• Sonuç bulunamadı

NEFS‹ TEM‹ZE ÇIKARMAMAK

Belgede ARAfiTIRMA YAYINCILIK (sayfa 72-75)

Hatas›z olmak bir ilahl›k vasf›d›r ve yaln›zca Allah'a mahsus-tur. Kuran'da en üstün imana ve ahlaka sahip olan peygamber-lerin dahi çeflitli hatalar›ndan bahsedilmektedir. Müminpeygamber-lerin de bu tür hatalardan ve günahlardan sak›nmalar› ö¤ütlenir. Pey-gamberlere ve tüm müminlere Kuran'›n birçok yerinde ba¤›fl-lanma dilemeleri emredilir. ‹man edenlerin bilerek ya da bil-meden günah iflleyebilecekleri de Kuran'da haber verilmifltir.

Bu durum insan›n Allah karfl›s›ndaki aczinin, her konuda, günah ifllememe, Allah'›n emir ve yasaklar›n› yerine getirebilme konu-sunda bile yine Allah'a muhtaç oldu¤unun bir göstergesidir.

Mümine düflen hata ve günah›n› fark etti¤inde hemen pifl-manl›k duyup vazgeçmek, tevbe ve isti¤far ederek ayn› günah›

tekrar ifllememeye çok özen göstermektir. Yoksa kendini hatas›z, günahs›z göstermek, temize ç›karmak de¤il... Zira böy-le yapmak zaten Allah'›n be¤enmedi¤i bir tav›rd›r:

Ki onlar, ufak tefek günahlar d›fl›nda, günah›n büyük olan›ndan ve çirkin utanmazl›klardan kaç›n›rlar.

fiüphesiz senin Rabbin, ma¤fireti genifl oland›r. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan infla etti¤i (yaratt›¤›) ve siz daha annelerinizin karn›nda cenin halinde bulundu¤unuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize ç›kar›p-durmay›n. O, sak›nan› daha iyi bilen-dir. (Necm Suresi, 32)

Kendini temize ç›karma endiflesinin alt›nda yatan neden, in-san›n di¤er insanlar aras›nda kendini hatas›z ve kusursuz gös-tererek yüceltmek istemesinden kaynaklan›r. Halbuki bunu ya-pan, de¤il üstün bir konuma gelmek, tam tersine hem Allah Kat›nda hem de müminlerin gözünde alçal›r, küçük düfler.

Aç›kça olmasa da bir anlamda ilahl›k iddias›nda bulundu¤u için halis müminlerin kalbine s›k›nt› ve rahats›zl›k verir. Müminleri kand›r›p onlar›n gözünde de¤er ve üstünlük kazand›¤›n› san›r-ken, ac›nan ve idare edilen bir kimse oldu¤unu fark edemez.

Bir süre sonra kusursuz oldu¤una gerçekten kendisi de inan-maya bafllar ve günden güne daha küçük düflürücü bir tav›r içe-risine girer.

Nefsini temize ç›karan kimse kendini günahs›z gördü¤ün-den Allah'tan ba¤›fllanma dilemeye, Allah'a yalvar›p af dilemeye gerek duymaz. Büyüklenen, müsta¤niyetten az›p adeta kendini ilahlaflt›rm›fl bir kimse haline gelir. Kendi felaketini haz›rlar.

Samimi bir mümin ise aczinin, kusurunun bilincindedir, bu yüzden sürekli olarak Allah'tan ba¤›fllanma diler. Allah'›n rahmetini ve r›zas›n› umar. Bu durumda Allah da onun kusur-lar›n› örter, günahkusur-lar›n› ba¤›fllar, gerçek manada temizleyip ar›nd›r›r, üstün bir konuma getirir.

Kendilerini (övgüyle) temize ç›karanlar› görmedin

mi? Hay›r; Allah, diledi¤ini temizleyip yüceltir. On-lar, 'bir hurma çekirde¤indeki iplikçik kadar' bile haks›zl›¤a u¤rat›lmazlar. (Nisa Suresi, 49)

SEV‹LEN fiEYLERDEN ‹NFAK ETMEK

Samimi ve ihlasl› bir flekilde, Allah'›n r›zas› d›fl›nda hiçbir amaç ya da karfl›l›k gözetmeden infak etmek iman›n gösterge-sidir. ‹nfak eden müminler pek çok ayette övülmüfl ve müjde-lenmifllerdir. Ancak Al-i ‹mran Suresi'nin 92. ayetinde infak et-me konusunda çok ince ve önemli bir ölçü verilmifltir:

"‹yili-¤e erebilmek için sevdi¤i fleylerden infak etmek".

Ayette flöyle buyrulmaktad›r:

Sevdi¤iniz fleylerden infak edinceye kadar asla

iyili-¤e eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, flüphesiz Allah onu bilir. (Al-i ‹mran Suresi, 92)

‹nsan›n bir kifliye ya da bir fleye verdi¤i de¤er, onu elde et-mek için feda etti¤i fleyin büyüklü¤üyle orant›l›d›r. E¤er baz›

fleyleri feda edemiyorsa, o fleyler onun için daha k›ymetli de-mektir. Hiçbir fley Allah'›n r›zas› ve rahmetinden daha de¤erli olamayaca¤› için gerçek bir mümin bunlar› elde etmek için sa-hip oldu¤u herfleyi bir anda gözden ç›karabilir. Böyle davran-mad›¤› takdirde sevgi ve ba¤l›l›k duydu¤u dünyevi birtak›m fley-leri Allah'›n hoflnutlu¤unun üzerinde tuttu¤u ortaya ç›kar. Bu durumda da ayetin belirtti¤i gibi asla iyili¤e eriflemez.

Bir insan çok fazla infakta bulunuyor, büyük hizmetler yap›-yor, sürekli ibadet ediyor olabilir. Dini bilgisi de çok fazla ola-bilir. Ancak durum gerektirdi¤i zaman sevdi¤i bir fleyden ko-pam›yor, Allah yolunda onu infak edemiyorsa, bu imani bir

za-af ve çok büyük bir eksikliktir. Çünkü o fleyi Allah'›n r›zas›na tercih etmifl olur. Ameli ne olursa olsun bu kifli, iflin özünü kavrayamam›fl, önceden iyi fleyler yapt›¤›n› san›rken yapt›klar›

bofla gitmifltir.

Sevginin yaln›zca Allah'a yöneltilmesi, sevilen di¤er fleylerin, di¤er insanlar›n ise ancak Allah'›n tecellisi olarak, Allah da on-lar› sevdi¤i için, Allah'›n r›zas›n› kazanmak için sevilmeleri ge-rekti¤ini önceki bölümlerde belirtmifltik. Allah Kat›nda tek makbul olan sevgi flekli budur. Böyle olunca insan zaten

sevdi-¤i ve sahip oldu¤u fleyleri her zaman ve hiç tereddüt etmeden, seve seve feda eder. Sevgisi Allah için oldu¤undan kaybetti¤i bir fley yoktur. Zira Allah her taraf› sar›p kuflatm›flt›r. Ona flah damar›ndan daha yak›nd›r. Bir fley kaybetmedi¤i gibi, Allah'›n diledi¤i flekilde davrand›¤›ndan Allah'›n daha büyük sevgi ve ik-ram›na kavuflur. Elinden ç›kana üzülmez, tersine daha çok se-vinir. Gerçek mümin tavr› da budur.

Oysa kifli sevdi¤i fleyi ya da kimseyi Allah'tan ba¤›ms›z müs-takil bir varl›k olarak seviyorsa, onu Allah'a ortak koflmufl, put edinmifl olur. Bu fleyi infak etmesi gerekince, e¤er herfleye ra¤-men Allah'›n emirlerine uyar, samimi olarak onu infak ederse Allah'›n dilemesiyle, cahilli¤i ve hevas› nedeniyle içine düfltü¤ü bu flirkten ar›n›p temizlenmifl olur. Sonuçta da iyili¤e erer, Allah'›n rahmetine kavuflur.

BE⁄EN‹LMEYEN B‹R fiEY‹ ‹NFAK

Belgede ARAfiTIRMA YAYINCILIK (sayfa 72-75)