• Sonuç bulunamadı

Sensörler, dost kuvvetler, tehdit ve diğer unsurları içeren harekat sahasının gözetim ve izlenmesini temin eden unsurlardır. Sensörler aktif veya pasif olabileceği gibi konuş yerleri bakımından da yer konuşlu, deniz konuşlu, hava veya uzay konuşlu platformlarda olabilir.

TBF savunmasında kullanılan sensörleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik çok küçük boyuttaki balistik nesneyi algılayabilmesidir. Đngiltere, Fylingdales’de mevcut radar ve ABD Savunma Destek Programı ( DSP ) kapsamında uzayda konuşlu uydu, sadece balistik füzeleri tespit ve teşhis amacı ile görevlendirilmiştir. DSP kapsamında faaliyet gösteren uydu, NATO bölgesinin 3500 Km uzağındaki bölgelerde ateşlenen bu füzenin atılma noktası, zamanı, konumu, atılan füzenin tipi ve sayısı, tahmini vuruş noktası, vuruş zamanını içeren bilgileri anında tespit edebilmekte ve bu bilgiyi LOCE (Lınked Operation Đntelligence Capability Europe) denilen link sistemiyle NATO ülkelerine aktarabilmektedir.

.

DSP’den alınan erken ikaz bilgisi örneğin bir diğer radar veya silah sistemine aktarıldığında, alınan bilgi izleme (Tracing) bilgisi olmadığından, ikinci sistemin anında kilitlemesine imkân kılmaz, sadece bulunduğu nokta ile ilgili genel bilgi içerir. SBIR’in devreye girmesi durumunda alınacak erken ikaz bilgisi aktarıldığı füze takip veya yer kontrol radarının otomatik kilitlemesine ( Cueing ) imkan verecek kalitede olacaktır.

Günümüzde sadece TBF tespit amaçlı radar üretilmemekte ancak son zamanda üretilen yer kontrol radarlarına ilave bir teknoloji ile balistik nesneyi tespit yeteneği kazandırılabilmektedir. Doğal olarak füzesavar konumunda olan tüm füzelerin hedef takip radarları ( MPQ-53, AN-59, AN-TPS-75 ) balistik nesneyi tespit edebilmektedirler. Bunun dışında satıh gözetleme sistemi ve havadan erken uyarı sistemlerinde mevcut gözetleme unsurları balistik nesneleri algılayabilme kabiliyetindedir.

Uzayda konuşlu erken ihbar sistemleri, özellikle balistik füze tehdidine yönelik olarak kullanılan ve tek bir uydudan ziyade bir uydu takımından oluşan bir sistemdir.

Daha ilk uydunun atıldığı tarih olan 1957 (Sputnik-1 / Rusya) yılında uzay gözlem ve uzaydan erken ihbar konseptleri Amerika tarafından geliştirilmiştir.

Uzayda konuşlu ihbar sistemleri, üzerilerinde taşıdıkları Infrared detektörler vasıtasıyla, füzenin ateşlenme anında yaydığı ısıyı algılayarak gerçek zamanlı olarak füze ihbarı sağlarlar. Hâlihazırda ABD’nin sahip olduğu uydu erken Đhbar sistemi (DSP) 5 adet uydudan meydana gelmektedir. Bu uydulardan 3’ü aktif olarak görev yaparken 2 uydu herhangi bir sistem arızası ihtimaline karşın yedekleme görevini yerine getirmektedir. Yer-uyumlu (geo-synchronous / 36.000–40.0000km) yörüngede, dünya ile aynı hıza sahip olarak görev yapan erken ihbar uyduları, yoğun IR radyasyonunu algılayarak hedefi tespit ve teşhis eder. Bunun için gerekli süre yandaki resimde de gösterildiği gibi 15 dakikadır. IR bazlı sistemin tamamlayıcısı olarak Füze ihbar radarları da erken ihbar görevi yapmaktadırlar. ABD dışında Rusya’da benzer bir erken ihbar sistemine sahiptir.

Uzayda konuşlu erken ihbar uydu sistemlerinin atmosfer içindeki hava araçlarının (uçak v.b.) tespiti ve takip edilmesi amacıyla kullanılması, hâlihazırda mevcut bir uygulama değildir. Erken ihbar sistemlerinin füze ikazı amacıyla kullanımına en güzel örnek Çöl Fırnıtası (Desert Storm) Operasyonudur. Bu operasyon esnasında ABD Hv.K.lerinin ALERT sistemi, tehdit altındaki bölgelerde füze erken ikaz bilgilerini önleme radarlarına ileterek ve SCUD füzelerinin tespiti görevini yerine getirmiştir.

Ancak Çöl Fırtınası Operasyonu, kısa menzilli taktik balistik füze tehdidine yönelik erken ihbar kabiliyetinin yetersiz olduğu ve geliştirilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koymuştur. Kısa menzilli füzelerin IR yayımı daha az yoğun ve daha kısa süreli olduğu için tespiti daha güçtür. Mevcut sistemlerin bu yönde modernize edilmesi mali olarak kısıtlayıcı olduğundan, ABD bu kapsamda yeni ve çok daha etkin bir erken ihbar uydu projesi başlatmıştır.

SBIRS (Space-Based Infrared System) olarak bilinen yeni sistem üç farklı yörüngede 10’dan fazla uydudan oluşacak ve füzenin fırlatılış anında tespitinin yanında, alçak yörüngeye yerleştirilecek uydular ile de füzeyi izleme imkanı sağlayacaktır.

5.1.1.1 C4ı Sistemleri

Silah sistemleri ve sensör harmanizasyonundan maksimum etkinliği sağlamak için harekat usullerini ve angajman kaidelerini de içeren her türlü yazılım, karar verme yardımcıları, sistemin diğer bağlantıları ve donanımı Komuta-Kontrol sistemleri adı altında toplanır. TBF’lerin geliştirilmesine paralel olarak günümüzde de mevcut olan ve geliştirilmesine devam edilen Komuta-Kontrol elemanları bulunmaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır. [28]

(1) CCTA: Taktik Hava Kontrol Merkezi, Fransız’lar tarafından geliştirilmektedir.

(2) ACS: Hava Kontrol Filoları (Air Control Squadrons) ABD tarafından geliştirilmektedir.

(3) EUCOM TMD Cell: Harekât alanı füze savunma hücresi, Avrupa’daki ABD Kuvvetleri K.lığı tarafından geliştirilmektedir.

(4) NC3A TMD System Exerciser : NATO C4 ajanslığı harekât alanı füze savunma sistem uygulayıcısı, NATO C4 Ajanslığı tarafından geliştirilmektedir.

(5) SAMCC: SAM harekât merkezi, Alman Patriot Füze sisteminin organik Komuta-Kontrolünü sağlayan sistemdir.

(6) BTOC: BATARYA taktik harekât merkezi, Hollanda ve ABD Patrıot füzelerinin organik Komuta-Kontrolünü sağlayan sistemdir.

(7) CIC: Harekât bilgi kabiliyeti (Combat Đnformation Capability). ABD Hava Kuvvetlerinin TBF savunma kabiliyetine sahip yeni Komuta-Kontrol sistemidir.

Mevcut sistemlerin geliştirilmesi ve yeni sistem araştırma çabaları yoğun bir

şekilde devam etmektedir. Yarın gelecekte NATO’da hizmete girecek Hava Komuta-

Kontrol Sistemi (ACCS-Air Command and Control System)’in Komuta-Kontrol Sistemi arama ve geliştirme ihtiyaçlarını sona erdirecek kadar mükemmel kabiliyette olması beklenmektedir.

5.1.1.2 Muhabere Sistemleri

Silah sistemleri, sensörler ve C4I sistemleri arasında bağlantıyı temin ve bu sistemler için gerekli band genişliğini sağlama bakımından önemlidir. DATA Linkler oluşturulacak sistemde bilgi ve iz aktarımını sağlamada önemli fonksiyonlar

üstlenecektir. Bu sistemde LĐNK-11 ve LĐNK-16’ın etkin olarak kullanılabileceğini düşünülmektedir. Özellikle NATO kapsamında oluşturulacak TBF Savunma Sisteminde gemi ile kıyı arasında ki muhabere büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle (Ship-Shore- Ship-Buffer) Deniz Kuvvetlerine ait unsurlar ile Hava Savunma unsurları arasında bilgi değişimi maksadıyla etkinlikle kullanılabilir. TBF Savunma Sisteminde kullanılacak muhabere sistemleri, SATCOM destekli ve mobil kabiliyetteki sistemlerden oluşturulmalıdır.

5.1.1.3 Đstihbarat

TBF savunma harekâtında en önemli ve en gerekli unsur istihbarat bilgilerin gerçek zamanda (Real Time- Aynı Anda) elde hazır bulunmasıdır. Burada da en önemli bilgi atılan TBF’nin atılış zamanı, azimut olarak mevkii ve vuruş noktasına ait bilgidir. Özellikle NATO içinde istihbarat bilgilerini anında bulunduracak sistem arayış çabaları devam etmektedir. LOCE ve BICES (Battlefield Đntelligence Collection and Exploitation System) günümüzde NATO’nun istihbarat sistemi oluşturma çabalarının belli başlı örnekleridir.

Benzer Belgeler