• Sonuç bulunamadı

SAVAŞIN BAŞLAMASI GELİŞMESİ VE SONU

4.TROYA VE MÜTTEFİKLERİ

5. SAVAŞIN BAŞLAMASI GELİŞMESİ VE SONU

“ Çanakkale’den bir kaptıkaçtıya binersiniz. Kentten çıkıp biraz yükseldiniz mi , Boğaz rüzgarı püfür püfür eser. Bir yanınız deniz , bir yanınız çamlık , zeytinlik : alabildiğine maviler , yeşiller, sarılar , küme küme kırmızı gelincikler. İçiniz bir hoş olur, çünkü bu toprak başka toprak , kahramanlık destanları anlatır size karış karış. Yüzyılları birbirine katmış da , hep doğu ile batı arasında kavgaya , dövüşe sahne olmuş bu toprak. Çanakkale Boğazı’na baktıkça bir kıtayı bir kıtaya bağlayan su köprüsünün ne demek olduğunu anlarsınız.

Hellespontos derlermiş İlkçağ’da Ona , küçük Helle’nin boğulduğu deniz. Efsane en eski çağlarda bile kana boyamış bu su geçidini. Yığın yığın insanlar bir bu kıyıdan o kıyıya , bir o kıyıdan bu kıyıya geçmişler Boğazı ; göçler , ordular, donanmalar… hepsi de iki dünyanın kapısını açan bu kilidi ele geçirelim diye uğraşmış. Boğaza baktıkça batı uygarlığının ilk büyük destanı neden burada doğdu diye şaşmazsınız artık. Bu Destan Troya Destanı’dır.”1 Diye anlatır ünlü ozan Homeros , Troya’yı ve Troya Destanı’nı.

Ozan Troya kentini İda yani Kaz Dağı’nın eteğinde Ksanthos ( Küçük Menderes) ile Simoeis ( Dürmek ) Çayı’nın sınırladıkları ve bir yanı Ege Denizi’ne , bir yanı Boğaza bakan üçgen biçimli ovaya egemen yüksekçe bir kale olarak tanımlar.

Troya Savaşı’nın gerçekleştiği dönemde Yunanistan , Trakya , Batı ve Güney Anadolu , Girit ve Adalarında neler olup bittiği de elbette ki savaşın başlaması, gidişatı ve sonucu açısından önemlidir. Bu yüzden biz de öncelikle bahsettiğimiz coğrafya içerisinde o dönemde neler olup bittiğine kısa bir göz gezdirelim:

M.Ö. 2400’den ,M.Ö.1400’e varana değin, Mısır ve Mezopotamya’nın eski kültürleriyle, Yunanistan ve Anadolu’yla alış-verişi sağlayan ve bin yıl Akdeniz’e ışık saçan Minoen Girit Uygarlığı sona ermişti. İngiliz Arkeoloğu Sir Arthur Evans’ın yaptığı kazılar Eskiçağ’ın önemli kültürünü ortaya çıkarmıştır. Ve bu uygarlığı yaşatan kavmin Anadolu’dan gelme bir kavim olduğu anlaşılmıştır. Troya Savaşı’nın gerçekleştiği çağda Anadolu ve Yunanistan’ın bu kültürün etkisi altında bulunduğu da bir gerçektir. Homeros destanlarında da pek çok sahne Girit etkisi altındadır. Yalnız , İlyada’da Girit donanması akalardan yana gösterilir. Girit’li İdomeneus, 80 gemisiyle katılmış Agamemnon’un seferine. Ancak , bu hem Adanın o zaman çok güçlü olduğunu gösteriyor, hem de kültürünü Yunanistan ve Anadolu’ya yaydıktan sonra , Troya Savaşları zamanında Mykene Krallığı’nın buyruğu altına geçtiğini gösteriyor . Minoen Giritlileri Anadolu’dan gelmiş, ana tanrıça tapımı ile birlikte kadının egemen unsur

olduğu ana-erkil düzeni de uzun zaman yaşatmıştı. Yunanistan’dan gelme kavimlerle bu düzen bozulduysa bile, İlyada’da birçok izlerine rastlıyoruz. Bir kadının kaçırılmasıyla başlayıp yıllarca süren Troya Savaşı buna örnektir.2

Ama dediğimiz gibi bu düzen zamanla bozulmuştu. İlyada’nın anlattığı çağlardan önceki zamanlarda Ege çevresinde oturanlara çok çeşitli adlar veriliyordu. İlkçağ tarihçilerinin Leleg ya da Pelasg dedikleri bu kavimler hakkında pek bir şey bilmemekle birlikte , bu çağlarda kullanılan yer adlarının da –nd-, -nth-, -ss- gibi iç eklerin yer almasından anladığımız kadarıyla bunlar Anadolu kökenlidir. Ancak 20.yüzyıla doğru kuzeyden ilk Helen kavimlerinin akını başlar. Çok ilkel olan bu kavimler zamanla Minoen kültürünü benimsemişlerdir. Ve 16.yüzyılda merkezi Mykene olan bir uygarlık kurmayı başarırlar. Homeros, destanlarında Hellenler’den “Akhaioi” ( Akhalar ) diye bahseder.

Hellenler çeşitli kavim adlarıyla küçük kentler kurup , bütün Yunanistan’a yerleşmişlerdir. Mykene , Pylos, Sparta, Phtia bunlardan birkaçıdır. En güçlü kralları Mykene Kralı Agamemnon’dur. Geçen zaman içerisinde Ege ve Anadolu kültürleri birbirleriyle öyle kaynaşmıştır ki , bu kültür ve ırk kaynaşması bir zaman sonra yerini sert çarpışmalara bırakacaktır. Çarpışmaların biri Giritte Minoen Uygarlığı’nın yıkılmasıyla sonuçlanmış, biri de Troya Savaşı olmuştur.

İlyada’da anlatılan durum açıktır: Boğazlar’ın kilit noktasında bulunmakla bütün hinterlanda sahip olan Troya , Yunanistan’dan birleşip gelen kavimlerin saldırısına uğramıştı. Bu saldırıya Troya da Trakya ve Anadolu’da oturan kavimlerin birleşmesiyle karşı koymuştur. Homeros işte bu iki topluluk arasındaki çatışmayı anlatmıştır.

Homeros’un yunanca İlias adını taşıyan destanı , İlyon ya da Troya olarak anılan kentin destanıdır. Konusu Troya Savaşı olmakla birlikte , bu savaşın ancak kısa bir dönemini kapsar. Aslında İlyada , Troya’nın destanı değil , Akhilleus’un destanı sayılmalıdır. Konusu sınırlıdır: Akhilleus’un Aka ordularının başkomutanı Agamemnon’a karşı öfkesi ve bu yüzden savaşı bırakıp barakasına çekilmesiyle başlayan destan, Akhilleus’un arkadaşı Patrokhlos’un ölmesi yüzünden savaşa geri dönmesi , Troyalı Kahraman Hektor ile çarpışması, onu öldürmesi, ölüsünü Troya surları çevresinde arabasına bağlı olarak sürüklemesi ve sonunda insafa gelerek Hektor’un ölüsünü , babası Kral Priamos’a geri vermesini kapsar. 24 bölümlü ve

16.000’i aşkın dizeli bu koca destan Troya Savaşı’nın dokuzuncu yılında tam 51 günlük süreyi kapsar.3

Akalar’la Troyalılar arasında meydana gelen Troya Savaşları tam 10 yıl sürmüştür. Hektor’la Akhilleus arasında geçen ve Hektor’un ölümüyle sona eren çarpışmanın ardından akalar, tamamen bir oyundan ibaret olan surların geçilemeyeceği bahanesiyle geri çekilme kararı alır. Aka Beylerinden Odysseus’un planı gereğince de Aka ordusu Troya önünde kurduğu kampı kaldırarak gemilerle Tenedos , yani Bozcaada’nın arkasına gizlenecektir. Bu arada önceden yapılmış olan tahta at Troya surlarının önüne çekilip bırakılacaktır. Bu atın içerisinde en seçkin Aka yiğitlerinden bir grup vardır. Troyalılar , Akalar’ın karargahı boşalttıklarını görünce atı tanrıça Athena’nın bir armağanı sanarak kentin içine alacaklardır. Bu yanılgıyı desteklemek için akalar bir de casus görevlendirmişlerdir. Casus Simon Akalar’ın kendisini dövdüğünü ve Troya’dan ayrılırken kendisinin yarı baygın bırakıldığını söyler ve tahta atın tanrılara bir adak olduğunu , içeri alınması gerektiğini anlatır. Tahta atı içeri almak istemeyen iki kişi çıkar ; biri, Priamos’un kızlarından falcı Kassandra , öbürü Apollon tapınağı rahibi Laokoon’dur. Fakat Troyalılar her ikisini de dinlemezler ve atın surlardan içeriye alınması için hazırlıklara başlarlar. Rahip Laokoon’a da deniz kıyısında tanrı Poseidon’a kurban kesmek için görevlendirilir. Ancak tam kurban kesileceği sırada denizden çıkan yılan Laokoon’u ve iki oğlunu öldürür. Troyalılar , Laokoon’un atın içeri alınmasına karşı çıktığı için tanrılar tarafından cezalandırıldığı yorumunu yaparlar. Nihayet at Troya surlarından içeri alınır ve gece şölenlerle zafer kutlamaları yapılır. Herkes sarhoş olup derin bir uykuya daldığı vakit, Aka yiğitleri ortaya çıkar ve Troya’nın kapılarını ardına kadar açarlar. Aka ordusu Troya’nın içine girdiğinde ise artık çok geçtir ve şehir yakılıp yıkılmaya başlanır.4

Bu feci katliamdan yalnızca Aeneias, oğlu ve babası kurtulmuşlardır. Tanrıça Afrodit’in oğlu olan Aenias , Troya kral soyunun yok olmasını önleyecek ve İtalya’ya giderek Roma kentinin kurulmasını sağlayacaktır. Bütün bunlar bize gösteriyor ki, Troya Savaşı’nı Akalar kazanmış ve Troya şehrini de yakıp yıkmışlardır.

Arkeolojik buluntulara göre bu savaşlar M.Ö.ca. 1240- 1230 yılları arasında cereyan etmiştir. Yani, bu savaşlar esnasında Hitit İmparatorluğu da henüz ayaktadır. Ancak , imparatorluğun her köşesinde isyanların baş göstermesi yüzünden Hititler, uzun süre hakim oldukları Troya Bölgesi halkına hiçbir yardımda bulunamamıştır.5

Ancak, Akalar zafer elde etmelerine rağmen amaçlarına ulaşamamışlardır. Yani Boğazlar’ı geçerek Karadeniz Sahillerini kolonize edememişlerdir. Çünkü, bu zamana tekabül eden, Ege ve Akdeniz Adalarında oturan kavimlerin oluşturduğu yeni bir göç hareketi başlamıştır. Tarihte bu göçlere Ege Göçleri ya da Deniz Kavimleri Göçü denmektedir. Bu göçler neticesinde eski Önasya ülkeleri önemli değişimlere ve yıkımlara sahne olmuştur. Akalar da kendilerini birden bire bu göç hareketinin içinde bulmuş ve yıllarca süren savaşlar da sonuçsuz kalmıştır.

5.BÖLÜME AİT NOTLAR VE AÇIKLAMALAR

1- Homeros , İlyada , çev.Azra Erhat / A.Kadir, İstanbul 1998 , s.19

2- Homeros , a.g.e. , s. 27

3- Homeros , a.g.e. , s.29

4- Ekrem Memiş, Troya ve Troyalılar , Konya 2005 , s.120

Benzer Belgeler