• Sonuç bulunamadı

2.4. Ġlgili AraĢtırmalar

2.4.4. Sınıf Bağlılığı Ġle Ġlgili Yurt DıĢında Yapılan AraĢtırmalar

Gillen-O‟Neel ve Fuligni (2013) yaptıkları araĢtırmada okul bağlılığının lise yıllarında nasıl bir değiĢim içinde olduğunu ayrıca motivasyon ve akademik baĢarıyla nasıl bir iliĢkisi olduğunu belirlemeye çalıĢmıĢlardır. AraĢtırma 572 öğrenci ile yürütülmüĢtür. AraĢtırma bulgularına göre, öğrencilerin okula bağlılık algıları dokuzuncu sınıftaki kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha yüksek düzeydedir. Lisede sınıf düzeyi artıkça, erkek öğrencilerin okula bağlılıkları sabit kalmakta iken kız öğrencilerin okula bağlılıkları azalmaktadır. Bununla birlikte öğrencilerin okula bağlılıklarının yüksek düzeyde olduğu yıllarda okulun daha zevkli ve daha yararlı olduğunu düĢündükleri sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Huang (2012) tarafından yapılan çalıĢmanın amacı öğretmen onayının ve sınıf bağlılığının sınıf içi iletiĢim anlayıĢı ile uluslararası öğrenciler arasında sınıfta konuĢma isteğini nasıl etkilediğini araĢtırmaktır. 121 katılımcı demografik sorular, sınıf bilgileri, açık uçlu sorular ve öğretmen onayı, sınıf bağlılığı, Ġngilizce yetkinlik, sınıf iletiĢim endiĢesi ve sınıfta konuĢma isteklilikleri dâhil olmak üzere bir ölçeği cevaplamıĢlardır. Ġngilizce yeterliliğine, kalıĢ süresine, sınıf büyüklüğüne ve sınıf tipine bakılmaksızın, öğrencilerin sınıf arkadaĢlarından destek almaları, sınıfta baĢkalarıyla iletiĢim kurarken yaĢadıkları korku veya endiĢe hissine daha az kapılmalarını sağlamıĢtır. Sınıfta fikirlerini daha rahat ifade etmelerine neden olmuĢtur. Sınıf bağlılığının etkisine kıyasla, öğretmen onayı sınıfta konuĢma isteğini daha az etkilemiĢtir. Ayrıca sınıf iletiĢiminde

bireysel kültürlerden ve kolektivistik kültürlerden gelen öğrenciler arasında sınıfta konuĢma istekliliğinde anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Sidelinger, Bolen, Frisby ve McMullen (2012) tarafından yapılan araĢtırmada öğrencilerin ve öğretim elemanlarının sınıf bağlılıkları ve öğretim elamanlarının öğrenci isteklerine uyumuyla ilgili algılarını tespit etmek üzere 375 öğrenci ve 104 öğretim elamanı ile çalıĢılmıĢtır. Hem öğrenciler hem de öğretim görevlileri, öğrenci-öğrenci bağlılığı ve eğitmen uyumluluğu arasında olumlu bir iliĢki olduğunu bildirmiĢlerdir. Buna ek olarak, eğitmenler, öğrencilerini sevdiklerini bildirdiklerinde uyum olasılıklarının arttığı tespit edilmiĢtir. Son olarak, öğrenciler daha büyük sınıflara göre daha küçük sınıflarda daha fazla bağlılık ve uyumluluk algılamıĢlardır. Ancak, eğitmenler bu konuda öğrencilerden farklı düĢünmektedirler. Genel olarak, bu çalıĢma, sınıf bağlılığının, öğretim görevlilerinin üniversitede kararlarını ve politikalarını etkileyebilecek bir etken olarak kullanılabileceğini ortaya koymuĢtur.

Glaser ve Bingham (2009) çalıĢmalarında temel konuĢma kursundaki sınıf davranıĢlarının ve etkinliklerinin öğrenci bağlılığına nasıl katkıda bulunduğunu araĢtırmaktadırlar. Sonuçlar, öğrenci cesaretlendirmesinin, mizahın, dürüstlüğün, interaktif alıĢtırmaların ve bireysel konuĢmaların sınıf bağlılığı ve motivasyonuna yardımcı olabileceğini ve genel üniversite deneyimlerini etkileyebileceğini göstermektedir.

Sidelinger (2008) çalıĢmasında üniversite içinde ve dıĢında öğrenci katılımı konusunu araĢtırmıĢtır. Ġlk olarak, niteliksel sınıf içi katılımını öğrencilerin bakıĢ açısıyla incelemiĢtir. Öğrencilerin katılımı/ilgisizlik algıları ve diğer öğrencilerin katılımı olan/olmayanlar hakkındaki algılarına dayanarak, sınıf içi katılım için temalar oluĢturulmuĢtur. Ġkinci olarak, üniversitede sınıfın içinde ve dıĢında öğrenci katılımına yol açan faktörleri (Öğrenci özellikleri, algılanan eğitmen iletiĢim stratejileri ve sınıf bağlılığı) nicel olarak incelemiĢtir. Genel olarak, öğrenci-öğrenci bağlılığı, öğrenci katılımında çok önemli bir rol oynamıĢtır. Sınıf arkadaĢlarını ve akran iklimini destekleyici ve birbirlerine bağlı olarak algılayan öğrencilerin, sınıfta konuĢma konusunda daha istekli olduğu ve sınıf hazırlıklarına daha fazla katılma eğiliminde olduğu tespit edilmiĢtir.

Fisher ve Eckstrom (2005) tarafından yapılan bu çalıĢmada, daha önce Dwyer ve diğerleri (2004) tarafından üniversite öğrencilerinin sınıf bağlılığını ölçmek için

geliĢtirilen Connected Classroom Climate Inventory (CCCI) adlı ölçekle lise öğrencilerinin sınıf bağlılıklarını tespit etmek ve üniversite öğrencileriyle karĢılaĢtırmak amaçlanmıĢtır. Kuzey Alberta'daki kırsal kesimlerde çeĢitli liselerdeki sınıflara bu ölçek uygulanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda üniversite ve lise öğrencileri arasındaki ortalamaların karĢılaĢtırılması ile lise öğrencilerinin sınıf bağlılıklarının üniversite öğrencilerinin geneline göre daha düĢük olduğu tespit edilmiĢtir. ÇalıĢma sonunda öğrencilerin bağlılıklarını etkileyen faktörleri anlamanın, okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin sınıflardaki iklim ve öğrenim ortamını iyileĢtirmelerine yardımcı olabileceği sonucuna varılmıĢtır.

Dwyer ve diğerleri (2004) tarafından yapılmıĢ olan araĢtırmada üniversitelerdeki öğrenciler arasındaki bağlılığı ölçmek için tasarlanan Connected Classroom Climate Inventory (CCCI) ölçeğinin gerekçesi ve geliĢimi sunulmaktadır. Orijinal ölçekte 20 madde vardır. Faktör analizi ve güvenirlik analizine dayanarak, orijinali 20 maddeden ikisi dikkate alınmamıĢ ve 18 maddeye düĢürülmüĢtür. Elde edilen 18 maddelik CCCI ölçeğinin genel bir alfa = .94 güvenilirliğine sahip olduğu ve tek bir faktör içerdiği saptanmıĢtır. Ayrıca çalıĢma sonucunda sınıf bölümleri ve öğretmen/öğrenci cinsiyetine göre ölçek puanları arasında fark olmadığı tespit edilmiĢtir.

Fullarton (2002) tarafından yapılan araĢtırmada öğrencilerin okul bağlılık düzeyleri ve bu okula bağlılık düzeylerinin bazı değiĢkenler açısından farklılaĢıp farklılaĢmadığı saptanmaya çalıĢılmıĢtır. Yapılan araĢtırmaya göre kız öğrencilerin okula bağlılıklarının erkek öğrencilere göre daha fazla olduğu belirlenmiĢtir. Genel bağlamda kızların ders dıĢı sosyal etkinliklere katılım oranlarının erkeklerin ders dıĢı sosyal etkinliklere katılım oranlarına göre daha yüksek olduğu ve bu durumun kızların okula bağlılık düzeyini artırmakta olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Aynı Ģekilde kızlar erkeklerden daha erken ergenliğe ulaĢtıklarından, farklı sosyalleĢme süreçlerinden geçmekte oldukları ve dolayısı ile erkeklere göre okula daha kolay uyum sağladıkları ve daha kolay bağlılık kazanabildiklerinden bahsedilmiĢtir. Diğer taraftan anne eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin bağlılık durumlarının da düĢtüğü görülmüĢtür. Dolayısıyla öğrencinin bağlılık durumu ile ailenin eğitim durumu arasında pozitif bir iliĢki tespit edilmiĢtir. Üniversite eğitimi almıĢ ailelerin çocuklarında bağlılık düzeyi yüksek olarak saptanmıĢken, ilkokul mezunu ailelerin çocuklarında ise bağlılık düzeyinin en düĢük olduğu belirlenmiĢtir.