• Sonuç bulunamadı

SELAM VER‹LD‹⁄‹NDE AYNISIYLA VEYA DAHA FAZLASIYLA KARfiILIK VERMEK

Belgede ARAfiTIRMA YAYINCILIK (sayfa 90-96)

Selam vermek müminlerin birbirlerine en güzel dilek ve te-mennilerini sunma flekillerinden biridir. Cennete girerken mü-minler selamla karfl›lan›rlar, cennette de birbirleriyle selamla-fl›rlar. Selam verilen bir kiflinin o selama daha güzeliyle veya en az›ndan ayn›s›yla karfl›l›k vermesi farzd›r:

Bir selamla selamland›¤›n›zda, siz ondan daha gü-zeliyle selam verin ya da ayn›yla karfl›l›k verin. fiüp-hesiz, Allah herfleyin hesab›n› tam olarak yapand›r.

(Nisa Suresi, 86)

Cahiliyenin kötü ahlak modelinde, verilen bir selam› alma-mak, duymazdan gelmek gibi tav›rlar karfl› tarafa bir üstünlük gösterisi olarak yap›l›r. Sosyal statü olarak kendinden daha küçük gördü¤ü kimseleri ezmek, haddini bildirmek gibi çirkin niyetlerle bu tarz davran›fllara s›k s›k baflvurulur. ‹slam'da ise müminler ara-s›nda bu tarz bir üstünlük anlay›fl›, de¤erlendirme modeli

kesin-likle yoktur. Konumu ne olursa olsun, kendisine verilen bir sela-m› almak her mümin için Kuran'da bildirilen bir emirdir.

EVLERE G‹R‹LD‹⁄‹NDE SELAM VERMEK

Kuran'da, hayat›n her an›nda, en küçü¤ünden en büyü¤üne kadar her olayda Allah ile kesintisiz bir ba¤lant› içerisinde olmaya ve sürekli olarak ahireti anmaya yönelik bir iman anla-y›fl› tarif edilir. Yine Kuran'da, peygamberlerden örnek verilir-ken birçok yerde onlar›n her durumda Allah'a yönelip dönen ve ahiret yurdunu anan önder kimseler olduklar›ndan bahsedi-lir. Önemli, ola¤and›fl› olaylarda Allah'› ve ahireti hat›rlay›p da, günlük hayatta her gün karfl›lafl›lan olaylarda gaflet içinde bu-lunmak gibi bir anlay›fl Kuran'›n ruhuna tamamen ayk›r›d›r.

Müminin her an›, içinde bulundu¤u her durum, yapt›¤› her ifl, yaflad›¤› her olay, onun Allah'a yak›nlaflmas›, ahlak›n› güzellefl-tirmesi, ecrini artt›rmas› için verilmifl bir f›rsatt›r. Kuran'da müminin hayat›n›n her an›nda bunu nas›l gerçeklefltirebilece¤i-ne dair pek çok örgerçeklefltirebilece¤i-nek verilmifltir. ‹flte bunlardan biri de mü-minlerin evlere girerken selam vererek güzel ahlak gösterme-sidir:

... Evlere girdi¤iniz vakit, Allah taraf›ndan kutlu, gü-zel bir yaflama dile¤i olarak birbirinize selam verin.

‹flte Allah, size ayetleri böyle aç›klar, umulur ki ak-l›n›z› kullan›rs›n›z. (Nur Suresi, 61)

Ayetin ifadesiyle ak›l kullan›l›r ve bu sözün anlam› tefekkür edilirse verilen selamla flunlar gerçekleflmifl olur: En önemlisi Allah'›n ayetle farz k›ld›¤› bir hüküm yerine getirilmifl olur. Bu-nunla birlikte Allah'›n bar›fl ve esenlik veren anlam›ndaki

"Se-lam" ismi an›l›r. Müminler böyle bir vesileyle s›k s›k birbirleri-ne en güzel dilekte bulunup karfl›l›kl› sevgi ve ba¤l›l›klar›n› pe-kifltirirler. Birlikte Allah'› anm›fl olurlar ve bir cennet tavr› olan selamlaflmayla ahirete duyduklar› özlemi ifade ederler. Selam sözü, aralar›ndaki güvenilirlik ve esenli¤in de bir ifadesi olur.

YABANCI EVLERE ‹Z‹NS‹Z G‹RMEMEK

Kuran'da müminlerin haklar›n› koruyacak, maddi ve mane-vi rahatlar›n›, huzurlar›n› sa¤layacak, onlar›n taciz ve tedirgin olmalar›n› önleyecek her türlü tedbir al›nm›flt›r. Örne¤in tan›-mad›¤› birinin evine, ne niyetle olursa olsun izinsiz ve habersiz girmek Kuran'da kesinlikle yasaklanan bir tav›rd›r:

Ey iman edenler, evlerinizden baflka evlere, yak›n-l›k kurup (izin almadan) ve (ev halk›na) selam ver-meden girmeyin. Bu sizin için daha hay›rl›d›r; umu-lur ki ö¤üt al›p düflünürsünüz. (Nur Suresi, 27)

Kötü bir niyetle olmasa dahi ayette belirtilenin aksine dav-ranmak, flaibeye ve güvensizli¤e neden olabilecek, ev sahibinin can, mal, namus gibi de¤erlerine karfl› tehlike oluflturulabilecek bir hareket tarz› olur.

ކKRETMEK

fiükretmek, verilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalp-le Allah'a olan minnet ve teflekkürünü ifade etmek, bu nimet-leri Kuran'da belirtildi¤i flekilde kullanarak hakk›n› vermek de-mektir.

Kalben ve dille olmas›n›n yan› s›ra flükrün fiilen yap›lmas› da

çok önemlidir. Bu da, verilen nimeti Allah yolunda, Allah'›n r›-zas›n›n en fazla oldu¤u yönde de¤erlendirmekle olur. ‹nsan mal, mülk, zenginlik, makam, mevki, itibar, zeka, sa¤l›k, kuvvet gibi nimetleri Allah yolunda, Allah'›n emretti¤i biçimde kullan-mazsa verilen nimetin flükrünü hakk›yla yapamam›fl olur.

Bu yüzden, flükretmek Kuran'›n pek çok ayetinde tekrarlanan ve müminlerin çok titizlikle korumalar› gereken bir ibadettir. Bu ayetlerden baz›lar› flöyledir:

Hay›r, art›k (yaln›zca) Allah'a kulluk et ve flükre-denlerden ol. (Zümer Suresi, 66)

Öyleyse Allah'›n sizi r›z›kland›rd›¤› fleylerden helal (ve) temiz olanlar›n› yiyin; e¤er O'na kulluk ediyor-san›z Allah'›n nimetine flükredin. (Nahl Suresi, 114) fiükretmekle mümin, Allah'›n sevgisini ve hoflnutlu¤unu ka-zan›r, O'na daha fazla yak›nlafl›r. Sebeplere, vas›talara tak›lmaz, sahip oldu¤u herfleyi yaln›zca Allah'tan bilir ve flirkten uzakla-fl›r. Bu flekilde, verilen nimetin maddi lezzetinden kat kat daha fazla olan manevi bir lezzeti tadar. Verilen bu nimetler vesile-siyle Allah'› yüceltir.

Bu dünyada verilen tüm nimetler flükrü veya nankörlü¤ü ortaya ç›karmak için yarat›lm›fl birer imtihan arac›d›r. Bu önemli gerçek Hz. Süleyman'›n dilinden Kuran'da flöyle haber verilmektedir:

Kendi yan›nda kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü aç›p kapamadan) onu sana getirebilirim."

Derken (Süleyman) onu kendi yan›nda durur vazi-yette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazl›ndand›r, O'na flükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek

miyim diye beni denemekte oldu¤u için (bu ola¤a-nüstü olay gerçekleflti). Kim flükrederse, art›k o kendisi için flükretmifltir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir fleye ve kim-seye ihtiyac› olmayan)d›r, Kerim oland›r. (Neml Suresi, 40)

Yine Hz. Süleyman'›n Kuran'da geçen ifadelerinden flükre-debilmenin bile Allah'›n çok büyük bir nimeti oldu¤unu ve an-cak Allah'›n lütfu ve dilemesiyle insan›n flükredebilece¤ini anl›-yoruz. Çok büyük bir bat›ni s›rr› da içeren, Hz. Süleyman'›n flükretme ile ilgili duas› ayette flöyle bildirilir:

(Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdi¤in nimete flükretmemi ve hoflnut olaca¤›n salih bir amelde bulunmam› ilham et ve beni rahmetinle sa-lih kullar›n aras›na kat." (Neml Suresi, 19)

fiükretmenin de, iman ve tüm salih ameller için oldu¤u gibi, Allah'›n ilham›yla oldu¤u ayette aç›kça belirtilmifltir.

Vicdanl› bir insan etraf›na bakt›¤› zaman dört bir yandan Allah'›n nimetleriyle kuflat›lm›fl oldu¤unu, bunlar›n hiçbirisine kendisinin güç yetiremeyece¤ini, yaln›zca Allah'›n dilemesiyle bu nimetlere kavuflabildi¤ini fark eder. ‹nsan›n kendisine ait sand›¤› bedeni, akl›, zekas›, duygular›, sa¤l›¤› ve kuvveti bile bu nimetlerin yaln›zca birer parças›d›rlar.

Bu yüzden flükretmek yaln›zca belli zamanlarda, büyük bir kazanç ya da fayda elde edildi¤inde veya güzel bir yemek yen-di¤inde ya da kötü bir olay sa¤ salim atlat›ld›¤›nda sadece dil ucuyla, "Elhamdülillah, Allah'a çok flükür" demek de¤ildir.

fiü-kür her an tüm kalbiyle yaflanmas› gereken bir ruh halidir.

Çünkü Allah'›n nimetleri saymakla, hatta, ayette geçen ifadey-le, genelleme yap›larak bile bitirilemez:

E¤er Allah'›n nimetini saymaya kalk›flacak olursan›z, onu bir genelleme yaparak bile sayamazs›n›z. Gerçek-ten Allah, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 18)

Allah'›n nimetlerine flükretmemek ya da az flükretmek nan-körlüktür. Bu ise fleytan›n insanlara karfl› kurdu¤u çok büyük bir tuzakt›r. fieytan her zaman, insanlar› flükretmekten al›koy-mak ister. Bu sapt›rmas› ayetlerde fleytan›n kendi a¤z›ndan flöyle haber verilir:

Dedi ki: "Madem öyle, beni azd›rd›¤›ndan dolay› on-lar(› insanlar› sapt›rmak) için mutlaka Senin dos-do¤ru yolunda (pusu kurup) oturaca¤›m. Sonra muhakkak önlerinden, arkalar›ndan, sa¤lar›ndan ve sollar›ndan sokulaca¤›m. Onlar›n ço¤unu flükredici bulmayacaks›n." (Araf Suresi, 16-17)

Görüldü¤ü gibi fleytan›n bütün çabalar› tek bir ana hedef et-raf›nda toplanmaktad›r; insanlar›n flükretmelerine engel olmak.

Bu konuda ço¤u kimseler üzerinde etkili de olmufltur:

... fiüphesiz Allah, insanlara karfl› büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onlar›n ço¤u flükretmezler. (Yunus Suresi, 60)

fieytan›n, özellikle flükretme konusunda insanlara yaklafla-ca¤›n› ifade etmifl olmas›, bu ibadetin önemini de ortaya koy-maktad›r. fiüphesiz bu kadar önemli bir ibadeti terk ederek nankörlük yapman›n Allah Kat›ndaki karfl›l›¤› da ona göre ola-cakt›r:

Rabbiniz flöyle buyurmufltu: "Andolsun, e¤er flükre-derseniz gerçekten size art›r›r›m ve andolsun, e¤er nankörlük ederseniz, flüphesiz, Benim azab›m pek fliddetlidir." (‹brahim Suresi, 7)

Belgede ARAfiTIRMA YAYINCILIK (sayfa 90-96)