• Sonuç bulunamadı

3. SİLAHDAR SEYYİD MEHMET PAŞA DÖNEMİ (1779-1781)

3.2. Silahdar Seyyid Mehmet Paşa'nın Sadrazam Olması

Küçük Kaynarca Muahedesi yapılınca Osmanlı Devleti'nin büyüklüğü ve şanının dayanamayacağı böyle bir ağır yük altından kalkıp bundan kurtulması, askeri ve sivil idarenin tanzimiyle eski parlak günlerine ve kuvvetine erişmesine bağlı idi.

Sultan I. Abdülhamid Han, buna tedbir ve çare olacak bir vezir bulmak için sadrazamları sık sık değiştiriyordu. “Lakin Allah'ın hikmeti devletin hasta haline

yerleşen fenalık sari bir hastalık gibi olmakla birlikte her kim sadaret işlerine getirildi ise gönle ferahlık verecek bir tedbire muvaffak olamadı. Sadaret makamına gelmeden önce işbilir ve yoluna koyar diye herkesin güvendiği beğenilen ve meşhur birçok zat, sadaret makamına geldikten sonra kusurlu oldular”.111

Bu kabilden Kalafat Mehmet Paşa'nın Yeniçeri Ağası iken yaptığı hizmetlere bakan herkes onun sadarette muvaffak olacağını düşünüyordu. Bu sebeple sadaret makamına getirilmişti. Sadrazam, iki kere ağalığını yaptığı Yeniçeri Ocağında yukarıdan itibaren birtakım değişikliklerde bulundu. Ancak sadrazam olunca kendisinden umulan başarı görülmediği gibi sadareti sırasında pek çok yangınlar olmuştu. Bu yangınlar Kalafat Mehmet Paşa hakkında söylentileri iyice arttırmıştı.112

Kalafat Mehmet Paşa'ya yönelik tepkilerin büyüklüğünü gösteren yangınların artan sayısı yanında diğer bir görevden alınma sebebi olarakta "ümmiliği" gösterilmektedir.113 Kalafat Mehmet Paşa'nın okuması yazması olmadığından bazı hatt-ı hümayun ve devlet sırları başkalarının eline geçerek hükümdarla sadrazam arasında kalması gereken bazı mahrem yazışmalar şüyu (herkes tarafından duyulma) bulmuştur. Bu gibi sebeplerden dolayı Kalafat Mehmet görevinden alınmıştı.

devha-i ikbal-i karin-i tebahtur ve ihtizaz İzzet Paşa'nın azli günü mükerreren kethüda-yi sadr-ı Ali ve mihr-i vak 'u şanı bihter ez-evvel müşa'şa ve mütelali olmuş idi". (Vasıf, a.g.e, s. 243).

111 Cevdet, a.g.e, s. 198.

112 Kalafat Mehmet Paşa'ya yönelik" ...Ve ağa Mehmed Paşa'nın azline bâ‘is iki mâhdan mütecâvizdir

ki gecelerde ve gündüzlerde falan yerde kundak bırakdılar ve filan yerde ocak tutuşdu ve falan yerde ihrâk var deyu gecede ve gündüzde o tarafa bu tarafa koşarlar idi bir rütbe halka korku düşmüş idi ki bir şeye kıyas olmaz idi merkūmun azli gününde ol fiil def‘ ve münkatı‘ olmuşdur... " çıkan haberler

onun görevinden alınmasına neden oldu.(Ruzmerre, s. 9).

113 Padişah Hatt-ı hümayunların Kalafat Mehmet tarafından "zaruri" başkalarının eline geçtiğini ve

Sadrazamlar, devletin zor zamanlarında istenileni veremiyor ve sık sık değişikliğe uğruyorlardı. Sık sık sadrazam değişikliğinden Kara Silahdar'ın mesul olduğu her tarafta söylenmekte olduğundan ve İstanbul'da çıkan yangınların sürekli vukuu silahdar aleyhindeki dedikoduyu artırdığından artık perde arkasından çıkarak bizzat işleri ele almasına lüzum görülmüştü.114

Böylece 22 Ağustos 1779'da Kethüday-ı Bevvabin-i Sultani El Hac Selim Ağa aracılığı ile Kalafat Mehmet Paşa'dan Mührü Hümayun alınarak115

padişahın mutemedi olan Kara Silahdar Mehmet Ağa'ya verildi.116

Silahdar Seyyid Mehmet'in göreve getirilişiyle sadrazam arayışında olan I. Abdülhamid'in arzuladığı ölçüde biri mührü alırken Silahdar Seyyid Mehmet'te göz önüne çıkmış oldu.117

Yeni sadrazam, Sultan I. Abdülhamid'in inandığı ve güvendiği bir kişi olduğundan her konuda saltanat makamının danışmanı idi.118

Etkisi ve serbest hareket edebilme imkanı kendisinden öncekilerden çok farklı olan sadrazamın padişahın hususi hizmetinde liyakat gösterdiğinden sadarette de başarılı olacağı umulmuştur.119

Silahdar Seyyid Mehmet Paşa, akıllı ve üstün zekasından dolayı bir buçuk yıl süren sadrazamlığı sırasında işleri çok iyi yürütmeyi başardı.120

Diğerlerinden farklı olan Silahdar Seeyid Mehmet Paşa için rahat hareket edebilme konusunda I. Abdülhamid'in hatt-ı hümayunlarında daha açık ve ileri ifadeler bulunmaktadır.121

I. Abdülhamid ona verdiği "istiklal"i hatırlatmakta göreve gelmesinden itibaren kendisine gönderdiği hatt-ı humayunlarda ona devletin nizam bulduğunu "çırağ-ı hassım, nizam-ı devletim, vezir-i bi-nazirim" elkabıyla

114 Uzunçarşılı, a.g.e, 2003, s. 428. 115

Cevdet, a.g.e, s. 198.

116 silahdâr-ı şehriyârî es-Seyyid Mehmed Ağa terbiyesiyle yeniçeri ağası Mehmed Ağa makām-ı

sadârete mevsûl olup tamâm bir sene ta‘tîl-i mesned-i sadâret ve sitem-i zarîfân-ı zamân tarafından Kalafat Paşa lakabı ile tahsîl-i sermâye-i şöhret ve sâiki olan halefine gûyâ vekâlet edip doksan üç Şabanı'nın sekizinde üftâde-i gıyâbetü'l-cübb in‘izâl ve silahdâr-ı müşârun-ileyhe hâtem-i sadâret revnak-ı engüşterîn-i ikbâl olup..." (Esad Efendi, Kethüdazade Said: Tarih-i Sefer-i Rusya,

Süleymaniye Kütüphanesi, nr.2143, vr.15b).

117

Sarıcaoğlu, a.g.e, 2001a, s. 143. "...Ve mâh-ı şaban-ı şerîfin dokuzuncu Cuma ertesi günü hâlâ

sâhib-i mühür olan ağa Mehmed Paşa azl olup yerine hâlâ silahdar-ı şehriyârî olan es-Seyyid Mehmed Ağa'ya mühr-i hümâyûn verilip çerâğ olmuşdur..." (Ruzmerre, s. 9).

118 Mustafa Nuri Paşa, a.g.e, s. 156. 119 Cevdet, a.g.e, s. 199.

120

Mustafa Nuri Paşa, a.g.e, s. 156.

121 Hükümdar Silahdar Mehmet için "kaffe-i umuru senin re'yine havale eyledüm. Her umurda

müstakilsin, Allahu Teala seni benden ve devletimden, beni senden ayırmasun" demiştir. I.

Abdülhamid'in Karavezir ve diğer sadrazamlara sözlü ve yazılı olarak verdiği bağımsızlığa Ahmet Vasıf da temas eder. (Vasıf, a.g.e, s. 6).

yazmaktaydı.122

I. Abdülhamid'in onu sadarete geçirmesinin en önemli sebebi düşündüğü bazı ıslahatları gerçekleştirmekti. Bu sebeple padişah, yeni sadrazama çıkardığı bir hatt-ı hümayunla mülki ve askeri hususlardaki ıslahata taraftar olduğunu belirterek kendisinden bu hususta çalışmasını beklediğini belirtti.123

Kara Silahdar sadarete gelince Karavezir olarak anılmaya başlandı. I. Abdülhamid Han devrinde olan sadrazamlar içinde en fazla sözü geçen ve bağımsız hareket eden sadrazam olduğuna hakkında çıkan hatt-ı hümayunlar dalalet eder.