• Sonuç bulunamadı

Siber zorbalık konusunda yapılan çalışmalarda, siber zorbalığın özellikle ergenlerin duygusal, sosyal ve akademik yaşamlarını olumsuz etkilediği vurgulanmaktadır. Siber mağdurların daha fazla depresif semptomlar gösterdiği, anksiyete düzeylerinin yüksek olduğu, düşük benlik saygısı, yalnızlık, öfke, üzüntü, intikam duyguları ve akademik başarısızlık yaşadıkları çalışmalar tarafından ortaya konmuştur (Batmaz ve Ayas, 2013; Brewer ve Kerslake, 2015; Erdur-Baker ve Tanrıkulu, 2010; Hinduja ve Patchin, 2008; Hinduja ve Patchin, 2009; Kowalski ve Limber, 2007; Schenk ve Fremouw, 2012; Shemesh ve ark., 2012; Wang, Nansel ve Iannotti, 2011; Williams ve Guerra, 2007; Yaman ve Peker, 2012; Ybarra ve ark., 2007).

Perren, Dooley, Shaw ve Cross (2010) İsviçre ve Avusturalya’da ergenlerle yaptıkları çalışmada, siber mağduriyet ve depresyon arasındaki ilişkiyi geleneksel zorbalık mağduriyetini kontrol ederek araştırmışlardır. Araştırma bulguları, geleneksel mağduriyet kontrol edildiğinde bile, siber mağduriyetin, ergenlerdeki depresif semptomlardaki değişimi anlamlı miktarda açıkladığını göstermektedir. Benzer şekilde Campell, Spears, Slee, Butler ve Kift (2012) 9-19 yaşlarındaki öğrencilerle yaptıkları çalışmada, siber mağdurların, geleneksel zorbalık mağdurlarına göre daha yüksek düzeyde kaygı ve depresyon ve daha çok sosyal güçlükler yaşadıklarını ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar bu bulgunun, siber

zorbalığın geleneksel zorbalığa göre mağdurlar üzerinde daha büyük etkiye sahip olduğu görüşünü desteklediğini ifade etmişlerdir.

Gamez-Guadix, Orue, Smith ve Calvete (2013) İspanya’da 13-17 yaşları arasında 845 ergenle yaptıkları araştırmada, siber mağduriyet ile depresif semptomlar, madde kullanımı ve problemli internet kullanımı arasındaki karşılıklı ilişkileri yapısal eşitlik modeli ile analiz etmişlerdir. Siber mağduriyet ile depresyon arasında karşılıklı ilişki olduğunu siber mağduriyetin depresif semptomların artmasına neden olduğunu ve depresif semptomların ise siber mağdur olma olasılığını artırdığını ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar bu bulguyu, depresif ergenlerin daha düşük sosyal becerilere sahip olmaları ve izole olma eğilimlerinden dolayı, mağdur olma olasılıklarının artabileceği şeklinde açıklamışlardır. Siber mağduriyetin problemli internet kullanımındaki artışı yordadığı, ancak problemli internet kullanımının siber mağduriyeti yordamadığı bulunmuştur. Siber mağdurların interneti mağduriyetin yarattığı sıkıntıdan kaçmak için kullandıkları belirtilmiştir. Aslında, problemli internet kullanımı ile siber mağduriyet arasındaki ilişkinin geçici olduğu, problemli internet kullanımındaki en önemli unsur olarak, kaygı ve tek başına bırakılma duygularını azaltmak için internet kullanıldığını belirtmişlerdir.

Şahin, Sarı, Özer ve Er’in (2010) lise öğrencileri ile yaptığı odak grup çalışmasında, siber zorbalığa maruz kalma sonucunda yaşanılan duygunun öfke ve üzüntü olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca siber zorba davranışlarına maruz kalan bireylerin ifade ettikleri duygu cinsiyete göre farklılık göstermiştir. Kızların üzüntü ve aşağılanmışlık duygusunu, erkeklerin ise nefret ve intikam alma isteği yaşadığı tespit edilmiştir. Ayrıca siber zorbalığa maruz kalan kızlar ve erkeklerin ortak olarak yaşadıkları duygunun öfke olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde Ortega, Elipe, Mora-Merchan, Genta, Brighi, Guarini, Smith, Tompson ve Tippet (2012) İspanya, İngiltere ve İtalya’dan 5862 ergenle yaptıkları çalışmada, geleneksel zorbalık (doğrudan ve dolaylı) ve siber zorbalık (internet ve cep telefonu) mağdurlarının duygusal tepkilerine bakmışlardır. Duygusal tepkilerin zorbalığın türleri ile ilişkili olduğu belirtilmiş ve üç ülkede bütün zorbalık türlerinde yaşanan ortak duygunun öfke olduğu bulunmuştur. Ayrıca Türkileri (2012) ergenlerin siber zorbalık davranışlarıyla karşılaştıklarında gösterdikleri duygusal tepkilerini inceledikleri

araştırmada katılımcıların beşte biri üzüntüyle ilişkilendirilen duyguları ifade etmişlerdir.

Siber zorbalık davranışlarına maruz kalan ergenlerin ayrıca ilişkilerinde zorlandıkları görülmektedir. Siber mağdurların diğer bireylere güvenlerini kaybettiği (Dehue, Bolman ve Vollink, 2008) ve izole edilme ve savunmasızlık duygularında artış olduğu (Wang, ve ark., 2011) görülmektedir. Price ve Dalgleish (2010) yaptıkları çalışmada siber zorbalığa mağruz kalanlarda en çok görülen etkilerin arkadaş (%42) ve annebaba ilişkilerinde problemler (%19), kendine güven (%78) ve benlik saygısı (%70) kaybı olduğunu ortaya koymuşlardır.

Siber zorbalığın ergenlerin duygusal ve sosyal yaşamlarına etkilerinin dışında fiziksel sağlığına etkilerini araştıran bazı çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalar siber zorbalık ile psikosomatik güçlükler arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ortaya koymaktadır. Kowalski ve Limber (2013) 11-19 yaşlarındaki 931 ergenle yaptıkları çalışmada, ergenlerin geleneksel zorbalık ve siber zorbalık deneyimleri ile psikolojik sağlık (benlik saygısı, anksiyete ve depresyon), fiziksel sağlık (uyku problemi, başağrısı, yorgunluk, iştah gibi) ve akademik performansları (okula devam, okuldan erken ayrılma gibi) arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Ergenler, siber zorba, siber mağdur, siber zorba/mağdur ve siber zorbalığa dâhil olmayanlar olmak üzere dört grupta sınıflandırılmışlardır. Benzer sınıflandırma geleneksel zorbalık için de yapılmıştır. Zorba/mağdur grupları özellikle siber zorba/mağdur grubunun yoğun psikolojik ve fiziksel sağlık problemleri yaşadıkları bulunmuştur. Başka bir araştırmada, Sourander ve ark. (2010) Finlandiyalı ergenlerle psikyatrik ve psikosomatik problemler ile siber zorbalık arasındaki ilişkileri araştırmışlardır. Bu çalışmanın bulguları, siber mağdurların ve siber zorba/mağdurların baş ağrısı, mide ağrısı ve uyku problemleri gibi somatik problemleri daha çok yaşadıklarını ortaya koymuştur. Benzer şekilde, Beckman, Hagquist ve Hellström (2012) İsveçli ergenlerde siber zorbalığa dâhil olma ile psikosomatik güçlükler arasında olumlu ilişki bulmuşlardır. Baş ağrısı, mide ağrısı uyku problemlerinde artışı içeren psikosomatik güçlüklerde, siber zorba ile siber mağdur arasında farklılıklar görülmemiştir.

Yukarıda yapılan çalışmalara baktığımızda, siber zorbalık davranışına verilen ortak tepkinin öfke ve üzüntü olduğunu görmekteyiz. Çalışmaların sonuçlarını birlikte ele aldığımızda, ergenlerde siber zorbalık mağduru olanların depresyon, kaygı, yalnızlık ve psikosomatik güçlükleri içeren içselleştirme problemleri ifade ettikleri söylenebilir. Nixon’ın (2014), siber zorbalığın ergenlerin sağlığı üzerindeki etkiler ile ilişkili alanyazın derleme çalışmasında, siber zorbalığa hedef olan ergenlerin, içselleştirme problemleri ifade ettikleri görülürken, siber zorbalık yapan ergenlerin ise, daha fazla madde kullanımı, saldırganlık ve suç içerikli davranışları içeren dışsallaştırma problemleri ifade ettikleri ortaya konmuştur.

Özellikle teknolojinin ergenler arasında hızla yayılması, ergenlerin bilgi iletişim teknolojilerini kullanmalarının artması sonucunda siber zorbalık çok yaygın yaşanan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun ergenlerin kişisel, sosyal yaşantısında ve fiziksel sağlıklarında olumsuz sonuçlar yarattığını görmekteyiz. Özellikle ergenleri tehdit eden bu duruma etkili müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi ve ergenlerin desteklenmesi gerekmekdir.