• Sonuç bulunamadı

Sivil Toplum Kuruluşlarına Yönelik Öneriler

TRA2 bölgesindeki sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan görüşmeler, gerçekleştirilen ziyaretler ve dört ildeki sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilen çalıştaydan sonra bu kuruluşların sorunlarının çözümüne yönelik olarak aşağıdaki önerileri geliştirmek mümkündür. Bu öneriler, bölgede faaliyet gösteren kuruluşların ideal bir noktaya gelmesine yöneliktir. Öneriler, bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili tespitlere dayansa da, aslında sivil toplum kuruluşlarının ideal bir hale gelmesine yönelik düşüncelerden oluşmuştur. Bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından bazıları burada bahsedilen bazı konularda başarılı bir performans göstermektedir. Ancak, genel anlamda, bütün sivil toplum kuruluşlarının gelişme göstermeleri gereken bazı alanlar bulunmaktadır.

· Sivil toplum kuruluşlarının kurumsallaşması ve yönetimlerinin profesyonelleşmesi gerekmektedir. Kuruluşların yönetiminde yetkin kişilerin istihdamı önemlidir. Yöneticilik formasyonu olmayan eleman istihdam edilmesi durumunda bile, çalışanların eğitilmesi ile bu sorun aşılabilir. Bu bağlamda bölgedeki sivil toplum örgütleri birlikte hareket ederek ortak eğitim programları düzenleyebilirler. Bu kapsamda başta yöneticiler olmak üzere, üyelerin yönetim, halkla ilişkiler ve proje gibi konularda eğitim almaları gerekir.

· Sivil toplum kuruluşlarında katılımcı yönetimi sağlamak için yönetim kurullarının daha sık toplantılar yaparak fikir alışverişinde bulunması gerekir.

Bununla birlikte tüm üyelerle daha sık toplantılar yapılarak görüşleri alınmalıdır.

Bölgedeki sivil toplum örgütlerinin sorunlarından bir kısmı üye sayısındaki yetersizlikte yatmaktadır. Üye sayısını arttırıcı, bölge insanının ilgisini çekici yöntemler üzerinde durulmalıdır.

· Sivil toplum kuruluşlarında maaşlı veya gönüllü statüde belli alanlarda uzmanlaşmış insanların görevlendirilmeleri önemlidir. Bazı kuruluşlarda tüm işlerin başkanlar üzerinden yürümesi doğal olarak verimi düşürmektedir.

Kuruluşların muhasebe, kayıt defteri, üye takibi, tanıtım, proje üretimi vs.

alanların her biri için ayrı eleman istihdam etmesi mümkün olmasa da en azından görev dağılımı ve iş planlaması çerçevesinde mevcut elemanlardan azami istifade imkânları zorlanmalıdır. Halkla ilişkiler ve iletişim, tanıtım, proje yönetimi gibi konularda akran kuruluşlardan destek alınabileceği gibi, bu konuda profesyonelleşmiş kurumlardan paydaşlar da temin edilebilir.

· Süreçler, sivil toplum kuruluşlarının çalışanları veya gönüllüleri tarafından biliniyor olsa da yazılı bir şekle dönüştürülmelidir. Kuruluşların üye bilgileri başta olmak üzere, çevreleri ile ilgili gerekli bilgilerin kurumsal yazılı bir hafızaya dönüştürülmesi gerekir. Buna bağlı olarak standart bir bilgi ve belge yönetimi geliştirilmesi önemlidir. Kısaca her kuruluşun bir arşiv bilgisinin oluşturularak kurumsal bir hafızanın geliştirilmesi büyük önem arz eder.

· Sivil toplum örgütleri, başkanların veya yönetim kurulundaki birkaç kişinin çabaları ile faaliyetlerini yürütmektedirler. Kuruluşların giderleri çoğunlukla başkanın veya yönetim kurulu üyelerinin katkıları ile karşılanmaktadır. Sivil toplum örgütlerinin bölgede yeterince etkili olamamalarının bir nedeni mali açıdan zayıf oluşlarıdır. Bölgede sivil toplumun gelişmesi bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan gelişmesine bağlı olmakla birlikte, bölgenin bu yöndeki gelişinde sivil toplum örgütleri de pozitif rol oynayabilirler. Sivil toplum örgütlerinin bu bakımdan gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları önemlidir.

· Sivil toplum örgütlerinin bu nedenle gelir kaynaklarını artırmaları ve çeşitlendirmeleri gerekir. Üye aidatlarının düzenli olarak toplanması, özel hibeler ve şartlı bağışlar aranması önemlidir. Yine yürütülen faaliyetler için üyelerin dışında da sponsor bulunması, bölge kalkınmasına yönelik ulusal ve uluslararası projeler yapılması son derece büyük önem arz etmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının büyük kentlerde gelişmiş ulusal ve uluslar arası nitelikteki akran kuruluşlarla iletişime geçmesi, onların ilgisini bölgeye çekmesi ve onlarla ortak projeler yürütmesi gerekir.

· Sivil toplum kuruluşlarının daha fazla gelişmesi için aktif üye sayısını arttırmayı öncelikli bir hedef olmalıdır. Üye sayısını artırmanın ve kuruma aidiyetlerini sağlamanın yolu üyeliğin cazibesini artırmaktan geçmektedir. Hatır ve gönül ilişkisi içinde insanları üye yapmak yerine, onlara fayda sağlayacak çalışmalara imza atmak esas alınmalıdır. Bu bağlamda değişik eğitimler yoluyla üyelerin kişisel gelişimine, aile içi sorunlarına, toplumla uyumuna, sosyalleşmesine, beceri ve kapasite gelişimine, iş kurma ve yatırım yapma becerisine katkı sağlayacak eğitimlerin gerçekleştirilmesi yararlı olacaktır.

· TRA2 bölgesindeki sivil toplum kuruluşlarının çoğu kaynakların yetersizliği ve eleman eksikliği gibi nedenlerden dolayı tek başına bir yayın faaliyeti yürütememektedir. Yayın faaliyeti, bir yandan ilgili kuruluşla bağlantısı olan insanların kişisel gelişimine katkı sağlarken, bir yandan da ilgili kuruluşlara belli bir prestij kazandırmaktadır. Buradan hareketle, dış ticaret imkânları başta olmak üzere, dünya ve Türkiye ekonomisi, ekonominin gidişatı, ilgili mevzuatlar, teşvikler, pazarlama teknikleri ve yöntemleri, yatırım ve üretim imkânları, kişisel gelişim ve genel kültür gibi konuları içeren yayınlar oldukça işlevsel olabilir. Aynı alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek bu tür yayınları gerçekleştirebilirler.

· Sivil toplum kuruluşlarının tanıtımında ve çevrelerinin ilgisini çekmede, kurumsal web sayfasının varlığı önemlidir. Web sayfaları, kurumu tanıtmak, faaliyetleri ile ilgili bilgi vermek, paydaşları ile iletişim kurmak ve duyurular yapmak gibi amaçlarla kullanabilir. Kuruluşların kendi adlarına ait bir internet adresine sahip olması, bu adreste yayın yapan web sayfalarının doyurucu bir içeriği sahip olması ve sürekli olarak güncellenmesi büyük önem taşır.

· Sivil toplum kuruluşları bölgelerinde çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek fon sağlama yoluna gidebilirler. Sivil toplum kuruluşları, mesleki eğitimin yaygınlaştırılması, engellilerin eğitimi ve istihdamı, yoksullukla mücadele, sokak çocuklarının korunması, çevrenin korunması, yardımlaşma ve dayanışma duygusunun yaygınlaştırılması, kadın istihdamının sağlanması, kültürel ve sanatsal etkinliklerin geliştirilmesi gibi alanlarda geliştirecekleri projelerle fon sağlama yoluna gidebilirler.

· Bilindiği gibi Avrupa Birliği çeşitli fonlarla sivil toplum kuruluşlarının değişik alanlardaki projelerine fon sağlamaktadır. Ayrıca Dünya Bankası, IMF, Birleşmiş Milletler, UNESCO, değişik büyük elçilikleri, konsolosluklar gibi

uluslararası kuruluşlar da sivil toplum kuruluşlarına, projelerine bağlı olarak fon sağlamaktadırlar. Yine Türkiye’de bulunan TUBİTAK, Kalkınma Bakanlığı, KOSGEB, İŞKUR, Kalkınma Ajansları, SODES, yerel yönetimler vs. gibi yerel kurumlar da projeler için kaynak sağlamaktadırlar. Sivil toplum örgütleri özgün projelerle bu tür kaynaklardan yararlanabilirler.

· Sivil toplum kuruluşlarının proje konusunda deneyim kazanmaları ve bu konuda kapsamlı bir eğitime tabi tutulmaları büyük önem taşımaktadır. Bir proje nasıl hazırlanır, hangi kurumlara verilir, hangi süreçlerden geçer, nasıl yönetilir, hangi alanlarda proje ihtiyacı bulunmaktadır, bütçe süreçleri nasıl yönetilir, kabul edilebilir projelerin özellikleri nelerdir gibi soruların cevabını bulacağı eğitimlerle, sivil toplum kuruluşlarının, proje üretebilen, proje alabilen ve yürütebilen uzman kuruluşlara dönüştürülmeleri gerekir.

· Bölgede sivil toplumun gelişmesi için gerek yerel yöneticiler, gerekse merkezi hükümet destek olmalıdır. Bölgedeki derneklerden gelen taleplere ve proje başvurularına daha sıcak bakılmalı ve kolaylıklar sağlanmalıdır. Ulusal veya uluslararası düzeyde yapılan etkinliklere bölgedeki kuruluşların katılımı desteklenmeli, bazı durumlarda maliyetleri karşılanmalıdır. Kamu kurumları sivil toplum kuruluşlarının bu tür yollarla deneyim sağlamasına katkıda bulunabilirler.

· TRA2 bölgesindeki sivil toplum kuruluşlarının etkin hale gelmesi için birlikte hareket ederek güç birliği oluşturmaları önemlidir. Bu bağlamda öncelikle iller düzeyinde değişik sivil toplum örgütlerinin içinde yer aldığı “sivil toplum kuruluşları platformları” geliştirilmelidir. İller düzeyinde başarılı olması durumunda bu yapılar, TRA2 bölgesindeki dört ilin sivil toplum kuruluşlarını içine alan daha geniş kapsamlı bir platforma dönüştürülebilir. Sivil toplum örgütleri böyle bir platform yoluyla hem daha etkin bir baskı mekanizması oluşturabilir, hem de ulusal düzeyde sesini daha iyi duyurarak bölge için önemli bir referans ve aktör haline gelebilir.