• Sonuç bulunamadı

Sermaye yeterliliği uzlaşısının (Basel-I’in) eksikliklerini gidermek ve bankaların risk ölçümlerinin daha sağlıklı olmasını sağlamak amacıyla Basel komite 1999 yılında yeni sermaye standardı belirlenmesini sağlamak amacıyla formal bir tartışma ortamı yaratmış ve bunu internet üzerinden kullanıcılarına sunmuştur.74 Böylece Basel-II’ye giden yolun yönü belirlenmeye başlanmış ve gelen teklifler ve öneriler doğrultusunda Basel-II standartları 26 Haziran 2004’te yayınlanmıştır.

Finansal hizmetlerde ortak pazarı hedeflemek suretiyle rekabeti arttırmak ve firmaların sermaye maliyetini düşürmek isteyen Avrupa Birliği Komisyonu, 1999 yılından itibaren yayımladığı istişare dokümanlarıyla Avrupa Birliği ekonomisinin özelliklerini de dikkate alarak risk yönetim çerçevesini Basel-II kıstaslarına paralel hale getirmektedir.75 Bu amaçla Basel-II ile direktifler arasında uyumun sağlanması için sermaye yeterliliği ve kredi kuruluşlarının çalışması ile ilgili AB direktiflerinde değişikliğe gidilmiştir. AB bu anlamda

72 Mustafa Atiker, a.g.r., s. 1. 73 a.g.r., s. 2.

74 a.g.r., s. 4. 75

Risk Bazlı Sermaye Yeterliliği direktifi üzerinde çalışmaktadır. AB’nin sermaye ile ilgili direktifleri bankaları ve yatırım şirketlerini kapsamaktadır. Basel normlarında ise uluslararası faaliyet gösteren bankalar yer almaktadır.

Yeni AB sermaye direktifi ile üye ülkelerin denetim kuruluşlarının ortak hareket ederek verimli bir düzenleme ortamı yaratmaları, AB bankalarının piyasa değişimlerine uyumu, operasyonlarında esneklik ve müşterileri için uygun denetim hedeflenmektedir. Ayrıca AB komisyonu kararıyla AB’ye üye ülkeler tarafından yeni kurulmuş bulunan ve Türkiye gibi AB’ye üyelik perspektifi bulunan ülkelerin katılımına da açık bulunan Avrupa Bankacılık Otoriteleri Komitesi yeni direktifin tutarlı bir şekilde uygulanması amacıyla faaliyetlerine başlamıştır.76

Getireceği ekonomik faydalar yanında global piyasalarda AB bankalarının rekabet güçlerinin azaltılmaması koşuluyla tasarruf sahibi ve kreditörlerin korunması ve finansal istikrar hedeflerinin gerçekleştirilmesinde AB sermaye yeterlilik düzenlemelerinin başarılı olması için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Avrupa Bankacılık Federasyonu temel koşulları şu şekilde sıralamıştır:77

• AB sermaye yeterlilik düzenlemesinin piyasalardaki değişimleri yansıtacak ölçüde esnek olması,

• Basel-II düzenlemesi ile eş zamanlı uygulanması,

• Üye ülkelerde AB düzenlemesinin tutarlı bir şekilde uygulanması, üye ülkelerin denetim kural ve uygulamalarında şeffaf olmaları ve denetim modelleri arasında koordinasyon sağlanması.

Birlik bazında yapılan bu çalışmalara paralel olarak, Almanya gözetim otoriteleri BaFin ve Bundesbank aracılığıyla Basel-II’ye geçiş konusunda bankalara soru seti yollanması, denetçilerle uzmanların eğitimi ve bankalarda denetim stajı yapılması gibi bir dizi çalışma yapmıştır.78 Almanya gibi Fransa, Lüksemburg, Belçika, Đsveç, Hollanda ve Đngiltere gibi üye ülkelerde benzer çalışmalar gerçekleştirmiştir.

Đngiltere içsel derecelendirme yaklaşımının uygulanmasına ilişkin bir belge yayınlamış ve ayrıca kredi ve operasyonel riske ilişkin danışma grupları oluşturmuştur.

Avrupa Merkez Bankası, komiteye gözlemci olarak katılmaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından, Avrupa bankacılık ve yatırım endüstrisine yeni sermaye standartlarının uygulanabilmesi amacıyla AB’de 2002 yılının ilk aylarında yeni müzakere

76 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 39. 77 Melike Alparslan, a.g.w.s., s. 101.

78

süreci başlatılacak, komisyonun çalışmaları, Basel Komitesi’nin çalışmalarını tamamlayıcı yönde olmakla birlikte, AB’yi ilgilendiren konularda, özellikle mevzuat gelişmeleri konusunda yoğunlaşacaktır.79

Basel-II esas olarak;

• Sağlam ve etkin bir bankacılık sistemi oluşturmayı,

• Sermaye yeterliliği ölçümlerinin etkinliğini artırmak ve asgari sermaye düzeyi ile maruz kalınan riskler arasında daha doğrusal bir bağ kurulmasını sağlamayı,

• Bankalarda etkin risk yönetimini teşvik etmeyi,

• Rekabet eşitliğini sağlamayı,

• Bankalar tarafından kamuya açıklanacak bilgiler aracılığıyla piyasa disiplinini geliştirmeyi amaçlayan kapsamlı bir düzenlemedir.80

Basel-II standartlarına göre hesaplanması gereken Sermaye Yeterlilik Rasyosu(SYR) şu şekildedir:

SYR: Özkaynaklar / Kredi Riski + Piyasa Riski + Operasyonel Risk

Bu riskleri şu şekilde açıklayabiliriz:81

Kredi Riski: Bankaların kısa ve orta vadede verdikleri kredilerin ya hiç

ödenmemesi ya da zamanında ödenmemesi sonucunda bankanın uğrayacağı zararı ifade eder.

Piyasa Riski: Finansal piyasaların faiz oranları ve döviz kurlarındaki değişimlerin

bankalarda meydana getirdiği değişim sonucunda bankanın zarar etme veya sermaye kaybetme riski olarak tanımlanmaktadır.

Operasyonel Risk: bir bankanın işlemeyen ya da uygun olmayan iç süreçler,

insanlar ve sistemler ya da dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabilecek zarara uğrama riskine operasyonel risk denir.

Basel-II, mimarisi üç yapısal blok üzerine kurulu olan bir düzenlemeler standardıdır.82 Söz konusu yapısal bloklar şunlardır:

I. Yapısal Blok: nicel(sayısal) değerlendirme yapılmasına ve riske daha duyarlı asgari sermaye şartlarının ortaya konulmasına ilişkindir.

79

http://www.ceterisparibus.net/banka_finans/dokumanlar.htm#4, a.g.w.s., s. 31.

80 www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel.htm, Sedat Yetim, “Yeni Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı Ülke

Uygulamaları”, 2005, s. 3.

81 Mustafa Atiker, a.g.r., s. 4. 82

II. Yapısal Blok: niteleyici değerlendirmenin yer aldığı ‘güçlendirilmiş’ denetim otoritesinin incelemesi sürecidir.

III. Yapısal Blok: kamuya artan oranda açıklama yapma yoluyla piyasa disiplininin sağlanmasına ilişkin bölümdür.

2.3.1 I. Yapısal Blok

Basel komitesi, Yeni Basel Sermaye Uzlaşısı (Basel-II) ile bankaların risklere karşı sermaye bulundurması gerektiği yönündeki yaklaşımı benimsemiştir. Komite, gerek gerçekleştirdiği sayısal çalışmalar gerekse de denetim otoritelerinden ve bankacılık sektörlerinden aldığı görüşler ile bankaların karşı karşıya bulunduğu en önemli riskler olarak kredi ve piyasa riski ile operasyonel riski belirlemiş ve bu riskler için yasal sermaye yükümlülüğü getirilmiştir.83

Basel-I’deki %8’lik oranın korunduğu I.yapısal blokta, kredi riskinin ölçümüne ilişkin yeni yöntemler önerilmiş ve Basel-I’de açıkça kapsanmayan ‘operasyonl risk’ bölümü yer almıştır.84 Đki uzlaşı arasındaki en önemli fark operasyonel risk kavramının yeni uzlaşıda yer almasıdır.

Piyasa riskinin hesaplanmasında Basel-I yaklaşımları olan Standart Yaklaşım ve Riske Maruz Değer Yaklaşımı korunmuştur. Kredi riskinin hesaplanmasında Basel-I’den farklı olarak basit, orta, gelişmiş düzeyde olmak üzere farklı yaklaşım seçenekleri yer almıştır. Bunlar; Standart Yaklaşım, Basitleştirilmiş Standart Yaklaşım ve Đleri Düzey Đçsel Derecelendirme Yaklaşımıdır.

Son olarak operasyonel risk hesaplanmasına ilişkin yaklaşımlar şu şekilde tespit edilmiştir; Temel Gösterge Yaklaşımı, Standart Yaklaşım, Alternatif Standart Yaklaşım, Đleri Ölçüm Yaklaşımıdır.

2.3.1.1 Standart Yaklaşım ve Basitleştirilmiş Standart Yaklaşım

Basel-II’deki Standart Yaklaşımın Basel-I’e göre getirdiği en önemli yenilik, ilgili risk ağırlıklarının belirlenmesinde bağımsız derecelendirme kuruluşları tarafından ülke, bankalar ve şirketlere verilen derecelendirme notlarının kullanılmasıdır.85 Basitleştirilmiş Standart Yaklaşımda ise risk ağırlıklarının belirlenmesinde ihracat kredi kuruluşları tarafından verilen notlar kullanılmaktadır.86

83

Murat Mazıbaş, “Operasyonel Riske Basel Yaklaşımı: Üç Yapısal Blok Çerçevesinde Bir

Değerlendirme”, BDDK Araştırma Raporları, no:2005/1, s. 2.

84 Mustafa Atiker, a.g.r., s. 5.

85 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 6. 86

Örneğin, piyasa riskinin hesaplanmasında kamu menkul kıymetleri mevcut mevzuat gereği %0 risk ağırlığına tabi iken, Basel-II çerçevesinde kullanılan yönteme göre söz konusu menkul kıymeti ihrac eden ülkeye kendilerine verilen derecelendirme notuna göre farklı risk ağırlıkları kullanılmaktadır.87

Operasyonel riskin hesaplanmasında temel gösterge yaklaşımı, standart yaklaşım, alternatif standart yaklaşım veya ileri ölçüm yaklaşımı kullanılabilmektedir. Temel gösterge yaklaşımına göre sermaye yükümlülüğü son üç yılın ortalama brüt gelirinin %15’ine eşittir. Standart yaklaşımda ise üç yıllık ortalama brüt gelir sekiz ayrı faaliyet kolu olarak ayrıştırılmakta ve faaliyet kollarına ilişkin brüt gelir %12, %15 veya %18 oranındaki katsayılarla çarpılarak toplam sermaye yükümlülüğü bulunmaktadır.88 Alternatif standart yaklaşımda ise perakende ve kurumsal bankacılıkta brüt gelir yerine bu faaliyet kollarındaki alacakların %3,5’i kullanılmakta, diğer faaliyet kolları için ise yine brüt gelir kavramı benimsenerek standart yaklaşımdaki hesaplama yapılmaktadır.89

2.3.1.2 Đçsel Derecelendirme Yaklaşımı

Basel-II’de ortaya konulan seçenekler içinde, kredi riskine ilişkin Đçsel Derecelendirme Yaklaşımı ve operasyonel riske ilişkin Đleri Ölçüm Yaklaşımı, sermaye gerekliliklerini, maruz kalınan riskler ile en yakın şekilde ilişkilendirmektedir.90

Đçsel Derecelendirme Yaklaşımları bankalara, kendi derecelendirme modellerini kullanma imkânını tanıdığından ve bu sayede temerrüt olasılıklarını belirlemeleri mümkün olduğundan, önemli bir manevra alanı sağlamakta ve yaklaşımın uygulanmasında özerklik vermektedir.91 Bununla birlikte, resmi otoritenin bankaların içsel derecelendirme yöntemlerini gözden geçirmek ve uygulanabilir olduğuna dair onay vermek gibi büyük bir sorumluluğu vardır.

Đçsel Derecelendirme Yaklaşımında, bankalar, bankacılık portföyü risklerini farklı risk özelliklerine sahip geniş varlık kategorilerine ayıracaklardır.92 Bu kategoriler kurumsal krediler, hazine ve merkez bankası kredileri, banka kredileri, perakende krediler ve sermaye yatırımlarıdır. Kategorilerle ilgili tanımlar Basel-II çerçevesinde yapılmıştır.

87 Mustafa Atiker, a.g.r., s. 6.

88 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 8. 89 Mustafa Atiker, a.g.r., s. 8.

90

www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel_uygulama.pdf, Basel Bankacılık Denetim Komitesi, “Basel-II’nin

Uygulanmasına Đlişkin Göz Önünde Tutulması Gereken Hususlar”, 2004, s. 17.

91 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 8.

92 www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/Basel%20II%20Cevirisi-14102005-16_19.pdf, “Sermaye Ölçümü ve

Đçsel Derecelendirme Yaklaşımlarının bahsedilen varlık kategorilerinde kullanılan temel üç unsuru vardır.93 Söz konusu unsurlardan ilki, banka veya otorite tarafından tahmin edilen risk parametreleri olan risk bileşenleridir. Đkincisi, risk bileşenlerini risk ağırlıklarına ve dolayısıyla yasal sermaye tutarına dönüştüren risk ağırlığı fonksiyonlarıdır. Üçüncüsü ise, banka tarafından ilgili varlık sınıfına yönelik olarak içsel derecelendirme yaklaşımının kullanılabilmesi için sahip olunması gereken asgari standartlardır.

Đçsel derecelendirmede dikkat edilmesi gereken en önemli nokta düzenleyici otoritenin bankanın tahmin ettiği parametreleri iyi değerlendirmesi gerekliliğidir. Bu nedenle bankaların veri kümesinin sağlıklı işlemesi, borçlu bilgilerinin banka tarafından doğru alınması, bankanın bilgi sistemlerine eksiksiz ve doğru aktarılması ve otorite tarafından yapılacak yerinde denetimlerde ve uzaktan izlemede tutarlı bir şekilde elde edilebilir olması gerekmektedir.94

2.3.2 II. Yapısal Blok

Đkinci yapısal blok niteleyici değerlendirmenin yer aldığı güçlendirilmiş denetim otoritesinin incelenmesi sürecidir. Bu blokta bankaya ve denetçi otoriteye özel görevler yüklenmekte bu nedenle iç kontrol ve diğer kurumsal yönetişim ilkelerinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir.95

Uzlaşıda, banka yönetimi bankanın esas asgari sermaye yükümlülüğünün ötesinde, risklerini desteklemek amacıyla yeterli düzeyde sermaye bulundurması sorumluluğunu taşımaya devam etmektedir.96 Yani ikinci yapısal blokta, bir yanda banka toplam risklere karşı sermaye yeterliliğini değerlendirmekte, diğer yanda ise düzenleyici otorite bankanın risk değerlendirmesini gözden geçirerek, birinci yapısal blokta hesaplanan sermayenin ötesinde daha fazla sermayeye gerek olup olmadığını belirlemektedir.97

Dolayısıyla ikinci yapısal bloğun başarılı bir şekilde işlemesi için birinci yapısal blokta belirlenen asgari sermaye seviyesinin doğru ve tutarlı olması şarttır. Đkinci yapısal bloğa tam uyumun sağlanması için Basel Komitesi, yol gösterici dört prensip belirlemiştir.

Birinci prensibe göre, bankalar risk profillerine stratejilerine uygun sermaye yeterliliklerini değerlendirebilecekleri bir sürece ve sermaye seviyelerinin korunmasına

93 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 9. 94 a.g.r., s. 11.

95

a.g.r., s. 11.

96 http://www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/Pillar2-Turkce-son_000.pdf, Basel Bankacılık Komitesi, “Sermaye

Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması-Đkinci Yapısal Blok”, 2004, s.

1.

97

yönelik stratejilere sahip olmalıdır. Uzlaşıda bahsedilen içsel sermaye değerlendirme süreci ile ilgili özelliklerin neler olacağı belirtilmiştir. Bu özellikler;

• Yönetim kurulunun ve üst düzey yönetimin gözetimi ve denetimi,

• Sağlam ve güvenilir sermaye değerlendirmesi,

• Risklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi,

• Đzleme ve raporlama,

• Đç kontrol sistemi tarafından kontrolden geçirilmesidir.

Bankanın sermaye yeterliliğinin etkin bir şekilde değerlendirilmesi, sağlam ve güvenilir bir risk yönetimi ile ilişkilidir. Dolayısıyla banka yönetimi, bankanın aldığı riskler ve bu riskler ile sermaye düzeyi arasında nasıl bir ilişki olduğu konusunda gerekli bilgiye sahip olmalıdır.

Güvenilir ve sağlam sermaye değerlendirilmesinin ana unsurları ise şunlardan oluşmaktadır:98

• Bankanın tüm önemli risklerini tanımlamasını, ölçmesini ve raporlamasını sağlamak amacıyla tasarlanmış politika ve prosedürler,

• Sermayeyi risk düzeyi ile ilişkilendirecek bir süreç,

• Bankanın iş strateji ve planlarını göz önünde bulundurarak sermaye yeterliliği hedeflerini risklerle birlikte ele alan bir süreç,

• Tüm yönetim sürecinin bütünlüğünü sağlayan iç kontrolleri, incelemeleri ve teftişleri içeren bir süreç.

Sermaye değerlendirme sürecinin başarılı olabilmesi için ayrıca risklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, risk tutarının izlenmesi ile raporlanması için bankanın yeterli bir sistem oluşturması ve sermayenin etkili bir kontrol sistemine sahip olması gerekmektedir.

Đkinci prensip; denetleyici otoritenin bankaların içsel sermaye yeterlilik değerlendirmeleri ve stratejilerinin yanında ihtiyati sermaye rasyolarına olan uyumlarının gözden geçirilmesi suretiyle bir değerlendirme yapmasına ilişkindir.99

Resmi otoritenin, asgari sermaye yeterliliği rasyosunun tutturulmasının yanı sıra gerekli olduğunu düşündüğü durumlarda bankalarda asgari oranın üzerinde sermaye tutulmasını talep edebileceği hususu üçüncü prensip olarak belirlenmiştir.100

Dördüncü prensip, denetim otoritelerinin bankaların risklerine göre belirlenen sermayenin asgari seviyenin altına düşmesini engellemek adına gereken müdahaleyi

98 http://www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/Pillar2-Turkce-son_000.pdf, a.g.w.s., s. 3. 99 Münür Yayla, Yasemin Türker Kaya, a.g.r., s. 11.

100

yapmasıyla ilgilidir. Denetim otoritesine sermayenin korunamaması gibi bir durum söz konusu olduğunda bankadan hızlı düzeltici önlemler alınmasını isteme sorumluluğu verilmiştir.

2.3.3 III. Yapısal Blok

Üçüncü yapısal blok piyasa disiplininin sağlanması ile ilgilidir. Piyasa disiplininin amacı birinci ve ikinci yapısal bloğu tamamlamaktır. Üçüncü yapısal blok kapsamında etkin bir kamuyu bilgilendirme süreci ile bankanın daha şeffaf ve açık faaliyette bulunması sağlanarak piyasanın, bankanın finansal yapısı ve taşıdığı riskler hakkında bilgi edinmesi ve edindiği bu bilgiler doğrultusunda vereceği tepkiler yoluyla bankayı ödüllendirmesi veya cezalandırması sağlanacaktır.101

Komite, piyasa katılımcılarının uygulamanın kapsamı, sermaye, maruz kalınan riskler, risk değerlendirme süreci ve bu şekilde bankanın sermaye yeterliliği hakkında önemli bilgilere sahip olmalarına olanak sağlayacak bir dizi kamuyu bilgilendirme yükümlülüğü ihdas ederek piyasa disiplinini teşvik etmeyi amaçlamaktadır.102 Dolayısıyla bu yapısal blokta Basel-I’de olmayan bir konu ele alınmıştır. Bu konu bankaların finansal durumları hakkında kamuya ne şekilde bir açıklama yapacaklarıdır ve üçüncü yapısal blok çerçevesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Bu açıklamalardan biri banka grubunun nasıl konsolide edildiği açıklamasıdır. Ayrıca operasyonel risk kavramı da yapılması zorunlu bilgilendirmeler arasında yer almaktadır. Bankaların operasyonel risklerine ilişkin olarak üçüncü yapısal blok kapsamında yapmaları zorunlu açıklamalar şu ana başlıklar altında toplanmaktadır:103

• Operasyonel risklerin yönetimine ilişkin izlenen stratejiler ve uygulanan süreçler,

• Operasyonel risk yönetimi fonksiyonunun yapısı ve organizasyonu,

• Risk raporlaması ve risk ölçümü sistemlerinin kapsamı ve niteliği,

• Operasyonel riskten korunma ve riski azaltma politikaları,

• Riskten korunma ve riski azaltma araçlarının sürekli etkinliğinin izlenmesine yönelik stratejiler ve süreçler,

• Yasal sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasında benimsenen yaklaşımlar,

101 Murat Mazıbaş, a.g.r., s. 15.

102 www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/Pillar3-TR.pdf, Basel Bankacılık Komitesi, “Sermaye Ölçümü ve

Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması-ÜçüncüYapısal Blok”, s. 1.

103

• Đleri ölçüm yaklaşımlarını kullanmasına izin verilmişse kullanılan yöntemlere ilişkin bilgiler,

• Đleri ölçüm yaklaşımı kullanmasına izin verilmiş bankaların risk azaltışı amacıyla kullandığı sigortalama uygulamaları,

• Operasyonel riskler için ayrılan sermaye miktarı.

Benzer Belgeler