• Sonuç bulunamadı

Ulusal ekonomilerin dünya piyasalar› ile bütünleflmesi ve iktisadi karar süreç-lerinin dünyadaki sermaye birikimine yönelik dinamikler ile belirlenmesi küre-selleflme olgusunun oluflturdu¤u yeni ekonomik düzenin bir parças›d›r.

Bafllang›çta ekonomide serbestleflme, ihracata dönük büyüme modeli olarak sunulan bu yeni dönüflüm kendi amac›n› aflarak yeni bir de¤iflime neden olmufl, ulus devlet anlay›fl› ve örgütlenme biçimi afl›nd›r›lmaya bafllanm›flt›r.

Böylece büyük sermayenin hiçbir zorlukla karfl›laflmadan dünya pazarlar›nda dolaflabilece¤i yeni bir ekonomik düzen oluflmufl ve ulus devletlerin hareket alan› daralt›larak, politikalar› önemli ölçüde k›s›tlanm›flt›r. Günümüzde ulus-lararas› sermaye, ulus devletten kaynaklanan hiçbir bask› ile karfl›laflmadan küresel bir pazara ulaflabilmekte ve sonuçta ülkeler aras›nda sermaye fak-törünün önemi giderek artmaktad›r.

Bu düzende sermaye art›k kendi ülkesinde de¤il dünyan›n herhangi bir yerinde yat›r›m karar› verebilmek için özgür bir hale gelmifltir. Özellikle 1990’l› y›llar-da geliflmifl ülkelerdeki faizlerin belirgin bir flekilde düflmesi ve geliflmekte olan ülkelerdeki düflük vergi oranlar›, yüksek faiz oranlar› ve kur politikalar›, sermaye hareketlerinin geliflmekte olan ülkelere kaymas›n›n önemli neden-leridir.

Bu durum yat›r›mlar aç›s›ndan özellikle k›sa vadeli sermaye hareketlerini ön plana ç›karm›flt›r. Sermaye ak›fl›n› uyaran etkenlerin de¤iflmesi bu ülkelere akan sermayenin niteli¤ini, kaynaklar›n› ve sonuçlar›n› da de¤ifltirmifltir.

1990’l› y›llarda geliflmekte olan ülkelere akan sermaye daha seçici, ak›flkan, k›sa vadeli ve spekülatif bir nitelik kazanm›flt›r.

Son y›llarda ise uluslararas› do¤rudan yat›r›mlar›n dünya ekonomisindeki h›zla artan hacmi ve belirleyici rolü, ülkelerin bu yat›r›mlara daha fazla ilgi göster-mesine neden olmufltur. 2000 y›l›nda uluslararas› do¤rudan yat›r›mlar (UDY) 1.4 trilyon dolar ile rekor seviyesine ulaflm›flt›r. Bu tarihten sonra 2003 y›l›na kadar düflüfl e¤ilimine giren UDY ak›mlar› 2004 y›l›ndan itibaren yeniden art-maya bafllam›flt›r. 2006 y›l›nda da yaklafl›k %38 oran›ndaki art›flla 1.3 trilyon ABD dolar› seviyesine ulaflm›flt›r. Bu rakam 2000 y›l›ndan sonra gerçekleflen en yüksek UDY ak›m›d›r. Dünya genelinde devam eden ekonomik büyüme UDY’lerin artmas›nda büyük paya sahiptir. Di¤er yandan, uluslararas›

birleflme ve sat›n almalardaki art›fl, yeniden yat›r›ma dönüfltürülen kazançlar-daki art›fl, geliflmekte olan ve geçifl dönemi ekonomilerindeki yeni (greenfield) yat›r›mlarda art›fl, artan do¤al kaynak ihtiyac› ve emtia fiyatlar›na ba¤l› olarak, do¤al kaynak istihraç sanayilerinin faaliyetlerinde art›fl; UDY’lerin 2006 y›l›nda rekor seviyede artmas›na neden olmufltur.

Türkiye’de ekonomisinde 2001 y›l›ndan sonra yakalanan istikrar ortam› ve iktisadi büyümenin son 22 çeyrekte artan bir seyir izlemesi, yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi, AB ile tam üyelik müzakereleri sürecinin öngürülebilirlik

%70’e yak›n› 2003-2006 dönemini kapsayan son dört y›lda gerçekleflmifltir.

Türkiye ekonomisi özellikle 2005 ve 2006 y›llar›nda uluslararas› do¤rudan yat›r›m çekme performans› bak›m›ndan rekor bir seviyeyi yakalam›flt›r.

2006 y›l›nda Türkiye’ye gelen do¤rudan yabanc› sermaye dünyadaki di¤er ülkelerdeki geliflmelerle paralellik gösterse de 2006 y›l›nda tüm dünya ülkeler-ine yap›lan do¤rudan yabanc› yat›r›mlardaki y›ll›k art›fl %34.3 iken Türkiye’de bu oran %105.7 olarak gerçekleflmifltir.

Türkiye ekonomisinde yeterli tasarruf fazlas› yarat›lamad›¤› için do¤rudan yabanc› yat›r›mlar ülkemiz aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Ancak yabanc›

sermaye gidece¤i ülkeyi belirlerken baz› kriterleri göz önüne almakta ve ulus-lararas› firmalar›n bir ülkeye veya bir sektöre yat›r›m yapma karar› al›rken hangi faktörleri de¤erlendirdikleri konusu ön plana ç›kmaktad›r.

Firmalar, yat›r›m yapacaklar› alanlar› belirlerken öncelikli olarak ekonomik koflullar› de¤erlendirmekte, bunun yan› s›ra pazar koflullar›, sektörel faktörler, yasal düzenlemeler, siyasi faktörler ve benzeri koflullar› da dikkate almaktad›r.

Bunlar›n d›fl›nda, vergi sisteminin yat›r›m ortam›n› daha cazip k›lacak flekilde düzenlenmesi ve özellikle istihdam, karl›l›¤› etkileyecek kurumlar ve kar trans-feri vergileri ile d›fl ticaret üzerinden al›nan vergilerdeki farkl›l›klar, yat›r›m karar›n› etkileyen unsurlar olarak kabul edilmektedir.

Türkiye ekonomisinde de yat›r›m ortam›n› iyilefltirme yönünde önemli ad›mlar at›lmaktad›r. ‹lk olarak ekonomik faktörler ba¤lam›nda ülkedeki ekonomik istikrar›n sa¤lanmas›na önem verilmifl ve ekonomik büyüme oran› istikrarl› bir art›fl trendine girmifltir. Enflasyon rakamlar› önemli ölçüde düflürülmüfl ve mali disiplin çerçevesinde kamu kesimine iliflkin veriler düzeltilmifltir. Bu ba¤lamda kamu aç›klar› düflürülmüfl kamu borçlar› ve bütçe üzerindeki faiz yükü azalt›lm›flt›r. Ekonomik anlamda yaflanan bu düzelmelerin yan› s›ra ekonomi genelinde özel kesimin tasarruflar›n›n düflmesi ve borç yükünün artmas›, iflsiz-lik oran›n›n hala yüksek olmas› ve en önemlisi enerji fiyatlar›ndaki art›fl ile ithalata dayal› yat›r›mlardaki art›fl›n d›fl ticaret aç›klar›n› art›rmas› cari ifllemler aç›klar›n›n oldukça artmas›na neden olmufltur.

Ekonomik performanstaki iyileflmelerin yan› s›ra kamu kesimi yat›r›mlar›

teflvik için yap›sal düzenlemeleri gerçeklefltirmeye devam etmektedir. Yasal anlamda yat›r›mlar› teflvik edici düzenlemelerle birlikte vergisel anlamda da reform niteli¤inde düzenlemelere gidilmifltir. Ancak kendi ülkemizde yapt›¤›m›z geliflmelere paralel olarak dünya ekonomisindeki geliflmeler de ekonomimizi etkileyici faktör olarak görülmesi gerekir. Özellikle ABD de

yaflanan konut kredisine iliflkin sorunlar ve buna ba¤l› olarak finansal piyasalarda yaflanan çalkant›lar dünya büyüme rakamlar› ile birlikte ülkem-izdeki ekonomik dengeleri de etkileyecektir. Dünya genelinde Amerikan ekonomisine iliflkin beklentilerin ve geliflmelerin, küresel geliflmeleri büyük ölçüde belirleyece¤i; buna karfl›n, di¤er ülkelerin küresel geliflmelere katk›s›n›n söz konusu ülkelerin Amerikan ekonomisindeki geliflmelerden ne ölçüde etkilendiklerine ba¤l› olaca¤› düflünülmektedir. Bir di¤er deyiflle, küre-sel geliflmeler, özellikle Avrupa ülkeleri ve Asya ülkelerinin Amerikan ekonomisindeki geliflmelere efllik edip etmeyece¤ine göre flekillenecektir.

Bu çal›flmada da önümüzdeki dönemde ülkemizde yat›r›m yapacak veya yap-makta olan yerli veya yabanc› flirketlerin yat›r›m kararlar›n› etkileyecek faktör-ler belirlenmeye çal›fl›lm›flt›r.

Çal›flman›n anket de¤erlendirmelerinde yat›r›mc›lar›n yat›r›m kararlar›n› belir-lemede en önem verdikleri husus ekonomik faktörler olarak ç›km›flt›r ve fak-törler önem s›ras›na göre afla¤›daki gibi s›ralanm›flt›r;

1. Ekonomik faktörler (%17,7), 2. Sektörel faktörler (%17,5),

3. Pazar pay›na iliflkin faktörler (%17,3), 4. Vergisel faktörler (514,8),

5. Siyasi faktörler (%12,7),

6. Yasal çerçeve ve düzenlemeler (%12,0), 7. Bürokratik faktörlerdir (%8,0).

‹kinci k›s›mda yer alan anket bulgular› do¤rultusunda ortaya ç›kan sonuçlar›

dikkate ald›¤›m›zda yeni yat›r›mlar›n artt›r›lmas›na iliflkin olarak flu hususlara dikkat çekebiliriz;

üzerinde oluflturdu¤u daralt›c› etki devam etmektedir. IMF ile hali haz›rda sürdürülen stand-by anlaflmas›n›n süresinin may›s ay›nda doluyor olmas› talep üzerinde iyilefltirici yönde politikalar›n gündeme al›nmas› konusunda önemli bir f›rsat oluflturmaktad›r.

• Yine hukuk sisteminin düzgün ifllemesi, zaman›nda ve adaletli kararlar›n ç›kmas› da kat›l›mc› firmalar›m›zca önemsenen hususlardand›r. Bu hususta Türkiye’nin iç hukukun yan› s›ra, taraflar›n belirleyecekleri hakemler ve uygu-lanacak hukuk kurallar›n›n taraf iradelerine b›rak›ld›¤› tahkim yöntemini etkin biçimde uygulamas› durumunda, özellikle yabanc› yat›r›mlar› çekebilece¤i ve bölgede Eski Sovyetler Birli¤i ülkelerinden ayr›lan ülkeler için de merkez haline gelebilece¤i yönünde görüfller dile getirilmektedir.

• Kat›l›mc› firmalar›m›z›n yat›r›m kararlar›n›n al›nmas› ve mevcut yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi hususunda önem atfettikleri bir di¤er konu ise iflgücü maliyetlerinin yüksekli¤idir. Gerçekten de, sektörel bazda rekabet içerisinde oldu¤umuz bir çok ülke ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda Türkiye’de iflgücü maliyet-lerindeki art›fl dikkat çekmektedir. Türkiye’deki iflgücü maliyetleri 2006 y›l›nda 7,40 Euro/Saat civar›nda hesap edilmektedir. Bu rakam Çin’de 1,10 Euro/Saat iken, AB’ye yeni üye olan devletlerden Bulgaristan’da 1,50 Euro/Saat, Çek Cumhuriyeti’nde ise 6,40’t›r. Bu nedenle, özellikle sosyal güvenlik kesintileri alan›nda sa¤lanacak teflvikler, iflgücü maliyetlerinin rahat-lat›lmas› aç›s›ndan önemlidir.

• Türkiye ile ilgili olarak, çeflitli raporlarda yolsuzluklarla mücadelede ülkenin isteksiz göründü¤ünün ima edilmesi bu alanda daha çok ad›m at›lmas›

gereklili¤ini ortaya koymaktad›r. Bu alanda at›lacak ad›mlar, piyasalarda yol-suzluklar›n meydana getirdi¤i ifl risklerini azalt›lmas›na yard›mc› olarak, yat›r›m ortam›n›n iyileflmesine katk› sunacakt›r.

• Vergisel alanda dünya ülkeleri aras›nda do¤rudan yabanc› yat›r›mlar›

çekmede k›yas›ya bir rekabet yaflanmaktad›r. Vergi rekabeti çerçevesinde gerçeklefltirilen vergi indirimleri ülkeler aras›ndaki bu mücadelenin en belirgin fleklini oluflturmaktad›r. Zira yapt›¤›m›z anket sonuçlar› yat›r›mc›lar aç›s›ndan vergi indiriminin önemini aç›k bir biçimde ortaya ç›karmaktad›r. Türkiye, özellikle son y›llarda Gelir ve Kurumlar vergilerinde yapt›¤› düzenlemelerle vergi indirimi alan›nda dünyadaki geliflmelere önemli ölçüde uyum sa¤lam›fl bulunmaktad›r. Ancak dünya ülkelerine bak›ld›¤›nda yabanc› yat›r›mlar›

çekmede vergi indirimlerinin yan› s›ra di¤er vergisel tedbirlere de önem veril-di¤i görülmektedir. Özellikle Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Letonya,

Litvanya, Malta, Estonya, Polonya, Slovakya gibi ülkelerde vergi indirim-lerinin yan› s›ra yat›r›m indirimi ve vergi tatili gibi uygulamalar ön plana ç›kmaktad›r. Ülkemizde ise yabanc› yat›r›mlar› çekmeye yönelik olarak Gelir ve Kurumlar vergilerinde oransal anlamda yap›lan düzenlemelerin haricinde belirgin nitelikte baflka herhangi bir tedbire baflvurulmad›¤› görülmektedir.

• Sistemimizde mevcut olan ve ço¤u zaman yabanc› yat›r›mlar› teflvike yöne-lik vergisel tedbirler olarak adland›r›lan indirim ve istisna uygulamalar›n›n ço¤u, esasen teknik gerekçelerle getirilmifl uygulamalar olup ço¤u dünya ülkelerinde zaten yürürlükte bulunmaktad›r. Söz konusu uygulamalar bu anlamda Türkiye aç›s›ndan bir rekabet üstünlü¤ü yaratmamaktad›r.

• Türkiye’nin do¤rudan yabanc› yat›r›mlar› çekmede rekabet gücünü art›rabilmesi bak›m›ndan yat›r›m indirimi uygulamas›n›n tercihli bir yap› ile ve büyük yat›r›mlara yönelik olarak sistemimize yeniden dahil edilmesi büyük bir önem tafl›maktad›r.

• Yine rakibimiz konumundaki birçok ülkede ön planda olan ve ülkemizde sanayi yat›r›mlar›nda hiç rastlamad›¤›m›z vergi tatili uygulamalar›na da sis-temimizde yer verilmesi gerekmektedir.

• Vergisel alanda Türkiye’nin rekabet gücünü art›rma potansiyeline sahip ted-birlerden biri de zararlar›n nakline iliflkindir. Türkiye’de firmalar aç›s›ndan zararlar›n sonraki y›llara nakli 5 y›l ile s›n›rl› tutulmufl olup, geriye nakil uygu-lamas›na ise hiç yer verilmemifltir. Dünya ülkelerine bak›ld›¤›nda ise zararlar›n nakli konusunda çok daha esnek uygulamalar›n varl›¤› dikkat çekmektedir.

Zararlar›n ileriye nakline iliflkin olarak baz› ülkelerde zamansal k›s›t 5 y›l ile s›n›rl› kalmay›p 20 y›la kadar ç›kar›l›rken (ABD), baz› ülkelerde ise zararlar›n ileriye nakline süresiz imkan sa¤lanm›flt›r (Azerbaycan, Ürdün). Yine baz›

Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da ileriye nakil ile yetinilmemifl zararlar›n geriye nakli uygulamas›na da sistemde yer verilmifltir (ABD, Hollanda). Bu anlamda Türkiye’nin rekabet gücünü art›rabilmesi bak›m›ndan zararlar›n

Benzer Belgeler