• Sonuç bulunamadı

Pazarlama Sistemindeki Sorunlar

3.2. Çay Sektörünün Sorunları ve Çözüm Yolları

3.2.2. Pazarlama Sistemindeki Sorunlar

Türk çay sektörünün en önemli sorunlarından bir tanesi üretim maliyetinin diğer üretici ülkelere göre yüksek olmasıdır. Yüksek üretim maliyeti, dünya çay piyasasında ülkemizin rekabet gücünü sınırlandırmaktadır. En önemli maliyet unsuru yaş çay fiyatıdır. Diğer ülkelerde 8-12 ay süren hasat döneminin ülkemizde 5-6 ay gibi kısa sürede bitmesi yaş çay maliyetinin yüksek olmasına neden olmaktadır. Çaykur kayıtlarına göre, üretim maliyetinin yapısında yaş çay bedelinin payı 2017 yılında % 74 oranında gerçekleşmiştir. Ayrıca siyasi ve sosyal nedenlerle işçi istihdam etmek zorunda bırakılan Çaykur’da gereğinden fazla personel bulunması kurumda gizli işsizliğe sebep olmakta ve işçilik maliyetlerini yükseltmektedir. Temel amacı kâr elde etmek olan özel sektör işletmelerinin işçilik maliyeti Çaykur’a göre bir hayli düşük olduğu bilinmektedir. Tablo 3.3’te yıllar itibariyle tasnifli ve paketli kuru çay maliyetleri ve uluslararası borsaların ortalama fiyatları gösterilmiştir.

Tablo 3.3. Türkiye’de Birim Maliyetler ve Uluslararası Fiyatlar

Yıllar Tasnifli Çayın Maliyeti Paketli Çayın Maliyeti Ortalama Borsa Fiyatları

Kaynak 1: Çaykur Yıllık İstatistik Bültenleri

Kaynak2https://www.indexmundi.com/commodities/?commodity=tea&months=360&commodity=tea(05.

05.2019

Kaynak 3: https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/serieMarket/#collapse_2 (05.05.2019)

Tablo 3.3’te ülkemizde üretilen tasnifli ve paketli kuru çay maliyetlerinin uluslararası fiyat ortalamasından yüksek olduğu görülmektedir. Dünya borsalarındaki fiyat ortalaması (2,10) ile kuru çay maliyetleri ortalamasını (3,87 ve 3,86)

92 karşılaştırdığımızda, dünya borsa fiyatları ülkemizdeki kuru çay maliyetlerinin % 54’üne denk gelmektedir. Tasnifli çay maliyetlerinin, paketli çaylara göre daha yüksek görünmesinin sebebi enflasyon muhasebesi uygulanmadığından, stoktaki çayların üretildiği yılın maliyetleriyle hesaplarda görünmesidir.

Çay ürününün pazarlanmasında pek çok fiili ve fiziki sorunla birlikte, bir de teorik sorun vardır. Bu sorun, çayın iktisat teorilerinde ‘‘talep ve gelir esnekliği düşük’’ diye tanımlanan ürünlerin başında bulunuyor olmasıdır. Buna göre çay, fiyatı düştükçe talebi fiyat düşüşü kadar artmayan ve gelir arttıkça talebi gelir artışı kadar artmayan bir üründür.

Bu nedenle, çay üreticilerinin ve çay sektöründeki sanayicilerin, Türkiye’nin yaşadığı genel gelir artışı ve zenginleşmeden gereken payı almaları mümkün değildir (Kazgan, 1997:42)

Çay ithalatında uygulanan yüksek vergi oranı (% 145) her yıl tonlarca çayın kaçak yollarla yurda girmesine sebep olmaktadır. Kaçak yollarla yurda giren yabancı kökenli sağlıksız ve standartlara uymayan çaylar yerli çay satışlarını olumsuz etkilemektedir.

Kaçak çay ile ülkede çay miktarı artmakta arz ve talep dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır. Arz ve talep dengesinin bozulması çay fabrikalarında stokların artmasına sebep olmaktadır (Er, 2013:234).

Son zamanlarda özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sınır kapılarından ve sınır boylarından çeşitli yasadışı yöntemlerle yurda giren İran kökenli kaçak çaylar, Türk çay piyasasını tehdit etmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kendine has yapısı nedeniyle çay kaçakçılığı olağan ticaret halini almıştır.

Yapılan tüm uyarı ve alınan önlemlere rağmen kaçak çay ticareti engellenememiş ve hatta artarak devam etmektedir. Maliyet tarafından bakıldığında, Türk çayının İran kökenli çayla fiyat rekabeti yapabilmesi mümkün değildir. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi olmayan İran devleti, İran çayını çok yüksek oranda desteklemektedir. Şöyle ki; İran hükümeti, ihraç edilen her 1 kg çaya karşılık 2 kg çay ithalatına izin vermektedir. Yaş çay bedelini devlet ödemekte olup, işçilik ve enerji maliyetleri ülkemize kıyasla çok düşüktür.

İran’da İran çayı tüketilmemektedir. İran halkı daha çok Hindistan ve Sri Lanka kökenli geniş yapraklı peko çeşidi çayı tüketmektedir. İran devleti, kendi ürettirdiği/ürettiği çayı kendi vatandaşına tükettirmemekte, komşu ülkeler Azerbaycan, Türkiye ve Rusya gibi ülkelere satmaktadır. Bunun nedeni, İran çayının üretildiği Hazar Denizi kıyısındaki iklim

93 sebebiyle aşırı böceklenme meydana gelmesidir. Böceklenmeyle mücadele kapsamında kimyasal ilaç kullanılmaktadır. Bu sebeple İran çayında çok yüksek seviyede böcek kalıntıları ve kimyasal ilaç kalıntısı (pestisit) bulunmaktadır. Hatta gıda tüzüklerine göre kullanımı yasaklanan birçok maddeler de içerdiğine dair bildirimler bulunmaktadır.

Dolayısıyla İran kökenli çaylar, Türk halkının sağlığını da ciddi biçimde tehdit etmektedir ( Rize Ticaret Borsası, 2012:2).

Çay kaçakçılığı, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde sistematik bir biçimde yapılmaya başlandı ve piyasa haline geldi. Özellikle sigara kaçakçılığının üstüne çok fazla gidilmesi çayı, kaçakçıların gözdesi haline getirmiştir ve son yıllarda çay kaçakçılığında büyük artış görülmektedir (Rize Ticaret Borsası, 2013a:2). Gümrük muhafaza ekipleri tarafından 2016 yılında 176,3 ton, 2017 yılının ilk 4 ayı içerisinde ise 130 ton kaçak çay ele geçirilmiştir. Yakalanan kaçak çayın piyasa değeri 3 milyon TL’yi geçmektedir (muhafaza.gtb.gov.tr).

Geçmiş yıllarda kaçakçılar daha çok Irak ve Suriye sınırından Seylan tipi (oppi:peco) çay getiriyorlardı. Çünkü o bölgede bu çay tanınıyor ve talep ediliyordu.

Günümüzde ise daha çok üretim şartları açısından Türk çayı ile benzerlik gösteren fakat hijyen açısından belirsiz İran kökenli kaçak çayların sınırdan katır ve at sırtında, kişi beraberindeki eşya olarak, sınır ticareti ve kamyonlarla değişik isimde faturalarla(oyuncak, nohut, mercimek gibi) girişi yapılmaktadır (Rize Ticaret Borsası, 2013a:2).

Yaş çay ürün kalitesinin düşük olması ya da alım standardında istikrar sağlanamaması çayın bütün aşamalarında olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Standart dışı hammadde, kuru çayın kalitesini bozan önemli sebeplerden biridir. Aslında ülkemizin diğer üretici ülkelere göre daha kuzeyde yer almasından dolayı, çay en uygun şartlarda üretilse ve işlense dahi, tropikal iklim kuşağında üretilen çay kadar kaliteli olmayacaktır.

Ancak, ülkemizin iklimi sebebiyle çay bitkisinde haşere ve hastalıklara rastlanmaması, bu sebeple çay tarımında kimyasal ilaç kullanılmaması Türk çayını yabancı çaylar karşısında tercih edilebilir konuma taşımaktadır.

94