• Sonuç bulunamadı

3. H.1041-1042/M.1632-1633 TARİHLİ HARPUP ŞER’İYYE SİCİLİNİN

3.2. Sosyal Yapı ve Toplumsal İlişkiler

3.3.2. Osmanlı’da Bey’ (Satış) Yönteminin Hukuki Oluşu ve 181 Numaralı Harput

3.3.2.3. Satış Anlaşmazlıkları

mezbûr Usta Ahmed dahi karşılıklı tasdik ve sözü kabûl edip söylenenler aynen yazıldı 1041 senesinin evail-i şehr-i Rebi῾ü’l-âhirinde sicile kayd olundu(HŞS.,NO:181, s.162/a.1).

3.3.2.3. Satış Anlaşmazlıkları  

Sile karyesi sakinlerinden Hüseyin adlı kişinin bu karyede Çaluk tarlası olarak bilinen yeri, yirmi senedir yeğeni İsmail’in, Mustafa adlı kişiye ‘‘iki guruşa fuzûli’’ sattığı ve bu tarlayı geri istediğini fakat Mustafa adlı kişi ise bunu reddettiği ve bazı gerekçeler sunarak ‘‘şahit olan Müslümanlar vardır’’ demesiyle haklı olduğu kanaatine varılmıştır(HŞS, NO:181, s.20/b.2)

Sair bir belge de, Davut adlı kişi bir kıt῾a mülk bağını Ahmed adlı kişiye tarih-i kitâbdan dokuz sene önce kendisine on beş guruşa satıp mukabilini almış olduğu halde şöyle ifade eder: ‘‘benim ile şer῾-i şerîfe gelüb sicil etmez su’âl olunub sicil olunmasın

taleb ederim’’ deyip su’âl etmiştir. Ahmed adlı kişi de ikrâr edip; zikr olunan bağını

bundan dokuz sene önce bey῾ etmiş ve fakat civârda olan bir mikdâr boş zemîni satmadığını ifade edip inkâr ile cevâb vermiştir. Fakat bazı Müslüman kişilerin şehadet edip dediler ki: ‘‘mezbûr Ahmed huzûrumuzda zikr olunan mülk bağını ve kurbunda

olan hâlî zemîne ve tevâbi῾ ve levâhıkıyla merkûm Davud’a on beş riyâli guruşa bey῾ edip dokuz senedir tasarrufundadır ve hâlî dediği zeminde mülk yeridir bizler bu husûsa bu vech üzere şâhidiz ve şehâdet dahi ederiz’’ deyip haklı oldukları müşahede

edilmiştir(HŞS, NO:181, s. 29/a.2).

Diğer sicilde ise, daha evvel vefat eden Mustafa adlı kişinin yetim oğulları olan Ali ve Mevlüd adlı kişilerin vasileri olan karındaşları Mehmed adlı kişinin Danişmend nahiyesinde babalarından irs-i şer’le kalan bağlarının mezkûr yetimlerin nafaka ve kisveye ihtiyaçlarından dolayı İbrahim adlı kişiye elli iki guruşa satmıştır. Fakat yetimlerin bülüğ olduktan sonra bağlarının normalden çok daha az fiyata satıldığını öğrenmeleri sonucu İbrahim adlı kişi ile niza’ edip aralarında şiddetli bir düşmalık vuku bulmuştur. Fakat bunun akabinde İbrahim adlı kişi şahısların davalarından fariğ olmaları için mezkûr bağın mukabilini ziyadeleştirmiştir. Mezkûr yetimler ise : ‘‘bedel-i

biz alub kabûl ve kabz eyledik zikr olunan bağda min-ba῾d da῾va ve nizâ῾mız kalmayub kat῾-ı ‘alâka ve fasl-ı husûmet olduk ba῾de’l-yevm bu husûsiçün bir-tarikle dahi mezbûr İbrahim’den da῾vâ ve nizâ῾ edecek olursak ‘inde’l-hükkâm mesmû῾a ve makbûle olunmaya’’ deyip sulh edip anlaşma yolunu seçmişlerdir(HŞS, NO:181, s.81/a.2).

Bir diğer belgede de, Osman adlı kişinin Şurnaz nahiyesinde bulunan iki kıt’a bağını daha evvel Abdülgaffar adlı kişiye sattığı ifade edilmiş. Fakat bir sorun ile Abdülgaffar kişisi: ‘‘Osman bana bey῾ eyledikde sünûru Arduc Ağacından doğru yola

varınca ta῾yin etmek üzre bey῾ etmişdir altı seneden mütecâviz zabt ve tasarrufumda olub hâlâ gelüb sünûrum içinde bir mikdar yer tasarruf etmek ister su’âl olunub men῾ olunmasın taleb ederim’’ ifadesi ile daha evvel satın aldığı yere Osman adlı kişi

tasarrufta bulunmak istemiştir ve Osman adlı kişinin ifadesi ise adı geçen bağların sınırı arduç ağacından yola doğru sınır tay’in etmek üzere satmadığını ifade edip inkar etse de şahitlerin müşahadesiyle Abdülgafar’ın haklı olduğu neticesine varılmış(HŞS, NO:181, s. 88/b.3)

4. 181 NUMARALI HARPUT ŞER’İYYE SİCİLİNİN TRANSKRİPSİYONU

s.1/a.1:

Harperut kasabasının Semafud Mahallesi sakinlerinden Hüsrev adındaki zımminin Sefer adındaki zımmiye beş adet evini otuz beş guruşa sattığına dair evâhir- i şehr-i Ramazan 1041 tarihli hüccet.

Budur ki kasaba-i Harperut’da vâki῾ Sefamud Mahallesinden Hüsrev veled Ohman nâm zımmî meclis-i şer῾de Sefer veled Kester nâm zımmî müvâcehesinde ikrâr ve i῾tirâf edip dedi ki mahalle-i mezbûrede vâki῾ bir tarafı Keleb ve bir tarafı Kök Anber ve bir tarafı Mursem bu hudûd ile mahdûd olan beş bâb evlerimi bi’l-cümle iş bu mezkûr Sefer’e otuz beş riyâli guruşa bey῾-i bât-ı sahîh ile bey῾ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî῾ eyledim dediğinde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan ikrârını mukarrun lehu’l-mezbûr Sefer dahi tasdîk edip kayd olundu tahrîren fî evâhir-i şehr-i Ramazani’l-mübârek sene ihdâ ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl

Ahmed bin Mübâşir Kara Cebe (silik) İsa Na῾lband

Hâcı Bayram Na῾lband Na῾lband Mustafaoğlu Piyâle bin Abdullah Ahmed bin Mehmed Mustafa bin Hasan

s.1/a.2:

Harperut sakinlerinden Bolasin ve Müshim adlı zimmîlerin Samefud Mahallesinde bulunan iki adet evlerinin Destayiş Keşiş Valentin’e iki riyal guruşa sattığına dair evâhir-i şehr-i Ramazan 1041 tarihli hüccet.

Kasaba-i Harperut sakinlerinden Bolasin veled Koloksin Müshim veled Azad nâm zımmîler meclis-i şer῾de Destayis keşiş Valentin ve Varmatos veled Kirkos Keşiş nâm zımmî müvâcehesinde her biri ikrâr edip dediler ki Sefamud Mahallesinde vâki῾ bir tarafı mezbûr Varmatos ve bir tarafı Bursem ve bir tarafı yol bu hudûd ile mahdûd olan iki bâb evlerimi havlısıyla bi’l-cümle mezbûr Destayis Keşişe on iki riyâl guruşa bey῾

edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî῾ eyledim dedikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan ikrârlarını mukarrun lehu’l-mezbûr Varmatos dahi mezkûr Destayis Keşişde tarafeynden vekâleten tasdîk edip kayd olundu tahrîren fi evâhir-i şehr-i Ramazani’l-mübârek sene ihdâ ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl Uçbey (silik) Bahadır Kereli

Demür Çelebi bin Kara Hüseyin (…) Kürekçi

Piyale bin Abdullah Mustafa bin Hasan Ve gayruhum

s.1/a.3:

Harperut sâkinlerinden Çiçek adlı zımmînin Hasbek Karyesi’nde olan mülk bağını Ali bin Hasan’a otuz riyâl guruşa sattığına dair evâhir-i şehr-i Ramazan 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Kasaba-i Harperut sâkinlerinden Çiçek binti Eşhurd nâm zımmîye meclis-i şer῾de Ali bin Hasan müvâcehesinde bi’t-tav῾i ve’r-rızâ ikrâr ve i῾tirâf edip dedi ki karye-i Hasbek ‘akârında vâki῾ bir tarafı Gazrek bağına ve bir tarafı Kesir bağına ve bir tarafı Kabukcu Kesir ve bir tatafı Sernuş bağına bu hudûd ile mahdûd olan mülk bağımı iş bu mezbûr Ali’ye otuz riyâl guruşa bey῾-i bât-ı sahîh ile bey῾ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî῾ kılub ba῾de’l-yevm mülk-i müşterâsıdır keyfemâ-yeşâ mutasarrıf olsun dedikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan ikrârını mukarrun lehu’l-mezbûr Ali dahi bi’l-müvâcehe tasdîk ve kabûl edip kayd-ı sicil olundu tahrîren tarîhü’l-mezbûr

Şuhûdü’l-hâl

Haydar Çelebi bin Zülfikar Beşe Ahmed Bey bin Kılıç Bey Osman Bey bin Haydar Çelebi İbrahim Çelebi oğlu Murad Kasım bin Sübhanverdi

Mehmed Çelebi bin Fethullah Ve gayruhum

s.2/b.1:

Bir vekil tayinine dair evâhir-i şehr-i Ramazan1041 tarihli hüccet.

Budur ki Kasaba-i Harperut sâkinlerinden Kasım Çelebi bin Mehmed Ağa (nâm) kimesnenin sulbiye kızı olub vefât eden Fatıma nâm müteveffâ hâtundan babası mezbûr Kasım Çelebi’ye irs-i şer῾le intikâl eden emvâl ve erzâk ve mallarını zevci İbrahim Beşe bin Habil Çelebi nâm râcilden da῾va ve tâlibe ve isâl ve teslîmine oğlum Yusuf Çelebi vekil eylediğinde Yusuf bin Osman ve Ömer bin Osman ve Murtaza Bozoklu nâm kimesneler şehâdet edip kayd-ı sicil olundu tahrîren fi evâhir-i şehr-i Ramazani’l- mübârek sene ihda ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl

Bekir Çavuş bin Mehmed Ağa Mustafa Çavuş dergâh-ı ‘âli Kasım bin Sübhanverdi Hâcı Mustafa Çoban Bazarbân Hasan Ve gayruhum

s.2/b.2:

Bir vekil tayinine dair gurre-i Şevval 1041 tarihli hüccet.

Fî gurre-i Şevval li-sene ihdâ erba῾în ve elf

Kasaba-i Harperut’dan Fatıma binti Şah Hüseyin nâm Hatun tarafından Veli Bey ibni Abdulkerim nâm kimesne babası malından ve anası malından taleb-i vekil eyledi deyu Mehmed Ağa ibni Hüseyin Ağa ve Seyyid Mevlüd bin Allahverdi nâm kimesne şehâdet eylediği kayd-ı sicil olundu.

Şuhûdü’l-hâl

Kasım bin Tanrıverdi Tanrıverdi

Allahverdi Muhzır Ahmed

Ve gayruhum

s.2/b.3:

Karye-i Pelekden sâkinlerinden Markos’un vasîsi olan Kirkos’un Hüsrev adlı zımmînin aralarında nafaka ile ilgili alacak-verecek meselesinden dolayı mezbur karyede bir parça bahçesini ve çayır suyunu Hüsrev’e sattığına dair 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Karye-i Pelekden sâkinlerinden olub bundan akdem mürd olan Serkis nâm zımmînin sagîr zımmî Markos’un mensûb-ı vasîsi olan Kirkos Bedros nâm zımmî meclis-i şer῾de Hüsrev veled Aleksi nâm zımmî müvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki mürd-i mezkûr Serkis’in mezkûra deyni olub ve mezbûr Aleksi’nin dahi nafaka ve kisveye deyni olub ve mezbûr yetimin dahi nafaka ve kisveye deyni olub inhirâsı lâzım gelmekle mürd-i mezbûrân karye-i mezbûrda vâki῾ çeşme başında olan bir tarafı Timur ve bir tarafı köy ve bir tarafı yol ve bir tarafı dahi zebilki bu hudûd ile mahdûd olan bir kıt῾a bağçesini mezâda verilüb sûk-ı sultânide on günden ziyâde bey῾-i men yezîd olunub âheri inkırâzından sonra Hüsrev üzerinde on dört guruşa karar kılub ziyâde ile tâlibi zuhûr etmemekle zikr olunan bağçe deyni ve nafaka ile üç yüz on dört guruşa ve satım hasebiyle çayır suyundan bir gün Timur ile Mehmed bey ve bir gün suyla bi’l-cümle mezkûr Hüsrev’e on dört riyâl guruşa bey῾-i bât-ı sahîh ile bey῾ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî῾ eyledim dedikde medyûn Hüsrev dahi mezbûr Kirkos’un ikrârını tasdîk ve kabûl eyleyüb kayd olundu tahrîren fi evâhir-i şehr-i Şa῾bani’l- mu῾azzam li-sene ihdâ ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl Topal Mustafa Yusuf bin Mir Pirî Mehmed Bey

Mustafa bin Abdullah Seyyid Ömer

Ali bin Abdullah Abdullah

s.2/b.4:

Karye-i Yalnıztürsi sâkinlerinden Osman adlı kişinin vekil tayin edildiğine dair evâ’il-i şehr-i Şevval 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Karye-i Yalnıztürsi sâkinlerinden İsa Ağa ibni Allahverdi tarafından Osman bin Saruhan nâm kimesne oğulları olan Ali ve Mustafa ve Osman Kasım ve müşterek etmeye oğlu mezbûr Osman vekil eylediğine Rüstem bin Hızır ve Orhan bin Mahmud Ağa nâm kimesneler şehâdet edip ve mezbûr Osman dahi vekâlet-i merkûmeyi kabûl edib kayd-ı sicil olundu tahrîren fi evâ’il-i şehr-i Şevvali’l-mükerrem sene ihdâ ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl Halil bin Baki

Murtaza Çelebi bin Hüseyin Kadri Mustafa Çelebi bin Kösezâde Ve gayruhum

s.3/a.1:

Yalnıztürsi Karyesi sâkinlerinden bazı kardeşler arasında iştirak oldukları ev ve topraklarda on seneye varıncaya dek birbirleriyle yaptıkları ayrılmazlık akdi kardeşlerden Osman kişisi akdi bozduğuna dair 1041 tarihli hüccet.

Budur ki karye-i Yalnıztürsi sâkinlerinden İsa Ağa tarafından bu husûs içün müseccel-i vekil olan oğlu Osman kendü asâleten ve karındaşları Ali ve Mustafa taraflarından müseccel vekâleten meclis-i şer῾de Osman bin Saruhan mahzarında asâleten ve vekâleten ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki babam mezbûr iş bu merkûm Osman’ın sulu ve susuz topraklarını ve tecemmülât-ı hânesi ve evlerini ve ism-i mâlı ıtlâk olunan bi’l-cümle eşyâlarını ve hânesiyle kendü malına halt edip mezbûr Osman bana ve karındaşlarım Ali ve Mustafa’ya şurût ile kassâm defterin eylediği on seneye varıncaya dek yanımızda olub birbirimizden tefrîk olmayarak on seneden sonra mezbûr Osman bizden tefrîk olursa cümle malımız ve topraklarımız ve nukûd ve zahra ve öküz ve inek ve evlerimizi tımârdan ma῾âda ‘ale’s-seviye dört hisse edip bir karındaş hissesi mezbûr Osman alub gicedek oldu şöyle ki on sene tamam olmazdan mukaddem bizim rızâmı almayub bizden tefrîk ol derse ve zamanımızdan kırk riyâl guruş ile biz karındaş hissesi verecek olduk şöyle ki on sene tamam olmazdan mukaddem mezbûr Osman yanımızda durmayub tefrîk arzûsuna vâki῾ olan asâleten ve vekâleten ikrârında

mukârrun lehu’l-mezbûr Osman dahi bi’l-müvâcehe tasdîk ve kabûl edip kayd-ı sicil olundu tahrîriyle yazılmışdır

Şuhûdü’l-hâl Halil bin Baki

Murtaza Çelebi bin Hüseyin Kadri Mustafa Çelebi bin Kösezâde Emin Hâcı bin Mahmud Ağa Mehmed Çelebi

Ali bin Osman Çelebi Hüseyin bin Mehmed Çelebi Hüseyin Ağa

Damad Mustafa Çavuş Mehmed Çelebi bin Mehmed Ve gayruhum

s.3/a.2:

Hanik Karyesi’nde mürd olan Serkis nâm zımmînin sulbiye kızı olan Niksos nâm zımmînin Kirkor adlı zımmînin malları içinde hissesi olduğuna zevcesi Aleksi dava edip daha sonra Kirkor’un bedelini ödediğine dair hüccet.

Budur ki karye-i Hanik’den olub bundan akdem mürd olan Serkis nâm zımmînin sulbiye kızı olan Niksos nâm zımmînin müseccel-i vekili olub zevci olan Aleksi veled Huruş meclis-i şer῾de Kirkor veled İkob nâm zımmî müvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki vekilim mezbûreye babası mezbûr Serkis’den intikâl edip iş bu mezkûr Kirkor yedinde olan evlerden ve bağce ve bağ ve tecemmülâtdan hissesi vardır deyu nizâ῾ımız olmak maslahatımız su’âl edip mezbûrdan beş guruş riyâl bir mikdar kile nâ-ma῾lûm buğday verdiğimizi ifâde edip ba῾dehu sulhe rızâ verüb dahi bedel-i sulh olan beş guruş riyâl borcu mezkûr Kirkordan ben alub kabz edip husûs-ı mezbûr için mezkûr Kirkor dahi min ba῾d ‘alâkam kalmayub fasl olundu dediği mezkûr Kirkor dahi mukarrunn lehu’l-mezkûr ikrârını tasdîk edip kayd olundu tahrîriyle yazılmışdır

Şuhûdü’l-hâl Kasım Bağılcı İbrahim Murad

Seyyid Bekir bin Hâcı Hasan Evhenk Kethüda Markori (…) Kethüda

Tanos veled Keşiş Bekir Çavuş Hâcı Hasan Harkuros

s.3/a.3:

Karye-i Alıncak sâkinlerinden Yolduz ve karındaşı Tarak’ın Monla Yusuf arasında borç meselesinden dolayı bazı toprakların Monla Yusuf’ bey῾-i bi’l-vefâ yoluyla satıldığına dair 1041 tarihli hüccet kaydı hüccet.

Budur ki Karye-i Alıncak sâkinlerinden Yolduz bin Sefertan Ahmed kendü asâleten ve karındaşı olub vefât eden Tarak nâm müteveffânın oğlu Ahmed tarafından vekâleten meclis-i şer῾de Monla Musa bin Mustafa mahzarında asâleten ve vekâleten ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki bundan akdem iş bu mezbûr Monla Yusuf’dan ben ve karındaşım Tarak iki riyâli guruş alub Yedikî Mehmed Beyin deynine vermiş idüğü mukâbelesinde mezbûr Monla Yusuf yine murâba῾a olanlarıyla Şeyh-i mezbûr verip ve ‘amel-i (…) hürmet-i rabbâni teşrîkinden sonra mu῾âheze üzre taksim edecek oldukda ve dahi karye-i mezbûrda vâki῾ hudûdu ma῾lûm olan sulu ve susuz topraklarımızı ve bağ ve bağçeleri ve armud ağaçlarımızı bi’l-cümle mezbûr Monla Yusuf’a bey῾-i bi’l- vefâ ile bey῾ eylediği her ne zaman meblağ-ı mezbûru verip edâ eylediğimde zikr olunan emlâklarımızı bize verecek oldu dedikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan asâleten ve vekâleten ikrârında mukarrun lehu’l-mezbûr Monla Yusuf dahi vicâhen tasdîk ve kabûl edip kayd-ı sicil olundu tahrîriyle tarihü’l-mezbûr

Şuhûdü’l-hâl

Monla İsmail bin Ahmed Teluti Maehmed Çelebi bin Külabi

Bekir Çelebi bin Yedinci Kamer Efendi Osman Çelebi bin Külabi

s.4/b.1:

Fatma kişisi Mevlüd kişisiyle nikâhlandı on sene mürür etti kendisini almaya geldiğinde kuma olmayacağı red cevabı vermesi, nikâh için kimi isterse Karakaş Mehmedi vekil tayin ettiğine dair evâ’il-i şehr-i Şevval 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Kasaba-i Harperut sâkinlerinden Hâcı Mustafa bin Sefer meclis-i şer῾e gelüb takrîr-i kelâm edip dedi ki sulbiye kızı Fatıma Mevlüd bin Halil nâm kimesneye Allah emri üzre nâmzed edip birkaç sene mürûr edip almadığından ma῾ada varub âherden ‘avret alub dahi tekrar kızım mezbûre Fatıma dahi alırım demekle feryâd ve efgân edip başıma vekilim dahi mezbûr Mevlüd’e varmazım deyu cevâb eder kıbel-i şer῾den âhere varıb istimâ῾ olub takrîri tahrîr olunması matlûbumdur deyucek kıbel-i şer῾den Osman Efendi ve Zeynel sicilde ismleri mastûr olan Müslümânlar ile merkûm Mustafa’nın kapusuna varub ve mezbûre Fatıma’yı da῾vet edip kapuya geldikde karyede vâkı῾ât edip dedi ki babam mezbûr eteğim çaluya bend etmişdir ben başıma vekilim mezbûr Mevlüd’e varmazım kapusundan âher (…) etmiş bu husûs içün Karakaş Mehmedi vekil eyledim ki ben kime rızâ verirsem beni ‘akd-ı nikâh eyleye ve Mevlüd dedikleri bir (...) ve bir (…) göndermişdir ziyâde şeyi bu kadar dedikde mevlânâ-yı mezbûr tahrîr edip getürüb sicil-i fahr efendi olundu tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Şevvali’l- mükerrem sene ihdâ ve erba῾în ve elf

Şuhûdü’l-hâl

Monla Osman bin Mü’ezzin Piri Kâtib Kulu

Mehmed bin Hasan Bazarbân Hâcı Bali (…)

Monla Mehmed bin Monla Mustafa ve gayruhum

s.4/b.2:

Mevlüd kişisi Fatma kişisiyle altı sene öncesine kadar namzed olub Fatma kişisini almadığından kendisine verdiği altın yüzüğü bedelini istediği ve aldığına dair 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Kasaba-i Harperut sâkinlerinden Mevlüd bin Halil meclis-i şer῾de Hâcı Mustafa bin Sefer nâm kimesne müvâcehesinde bi’t-tav῾iha ve’r-rızâ ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki bundan akdem iş bu mezbûr Hâcı Mustafa’nın sulbiye kızı Fatıma’yı

altı seneden mütecâvizdir ki namzâd almış idim lakin mezbûreyi almak nasib olmadığı ecilden mukaddemâ mezbûre verdiğim altun yüzüğü gasbla alub ve bundan ma῾ada üç guruş hakkı esbâb bahâsı alub kabûl ve kabz eyledim ba῾de’l-yevm mezbûrede Fatıma’da min ba῾d nizâ῾m kalmadı her kime varırsa varsın dedikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan ikrârları mukarrun lehu’l-mezbûr Hâcı Mustafa dahi bi’l- müvâcehe tasdik edip kayd olundu tahrîriyle yazılmışdır

Şuhûdü’l-hâl Monla İsmail Hakverdi Na῾lband Cafer bin Ali Ömer bin Bali Mehmed Beşe Racil Halil Bib Cafer

Ve Hamid bin Abdullah Ahmed bin Mehmed

s.4/b.3:

Kürdistan Şeyhi Kürd isimli kişinin kızı Güle kişisine Zeynel kethüda kişisinin çobanı sopayla vurduğunu idda etmesine dair 1041 tarihli hüccet.

Budur ki Kürdistan Şeyhi nâm Kürd meclis-i şer῾de zevâddan Zeynel Kethüdâ müvâcehesinde ve karye a῾yânı Mehmed Ağa mahzarında takrir-i da῾va edip dedi ki kızım olan Güle iş bu mezbûrun çobanı (…) koluna değnek ile urmuşdur dedikde mezkûr Zeynel Kethüdâ cevâb verdi ki fi’l-vâki῾ mezbûr (…) mukaddem çobanım idi bir ederek bağ hakkını alub gitmiştir dedikde mezbûr Şehyi merhûm (…) hâlâ çobanı olmadığım ve kendü evi olmadığına ve haberi olmadığına (silik) mezkûr Zeynle Kethüdâ merkûm (…) hâlâ çobanım değildir ve mezbûre Güle’ye ezâ etmedim ve köprüden urduğun hakkı bilmez (...) edip kayd olundu tahrîriyle yazılmışdır

Şuhûdü’l-hâl Murad Bey Monla İsmail Monla Ebu’l-Kasım Sinan

Abdullah Muttalib Monla Hüseyin Abdullah

s.4/b.4:

Maksud adlı kişinin bazı arazilerdeki hissesini Davud adlı kişiye on sekiz riyâli guruşa sattığına dair 1041 tarihli hüccet.

Budur ki karye-i Bahrub sâkinlerinden Maksud bin Mahmud meclis-i şer῾de yine karye-i mezbûre sâkinlerinden Davud Monla Bey müvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm edip dedi ki karye-i mezbûre topağında vâki῾ bir tarafı tarîk-i ‘âmm ve bir tarafı Beyn gediği ve bir tarafı Alma deresi ve bir tarafı Sağırdaşı ve bir tarafı söğüt ve sâ’ir ile mahdûd olan (…) üç hisseden bir hissesi iş bu mezbûr Davud’a mer῾âsıyla ve penbesiyle ve otlağıyla ve mer῾âsıyla ve sulağıyla on sekiz riyâli guruşa bey῾-i bât-ı sahîh ile bey῾ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî eyledim ba῾de’l-yevm mülk-i müşterâsıdır zikr olunan (…) üç hissesinin bir hissesinde min ba῾d ‘alâkam kalmadı dedikde mukırr-ı mezkûrun vech-i meşrûh üzre vâki῾ olan ikrârında mukarrunn lehu’l- mezbûr Davud dahi bi’l-müvâcehe tasdîk ve kabûl edip kayd-ı sicil olundu tahrîriyle târihü’l-mezbûr

Şuhûdü’l-hâl Monla bin Rahi Halo bin Kaznat Canos bin Bekir Behcet bin Haso

Benzer Belgeler