• Sonuç bulunamadı

2.3. Başarı yönelimleri ile ilgili kuramlar ve kavramlar

2.3.3. Hedef türleri

2.3.3.4. Smart / Akılcı hedefler

Her canlının belirli bir hedefi vardır ve bu hedefler üzerine her canlı yaşamına dair planları inşa eder. İnsanoğlu, her ne kadar belirli bir yaşa kadar ebeveynlerinin onların yerine aldığı kararlar karşısında koruma altında olsa da belirli bir yaştan sonra her birey kendi kararlarını alma, hedeflerini belirleme ve bu hedeflere ulaşmada izledikleri rotanın başarılı ya da başarısız olma durumuna bağlı olarak mutluluk ya da mutsuzluğu tatma durumundadır. Böyle bir ortamda bireyler hedeflerine tam anlamıyla ulaşıp hata payını en aza indirmek adına hedeflerde bazı düzenlemeler yapma durumunda kalır (Zajas ve Zajas, 1994). Eğitim durumumuz, potansiyelimiz, becerilerimiz, yeterliliklerimiz, imkanlarımız ve karşılaşımıza çıkabilecek olası durumlar gibi faktörleri de göz önünde bulundurarak

70

kendimize akılcı (S.M.A.R.T.) hedefler belirleyip gerekli değişiklikler için cesarete sahip olmak tercih ve kararlarımızın isabetli olması açısından bize katkı sağlayacaktır (Astarlıoğlu, 1997).

“SMART Hedef” kavramı ilk kez, Kurumsal Planlama Uzmanı Dr. George Doran’ın, “There’s a S.M.A.R.T. Way to Write Management’s Goals and Objectives” adlı makalesiyle gündeme gelmiştir (Doran, 1981).

‘SMART’ "Specific Measurable Accepted Realistic Timely“ sözcüklerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş ve başlangıçta proje yönetiminde kullanılsa da zaman içerisinde eğitim ortamına da uyarlanmıştır. O'Neill ve Conzemius (2006), smart /akılcı hedeflerin tanımları değişiklik gösterse de genellikle belirli, ölçülebilir bir başarı hedefini kapsadığını ve belirli bir zaman çerçevesine bağlı olarak şekillendiğini dile getirmiştir. Akılcı hedefler, öğrencilerin okuma becerileri konusunda yeterlilik kazanma amacına paralel olarak öğrencilere kasıtlı düşünce süreçlerini organize etmelerine yardım etmek için tasarlanmıştır (Doran, 1981). Öğretmenler, öğrencilere akılcı hedefler çerçevesinde çalışmayı edindirerek öğrencilerine düşüncelerini organize etme konusunda yardımcı olabilirler. Bu şekildeki bir uygulamayla, öğretmenlerinin rehberliğinde gelişimlerini değerlendirmelerinin yanında karar verme sürecine öğrencilerin dâhil olması, ortaya çıkan ürünün öğrencilerin hem okuma-anlama hem de okumayla ilgili başarılarında öz-yeterlilik kazanmalarına olumlu bir katkı sağlaması kaçınılmazdır (Waleff, 2010).

Hedefler, bizi vizyona ulaştıracak bir araçtır. Her bir hedef düzeyi gerçekleştikçe vizyona adım adım yaklaşır ve nihayetinde vizyonu gerçekleştirebiliriz. Bu bağlamda, istek ve arzularımızın akılcı hedef olarak nitelendirilmesi bazı hususlara dayalıdır (Çetin, 2009). Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

Belirgin (Specific): Bandura ve Cervone (1983), alt hedef ve standartların açıklığı, meydan okunabilirliği ve zamana yakınlığı, hedefleri gerçekleştirmede gerekli olan çaba düzeyi ve türünü açıkça belirtmenin hedefe ulaşmada elverişli bir yol olduğunu savunur. Diğer bir ifadeyle, erişilebilir; ancak biraz zorlayıcı belirli hedeflerin en üst düzey motivasyonu sağladığı ifade edilir. Hedeflerin belirginliği öğrencilerin görev odaklı olmalarına yardımcı olabilir (Waleff, 2010). Hedefler açık, belirgin ve anlam kargaşasına yol açmayacak şekilde belirlenmelidir. Başka bir ifade ile hedeflerin net bir şekilde belirtilmesi, hem bireyin odak noktasının başarılacak hedefe yönelmesini sağlayacak hem de bireyin söz konusu hedefi başka bir zamana ertelemesini

71

engelleyecektir; böylelikle birey başarıya daha sağlam adımlarla yaklaşabilecektir (Latham, Borgogni ve Petitta, 2008).

Ölçülebilir (Measurable): Marzano (2003), öğrencilere etkili geribildirim sağlandığı takdirde bu durumun öğrenci gelişimi üzerinde %21 ile %41 arasında olumlu bir etki sağladığını vurgulamıştır. O'Neill ve Conzemius (2006), geribildirimin etkili olabilmesi için zamanında, belirli ve sürekli olması gerektiğini dile getirmiştir. Bazı öğretmenler geribildirim sağlamaktadır; ancak söz konusu öğretmenlerin summatif/özetleyici değerlendirme ölçütlerini kullanmaları, öğrenciye sadece bir ünite süresince gelişimini görme imkânı sunar. Bununla birlikte, Marzano (2003) geribildirimin etkili olabilmesinin hataların kabul edildiği ve öğrenciye öz-gelişim imkânı sunulduğu tekrarlanabilir bir öğrenme sürecine olanak sağlayan formatif/biçimlendirici değerlendirme ve ardından summatif/özetleyici değerlendirmeye bağlı olduğunu savunur. Bu nedenle, hedefler ölçülebilir olmalıdır ve ölçülmelidir. O'Neill ve Conzemius (2006), hedeflerin kendi zihinleri olmadığı, kendi adlarına hareket edemedikleri gerekçesiyle hedeflere dikkat edilmesi gerektiği konusuna dikkat çekmişlerdir. Ayrıca, hedeflerin büyümesi ve potansiyellerini geliştirmesi adına aktif bir rol üstlenen bilgili insanlara ihtiyaç olduğunu vurgulamışlardır.

Ulaşılabilir (Achievable): Dweck (1986), seviyeye uygun zorlayıcı görevlerin çoğu kez öğrencilerin yeteneklerini arttırma ve kullanmasını sağlamada en iyileri olduğunu ifade etmiştir. Ancak öğrenci potansiyeli üzerinde verilen görevler, öğrencinin öz- yeterliliği ile ilgili şüphe duymasına ve kendine dair hayal kırıklığı yaşamasına sebep olacağından öğrenciyi başarı hazzından uzaklaştıracaktır. Dolayısıyla, öğrenci seviyesi göz önünde bulundurularak öğrencilere ulaşılabilir hedefler oluşturmalarında öğretmenlere büyük görev düşmektedir.

Gerçekçi (Realistic): Margolis ve McCabe (2004) hedeflerin gerçekçi, makul ve erişilebilir tutulması gerekliliğini dile getirmiştir. Ayrıca, çabalayan öğrencilerin ılımlı bir çaba harcayarak elde edebilecekleri gerçekçi hedeflerin, aşırı derecede zor veya aşırı derecede kolay hedeflee kıyasla daha motive edici olduğuna değinmişlerdir. Aşırı derecede zor olan hedefler direniş veya umutsuzluğa yol açabilmektedir; çünkü çabalayan öğrenciler başarmanın imkânsız olduğu hissine kapılabilirler. Bunun aksine, aşırı derecede kolay hedefler ise öğrenci potansiyeli adına meydan okuyucu nitelikte değildir. Bu hedeflere erişildiğinde çabalayan öğrenciler, kendilerini başarılı hissetmezler (Waleff, 2010). Dolayısıyla; eğitim ortamında öğretmenlerin öğrencilere

72

hedef belirlemelerine yardımcı olurken onların hedefleri gerçekleştirme potansiyelini değerlendirerek uygun yönlendirmeler yapması yerinde olacaktır.

Zaman sınırlı (Time-bound): Hedefleri belirlerken her birey, o hedefin ne kadar süre içerisinde gerçekleşeceğini tahmin eder ki bu şekilde belirlenen hedef uygun zamanda başarıya ulaşabilir. O’Neill ve diğerleri (2006), zaman sınırlı hedeflerin öğrencide sorumluluk duygusu oluşturduğunu açıklayarak hedeflerin zaman sınırlı olma boyutunu tartışmıştır. Öğrenciden bir şeyleri başarmasını istemek güzel bir şeydir; ancak hedefleri zamana bağlı olarak sınırlamak öğrenciden periyodik olarak belirli aralıklarla hedefle ilgili öz-denetimini sağlamasını gerekli kılacaktır (Waleff, 2010). Öğrenci kendini her sorguladığında acaba hedefime belirlenen sürede etkili bir şekilde erişebilecek miyim diye öz-denetim sağlayacağından öğrencinin hedefe vaktinde erişmesi muhtemeldir.