• Sonuç bulunamadı

Sektörün Kurumsal Yapısındaki Sorunlar

3.2. Çay Sektörünün Sorunları ve Çözüm Yolları

3.2.3. Sektörün Kurumsal Yapısındaki Sorunlar

Çaykur’un önceden kullandığı emek yoğun üretim biçimi, işçilik maliyetlerinin yükselmesine neden olduğu belirtilmektedir. Ancak son yıllarda fabrikalarda modernizasyona giderek ileri teknoloji ile el değmeden üretim yapacak duruma geldikten sonra da personel harcamaları diğer üretici ülkelere göre oldukça yüksek seviyededir. Bu durum, bölge nüfusunun sahip olduğu oy potansiyelini bilen siyasi otoritenin, bu kaynağı kaybetmemek için rasyonel olmayan popülist politikalar izlemesinin bir sonucudur.

KİT’lere yöneltilen verimsizlik eleştirileri Çaykur için de geçerli olabilir.

Kuruluşun verimli çalışmasını engelleyen sosyal görevleri olduğu gibi, yapısal sorunları da mevcuttur. Çaykur açısından verimlilik konusu hammadde ve işçilik bakımından ayrı ayrı incelenebilir. Buna göre hammadde verimliliği, bir kilogram kuru çay üretmek için ne kadar yaş çay kullanıldığı biçiminde ele alınabilir. Kurum en yüksek randıman oranına (% 23,29) sahip olduğu görülen 1984 yılında, bir kilogram kuru çay üretmek için 4293 gram yaş çay kullanmıştır. Randıman oranının en düşük olduğu (% 17,07) 2002 yılında ise bir kilogram kuru çay için 5858 gram yaş çay kullanmıştır. Son zamanlarda hammadde verimlilik oranının giderek düştüğü ve son beş yılda % 18-19 arasında kaldığı görülmektedir (Çaykur, 2017a:19). Verimliliğin sürekli düşmesi, üreticiden standartlara uymayan niteliksiz yaprak alım oranının artmasından kaynaklanmıştır.

İşgücü verimliliğine gelince, mevcut üretimi sabit varsayarak bunun ne kadar asgari işçi ile sağlanabileceğini araştırmak gerekir. Bunun bir yolu, işçilerin mesai saatlerinin ne kadarını fiilen çalışarak geçirdiklerini belirlemektir, fakat buna imkân yoktur. Çaykur’daki işçi fazlalığı, IMF destekli “güçlü ekonomiye geçiş programı”

çerçevesinde hükümet gündemine de gelmiştir. Dönemin Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, Çaykur’u, özel sektörün 100 kişi ile yaptığı işi 900 kişi ile yapmakla suçlamıştır. Derviş, atıl işgücünü azaltabilmek için emekliliği gelmiş olan 6 bin personelin emekli edilmesi gerektiğini, bunun için de 30 trilyon liralık fona ihtiyaç duyulduğunu ifade etmiştir (www.hurriyet.com.tr). Çaykur’un personel sorunu günümüzde de mevcuttur. Örneğin günlük 150 ton yaş çay işleme kapasitesi bulunan Ambarlık, Aşıklar ve Eskipazar çay fabrikalarında, sırasıyla 1003, 888, 722 kişi mevsimlik işçi statüsünde istihdam edilmektedir(Çaykur, 2018a:40). Benzer tutarsızlıklar birçok fabrikada görülmektedir.

95 Çaykur’daki gizli işsizliğin boyutlarını yansıtmada yetersiz kalsa da, kurumun gelir tablosunda gösterilen “çalışmayan kısım gider ve zararları” önemli bir gösterge niteliğindedir. 2016 yılındaki toplam işçilik harcaması olan 390 milyon lira içinde 22,4 milyon lira çalışmayan kısım gideri olarak gösterilmiştir. Bu rakam 2018’de 32,6 milyon lira olarak gerçekleşmiş olup, yaş çay hammaddesinin temin edilemediği sürgün aralarında işçilere yapılan ödemeleri göstermektedir. Fakat, mevcut personel fazlalığının kesin rakamsal durumu ve yaşanan gizli işsizlik oranı tespit edilememektedir (Çaykur, 2019:35).

Çay piyasasında belirli bir stokla çalışmanın zorunlu olduğu kabul edilmektedir.

Çünkü çay tüketim dönemi bir yıl iken üretim dönemi 6 aydır ve bu durum en az 6 aylık tüketimin stoklanmasını gerektirmektedir. Fakat daha uzun süreli stokların varlığı stoklama maliyetini yükseltmekte ve stoklar bir sonraki yılın alımlarında önemli bir sorun ortaya çıkarmaktadır (DPT, 2001:65). Ülkemizde her yılsonunda yaklaşık bir yıllık tüketim ihtiyacını karşılayacak stok devredilmektedir. Oysa her yılın üretim döneminde ülkenin bir yıllık tüketim talebini karşılayacak miktarda üretim yapılmaktadır. Tablo 3.4’te Çaykur’un tasnifli ve paketli kuru çay stok miktarları gösterilmiştir.

Tablo 3.4. Çaykur Tasnifli ve Paketli Siyah Çay Stok Miktarı (Ton)

Yıllar Tasnifli Siyah Çay Paketli Siyah Çay

Stok (Ton) Artış ( % ) Stok (Ton) Artış ( % )

96 Çaykur’un yüksek stok bulundurmasının sebepleri; stratejik ve askeri sebeplerle emniyet amaçlı stok bulundurma sorumluğu ve pazarlama imkânlarından fazla kuru çay üretmesidir. Bunun nedeni ise, geçmişte, üreticiden çay satın almanın sosyal bir görev olarak düşünülmesidir. Çaykur, son 15 yılda stoklarını ideal seviyeye getirmek amacıyla üretim maliyeti ve dünya çay borsa fiyatlarının çok altında, spot piyasalarda ihraç etmekte ve sonuç olarak bu satıştan büyük ölçüde zarar etmektedir (Toksoy ve Var, 2002:75).

Özel sektör işletmeleri faaliyete girmesiyle yaş çay üretim kapasitesi 1,5 kat artmış, ancak kalitede iyileştirmenin aksine standart dışı kuru çay üretimi artmıştır. Özel sektör işletmelerinden bir çoğunda hijyenik ve teknik şartlar yetersizdir. Ayrıca, bunların TS 4600 siyah çay standardını da taşıdığı şüphelidir. 1996 yılında yürürlüğe giren çay işletme ve paketleme tesisleri genel kurallar standardını da (TS-12076) özel sektör işletmelerinin çoğu uygulamamaktadır (Kalça, Toksoy, 2006, 3).

Özel sektör işletmelerinin bir bölümü teşviklerle kurulmuştur. Gereken teknik inceleme yapılmadan, isteyen kişi ve kuruluşlara kredi verilmesi, sınırlı olan sermayenin verimsiz yatırımlara ayrıldığını göstermektedir (Kalça, Toksoy, 2006, 3). Nitekim özel sektör firmalarının kurulmaya başlandığı 1984 yılından 2013 yılına kadar olan 29 yıllık dönemde özel sektöre ait 374 çay fabrikasından 223’ü kapanması kuruluş aşamasında sağlıklı bir fizibilite araştırması yapılmamasının bir sonucudur(www.posta.com.tr).

Özel sektör işletmelerinin paketleme için gerekli sermayelerinin olmayışı, bunlardan tasnifli çay alıp paketleyerek piyasaya süren çok sayıda firmanın kurulmasına yol açmıştır. Bu durum, özel sektörün kendisine ulaşan paketleme firmalarına yüksek iskonto ile paketlenmemiş çay satması sonucunu doğurmakta ve kâr marjının düşmesine yol açmaktadır. Bu nedenle de üreticiye olan borcun ödenmesi gecikmektedir(DPT, 1993:72).

Özel sektördeki firmaların üreticinin alacaklarının ödemesini geciktirmesi güven sorununun meydana gelmesine sebep olmuştur. Ürün bedellerinin geç ödenmesi özel sektör firmalarının düzenli bir biçimde hammadde temin edememesine sebep olmuş, ürün bedelini zamanında ödeyen diğer çay firmalarını da olumsuz etkilemiştir. Ürün bedellerini zamanında alamayan üreticiler ürününü Çaykur’a satamadığı zamanlarda özel sektöre satmaktadırlar (Er, 2013, 233).

97 Sektörde faaliyet gösteren kamu ve özel işletmeler arasında kopukluk ve anlaşmazlık mevcuttur. Örneğin, Çaykur ve özel sektörü temsilen Rize Ticaret Borsası temsilcileri birbirlerini sorumluluklarını yerine getirmedikleri gerekçesiyle suçlamaktadır. Her iki tarafın belli konularda haklı olduğunu söylemekle birlikte bu tartışmaların sektörün sorunlarına çözüm getirmeyeceğini belirtmek gerekir.