• Sonuç bulunamadı

Siber zorbalık davranışı gösteren bireyleri harekete geçiren gücün ne olduğuna baktığımızda karşımıza birçok faktör çıkmaktadır. Bunlardan biri siber ortamın doğasıdır. Siber ortam bireylerin diğerleri ile etkileşiminin yaygınlaşmasına olanak sağlamaktadır. Diğer taraftan, bireylerin gerçek yaşamda yüz yüze ilişkide diğerlerinin verebileceği tepkilerle karşılaşmalarını sınırlandırmakta ya da ortadan kaldırmaktadır. Bu yönüyle siber ortam bireylerin kimliklerini saklayarak gerçek dünyada söyleyemediklerini söyleyebilme gücü ve bunların sonuçlarının sorumluluğundan kaçabilme olanağı yaratmaktadır. Benzer şekilde Hinduja ve Patchin (2015) siber zorbanın davranışının, gerçek dünyanın sosyal normları ve potansiyel sonuçlarından daha çok, çevrimiçi ortamın özelliklerinden etkilendiğini belirtmişlerdir. Bu ortamda kontrol eksikliğinin ve zarar verici içeriğin hızla yayılmasının, bireylerin siber zorba davranışlarında bulunmalarını kolaylaştırdığı söylenebilir.

Varjas, Talley, Meyers, Parris ve Cutts (2010) 15-19 yaşlarındaki 20 öğrenci ile yarı yapılandırılmış bireysel görüşme yoluyla nitel bir çalışma yapmışlardır. Çalışma bulgularına göre siber zorbalığın harekete geçiricilerini (motivations) içsel ve dışsal olmak üzere sınıflandırmışlardır. İçsel harekete geçiricilerin siber zorbanın duygusal durumu ile ilişkili olduğu belirtilmiş ve bunlar, intikam, sıkıntı, kıskançlık, kışkırtma, kişiyi deneme, anonim olma, onay arama ya da duyguların yönünü değiştirme olarak sıralanmıştır. Dışsal harekete geçiricilerin ise hedef olan kişi ya da durumla ilişkili faktörlerden kaynaklandığı vurgulanmış ve bunlar, mağdurun farklı olması, yüz yüze olmama, sonuçlarla karşılaşmama olarak belirtilmiştir. Ayrıca bu çalışmanın bir diğer önemli bulgusu, siber zorbalıkta, içsel harekete geçiricilerin dışsallardan daha sık görülmesidir.

Alanyazında yapılan araştırmalarda siber zorbalığın nedenleri; öç alma, eğlenme, güç göstermenin bir yolu, saldırganca davranmaktan haz alma, akranlar arasında saygınlık kazanma, arkadaşlık ilişkilerini güçlendirme ve gerçek yaşamda ifade edilemeyen saldırganca düşlemleri siber ortamda ifade etme olarak sıralanmıştır (Kowalski ve ark., 2012; König, Gollwitzer ve Steffgen, 2010; Li, 2007; Slonje ve

Yıldırım ve Erdur-Baker (2013) 15 yaşında siber zorbalık yapan ergenlerle derinlemesine görüşme yaparak siber zorbalık algılarını ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada ergenler siber zorbalığın nedenlerini, şaka yapmak, kasıtlı zarar vermek, siber ortamda zorbalığın kolay olması ve öç almak olarak belirtmişlerdir. Ayrıca, bu araştırmada ergenlere siber zorba ve siber mağdurların özellikleri sorulmuştur. Ergenler siber zorbaları, dışlanmış, sevilmeyen, kaba, küstah, empati eksikliği olan: siber mağdurları ise içe dönük, dışa dönük ve internet güvenliği hakkında bilgi eksikliği ya da yetersizliği olan bireyler olarak tanımlamışlardır.

Siber zorba ya da siber mağdur olmayla ilişkili olarak bir başka etkili faktörün bireylerin kişisel özellikleri olduğunu söyleyebiliriz. Dilmaç (2009) yaptığı çalışmada, bireylerin kişisel özelliklerini belirleyerek psikolojik ihtiyaçlar ile siber zorbalık ve siber mağduriyet arasındaki ilişkileri incelemiştir. Bu çalışmada bireyin ilgi görme ihtiyacı artıkça siber zorbalık davranışının artığı belirtilmiştir. Ergenlerin günlük hayattta bulamadıkları sevgi, ilgi ve duygusal desteği siber ortamda saldırgan davranışlar sergileyerek giderdikleri ifade edilmiştir. Duyguları anlama ile siber zorbalık davranışı arasında negatif bir ilişki ortaya konmuştur. Sebat ve yakınlık (çok sayıda kişisel arkadaşlık kurma ve sürdürme) artıkça siber mağduriyetin azaldığı belirtilmiştir. Benzer şekilde Tanrıkulu (2015) çalışmasında, temel ihtiyaçlardan ait olma ve güç düzeyi azaldıkça, siber zorbalık davranışında artma eğilimi olduğunu belirtmiştir. Özellikle sevme, sevilme, diğerleriyle birşey paylaşma ve diğerlerinin gözünde değerli olmayı içeren ait olma ihtiyacını karşılamayla ilgili problem yaşayan bireylerin daha fazla siber zorbalık davranışlarında bulunduğunu ifade etmiştir. Bu araştırmanın bir diğer sonucu olarak, güç ihtiyacını karşılamada yetersizliği olan bireylerin daha fazla siber zorbalık davranışları gösterdiği ortaya konmuştur. Ayrıca Schoffstall ve Cohen (2011) çalışmalarında, yalnızlık düzeyi yüksek, kendilik değeri, sosyal kabulü ve arkadaşlık kurma becerisi düşük düzeyde olan bireylerin siber zorbalık davranışlarına daha fazla katıldıkları gözlemlenmiştir.

Ayrıca Arıcak (2015) siber zorbalığın nedenlerini siber zorba ve siber mağdur açısından ele almıştır. Zarar verme amacıyla yapılan siber zorbalık davranışının altında yatan nedenleri, öç/intikam alma duygusu, farklı görüşlerden olan kişileri cezalandırma arzusu, fiziksel dünyada ulaşamadığı başarıyı sanal ortamda elde etme isteği, popüler olma arzusu, düşük özgüven ve düşük benlik saygısı, aile içinde

yaşanan sorunlar ve yaşanan ruh sağlığı problemleri olarak sıralamıştır. Benzer şekilde siber mağduriyetin nedenlerini ise, fiziksel ya da sanal ortamda diğer kişilerle sürtüşme ve çatışma yaşamak, düşük özgüven ve benlik saygısı, internetteki güvenlik ayarlarını bilmemek ya da önemsememek, internet ortamında kişisel sınırlarını ve mahremiyetini koruyamamak ve mağdur olmayı tercih etmek şeklinde belirtmiştir.

Siber zorbalığa katkıda bulunan faktörleri inceleyen araştırmalara bakıldığında, internet kullanma süresinin siber zorba ve siber mağduriyetle ilişkili olduğu (Hinduja ve Patchin, 2008; Soydaş ve Uçanok, 2014; Sticca, Ruggieri, Alsaker, ve Perren, 2013), düşmanca duyguların ve psikotik belirtilerin siber zorbalığı anlamlı olarak yordadığı (Arıcak, 2009), siber zorbalığa maruz kalma düzeyi ve psikotizm arasında pozitif ortalama ilişki olduğu (Ayas ve Deniz, 2014) ve riskli internet davranışları ve dışsal öz-değer alanları (akademik yeterlik, onay alma ve rekabet) siber zorbalığı/siber mağduriyeti pozitif, içsel öz-değer alanları (erdem ve aile desteği) ise negatif yönde yordadığı (Eroğlu, 2011) bulunmuştur. Ayrıca siber zorbalık düzeyi ile öfke, düşmanlık, depresyon, kişilerarası duyarlılık ve psikotizm psikolojik belirtileri arasında pozitif bir ilişki olduğu (Batmaz ve Ayas, 2013) ve siber zorba ve mağdurların anababaları ile kurdukları ilişkilerin yetersizliği (Ybarra ve Mitchell, 2004b) ile akranlar ve aile üyeleriyle ilişkide yaşanan kişilerarası güçlükler, sosyal beceri eksiliği ve sosyal kaygı düzeyinin yüksek olmasının, siber mağduriyet olasılığını artırdığı (Navarro ve ark., 2012) görülmektedir.

Kowalski, Schroeder, Giumetti ve Lattanner (2014) gençler arasında siber zorbalık araştırmalarının metaanalizini yaptıkları çalışmada, siber zorbalık ile ilişkili risk faktörlerini, geleneksel zorba olmak, saldırganlığa ilişkin normatif inançlar, ahlaki çözülme, riskli çevrimiçi davranış, narsizim, internet kullanım sıklığı ve öfke olarak belirtmişlerdir. Benzer şekilde siber mağduriyetle ilişkili risk faktörlerini, geleneksel mağduriyet, geleneksel zorbalık, öfke, riskli çevrimiçi davranış, internet kullanım sıklığı, sosyal kaygı, ahlaki çözülme ve hiperaktivite olarak ortaya koymuşlardır. Bunlara ek olarak, Livingstone ve Smith (2014) 2008’den beri yayınlanan araştırmaları derleme çalışması yaparak, siber zorbalığa maruz kalmada risk faktörlerini bireysel faktörler (heyecan arayışı, düşük benlik saygısı, ahlaki çözülme, psikolojik güçlükler), sosyal faktörler (düşük anababa desteği, akran normları) ve

dijital faktörler (çevrimiçi uygulamalar, dijital beceriler, online siteler ve servislerin sağlayıcılığı (affordances) olarak tanımlamışlardır.

Yukardaki çalışmalara baktığımızda siber zorbalığın nedenine ilişkin net bir yanıt vermek mümkün olmamakla birlikte, bu olguya bir çok faktörün neden olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar siber ortamın özellikleri, kişisel faktörler ve sosyal faktörler olarak sıralayabiliriz. Bu nedenle siber zorba ve siber mağduriyet davranışını daha iyi anlayabilmek için bu faktörlerin birlikte incelenmesi gerekmektedir. Nedenlerini bildiğimiz bir sorunla daha iyi başedebileceğimizi düşündüğümüzde, bu faktörlerin dikkate alınarak önleme ve müdahale programlarının bu faktörlerin dikkate alınarak düzenlenmesi önemli olacaktır.