• Sonuç bulunamadı

§ 3 Toplumsal yaralar ile yüzle me

C- Sivas katliam nda neden onar c adalet yakla m

Daha önce de inceledi imiz üzere Türkiye deki mevcut adalet sistemine göre, Sivas katliam san klar ndan yakalanabilenler, Sivas davas süresince sekiz y l boyunca yarg lanm lard r. Tam üç kez yarg lama gerçekle mi , idam cezas na karar verilmi , karar uygulanmam , müebbet hapis, hapis ve para cezas verilmi , tazminat ödenmi , dava zamana m na u ram fakat var olan toplumsal yara kapanmam t r. K sacas mevcut adalet sistemimiz Sivas katliam konusunda ba ar s zl a u ram t r. Bu nedenden dolay farkl bir yakla m n neden daha etkili bir sonuç yaratabilece ini mevcut adalet sistemimizle kar la t rmal olarak aç klamak istiyorum:

Mevcut adalet sistemimize göre, suç devlete kar i lenmi bir eylem olarak tan mlanmaktad r. Sivas katliam da devlete kar i lenmi bir suç olarak

215

Bu konu üzerine ayr nt l bilgi için bkz. Charles K. B. BARTON, Restorative Justice the Empowerment Model, Hawkins Press, 2003.

97

tan mlanm t r. Suçun bu ekilde tan mlanmas n bizzat müdahil avukatlar talep etmi lerdir. Çal man n Sivas davas adl k sm nda da aç klad m üzere; müdahil avukatlar ba lang çta üç ayr kategori alt nda ele al nan suçlar n birle tirilerek devletin anayasal statüsünü bozma suçuna dönü türülmesini talep etmi lerdir. Fakat anayasal düzeni bozmak suçundan yarg lanan san klar ma durlar n ma duriyetlerini giderememi tir. stenilen idam cezas bu konuda hiçbir fayda sa layamam t r. Onar c bir adalet düzeninde ise suç, bir ki inin bir ki iye yapt haks zl k olarak alg lanaca ndan suç, devlete kar i lenmi say lmayacak, ma durlara kar i lenmi oldu u kabul edilecek ve ma durlar devlet-fail-ceza üçgeninden d lanm say lmayacaklard r. Suçun ki iler aras bir uyu mazl k oldu u kabul edilmedi i müddetçe, ma durlar n zararlar n n gerçek anlamda telafi edilmesi mümkün olmamaktad r. Yine benzer bir ekilde suçtan dolay ortaya ç kan sorumluluk soyut olarak devlet kar kabul edildi i sürece, sorumlulu un somut olarak ma dura kar oldu u göz ard edilecektir.

Yine mevcut adalet sistemimize göre; dava süresince temel al nan geçmi e yönelik olarak ki ilerin suçlu olup olmad n n tespiti olmu tur. Dava sadece bunun üzerine yo unla m , san klar sürekli suçsuz olduklar n iddia ederek devaml bir inkar mekanizmas na yol açm lard r. Bu konuda gelece e dönük olarak sorunun nas l çözülece i üzerinde durulmam , bu anlamda gelece i hesaba katmad için geçmi le sa l kl bir hesapla ma ya anamam t r.

Mahkeme süresince taraflar birbirleriyle y prat c bir ekilde mücadele etmi lerdir. Hiçbir suretler taraflar aras nda bir diyalog kurulamam , ma durlar kar lar nda muhatap olarak kimseyi bulamam , dertlerini anlatamam lard r. Üstelik devlet güvencesi alt nda olmalar gerekirken gerek güvenlik güçlerinden gerekse san klar taraf ndan sözlü tacize u ram lard r216. Ma durla mahkeme süresince kendilerini üvey evlat gibi hissetmi lerdir217. Bu noktada yap lmas gereken taraflar aras nda bir diyalog sa lamak, müzakerenin

216

KOÇAK, s.51.

217

98

olmas na çal makt r. Elbette ki ma durlar n san klar ile kar la mas hiçbir sistem kar s nda kolay bir ekilde gerçekle emeyecektir.

Fakat amac n her zaman diyalogu art rmak yönünde olmas en az ndan ma durlara kendilerini ifade etme hakk n verecektir.

Mevcut sistemimize göre toplumsal zarar tamamen göz ard edilmi , sonras nda toplumun bu olaydan nas l etkilendi i dikkate al nmam t r. Toplumun sürecin içine kat lamamas olaya yabanc la mas na neden olmu , yabanc la ma ile beraber unutma gerçekle mi tir. Toplum olaya entegre olamad için Sivas katliam daha çok Alevi vatanda lar n gündeminde kalm , ahsi bir dava eklini alm t r. Toplumun devlet taraf ndan soyut olarak temsil edilmesi nedeni ile kar l kl birliktelik te vik edilememi tir. Oysa Sivas katliam gibi nedeni ve sonuçlar bütün toplumu etkileyen olaylarda toplumsal zarar n giderilmesi amaçlanmal d r. Ma dur olanlar kadar toplumun di er kesimlerinin de olaydan etkilendi i göz ard edilmemelidir. Toplum süreç d na itilmemeli, aksine yard mc olan bir taraf olarak sürece dahi edilmelidir.

Mevcut adalet sistemimize göre ceza vas tas ile ac verilmesi hedeflenmektedir. Sivas davas süresince de amaç en ac verici cezan n sa lanmas d r. Bu sebepten dolay idam cezalar istenmi tir218. Türkiye nin idam cezas n kald rmas nedeni ile cezalar uygulanmam olsa da bu sürecin mant n de i tirmemi tir. Burada önemli olan mevcut adalet sistemimizin cezalar n n cayd r c olmad n219 sadece ac verici oldu unu göstermesidir. Yap lmas gereken ise, cezan n zarar n telafisini gerçekle tirmesidir.

218

Müdahil avukatlar ndan enal Sar han idam cezas n n istenmesine kar olanlara yapt aç klamada, suçun idam cezas n gerektirdi ini söylemi tir, bkz. SARIHAN, cilt II s. 17. Bu do ru olmakla beraber sonras nda yarataca toplumsal tepki hesaba kat lmam t r.

219

Sivas katliam davas süresince Menemen olay gündeme getirilmi , Sivas katliam menemen olay ile kar la t r lm t r. Menemen olay üzerine bilgi için bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Kubilay_Olay%C4%B1 (e.t. 25.04.2009) menemen olaylar sonras nda Divan- Harp Mahkemesi 37 ki inin idam na karar vermi ve sonras nda 29 ki i idam edilmi tir. Bu o zaman için çok etkili bir ceza olarak görülmü tür. Fakat imdi geriye dönüp bakt m zda cezan n cayd r c etkisinin sadece ac vermesine dayand n , uzun vadede bunun etkili olmad n , dahas toplumsal düzeni olumsuz etkiledi ini görüyoruz.

99

Adalet sistemimizin kurallardan olu an kesin bir süreç olarak kabul edilmesi de negatif bir etki yaratm t r. Mevcut adalet sistemi rekabeti ve bireyselli i simgelemektedir.

Bu rekabet fail ile devlet aras nda gerçekle mekte, suç sosyal, ekonomik ve siyasi boyutlar ndan ba ms z olarak sadece hukuki bir anlamda ele al nmaktad r. Fakat Sivas davas süresince öne ç kan suçun her anlamada özellikle de toplumsal alanda ele al nmas n n gereklili idir. Toplumsal olarak ele al nabilirse rekabet yerine kar l kl birliktelik önem kazanacakt r. Bütün bunlar n gerçekle ebilmesi içinse adalet sistemi do ru ili ki ve sonuçlar olarak tan mlanmal d r.

Failler aç s ndan da mevcut adalet sistemi çözüme yönelik yakla mlarda bulunmamaktad r. Failin sorumlulu u sadece ceza almas olarak görülmesi ço u zaman adalet aç s ndan yetersiz kalmaktad r.

Bütün bu olgular n beraber de erlendirilmesi sonucunda onar c adalet yakla m n n Sivas katliam n n süren ma duriyetinin giderilmesi anlam nda daha kal c çözümler üretebilece ini ileri sürebiliriz.

100

§ 4. Sonuç

Bu noktaya kadar yap lan de erlendirmelerin sonucunda Sivas katliam n n toplumsal bir yara haline dönü tü ü görülmektedir. Bu toplumsal yara daha öncesinde de belirtildi i gibi çe itli etkenler220 sonucunda daha da belirgin ve çözümlenmesi zor bir hale getirilmi tir. Sivas katliam üzerinden on alt y l geçmesine ra men sadece 2 Temmuzlarda ve toplumun alevi kesimini de il, y l n her günü ve çok daha geni bir kitleyi derinden etkilemektedir. Bu etkile imin giderek artmas ile beraber çözümsüzlü ü gidermenin en etkili yolu, toplumsal yaran n üzerini örtmeyip; o yara ile yüzle mektir. Yüzle me bireylerden topluma, toplumdan devlete do ru uzanan bir giri im halinde ele al nmal d r. Geni bir anlam içerisinde ele al nmas gerekti ine inand m yüzle me kavram içerisinde öncelikle yüzle ece imiz geçmi üzerine odaklan lmal d r.

Sivas katliam nda Sivas tarihinin bilinmesi, olaylar n nas l meydana geldi i, hangi ko ullar n bu katliama yol açt n n tespit edilmesi geçmi in ortaya ç kar lmas bu aç dan önemlidir. Geçmi kavram ile beraber ele almam z gerek di er kavramlar ise, haf za, hat rlama ve hakikat kavramlar d r. Sivas katliam n n haf zalar m zda nas l yer ald , katliam nas l bir ili ki üzerinden hat rlad m z, Sivas katliam ndaki hakikat üzerine ne dü ündü ümüz; toplumsal aç dan katliam ile yüzle ebilmemiz için dü ünmemiz gerek olgulard r. Yüzle meyi takip eden süreç içerisinde son olarak ele almam z gereken unsur ise hesapla ma kavram d r. Geçmi ile ya ad m z yüzle me sonucunda hesapla ma; geçmi i de il tam da yaralar n hala aç k oldu u imdiki zaman ve gelece i esas alarak gerçekle tirilmelidir. Özür ve telafi giri imi bu hesapla ama içerisinde ele al nmal , intikamc duygulardan uzak, hukukun temel al nd bir hesapla ama politikas izlenilmelidir. Özellikle intikam duygular n azaltmas aç s ndan Sivas

220

101

katliam nda geçmi ile hesapla mada onar c adaletin temel al nmas bu aç dan uygundur.

Onar c adalet yakla m ndan faydalanabilmek için bütün sistemi onar c adalet sistemine çevrilmesi gerekmemektedir. Dünyan n pek çok yerinde onar c adalet mevcut sistemlere yard mc niteli indedir. Bu aç dan Sivas katliam ile hesapla lmas ba lam nda onar c adaletin belli özellikleri dikkate al narak mevcut ma duriyeti gidermek, zarar en aza indirgemek mümkün olacakt r.

102

Ekler- I

221

Pir Sultan Abdal Derne i ube Ba kan Feti Bölükgiray ile gerçekle tirilen söyle i notlar :

Pir Sultan Abdal Dernekleri 90 sonras gerçek anlamda kurulmu lard r. Daha önceki dernekler politik de ildi. 93 ten sonra Aleviler örgütlenmeye ba lad lar. 93-95 aras Pir Sultan Abdal Derne inin 35 tane ubesi oldu. Sivas katliam n n bu örgütlenmede olan etkisi çok büyük. Öncesinde aleviler devlete güveniyorlard , hatta baz lar derneklerin devlete duyulan güveni zedeleyece ini dü ünüyordu. Bu aç dan Sivas katliam Alevilerin devletten kopmas na, derneklere yönelmelerine sebep oldu. Katliama u ramamak için kendilerini örgütleme dü üncesi önem kazand . Örgütlenmede bu anlamda sadece bir koruma mekanizmas de il, ayn zamanda bir demokrasi mücadelesini temsil ediyor.

Eskiden 93 öncesi dönemde biz demokrasi mücadelesini devlet ile beraber veriyoruz zannederdik. 1 Temmuz günü yurdun çe itli yerlerinden gelen sanatç lar, dernek üyeleri, genç semahç lar ile birlikte sabah n erken bir saatinde Sivas a vard m zda çok derin bir sessizlik ile kar la t k. Görünürde herhangi bir i aret yoktu. ehrin dört bir yan etkinlik afi leri ile donat lm t . Camileri, sabah erken saatte kapal olan esnaf dükkânlar , kahvehaneleri, yol çal mas nedeniyle üzerine ta lar y lm kald r mlar ile kendi ehirlerimize benzemekteydi. Bu benzerli i görünce insanlar içlerinde az c k da olsa gizledikleri korku ve üphe k r nt lar n silmi lerdi. Korkulacak bir ey olmad n , kendi memleketimizde oldu umuzu anlam t k. Oysa kendi memleketimiz bize dü men kesilmi ti. Onlar n demokrasi anlay na bu noktadan sonra güvenmemiz mümkün de ildi.

221

103

Dernek Sivas katliam sonras nda katliam sonras nda katliam unutturmamaya çal yor. Özellikle 1995 y l nda gerçekle tirilen gazi katliam ndan sonra buna daha da çok önem veriyor.

Ama bu konuda yeterli de iliz. 1993 te gerçekle tirilen Sivas katliam daha o y llarda yeterince hat rlansayd sadece iki y l sonra gerçekle tirilen gazi katliam önlenebilirdi. Art k unutturmamaya daha fazla önem veriyoruz. 2 Temmuz bizim için sembolik bir tarih haline geldi. lenen bütün katliamlar o gün beraber an yoruz. Tüm bu katliamlara maruz kalmalar na ra men aleviler kimseye zarar vermemeye çal m lard r. Tepkilerini hep demokratik yoldan göstermi lerdir. Pazar günü gerçekle ecek olan miting (9 Kas m 2008) bunun bir göstergesi olacakt r.

Ekler- II

Ankara Pir Sultan Abdal Derne inde Sivas katliam nda ya am n yitiren Gülsüm Karababa n n annesi Sultan Karababa ve k z karde i Nilgün Karababa ile gerçekle tirilen söyleyi i notlar :

2 Temmuz 1993 te meydana gelen katliam herkes canl yay nda izledi. Benim karde im içeride beklerken biz d ar da oteli seyrediyorduk. Bu yüzden Sivas katliam daha önce gerçekle tirilen tüm katliamlardan farkl ve ya ayan için çok daha zordur. Daha olay duydu umuz ilk anda hissetti imiz ac , ölüm haberi geldikten sonra iyice artm ve bugünde dek hiçbir ekilde hafiflememi tir. Hafiflememesinde devletin rolü büyüktür. Ben ödedi im her vergide, devletin bir mal n hizmetini, kulland m her olayda bu ac n n artt n hissederim. Bu durum Sivas davas ad alt nda yap lanlardan sonra iyice artm t r. Benim arkamda sermaye grubu, siyasal partiler gibi bir dayana m yok. Geçmi i geri getirmek de imkans z. Tek istedi im devletin sorumlulu unu kabul etmesi.

Müze yap lmas n bu aç dan destekliyoruz. Bildi iniz gibi burada Sivas katliam müzesini biz olu turduk. Ama buras yeterli de il.