• Sonuç bulunamadı

1858 yılında Petersburg’da şehrin ileri gelen bayanlarından Prenses T.V.Vasil’chikova, Kontes N.D Protasova ve Kontes Autonia Bludova tarafından Balkan Ortodoks Kiliselerine ve okullarına ihtiyaç duydukları araç- gereç ve kitapları göndermek amacıyla Moskova Slav Yardım Komitesi ‘ni (Moskow Slavic Benevolent Committee) kurmuşlardır. Bu amaca uygun olarak Ortodoks Manastırlarına yüklüce paralar göndermişlerdir.

Rus Dış İşleri Bakanı Gorchakov’a gönderilen dilekçede komitenin amaçları üç ana noktada belirtilmiştir.

-Güney Slavlarının Kilise, Okul ve diğer ulusal kurumlarını geliştirmek için para toplamak,

-Slav kilise ve okullarına kitap ve malzeme göndermek , -Moskova’ya eğitim için gelen Slavlara yardım etmek,

Komiteye destek verenlerin başında Rus Ortodoks Kilisesi gelmekteydi. Kilisenin komiteye bağış toplaması ve Balkanlardaki Ortodoks örgütlere yardım etmesi konusunda bir aracı olarak çalıştığı görülmüştür. Zaten üyeleri arasında kilise mensupları bulunmakta idi. Kilise mensupları Komitenin ateşli destekleyicisi ve koruyucusu idiler. Bunlar arasında Moskova Başpiskoposu Filaret önde gelenlerden birisiydi.110

109

Türkmenoğlu, E; a.g.e, s.11

110

Aydın, M; 19. yy Ortalarında Panslavizm ve Rusya, Pamukkale Ünv. Eğitim Fak. Dergisi, s.114

14-Fener Patrikhanesi Üzerinde ABD ve Rus Mücadelesi

Sadece Rumların Patrikhanesi olan Fener Patrikhanesi Osmanlının yıkılışındaki rolüne binaen Lozan Anlaşması ile sınır dışına çıkarılmak istenmiş ancak başta İngiltere olmak üzere batılı devletlerin baskısı ile azınlık statüsü verilerek İstanbul’da bırakılmıştır 111.

Lozan Anlaşmasının maddelerinde Patrikhaneden söz edilmemiştir. Böylece Fener Patrikhanesi tarihinin en pasif durumuna düşmüştür.1930’lu yıllara kadar kilisenin başında bulunan ruhaniye “Başpapaz” denilmekteydi. 1930’lardan itibaren Türk-Yunan ilişkilerinde yumuşamaya katkı olsun diye Atatürk tarafından II. Fotios’a “Fenerdeki Ortodoks Patriği” ifadesini kullanmıştır.112

Rus Kilisesi 1917 devriminden sonra ikiye bölünmüştür. Biri Paris’te sürgünde kurulan ve sonra Newyork’u merkez olarak seçen Rus Kilisesi. Öbürü ise Stalin döneminde pek sesi çıkmayan ancak II.Dünya Savaşı sonrası restore edilen Moskova Patrikliğidir. Yani iki Rus kilisesi ortaya çıkmıştır.

1953 yılında kabul edilen anayasa ile Yunanistan en yüksek dini makam olarak Patrikhaneyi kabul etmiştir. Bu arada 1989 yılında Fener Rum Ortodoks Patriği Rusya’yı ziyaret ederek Moskova Metropolitliğine “Patriklik Payesi” verilir. Patrikhane böylece Rus Ortodoksları üzerinde ciddi bir otorite kurmuştur 113.

Daha önceleri Monro Doktrini ile kendi kıtasına çekilen ABD II.Dünya savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’nin Doğu Avrupa’da nüfus

111

Çelik M., Türkiye’nin Fener Patrikhanesi Meselesi, Akademi Kitapevi, İzmir, 1998, s.7

112

Çelik M., a.g.e., s.8

113

kazanması ve 1948’de Çekoslavakya’yı işgali ile komünizm tehdidine karşı dünya politikaları izlemeye başlamıştır 114.

Amerika Patrikhane ile gerçek anlamda 1945 sonrasında ilgilenmeye başlamıştır. Fener Patriği Maksimos’u istifa ettirerek ABD vatandaşı olan Athinagorası Patrik seçtirdi. Böylece yavaş yavaş pasif yapısından sıyrılan Patrikhane ABD’nin desteğini arkasına alır.

Athenagoras İstanbul’a ayak basar basmaz Truman’ın bahçesinden kopardığı çiçekleri 26 Ocak 1949’da Taksim Anıtına koyarak ABD’den aldığı güç ile kendisini Ekümenik Patrik olarak görmeye başlamıştır. ABD’nin Patriğe olan desteği Rus Kilisesi tarafından tepki ile karşılanmış ve kilise Patriğe cephe almıştır. Nitekim taç giyme törenine çağırılan Rus, Leh, Yugoslav elçilikleri bu daveti kabul etmemiş ve törene katılmamışlardır.

Athenagoras’ın Cumhurbaşkanı İnönü tarafından kabulü ile Fener Patrikhanesi’ni ABD adına Ekümenikleştirme harekatı başlamış olur 115.

1956 yılında Almanya’da Romenler tarafından yayınlanan Logos Mecmuasında “İstanbul’da Bizans Devleti” başlığı altında şöyle bir haber çıkmıştır:” Protestan Farmasoncu ve beynelmilelci çevreler İstanbul’da mahalle satın almak istemektedir. Sovyet Rusya’nın kontrolü altındaki Ortodoks kiliselerin reisleri Sovyetlerin böyle bir teşebbüsü iyi karşılayacağı hakkında teminat vermişlerdir. Böyle bir teşebbüsü Sovyetler Birliği’nin parayla bile destekleyeceğini zannediyoruz.116”

Bartholomeos 1991 yılında Patriklik makamına gelince yıllardır uluslararası alanda edindiği tecrübe ve birikimi kullanmıştır. Patrik seçildikten sonra büyük rekabetle karşılaşmıştır. Zira Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve

114

Yalçın, E; a.g.e, s.270

115 Yalçın, E; a.g.e, s.263 116 Sofuoğlu, A; a.g.e, s.174

Rusya Federasyonunun kurulmasından sonra Moskova Patrikliği gittikçe güçlenmekte ve eşitler arasında birinci kabul edilen İstanbul Patrikliğine rakip olmaktaydı.117

Cemaati kalmayan ve Türk Devleti idaresi altında işlevsel değil simgesel bir değer ifade ettiğini ileri süren Fener Patrikliği en büyük Ortodoks cemaate sahip olduğu gerekçesi ile makam sırasına göre kendi üstünlüğünü kabul ettirmek isterken, sadece dini kaygılarla hareket etmiştir. Nitekim Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını kazanan büyük Ortodoks nüfus ve bu ülkelerdeki kiliseler yeni bir baskı altına girmekten çekindikleri için Moskova Patrikliğinden çok İstanbul Patrikliğine bağlanma eğilimi göstermektedirler 118.

Rus Kilisesi Rum Ortodoks Kilisesinden kopuş tarihi olan 1448 yılından sonra tarih, kültür ve dil açısından farklılık arz ederek kendine özgü bir teo- stratejik eksen oluşturmuştur. Sosyalizmin en koyu olduğu dönemlerde bile baskılara karşı varlığını koruyan ve gelişen bu gücün Hıristiyanlığın teo-politik tarihinde önemli bir yeri vardır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra din üzerindeki politik hakimiyet sona erince , kilisenin jeopolitik önemini kavrayan Rus Devleti 1992’de Ortodoksluğa sarılarak pek çok kiliseyi yeniden onarıp, dünyanın pek çok yerindeki elçiliklerinde Ortodoks Kilisesi inşa etmiştir.

Soğuk savaş sonrası Ortodoks geleneği Rusya’da yeniden jeopolitiğin temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Rusya’nın süper güç olma yolunda ilerlediği yüzyılımızda Ortodoks Hıristiyanlık emperyal hedeflere ulaşma yolunda teolojik öneme sahiptir. Rusya’nın emperyal hedefleri ile iç içe olan Kilise hem dini ve kültürel açıdan, hem de stratejik açıdan evrense misyon

117Aslında Hıristiyanlığın yayılşı, Kiliselerin kurulmaya başlamasından sonra Apostolik olan ve

Ruhani Makam bakımından birbirine eşit olan beş Kilise vardı. Bunlar Antakya, Kudüs, İskenderiye, Roma ve Eçmiyazin’dir. İstanbul Patrikhenesi ile Moskova Patrikhanesi daha sonra çeşitli hilelere başvurularak düzenlenen Konsiller de Apostolik kabul edilmişler ve eşitler arasındaki sırasını almışlardır.

118

içerisindedir. ABD öncülüğündeki emperyalizmin Vatikan’ı devreye sokarak Ortodoksluğun Batı kanadı olan Fener Patrikliği üzerinden Rusya ve Rus Kilisesini kıskaca alma isteğinin de farkındadır.

Son dönemde Rus Dışişleri Bakanlığının din-diplomasi ittifakı üzerine Rus Ortodoks Kilisesinin yabancı Kiliseler ile ilişki kurma faaliyetlerini desteklediğini açıklaması Ortodoksluğun Rus jeo-politiğinin sacayaklarından birisi olduğunu ve Rusya’nın geçmişte olduğu gibi dini etkin olarak kullanmak istediği görüşünü pekiştirmiştir. Rusya’nın hedefi Rus Ortodoks Kilisesi vasıtası ile sınırları dışındaki Ortodoks dünya ile ilişkileri geliştirerek Fener- Rum Patrikhanesini sınırlamaktır. ABD ise bunu engellemek için bir yandan bir zamanlar Rusların yardımı ile bağımsızlığını kazanan Yunanistan’ı devreye sokmakta diğer yandan Balkanlar’ı yeniden şekillendirmek istemektedir.

Rusya Ortodoks Kilisesine yüklediği yeni misyon ile şunları hedeflemektedir.

-Eski peyk ülkelerde yaşayan Ruslar açısından birleştirici olmak,

-Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Ukrayna’nın birleşmesini sağlamak -Rus milli kimliğinin yeniden oluşmasında önemli unsur yapmak,

-Eski peyk ülkelerde Rusya’nın etkisinin devamının güvencesi olmak ve bu konuda entegrasyonu desteklemek,119

Rus Ortodoks Patriği Alexsy II girişimi ile 20.01.1996 Fener Patrikhanesi ile bir protokol imzalanır. 201 sayılı bu protokol ile iki kilise birbirlerinin çıkarlarını zedelememek ve bir birlerinin etki alanına müdahale etmemek kararı alırlar. 20-28 Eylül 1997 Din-Bilim ve Çevre Sempozyomu’n da Rus Patriğinin Fener Patriğini karşılamaması ve kapanış töreninde yer almaması Rusya’nın bu konuda ki hassasiyetini gösterir. Basit protokol kurallarına önem veren

119

Rusya’nın Fener Patrikhanesi’nin Ekümenikliğini kabul etmesi mümkün değildir.

Rus Ortodoks Kilisesi 5 Aralık 2008 tarihinde ölen Patrik II.Alexy’in yerine 27 Ocakta Smolensk ve Kaliningrad bölgeleri Metropoliti Kirill’i Patrik olarak seçmiştir.

ABD’nin tek hedefi Yeni Dünya Düzeninde tek başlı bir dünya meydana getirmektir. Ancak her ne kadar eski gücünden uzaklaşmış görünse de Rusya nüfusu, coğrafyası,yer altı ve üstü zenginlikleri ve askeri gücü ile süper güç olmaya namzettir.Son yıllardaki sistem değişikliğinden sonra ekonomik sıkıntılarını aşarsa bu rolüne tekrar dönebilir.ABD Rusya’nın tekrar bu rolüne dönmemesi için dolaylı yoldan müdahale etmekte ve planlarını Ortodokslar üzerine yapmaktadır.Rus yöneticileri komünist sistemin eğitim ve düşünce yapısı ile yetiştikleri için dış politikasını dayandırdığı Slav Milliyetçiliği ve Ortodoks Kilisesinden ikincisine gereken sıcaklıkta bakmamakta ve ABD’ye avantaj sağlamaktadır.Diğer yandan 270 milyon Ortodoks aleminin 200 milyonu Rus’tur. Bu ise ABD için bir dezavantajdır. ABD bu dezavantajı ortadan kaldırmak için Rum Milli Kilisesi Fener Patrikhanesine Ökümeniklik sıfatı ve yetkisi kazandırmak düşüncesiyle Ortodoks aleminin kontrolünü Rusya’nın elinden almak düşüncesindedir. Böylece Rusya’nın sağlıklı yapılanmasını önleyerek terazinin diğer kefesinin dengeye gelmesini önleyecektir.120

III. BÖLÜM

RUSYA-GREGORYEN ERMENİLER VE