 4- Çift birlikteliği, 5- Çiftlerin işlevselliğinde önemli olabilecek konularda görüş birliğidir (Çakır, 2008).

Evlilik yaşantısının hem bireyler hem de toplumlar açısından önemli olması sebebiyle eşler arasındaki uyuma odaklanan araştırmacılar bunun nedenin; evlilik uyumunun hem aile içi hem de aile dışı ilişkilerin belirleyicisi olarak giderek önem kazanmasından kaynaklı olduğunu düşünmelerinden ileri geldiğini belirtmektedirler. Kişilerin evlilik uyumlarının sosyal uyumları üzerinde etkili olduğunu, evlilik uyumu ile sosyal uyum arasında pozitif yönde bir ilişkinin olduğunu gösteren çalışmalar, bu

görüşü destekler niteliktedir (Fışıloğlu, 1992; akt: Ergin, 2008; Kitamura ve diğerleri., 1998,).

Aile sorunlarına neden olan faktörlerin araştırılmasında evlilik uyumu en çok üzerinde durulan değişkenlerden birisidir. Bunun nedeni, evlilik uyumunun hem aile içi, hem de aile dışı ilişkilerin belirleyicisi olarak gittikçe önem kazanmasıdır (Fidanoğlu, 2007).

Akar (2005)’ a göre ise çiftlerin uyumunda bireylerin öznel algısı dışında aralarındaki ilişkinin niteliği değerlendirilmeli, bu nedenle eşlerin her birinin evlilik uyumuna yönelik ilişkiyi sürdürebilme kapasiteleri üzerinde durulmalıdır.

Eşler arasındaki uyum çeşitli değişkenler açısından incelendiğinde, 5 faktör üzerinde durulmuştur. Bu faktörler aşağıdaki biçimde ele alınmaktadır.

(a)Bireyin evliliğine ilişkin doyum hissi mutluluk faktörü, (b) eşlerin günlük aktivitelerin ne kadarını birlikte yaptığını içeren etkileşim faktörü, (c) ilişkideki sözel ve fiziksel çatışmanın sıklığı ve yoğunluğunu gösteren anlaşmazlık faktörü, (d) eşlerin kişisel özellikleri ya da davranışsal özelliklerinden (kıskançlık, kolay incinme, çabuk sinirlenme, savurganlık, alkol alma gibi) kaynaklanan problemler faktörü ve (e) evliliğin problemli olduğunu ve boşanma olasılığını düşünme, eş ya da arkadaşlarla boşanma olasılığı hakkında konuşmayı içeren boşanma eğilimi faktörüdür. (Johnson ve diğerleri, 1986; akt: Ergin, 2008).

Larson ‘un 2002 yılında yaptığı çalışmada evliliği etkileyen faktörler üzerinde bir model oluşturmuş, çalışmasına “Evlilikte Üçgen Modeli” adını vermiştir. Larson ‘un kuramına göre model 3 temel başlık altında ele alınmıştır;

a. Bireysel Özellikler: Sorunlar: Stresle başa çıkma güçlüğü, işlevsel olmayan düşünceler, aşırı tepkisellik, aşırı kızgınlık ve saldırganlık, tedavi edilmemiş depresyon, kronik irritabilite, aşırı utangaçlık. Olumlu özellikler: Dışadönüklük, esneklik. Özgüven, iddialılık, teslimiyet, Aşk.; b. Çift Özellikleri : Sorunlar; Negatif ilişki tarzları. Olumlu Özellikler: İletişim ve çatışma çözme becerileri, yakınlık, güç paylaşımı veya kontrolü, uzlaşma.; c. Çevresel Etmenler: Aileden bağımsızlaşabilme, anne babanın evliliği, anne babanın ve arkadaşların desteği, iş stresi, ebeveyn olmanın stresi, dışarı uğraşlarının gerilimi, diğer stresörler - borçlanma, sağlık, eşin yakın akrabaları- (akt; Akar, 2005).