• Sonuç bulunamadı

Bölgenin Gelişmesi İçin Atılması Gereken Adımlar

Katılımcılara yöneltilen “ilinizin gelişmesi için ne tür adımlar atılmalıdır?” sorusuna gelen cevaplara bakıldığında tarım ve hayvancılık konusunda atılacak adımlar en fazla vurgulanan iki alan olarak dikkat çekmektedir. Katılımcılar, devletin bu iki alana özel olarak eğilerek bölgenin en önemli yatırım potansiyeli olan bu iki alana yönelik destekler geliştirmesi gerektiğini düşünmektedirler. Gerek Kars, gerekse Ardahan ve Ağrı hayvancılık bakımından Türkiye’nin en önemli merkezleri konumunda bulunmaktadır.

Verilen bilgilere göre bir zamanlar Kars tek başına Türkiye’nin hayvan ihtiyacının yüzde 20’lere varan bir kısmını karşılamaktaydı. Ağrı da benzer bir potansiyele sahipti.

Ancak bugün bu illere dışarıdan hayvan ithal edilecek hale gelinmiştir. Geçtiğimiz yıllarda ülkeye ithal edilen Angus türü hayvanlar Ağrı pazarına kadar inmiştir. Bu bakımdan bölgede hayvancılığa özel olarak eğilmek gerekmektedir. Hayvancılık bölgenin coğrafi şartları bakımından en uygun yatırım alanlarından biridir. Sert geçen kış şartlarında büyük baş hayvancılık, mera sorunu olmakla birlikte yapılabilir bir ekonomik faaliyettir. İklim koşullarından dolayı bölgede yetişen hayvanların eti ayrıca lezzetli olduğu için burada yapılacak olan hayvancılığa ülkenin değişik yerlerinden talep de gelebilir. Gerek Kars’ta, gerekse Ağrı’da besi organize sanayi bölgeleri ile et ve süt tesisleri kurularak hayvancılığın desteklenmesi sağlanabilir. Et ve süt üretimi yanında bu ürünlerin paketlemesine yönelik yatırımlar da yapılabilir.

Tablo 4: Size Göre İlinizin Gelişmesi İçin Ne Tür Adımların Atılması Gerekir? (İllere Göre)

  Ağrı Ardahan Iğdır Kars

Arıcılığın geliştirilmesi 1,2 3,1 3,2 2,0

Alt yapının geliştirilmesi 1,8 7,3   1,3

Birlikte iş yapma kültürünün geliştirilmesi 2,1   2,2  

Demir yolunun bitirilmesi (Bakü-Tiflis)       2,0

Doğal gazın getirilmesi 0,7      

Eğitim alt yapısının geliştirilmesi 11,7 6,3 7,5 6,7 Gençliğe yönelik hizmetlerin geliştirilmesi 4,1 4,2   3,4

Göçün önlenmesi 1,4 3,1   4,0

Hayvancılığın desteklenerek geliştirilmesi 17,1 25,0 16,1 30,2

Jeo-termal kaynakların kullanımı 3,4      

Kamu yatırımlarının arttırılması 7,9 10,4 1,1 6,7

Kış sporunun geliştirilmesi 2,1 3,1   2,0

Seracılığın yaygınlaştırılması     3,2  

Sınır ticaretinin geliştirilmesi (kapıların açılması) 2,1 8,3 21,5 4,0 Tarımın desteklenerek geliştirilmesi 19,2 10,4 32,3 18,8 Teşviklerin uygulanabilir hale getirilmesi 1,4 2,1   2,7 Turizm (kış, yayla, tarih ve inanç turizmi) 13,0 10,4 7,5 8,7 Yöneticilerin ve siyasetçilerin daha iyi çalışması 2,1 3,1 2,2 1,3 Yöreye uygun sanayi tesislerinin kurulması 8,9 3,1 3,2 6,0

Toplam 100 100 100 100

Tarım da hayvancılık gibi bölgenin önemli ekonomik yatırım alanlarından birini oluşturmaktadır. Bölge geniş arazileri bakımından tarıma uygundur. Tüm topraklar olmasa da bazı yerler sulu tarıma uygundur. Özellikle Iğdır, ılıman iklimiyle bir tarım deposu konumundadır. Iğdır su kaynaklarına yakın bulunmasına rağmen tarımsal sulama önemli bir sorun olarak dikkat çekmektedir. Bu bakımdan sulama alt yapısı tamamlanarak ilin tarım potansiyelinin tam olarak devreye sokulması gerekir. Yine Kars’ta Arpaçayı bölgesi sulu tarıma uygun bir havzadır. Burada sulu tarım yapılması durumunda kaliteli buğday ve arpa elde edilebilir. Sulak araziler olmasına rağmen teşvik olmadığı için yatırım yapılamamaktadır. Bölge aynı zamanda organik tarım için de elverişli topraklara sahiptir. Bu konudaki potansiyel de etkin biçimde kullanılabilir.

Kısaca SERKA bünyesindeki dört ilde tarımla ilgili atılması gereken iki adımdan biri sulama alt yapısının oluşturulması, ikincisi ise organik tarıma dönük yatırımların yapılmasıdır.

Dört ilden oluşan SERKA bölgesi ayrıca turizm bakımından da önemli bir merkez konumundadır. Bölge, kış turizmi, yayla turizmi, kaplıca turizmi ve tarih turizmi için önemli potansiyele sahiptir. Bölgenin coğrafi yapısı ve tarihi, turizmin geliştirilmesi açısından önemlidir. Kış turizmi açısından bölge illerinin neredeyse hemen hepsinde kayak yapılabilmekte ve Ağrı Dağı gibi bir potansiyel bu bölgede bulunmaktadır.

Bölgede turizm açısından önemli sorunlardan biri güvenliktir. Yine bölge turizminin gelişmesinin önündeki diğer engellerin şunlar olduğu söylenebilir: Yeterli alt yapı imkanının bulunmaması, gerekli tanıtımların yapılmaması, turizm sermayesinin bölgeye çekilememesi ve nihayetinde mesleki yeterliliğe sahip yeterli elemanın bulunmayışı. Bu alanlarda atılacak olan adımlarla bölge turizm için cazip bir merkez haline getirilebilir.

Kars, turizm açısından önemli bir kenttir. Baltık mimarisiyle yapılan ender şehirlerden biridir. Ancak doğal yapısı korunamadığı için yabancı turistler fazla ilgi göstermemektedir. Ani Harabeleri, yabancı turistler açısından önemli bir inanç turizmi merkezidir. Sarıkamış’ta dünyanın en kaliteli ikinci karı bulunmasına karşın yeterli derecede turizm açısından değerlendirilememektedir. Sarıkamış kayak ve kış turizmi açısından Türkiye’yi dünyaya açacak çok önemli bir potansiyele sahiptir.

Gerek “kristal” kar kalitesi gerek orman içi uzun kayak pistleri açısından Sarıkamış kayak ve kış turizmi açısından dünyaya hitap edecek zenginliktedir. Sarıkamış, yazın çim kayağı yapılması için de uygundur. Böylece yıl boyu tam kapasite ile kullanabilir.

Ayrıca, gerek Kars’ta gerekse Sarıkamış’taki kış turizminin etkisiyle butik otelcilik anlayışının gelişmesi gerekmektedir. Kars’ta hayvancılıktan sonra ikinci bir yatırım alanı butik otelcilik olabilir. Kafkas halıcılığı gibi el sanatları da turizm ile birlikte canlandırılabilir. Ağrı Dağı kış ve yaz turizmi için farklı imkânlar sunmaktadır. Ağrı Diyadin’de 83 derecelik ısıya sahip jeotermal su kaynağı bulunmaktadır. Bu bölgede termal tesisler yapılarak bu potansiyel turizmin gelişmesinde değerlendirilebilir. Yine Doğubeyazıt’da bulunan İshak Paşa Sarayı, Meteor Çukuru, Ahmed-i Hani türbesi hem yerli hem de yabancı turizme hitap eden önemli merkezlerdir.

Bölgenin önemli imkânlarından biri de sınır ticaretidir. Araştırma kapsamında yer alan dört il Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahcivan) ve İran ile komşu olup dört ülkenin sınırları boyunca uzayıp gitmektedirler. Doğu Anadolu Bölgesinde 3’ü Gürcistan, 1’i Nahcivan, 1’i Ermenistan ve 3’ü de İran ile olmak üzere toplam 8 tane sınır kapısı bulunmaktadır. Bu kapıların dört tanesi çalışma yaptığımız Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerine açılmaktadır. Gürcistan’a açılan Aktaş ve Posof (Türkgözü) sınır kapıları Ardahan’da; İran’a açılan Gürbulak sınır kapısı Ağrı-Doğubeyazıt’ta;

Ermenistan’a açılan Akyaka (Tiknis) sınır kapısı da Kars’ta bulunmaktadır. Maalesef

Akyaka sınır kapısı, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan dağlık Karabağ bölgesi sorunu nedeniyle, 1990’larda kapatılmıştır. Bu da başta Kars olmak üzere bölgenin ticari gelişime olumsuz yansımıştır.

Ne var ki söz konusu ülkelerle yapılan ticaretin sınırlı olması, özellikle Ermenistan’a açılan sınır kapısının kapalı olması sınır kapılarından gerektiği biçimde yararlanmayı önlemektedir. Bu nedenle, bu ülkelerle kurulacak ilişkilerde bu illerin önemi büyüktür.

Bölge ayrıca, Hazar petrolleri ile Kuzeyden veya Doğudan Akdeniz’e ulaşmak isteyen diğer enerji kaynaklarının geçiş yolu üzerindedir. Tarihi ipek yolunun, günümüzde ise Orta Asya ve Kafkaslardan gelen yolların kavşak noktasındadır. Bölgesel kalkınmada önemli bir etken olan sınır ticaretiyle bölge halkının ihtiyaçları mahallinde temin ve tedarik edilebilir ve bölge ekonomisine canlılık getirilebilir. Önemli bir istihdam sağlayan sınır ticareti yeniden düzenlenerek halkın faydalanabileceği şekilde uygulamaya geçirilmelidir.

Atılacak bazı adımlarla sınır ticareti bölge için önemli bir imkân haline getirilebilir.

Bunlardan biri Kars-Tiflis demiryolu hattıdır. Bu hattın tamamlanması durumunda Kars 60 ülkenin kavşak noktası haline gelecektir. Bu bakımdan bu projenin ivedi olarak bitirilmesi büyük önem taşımaktadır. İkinci olarak Iğdır dünyada ender görülebilir biçimde üç ülke ile komşudur. Iğdır’da bir serbest bölgenin oluşturulması durumunda bu il dört ülke işadamlarının buluştuğu bir ortak buluşma alanı haline gelebilir. Serbest bölge sadece dört ülkeye değil, aynı zamanda bu ülkelerle bağlantısı olan başka ülkelere de açılım sağlayacaktır. Benzer biçimde Ardahan ilinin de Ermenistan ve Gürcistan ile sınırı bulunmaktadır. Ne var ki, bu ildeki sınır kapıları bugün için atıl durumda bulunmaktadır. Bu kapıların aktif hale getirilmesiyle Ardahan önemli bir ticaret üssü haline gelebilir. Yine Ağrı, Doğubeyazıt ilçesi üzerinden İran’a komşu olmasına ve sınır kapısına sahip olmasına rağmen bu kapı yeterince faal olarak çalışmamaktadır.

Kısaca, bölgenin sınır ticaretini geliştirmek için önemli adımların atılması kaçınılmazdır.

Bunun başında da ulaşım alt yapısının oluşturulması gelmektedir. Trabzon limanına bağlanan ve İran içlerine uzanacak bir demir yolu hattı bu bağlamda bölge için büyük bir imkân sunacaktır. Böyle bir hat sadece dört ilin değil, aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin ekonomik anlamda kaderini değiştirebilir.

Bölgede ekonomik değeri yüksek çok sayıda sıcak su kaynaklarının yanı sıra debisi yüksek akarsu kaynakları da bulunmaktadır. Bu tür kaynaklar tarım, seracılık, ısınma, enerji ve turistik amaçlı olarak kullanılabilir. Diyadin’de sıcaklığı 83 dereceyi bulan jeotermal kaynak turizmin yanı sıra seracılık için de kullanılabilir niteliktedir.

Bu kaynak aynı zamanda ısıtma amaçlı olarak da kullanılabilir. Belediye Başkanı

Celal Tanrıverdi’nin verdiği bilgilere göre termal suyu değişik elementlerin içinden geçtiği için diğer termal sularında bulunmayan ve sağlık açısından yararlı bir takım kimyasal değerleri içermektedir. Burada inşa edilecek fizik tedavi merkezleriyle kent sağlık turizmi için önemli bir merkez haline getirilebilir. Yine Zap Irmağı’nın kolları olan derelerin enerji üretimine oldukça uygun olduğu yetkililer tarafından dile getirilmiştir.

Bu dereler üzerine inşa edilecek bentlerle enerji üretilerek Zap Vadisi enerji vadisine dönüştürülebilecektir.

SEKİZİNCİ BÖLÜM

GENEL TESPİTLER VE ÖNERİLER

TRA2 bölgesinde yer alan Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinde sürdürülen çalışmaların sonucunda ortaya çıkan verilerden hareketle bu bölümde ana hatlarıyla üç nokta üzerinde durulacaktır: Bunlardan ilki bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının yapısal özellikleri ve sorunlarıyla ilgili tespitlerdir. Sivil toplum örgütlerinin profili, çalışma imkânları, karşılaştıkları zorluklar ve sorunlar, faaliyet alanları ve bölgeyle ilişkileri gibi hususlarla ilgili tespitler bu bağlamda ele alınacaktır. İkinci olarak bu hususlarla ilgili yapılması gereken adımlara ilişkin önerilere yer verilecektir. Söz konusu öneriler, gerek anket çalışması, gerek sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilen çalıştay ve gerekse derinlemesine mülakatlar sonucunda ortaya çıkan tespitler üzerinden geliştirilmiştir. Üçüncü olarak, sivil toplum örgütlerinin gözüyle bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarında ön plana çıkan sorunları ve potansiyel imkânları üzerinde durulacaktır. Bölgenin yatırım imkânlarını harekete geçirmek neler yapılmasına gerektiğine ilişkin hususlar, yine sivil toplum temsilcilerinin önerileri üzerinden dile getirilecektir.