• Sonuç bulunamadı

Ergenlikte bireylerin yaşadığı birçok değişim ile birlikte özellikle bilişsel değişimlerle kendileri üzerinde düşünme ve nitelemeleri farklılaşmaktadır. Genişleyen toplumsal ilişkileri kendilerine ilişkin farklı yönlerini görme ve bu yönleri arasındaki yaşanan çelişkileri yoğun yaşamalarına neden olmaktadır. Ancak orta ergenlikten geç ergenliğe doğru bireyin kendine ilişkin görüşleri ve özellikleri örgütlü bir sistem içinde bir araya getirmeleri mümkün olmaktadır (Harter ve Whitesell; 2003). Benlik kavramı, bir bireyin kendini tanımladığı özellikler, yetenekler, tutumlar ve değerler bütünüdür. Benlik saygısı kendi değerimiz hakkında vardığımız yargılar ve bu yargılarla ilişkili duygulara verilen ad olarak tanımlanabilmektedir (Berk, 2013). Benlik saygısı kendi yeterliliklerimize ilişkin değerlendirmelerimizle duygusal deneyimleri, gelecekteki davranışı ve psikolojik uyumu etkilemektedir.

Rosenberg’e (1965) göre benlik saygısı, benlik değerinin, kendini kabulün ve kendine saygının düzeyini içerecek şekilde, bireyin kendine ilişkin genel yargılarını ifade etmektedir. Rosenberg benlik saygısını, “bireyin kendisine yönelik olumlu ya da olumsuz tutumu” olarak tanımlamıştır. Yüksek benlik saygısına sahip bireyler kendilerini değerli ve saygıdeğer hissederler ancak bu kendini üstün görme değildir. Düşük benlik saygısına sahip bireyler ise kendilerinden memnun değillerdir.

Rosenberg’e göre düşük benlik saygısı, bireyin sosyal bağlamda deneyimlediği güvensizlik ve olumsuz değerlendirmeler; yüksek benlik saygısı ise aile ve akran ilişkileri aracılığıyla oluşan destekleyici nitelikteki referans gruplarının varlığı ile gelişmektedir (Rosenberg, 1979).

Benlik saygısı erken çocukluk döneminden başlayarak gelişmekte ve ilk ergenlikte değişimler gösterirken orta ergenlikten genç yetişkinliğe doğru kalıcı hale gelmektedir (Block ve Robins, 1993; Trzesniewski, Donnellan ve Ronbins, 2003). Ayrıca benlik saygısı aile yaşantıları, akran etkileşimleri ve önemli yaşam olaylarından etkilenmektedir (Juhasız,1989). Annebabalarıyla ilişkilerini sıcak ve güvenli olarak algılayan ergenlerde benlik saygısının yüksek olduğu gözlemlenmiştir

Benlik saygısı ile saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar tartışmalı sonuçlar ortaya koymaktadır. Bir bakış açısı, düşük benlik saygısının saldırganlığa yol açtığını ileri sürmektedir (Donnellan, Trzesniewski, Robins, Moffitt, ve Caspi, 2005). Bu bakış açısına göre, düşük benlik saygısı saldırgan davranışı içeren bazı problem davranışların temelini oluşturmaktadır. Aslında düşük benlik saygısına sahip bireylerin, başarısızlıklarını ve problemlerini dışsallaştırarak, yetersizlik, aşağılık ve utanç duygularına karşı kendi kendilerini korudukları belirtilmektedir. Bu yaşadıkları duyguların diğerlerine yönelik saldırgan davranışlara neden olabileceği söylenmektedir. Diğer bir deyişle, düşük benlik saygısına sahip bireyler, kendi problemleri için diğerlerini suçlayabilmekte ve benlik saygılarını artırmanın yolu olarak saldırganca davranabilmektedirler. Başka bir bakış açısında yüksek benlik saygısının saldırganlığa neden olabileceği ifade edilmektedir (Baumeister, Smart ve Boden, 1996). Bu görüşe göre ise saldırganlığın, kendilik deneyimleri şişirilmiş narsistik bireylerde görüleceği ileri sürülmektedir. Yüksek benlik saygısının ego tehditi ile bütünleşmesinin saldırganlığın en büyük nedeni olduğu vurgulanmıştır. Yüksek benlik saygısına sahip bireyler benlik saygısını kaybetmeyi ve başarısızlığı beklememektedirler. Benlik saygısına yönelik tehditler artığında saldırganca yöntemlere başvurmaktadırlar. Bu bireyler genellikle benlik saygılarını kaybetmekten korkmakta ve bu nedenle benlik saygılarına yönelik tehdit geldiğinde aşırı derecede savunmacı olmaktadırlar. Gerçeğe dayanmayan ve abartılmış benlik değerine sahip, savunmacı benlik yapısı olan bireyler eleştirileri kabullenmekte güçlük yaşamaktadırlar. Bu bireyler benliklerini korumak için tehditin kaynağına saldırmaktadırlar. Benzer şekilde, Bushman ve Baumeister (1998) narsizmin saldırganlık ile ilişkili olduğunu fakat benlik saygısı ile ilişkili olmadığını bulmuşlardır. Benlik saygısı ile saldırganlık ilişkisinde güncel yaklaşım ise, düşük benlik saygısından daha çok yüksek benlik saygısı ile ilişkili olan narsizmin saldırganlığa katkıda bulunduğunu ileri sürmektedir. Düşük benlik saygısının saldırgan davranışla ilişkili olmadığı, çünkü saldırgan davranışın, cesaret gerektiren risk alma davranışını içerdiği belirtilmektedir (Ostrowsky, 2010).

Benzer şekilde, geleneksel zorbalık ve benlik saygısı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalara bakıldığında, benlik saygısı ile geleneksel zorba olma arasında tutarsız sonuçlar olduğu görülmektedir. Örneğin, bazı araştırmalar, düşük benlik saygısının

geleneksel zorba olmakla ilişkili olduğunu belirtirken (O’Moore ve Kirkham, 2001) bazı araştırmalar, geleneksel zorba olmanın yüksek benlik saygısı ile ilişkili olduğunu vurgulamaktadır (Salmivalli, Kaukiainen, Kaistaniemi, ve Lagerspetz, 1999). Ayrıca Fanti ve Henrich (2014) zorbaların, düşük benlik saygısı ve yüksek narsisizme sahip olduklarını belirtmişlerdir. Bu ergenlerin, benlik değerini artırmak, dikkat çeken davranışlarla sosyal statülerini artırmak ve kırılgan benlik imajlarını korumak için zorbalık yaptıklarını vurgulamışlardır. Diğer taraftan, benlik saygısı ile geleneksel mağduriyet ilişkisini inceleyen araştırmalar ise daha tutarlı sonuçlar ortaya koymaktadır. Birçok araştırma geleneksel mağduriyet ile düşük benlik saygısı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur (Boulton ve Smith, 1994; Egan ve Perry, 1998). Ancak düşük benlik saygısının mağduriyetin sebebi mi yoksa sonucu mu olduğu konusunda bir netlik bulunmamaktadır. Cook, Williams, Guerra, Kim ve Sadek (2010) bireylerin kendileri hakkında olumsuz tutum ve inançlara sahip olmasının mağduriyetle ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca O’Moore ve Kirkham’ın (2001) araştırmasında geleneksel mağdurların mağdur olmayanlardan daha düşük benlik saygısına sahip oldukları ve kendilerini mağdur olmayanlara kıyasla daha kötü muamele gören, daha kaygılı, daha az popüler olarak değerlendirdikleri bulunmuştur. Benzer şekilde, Jankauskiene, Kardelis, Sukys ve Kardeliene (2008), düşük benlik saygısının mağdur olma ile ilişkili olduğunu fakat zorbalık ile ilişkili olmadığını bulmuşlardır. Bu ilişkilere siber zorbalık açısından baktığımızda, son yapılan araştırmalarla, siber mağdurların düşük benlik saygısı gösterdiği ortaya konmuştur (Brewer ve Kerslake, 2015; Cenat ve ark., 2014; Price ve Dalgleish, 2010). Kowalski ve Limber (2013) hem siber zorbaların hem de siber mağdurların düşük benlik saygısına sahip olduğunu belirtilmiştir. Patchin ve Hinduja (2010) ise siber zorba ve mağdurların, siber zorba ve mağdur olmayanlara göre daha düşük benlik saygısına sahip olmalarına rağmen siber mağduriyet ve benlik saygısı arasındaki ilişkinin siber zorbalık ve benlik saygısı arasındaki ilişkiden daha güçlü olduğunu ifade etmişlerdir. Diğer taraftan Özel (2013) araştırmasında, benlik saygısındaki artışın siber zorbalık yapmayı artığını bununla birlikte benlik saygısındaki azalmanın siber mağduriyeti artırdığını ortaya koymuştur. Tanrıkulu’nun (2013) araştırmasında, benlik saygısının siber zorbalığı yordadığı ve benlik saygısı düşük olan öğrencilerin siber zorba davranışlarında artış olduğu bulunmuştur.

Yukarıda aktarılan alanyazındaki araştırmalardan hareketle mağduriyet ile benlik saygısı arasında, zorbalık ile benlik saygısı arasındakinden daha güçlü bir bağın tanımlandığını söyleyemek mümkündür. Buna göre, düşük benlik saygısının siber mağduriyet ile ilişkili olduğu ancak benlik saygısı ile siber zorbalık davranışı arasındaki ilişkinin değişkenlik gösterdiğini söylebiliriz. Katzer, Fetchenhauer ve Belschak (2009) 5-11. sınıf öğrencileri ile yaptıkları araştırmada daha düşük benlik saygısına sahip öğrencilerin, hem geleneksel hem de siber zorbalıkta daha çok mağduriyet yaşadıklarını ortaya koymuşlardır. Düşük benlik saygısına sahip bireylerin zorbalar tarafından “kolay hedef” olarak görüldüğü belirtilmektedir (Fanti ve Henrich, 2014). Brighi ve ark. (2012), İtalya, İngiltere ve İspanya’da 12-16 yaşlarında 5862 ergenle yaptıkları ve benlik saygısının siber mağduriyete etkisini inceledikleri araştırmada, benlik saygısı ile siber mağduriyet arasında negatif bir ilişki bulmuşlardır.

Ayrıca günümüzde çocukların düşük ya da orta başarı sonucu övgü alarak yetiştirildiği, buna bağlı benlik saygılarının şişirildiği şeklinde bir düşünce yaygındır. Bu bireylerin rekabet ve eleştiriye karşı toleranssız olabileceği belirtilmektedir. Twenge (2009) bugünün gençlerinin çok özgüvenli ve iddialı fakat bir o kadar da depresif ve kaygı yaşayan bir nesil olduğunu vurgulamaktadır. Twenge (2009) çalışmasında nesil farklılıklarıyla ilgili 1.3 milyon genç hakkındaki bilgilere dayanan on iki araştırmanın sonuçlarını sunmaktadır. Birçok bilgi ve örneğin sunulduğu çalışmada özellikle bazı okulların, öğretmenlerin ve ailelerin çocukların yaptığı hataları, kendilerine olan saygıları azalmasın diye düzeltmediği belirtilmektedir. Twenge ayrıca benlik saygısının çok abartılmasının çocukların yaşamda karşılarına çıkacak kötü süprizlere ve kaçınılmaz eleştirilere karşı hazırlamadığını söylemektedir.