• Sonuç bulunamadı

Sim, Altın (Zer)

FENNÎ DÎVÂNI’NIN TAHLİLİ

1. Sim, Altın (Zer)

Şairin altın ve gümüşün onun gözünde değersizliğini gösterip sözlerinin önemli olduğunu belirttiği bir beyti de şöyledir:

Ġam degil sįm u zerim yoķ ise elde Fennį İşte naķd-i süħanım şarķıla ġarba cārį (G.146/5) IV. Sosyal Hayat

1. Tıp

Şairi hasta eden -görmese bile- sevgilinin şirin dudağıdır. Bu derdin çabası için uğraşanlar, derman diye âşığın kapısına gelenler derdini bir türlü anlayamamışlardır. Şair,

“Ey ay yüzlü güzel hasta oldum, iltifat et, nazar kıl.” diyerek derdinin dermanının yine sevgili de olduğunu belirtmektedir:

Ħasta düşdüm düşeli fikrime şįrįn deheniŋ

Leb-i laǾlinle ķan ol cānıma cān küsme baŋa (G. 13/3)

Benim bu yāreme merhem śadanlar bilmedi derdim Ne deŋlü söz desem āħir derūnum sırrı fāş olmaz (G.77/2)

Dilde ŧāķat ķoymadıŋ gitmez göŋülden ārzū

Ħasta düşdüm iltifāt et ķıl nažar ey māh-rū (G.131/1) 2. Harfler ve Ebced

Eski Türk Edebiyatında şairler pek çok unsurun yanında sayıları ve Arap harflerini de benzetme unsuru olarak şiirlerinde kullanmışlardır. Fennî Dîvânı’nda da harflerin yoğun şekilde yer aldığı görülmektedir. Şair bazen bir kelimeyi ortaya koymak için harflere başvurmuş bazen de harfleri insan uzvuna benzetme amacıyla kullanmıştır. Ayrıca harfler, sûre isimlerinin anılmasında da büyük bir yekûn tutmuştur. Şairin Dîvân’ında bir elifnâme bulunması da harflerle olan münâsebetinin başka bir göstergesidir.

Bu bölümde Fennî Dîvânı’nda yer alan harf ve sayıların kullanımı dört başlık altında toplanmıştır:

82

2.1. Harfleri Vererek Kelimeyi Ortaya Koyma

Aşağıda yer alan beyitlerde şairin ifade etmek istediği kelimeyi doğrudan yazmadan harfler aracılığıyla ortaya koyduğu görülmektedir:

Ķāf u yā u dāl: Kayd

Ķāf u yā u dāl oķurlar ķaddine ol āfetiŋ

Şol elif taħtında gör pinhān olur Bektāşiler (G.49/2) Lām u bā: Leb

Kim ki ŧutdu ehl-i fażlıŋ dāmeniŋ derk eyledi Gül yüzünde aġ ķara n’idügin farķ eyledi Lām bādan aldı dersiŋ śıdķını perk eyledi Śıdķa erdi kiźb-i kāźible ķodu terk eyledi

Ŧoġru anlar źerreden şemse giderler bį-gümān (Mus.42/4) Kāf nūn: Kün

Kāf nūn emrini remz ile getirdi ĥāli

Deme dilsiz ķalamam ŧūŧį-zebāndır taĥķįķ (G.103/5) Ķāf u şįn: Kaş

Görmedim zülfüŋ gibi Ǿālemde bir dil-gįr olur Ķāf u şįniŋ ķatline Ǿāşıķlarıŋ şemşįr olur (G.61/1) fį mįm: Fem

Fenni fį mįm sırrıŋ ifşā etmeden eyle ĥaźer

Aŋlamaz ol ĥāli nā-ehle demeklik zūr olur (G.37/6) Elf ü bį: Eb

Elf ü bįden bir muǾammādır vücūdu ser-te-ser

Şābb-ı emreddir velįkin ħurde-sāl olmuş gezer (G.67/3) Elif be cim ile dāl: Ebced

El üstünde eldir yazan yazıyı Naķşı ħaŧŧı güzel el bilir misiŋ Manŧıķ-ı meǾāni oķudum dersiŋ

Elif be cim ile dāl bilir misiŋ (Mus.46/1)

83 2.2. Sûre İsimlerinin Kullanımında Harfler

Fennî Dîvânı’nda sûrelerin başındaki harfler sebebiyle sûre isimlerinin sıklıkla manzumelerde anıldığı görülmektedir:

Gör imdi nice fażl issi ķalem ķāfıŋ serįr etmiş

Ķalemdir “ķāf vel-Ķurǿān ķalem”98dir cāmiǾü’l-āyāt (II/3)

Levĥ çün Mūsā şikest etdi ledünne buldu yol Oķudu ol ŧā hā vü sįn yā Ġanį Perverdgār (IV/28) 2.3. Harflerin Benzetme Amacıyla Kullanılması

“Kim ki gamla ağlarken sevgilinin mim dudağından iltifat gördü, gönlünün her hanesi âbâd olmuştur.” Sevgilinin hasreti içindeki âşık, gam içerisinde gönlü perişan iken sevgiliden küçük bir lütûf görse mutlu olacaktır. Bu beyitte şairin gördüğü lütûf, sevgilinin yok denecek kadar küçük olan dudağından gelmektedir. Âşığa bir söz söylemesi için dudağını açması bile bir iltifattır. Şair bu durumu ağzı, mim harfine benzeterek vermiştir:

Kim ki gördü dil-beriŋ mįm-i feminden iltifāt

Aġlār ise ġamla maǾmūr göŋlünüŋ her ħānesi (G.144/4)

Âşığın elif boyunun çektiği acılar karşısında bükülmesi mim yahut dal harfinin şekli yapısıyla ilgi kurularak verilmiştir.

Śaķın ey lebleri al etme śaķın

Sen elif ķadrini dāl etme śaķın (G.117/1)

Āl ile göŋlümü aldıŋ ele meftūn etdiŋ Ŧurmadıŋ Ǿahdine žālim beni Mecnūn etdiŋ Aķıdıp gözlerimiŋ yaşını Ceyĥūn etdiŋ Çāresiz ķoyduŋ elif ķaddimi nūn etdiŋ Sen de bir sen gibi ġaddāra giriftār olasıŋ Etdigiŋ gibi beni dāl u bį-zār olasıŋ (Mus.7/2)

Aşağıda yer alan manzumede ise bir namaz tablosu yer almaktadır. Kâmet elif, rukû hı, secde mim, kaide ise dâl harfi olarak tasvir edilmiştir:

98 Kâf. Mecîd (şerefli) Kur'an'a and olsun. (Kâf, 50/1)

84

İster iseŋ saŋa her bir mescid olsun ey emįn Ķo çekil baǾżen ĥasedle olmaġıl kiźbe ķarįn Ķāmetiŋ elf et rukūǾıŋ ĥa ola ey nāzenįn Secdeni mįm aldınıse ķāǾideyn dāldır hemįn Kāfįdir ĥüsnüŋ kitābından oķunsa bir varaķ

Ħāme-i ķudret[i] yazmış śafĥa-i ruħsāra baķ (Mus.16/5) 2.4. Sayılarla İlgili Kullanımlar

“Hurûfîliğe göre varlığın zuhuru sesledir. Sesin kemali, kelam, yani sözdür; bu da ancak insanlarda ortaya çıkar. Söz, harflerden meydana gelir. Buna göre sesin ve sözün aslı harftir. Hz. Muhammed 28 harfle konuşmuştur; Arapçada 28 harf vardır ve Kur’an bu harflerden meydana gelmiştir. Farsçada ise 32 harf vardır. Fazlullah’ın Cavidan’ı, bu 32 harften oluşur.”99 Fennî Dîvânı’nda da özellikle si vü dü (yirmi sekiz) ve bist ü heşt (otuz iki) rakamlarının tekrarlandığı görülmektedir:

Bist ü heşt ü si vü düdür ķāmetiŋ vezn eyledim

Ķande baķsam görünen ol servi ķāmetdir baŋa (G.3/3) 3. Yiyecek ve İçecek

Fennî Dîvânı’nda kebab, şarap, ciğer gibi yiyecek-içecek isimleri anılmaktadır:

Olmasın mı āteşi şevķıŋle dil murġı kebāb

ŞemǾe-i ruħsārına pervāne Allāh Ǿaşķına (G.133/4)

Āteş-i hicriŋle bu baġrım kebāb etdiŋ ǾAlį

Çeşmimi düzdüŋ ķadeĥ yaşıŋ şarāb etdiŋ ǾAlį (G.142/1)

Nihān aġlar gözü Ǿāşıķlarıŋ çeşminde yaş olmaz

Yanar ŧaġar cigerdir bu śusuz elbet de aş olmaz (G.77/1) 4. Giysi

Külah, fes, ter külahı denilen feslerin içine konulan ince tülbent Dîvân’da ön plana çıkmaktadır:

Bu Ǿacebdir çeşm-i seĥĥārıŋ görenler dedi pes Ħalķa dāǿim giydirir gör gāh külāh gāh fes (G.82/1)

99 GÖLPINARLI, Abdülbaki, Hurûfîlik Metinleri Katalogu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1973, s.18.

85

İsteme şimdü ħırķa tāc ile olmaz dörd beş Sen ol Ǿabdāl-ı beşhūr saŋa külāhı teri (G.147/3) 5. Eşya ve Âletler

Divan Şiirinde sıklıkla görülmeyen bir örnek de Fennî Dîvânı’nda yer almaktadır.

Şair, Eski Anadolu Türkçesinde tava anlamına gelen “tagar” kelimesini kullanarak ciger tava yemeğine yer vermiştir:

Nihān aġlar gözü Ǿāşıķlarıŋ çeşminde yaş olmaz

Yanar ŧaġar cigerdir bu śusuz elbet de aş olmaz (G.77/1)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Benzer Belgeler