yaradılışı ile bu birikimi şiir ve romana taşıyan kıymeti bilinmesi gereken değerli bir
düşünce ve sanat adamıdır. Pek çok sanat ve fikir adamı gibi, kendi bilgi, tercih ve
algılamalarının dışındaki yaklaşımlara karşı sert ve kapalıdır. Ayrıca Cumhuriyetin ilk
aydınlarında hâkim olan düşüncelerini açık, kesin ve yüksek sesle dile getirmek hem
şahsi üslubu, hem de tercihidir (Deliorman, 2000, s.11).
Ş. Bucak, Atsız’ın hayatı ve eserleri ile ilgili yüksek lisans tezinde: “Atsız, ilim adamıdır.
Bu yönüyle hadiselere ilmi titizlikle yaklaşabilecek ilmi birikimi mevcuttur. Bilimsel
araştırmalarında son derece objektif ve tarafsızdır, tüm ilmi birikimini Türkçülük
sahasında kullanır. Kılı kırk yaran bir hassasiyeti ile araştırma yapmış ve böylece tarih
araştırmalarında bir hayli mesafe almıştır” demiştir (Bucak, 1997: 106).
H. Nihal Atsız romanlarında, şiirlerinde, makalelerinde hep romantizmin etkisi
altındadır. Onu ölümsüzleştiren en önemli özellik de, onun Türk Milletine, Türk
Tarihine bakış açısındaki bu romantizmdir. N. Atsız hiç şüphesiz ki Türk
19
milliyetçiliğinin Ziya Gökalp’ten sonraki en büyük ismi olmuştur. Bir devre mührünü
vurmuş mütefekkir, edebiyatçı ve siyasî bir aktivist Atsız Bey fikirleri ve dik duruşu ile
Türk tarihinde kendisine ölmez ve eskimez bir yer edinmiştir (Nihal, 2010, s. 5).
N. Atsız Makaleler 1 adlı eserinde:”Medeni milletlerin dili ile iptidai milletlerin dilini
ayıran en önemli özellik medeni dillerin çok geç ve güç değişmesine rağmen
diğerlerinin kısa zamanda değişmesidir. Bunun sebebi medeni dillerde yazının ve
ortaklaşa bir edebi dilin var olmasıdır. Ortaklaşa edebi dil, söyleyişin değişmemesini
sağlayan bir araçtır. Yahut, söyleyiş değişse bile yazının aynı kalması dolayısıyla
arasındaki bağlantıyı kuran nihai bir faktördür” demiştir (Atsız, 2015: 303).
Bir milletin bütün bireyleri aynı tarzda konuşamaz. Buna fizyoloji, iklim, görenek ve
çevre mutlaka engel olur. Bölgelerden tutun da şehirlerin ve hatta köylerin konuşmaları
arasında bile mutlaka farklar vardır. Dilciler, bir ailede bile herkesin aynı şekilde
konuşmadığını söyler. Bu farkların çoğalarak iki komşu şehir halkının bile birbirleriyle
anlaşılmaz ayrı diller konuşmasını engelleyen başlıca sebep edebi yazı dilidir. Bu da
milli birliğin temel şartlarından biridir (Atsız, 2015: 303).
Atsız’ın hemen hemen bütün şiir ve romanlarında yazar kendi hırçın, fedakâr ve itaatkar
karakterini yansıtır. Hüseyin Nihâl Atsız, Türkçülüğün hem fikir hem mücadele
sahalarında büyük rol oynamış bir idealisttir. Türk milliyetçiliğinin mütefekkir ve
mücadelecisi olarak O, birkaç nesil üzerinde derin tesirler meydana getirmiştir. Ona
göre büyük Türk ülküsü yolunda ilerleyen bireyler millî ruh ve heyecanla ülküye
varmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalı, bu yolda emin adımlarla ilerlerken
geçmişteki tarihimize mal olmuş ölümsüz kahramanları daima yad ederek onları örnek
almalıdır. O bir fikir adamı olarak neredeyse bütün eserlerinde bin yıldan daha uzun bir
sürede oluşturulan Türk tarihinin çalışarak, fedakârlık yaparak azimle hiç bıkmadan
hareket edilerek korunması ve geleceğe taşınmasını gerektiğini vurgular. Çünkü bu
uğurda ne Kürşad ne Alparslan ne de Atatürk hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır
(Torun, 2019: 13).
20
Abdulhamit Toprak’ın Atsız için farklı bir ifadesi vardır. A. Toprak:“Yazılarıyla
‘Türkçü ve köycü’ fikir akımını oluşturmuş ve bu akımın öncüsü olmuştur” tespitini
yapmıştır (Toprak, 2018: 20).
Atsız; tarihçi, Türkolog ve Türkçü kimliğiyle öne çıkan bir fikir adamıdır. Atsız’ı Ziya
Gökalp en çok Türkçü, Zeki Velidi Togan tarihçi kimliğiyle etkilemiştir. Türkçülüğü
sistemli bir şekle sokmaya çalışan ve sistemini ortaya koyan Gökalp, Atsız’ı etkileyen
önemli şahısların başında gelir. Gökalp gibi Atsız da, Türkoloji alanında çalışmıştır.
Türk tarihi ve Türk dili ilgili çalışmalar, ikisi için de önemli bir yere sahiptir. Gökalp;
ilmî birçok makalenin yanında, yazdığı şiirlerle de genç beyinleri etkilemeyi
başarmıştır. Özellikle Turan şiiri, gençleri ve H. Nihal Atsız’ı çok etkilemiştir. Gökalp
yazdığı eserleriyle Atsız’ın gönlünde önemli bir yer edinmiş, ölümüyle Atsız’ı yasa
boğmuştur. Ziya Gökalp’ten etkilenmekle beraber, Gökalp’in ortaya koyduğu
Türkçülük fikrine, yön vermeye çalışan Atsız, Gökalp’ten sonra 20. yüzyılın önemli
Türkçü şahsiyetlerinden biri olmuştur. Gökalp, Türkçülüğü her ne kadar sistemli bir
hale getirmeyi başarmışsa da, sonradan, Atsız’ın Türkçülük fikirleri üzerinde oldukça
etkili olduğu görülmektedir. Ziya Gökalp’in Türkçülüğü, kısmen, Atsız’ın
Türkçülüğünden ayrılmaktadır. Gökalp Osmanlı devleti zamanında yaşayan bir Türkçü
olduğu için, onun Türkçülüğü birleştirici bir özellik taşımaktaydı. Zira Osmanlıda her
kabileden, ırktan, dinden millet yaşamaktaydı. Gökalp, ılımlı Türkçülük fikrini ortaya
koymaya çalıştığı söylenebilir (Toprak, 2018: 21-22).
Atsız’ı etkileyen bir diğer şahsın da Mehmet Akif Ersoy olduğunu söyleyebiliriz.
Şairliği, vatanperverliği ve karakteriyle Atsız’ı etkileyen Akif, önemli bir düşünce
adamıdır. N. Atsız: “Karakter adamı olmak bakımından Akif eşsizdir. O, daima
bulunduğu kabın şeklini alan bir mayi veya cıvık bir halita değil; şeklini sıcakta,
soğukta, borada, kasırgada muhafaza eden katı bir cisimdir.” demiştir (Toprak, 2018:
25)
Türkçeyi iyi kullanan Atsız’ın, yazılarındaki sert üslubu, kendisini tanıyanları
korkutmakla birlikte, kendisine büyük bir hayran kitlesi de kazandırmıştır. Kalemi ve
üslubu nedeniyle buhranlı bir ömür geçiren Atsız, Türkçülük ve Turancılık fikrinin
yılmaz savunucularındandır (Toprak, 2018: 27).
21
Atsız, Ülkü sahibi bir milletin kendisini ve ülküsü ilerletmesi, koruması için daima
taarruzda olması gerektiğini söyler. Aksi halde saldırmayan millete, saldırılır diyerek
kendisinin haklı olduğunu göstermeye çalışmıştır. Dini inancı içine alan millî ülkünün
insanı hayvandan ayıran ve millî ülkünün insanı güçlendiren, sürükleyen ve asil hale
getiren bir faktör olduğunu söyler. (Toprak, 2018: 57)
1.2.1 Romancılığı
H. Nihal Atsız, roman tekniğine yeni bir sistem getirmiş, tarihi ve psikolojik romanın
mihenk taşlarından sayılabilecek eserler yazmış, önemli bir araştırmacıdır. Ayrıca
kendisi bir düşünür, bir Türkçü ve sanat adamıdır. Türk tarihine ve Türkçeye hakimiyeti
ile araştırılmaya değer başarılı bir yazar ve düşünürdür. Atsız‟ı dünyadaki bütün
düşünürlerden ayıran yönü hayatı, siyasi yaşamı, düşünce sistemi ve eserleri ile olan
paralelliğidir. Onun bütün bu sistemleri üst üste gelmiştir. Başarılı siyasetçiler bu
düşünürlerden ilham alarak bir siyaset ve toplum hayatı ortaya koyabilirler (Deliorman,
2000: 9-10).
Atsız, tarihi romanlarında genellikle genellikle Türk kahramanlarının adlarını kişi
kadrosu olarak kullanır. Ahmet Evis:”Bozkurtlar romanındaki kalabalık kişi kadrosunun
neredeyse tamamı efsanevî Türk komutan ve kahramanlarından oluşur. Gerçekleşen
doğaüstü olaylar, eserdeki mekânlar ve tarihsel yapı, Ruh Adam romanındaki kadar
geniş ve işlevsel olmasa da çeşitli yönlerden benzerlikler taşır” tespitini dile getirmiştir
(Evis, 2014: 18).
Romanlarının içeriği düşünüldüğünde Hüseyin Nihal Atsız’ın eserlerindeki fantastik
Belgede
H. Nihal Atsız’ın sözlüğüve söz varlığı, 1. cilt
(sayfa 31-34)